bugün

entry'ler (33)

yazarların sevgililerine yazdıkları yazılar

solumda, sağsın... sen hayatımda ol da; ister yar ol, ister yara... Lütfun da başım üstüne, kahrında...

türkiye

uyan artık!

ilker başbuğ un tutuklanması

herkes ektiğini biçer bu hayatta... gün gelir devran da döner... bugün yediği hurmalar gün gelir poponu tırmalar... hükümete, bu konuyla orantılı doğruluğu kanıtlanmış çok ata sözümüz var daha...

yıl olmuş 2012

bir yaşıma daha girdim...

klasik anne sözleri

"sıkma canını kızım her topal atın bir kör alıcısı vardır".. sanırım evde kaldım...

ak parti ye oy verenler

o yüzde elliyi bulabilesem burada yazmaktansa yüzlerine konuşacağım ama bir tanesiyle bile karşılaşamadım bugüne kadar... sanırım burada bir çelişki var! dur ben bunu bir düşeneyim...

gecenin tek şarkılık özeti

karakolda ayna var...

iktidar el değiştirince yaşanabilecek olaylar

hapishaneler boşalacak...

sözlük yazarlarının itirafları

sırf annem, eş, dost vs "masaj yapsana bana " dediğinde, yok bacaktı yok sırttı hadi kolumu da sıkıver demesinde diye artık refleksoloji öğrenmek istiyorum! acaba çok mu zekiyim? yoksa tembel mi? :/

babayla girilen komik diyaloglar

Anne ve abla uzun bir yurt dışı yolculuğuna çıkınca, evdeki kadın pedi stoğu tükenir... ilk market alış veriş fırsatında küçük kız çocuğu bu konuyu babaya taşımaya karar verir... Elde alışveriş arabası başlarlar dolanmaya
+Ne lazım kızım?
-Şeker lazım baba
+Peki

+Ne lazım kızım?
-Un lazım baba
+Peki

+Ne lazım kızım?
-Orkid lazım baba
+Napcan sen onu?
-Akıldan geçen cevap; çorba tabağının yanına koyacağım, çorba dökülürse emer...
Verilen cevap; ne yapabilirim baba?
+Git al!!! bekliyorum...

kısa entry yazan yazarların emek yoksunu olması

kısa yazmak zeka işidir... durumu tek cümle ile özetlemek her babayiğidin harcı değildir...

ben bu yazıyı sana yazdım

YAŞAM KAVGASI
Sizlere bu satırları yazarken bir hastane odasındayım... Çok sevdiğim bir aile büyüğümün yaşam ve ölüm arasında ki savaşını, ellerim bağlı seyrediyorum... Çevrem de, vücudunda kablolarla hayata sımsıkı sarılmış, acı çeken bir sürü hasta beden... Değil; yürüyüp, koşmak... Su içmeye bile muhtaçlar...
Bir yanımızda yaşlı kurt mütahit Mehmet amca... Tek böbreği ile hayata direnirken dün akşam kalbi durmuş... Şimdi solunum cihazına bağlı yatıyor öylece... Ama biraz yaramaz... her ne kadar kalbi yorulmasın diye kıpırdamaması gerekse de; o, kıpır kıpır * O hareketlendikçe, makine "mehmet amca yaramazlık yapıyor" diye ötmeye başlıyor... Bütün gece soğuk bir "dııttt dııttt" sesi... Yanına gidiyorum, elini sıkıca tutup size yazdığım hikayelerden bir potrpori yapıyorum... Sakinleşiyor.. Allah yardımcıı olsun...
Bense komser Ali'şin biricik aşkı Nesrin'in yanındayım... Cicoşum... Cici annem... Kalp, şeker, tansiyon ne arasan var... Size dünya üzerinde ki bütün ülkelerin yerini gösterip; tarihi, kültürel, sosyoekonomik vs bütün özelliklerini anlatıp, tarihten siyasete, dinden spora her şeyi konuşabileceğiniz Cumhuriyet Kız Meslek Enstitüsü mezunu Nesrin Kurtuluş.... Hükümet gibi kadın derler ya... Tam da öyle işte... Müthiş bir hafıza... Ayaklı Kütüphane... Yaşayan tarih... Bundan bir kaç sene önce azrail'e çelme takıp hastaneden çıktığında, o haliyle bile giyimi kuşamını dikkat eden, Cumhuriyet ve Atatürk kadını... Çocukluğum idolü...
Hadi cicoş, bir son dakika golü daha at! Azrail'e bir çelme daha tak! O neşenle, azminle, hayata bağlılığınla bir kez daha ayağa kalk!!!
Derken...
Hoooppp karşı yataktaki hasta, 47yaşında kanserden ex oldu... Yaşam ve ölüm arasındaki çizgi bu kadar incemiydi?... Şimdi odayı terk etmemiz gerekiyor... Allah onun ruhuna rahmet, kalanlara sabır versin..
Sizin hiç su içmeye gücünüz olmadığı oldu mu? Ya da kuruyan dudaklarınızı bir parça pamukla ıslattıkları? Krize girdiğiniz her hangi bir anda, başınızda hayatınızı kurtarmaya çalışan doktorlara "boşuna uğraşmayın! ben artık gidiyorum..." dercesine baktığınız?
Biliyorum bu hafta içinizi çok kararttım... Belki de elime bir matkap alıp, ucunu kafa tasınıza dayayarak acımasızca beyninizi oydum! Ama probleminiz her ne olursa olsun, hayatın yaşamaya değer olduğunu başka türlü vurgulayamazdım size...
insan buralarada olunca bir kez daha anlıyor yaşamın değerini... Sevdiklerinin kıymetini... Ailesiyle beraber şen şakrak bir sabah kahvaltası daha yapabilmek ya da akşam beş çayında hoş muhabbet... Para, pul, kariyer, güzel kıyafetler, şık restaurantlar... Hepsi boş... Hepsi yalan... Siz siz olun hayata sevgi ve saygıyla bağlanın... Özellikle; sizi dünyaya getirmek için canını, canının acımasını hiç saymış annelerinize... Özellikle; size saygı da kusur etmemiş kız kardeşlerinize... Özellikle, sizin mutluğunuz için işine, eşine, evine, çocuklarına ömrünü hibe eden; bu uğurda, hiç düşünmeden mükemmel kadın olabilmek adına kendi arzularını feda eden eşlerinize...
Emin olun ki; FiZiKSEL ya da PSiKOLOJiK şiddet yaşamadan yaşatmadan... Dargınlıklar, kırgınlıklar olmadan... Dünya sevince daha bir güzel ;)
not: 3 aralık 2011 cumartesi günü saat 15.00'da cumhuriyet meydanındaki eski tamirhane binasında Sayın Belediye Başkanımız, izmir Baro Temsilcimiz ve Sayın prof. dr. Tülay ÖZÜERMAN'ın katılımı ile "Cumhuriyet Aydınlığında ATATÜRK ve TÜRK KADINI" paneli yapılacaktır...
Ayrıca, 25 Kasım Cuma günü saat 14.00'da Urla Kadın Danışma ve Dayanışma merkezinde; Urla Kent Konseyi Kadın Meclisimizin, çalışma gruplarını belirlemek adına toplantımız vardır...
Varlığınızın varlığımıza, güç vermesi inancıyla katılım ve desteklerinizi bekliyoruz...
Tüm Anne ve geleceğin Anne adayları önünde saygı ile eğiliyorum...

kızlarla tanışma replikleri

e: pardon? bir şey sorabilirmiyim?
k: buyrun
e: en beğendiğiniz yeriniz ve sebebi (pispis sırıtmaktan da çekinmez)
k: ellerim... çok sağlam osmanlı tokadı atarlar... bence denememelisin...

saniyelik salaklıklar

çaya atman gereken şekeri, çerez tabağına attığın yetmiyormuş gibi üstüne üstlük; şekerin çerezin içinde erimesini beklemek...mesleğimde lakabım; kafa koparan olsa da, aynı zamanda gazetede köşe yazarlığı yapsam da, aynı zamanda kadın meclisi yürütme kurulu üyesi olsam da... evet ben bu salaklığı yaptım! hatta daha beteri; acaba buradan geçebilirmiyim diye arabayı duvara sürdüm!!! ama öğrendim ki geçilmiyormuş... sanırım bu ara çok çalışıyorum... bir tatile ihtiyacım var...

babanın garip huyları

her ihtiyacı olduğunda, bizi ıslıkla çağırıyor... yoksa kendimizi insan zanneden köpekler miyiz biz?

sözlük yazarlarının son zamanlarda fark ettikleri

erkek ruhların gittikçe hastlandığı... dejenerasyonun, saygısızlığın, yozlaşmanın gittikçe arttığı... empati, güven, sevginin gittikçe azaldığı...

anneanne lafları

+anneanne elma yesene...
-yok siz ağaçtan çaldınız onu... haram o...
+iyi biz kahvaltıya iniyoruz...
-iyi ben bi wc gidim gelirim...
aradan 10dk geçip anneanne gelmeyince odaya geri dönülür ve o da ne! anneanne elma yemektedir!
+anneanne! hani haramdı o?
-bir tane canımmmm... göz hakkı bu...

anneanne lafları

tantaş, mirgos, hoydiri meydan... " hhaaahhhh şimdi napcanıızzz? sıçtı cafer bez getir " ...

birisini hatırlatan şarkılar

özlem tekin; cinayet...

olacaksa büyük olsun

70lik olsun...