bugün

entry'ler (14)

ebced

ebced hevez hutti kelemen sa'fas karaşet sehhaz dazzağ.
elif 1, be 2, cim 3, dal 4, he 5, vav 6, ze 7, ha 8, tı 9, ye 10, kef 20, lam 30, mim 40, nun 50, sin 60, ayın 70, fe 80, sat 90, kaf 100, re 200, şın 300, te 400, se 500, hı 600, zel 700, dat 800, zı 900, gayın 1000

kabala'daki gematria'ya benzer.

shaquille o neal

yeni çıkan kitabının bir kısmı türkçe ye çevrilmiş ve internet ortamlarına düşmüş. orlando'dan lakers'a gelişi, kobe'yle kavgaları, phil jackson'la buluşması vs
http://filelisepet.blogsp...ir-hanedann-safagnda.html

lebron james

bu sene başarısız olursa tası tarağı toplasın inzivaya çekilsin. geçen finallerde yenilince tüm dünya acımasızca taşak geçmişti. katlanarak artabilir. bir grup blogcu geyikleri, capsleri fln toplamış insanoğluyla paylaşmış. http://filelisepet.blogsp...4/lebron-meme-arsivi.html

allen iverson

hakkındaki en güzel yazılardan birini, belki de en güzelini bill simmons yazmış. şurada türkçe çevirisi var. http://filelisepet.blogsp...in-en-siyah-oyuncusu.html

kenz ul havas

bir gazeteci (tevfik bey) tarafından kahvehanede yazılmış, daha doğrusu uyudurulmuş ve gazetede tefrik edilmiştir. peki türkiye'de onlarca büyü kitabı bulunabiliyorken nasıl oldu bu ünlendi? ben de bilmiyorum

kabala

kabala'da 3 temel disiplin var: gematria, temurah ve nötarikon. gematria bizim bildiğimiz ebced. harflere verilen sayı değerleri bile aynı (zaten semitik alfabeden bahsediyoruz.). temurah bir tür anagram bulabilme oyunu. nötarikon ise akrostişvari bir muhabbet.

fazlaca abartmazsanız eğlencelidir. günlük hayatta da vakit geçirmenizi sağlar (takıntı haline getirmezseniz tabii). işte gazete okurken, tren beklerken falan gördüğü kelimelerle oynayabiliyor insan. mesela ibranice'de olmayan harlerin de temel değerleri belli. w için iki vav değeri koyuyorsun, oluyor sana 10. ben olayın tılsımlı kısmıyla, hakikati ifşa eden kelimeler anlayışıyla pek ilgilenmedim ama internetten yarım saat araştırma yapan adam istediği tüm kaynaklara erişebiliyor.

kobe bryant

hakkında anlatılan çok garip bir vaka var. az kalsın boston'a gidecekmiş. spikerlerin şu cümleleri haykırdığını hayal edin: "kobe basketi atıyor ve celtics şampiyon!", "garnett pierce'a pas veriyor ve maç kazandıran basket geliyor. lakers şampiyon oldu!" oldu mu? olmadı. fakat az kalsın 2007'de bu senaryo gerçekleşecekti. ciddiyim, şöyle bir şeyler varmış, http://filelisepet.blogsp...tt-lakers-vs-celtics.html

yalancı şahitlik

osmanlı döneminde yalancı şahitlik yapanlara fantastik bir ceza veriliyordu. kafalarına işkembe geçiriliyor, eşeğe ters bindiriliyor ve şehirde dolaştırılıyorlardı.

meşhur hammurabi kanunları'nda yalancı şahitlik yapan, davanın konusuna göre cezalandırılıyordu. mesela işin içinde para varsa, suçlamada belirtilen miktar kadar para ödemek zorunda kalırdı yalancı şahit.

avrupalı işgalinden önceki venezuela adetlerindeyse yalancı şahit öldürülüyormuş. adamlar net.

adam morrison

kendisinin 2 yüzüğü var. barkley, baylor, stockton, george gervin, maravich, karl malone, ewing, reggie miller, david thompson ve daha birçoklarını hatırladıkça insanın kafasını duvarlara vurası geliyor. yüzükleri var diyorum ama herkes dalga geçiyor. geçen sene jimmy kimmel show'da bir klip yayınlandı. 2010 finalleri'nde adam morrison'ın yaptığı en güzel hareketleri gösteren klip youtube'a da düşmüş; http://www.youtube.com/wa...mbedded&v=f11JJKEskKw

russell westbrook

maç başına 19.4 şut atıyor. isabet oranı %47. maşallah, atmaya devam etsin de durant'i hiç beslemiyor. kd ligin en iyi skorerine dönüştü ama maç başına westbrook kadar şut kullanıyor; yani 19.5
playoff'larda westbrook kendini biraz frenlemeyi başaramazsa oklahoma'nın işi çok zor gibi görünüyor.

charlotte bobcats

kalan tüm maçlarını kaybederlerse nba tarihinin en kötü takımı ünvanını ele geçirecekler. şu an maçlarının %12'sini kazanıyorlar.
bundan önceki "en kötü takım" 73'teki philadelphia 76ers'mış. galibiyet-mağlubiyet oranı %11.

kalyon

avrupa'da daha çok kullanılırdı. osmanlı donanması'nda 17. yy sonlarına dek savşa gemisindençok yük gemisi olarak kullanıldığına rastlıyoruz. türkiye'de kürekle hareket eden, daha çabuk manevra yapabilmesine karşın büyük gemilerle sancak sancağa çarpışamayan kadırgalar inşa edilirdi. zaten doğu akdeniz ülkeleri korsan veya gerilla diye tabir edebileceğimiz taktiklerle savaşıyormuş.

britanyalılar, iberyalılar ve hollandalılar kalyonların manevra kabiliyetini geliştirdikçe deniz hakimiyetini ellerine geçirdiler. osmanlılar, venedikliler ve dalmaçyalılar ise donanmalarının gittikçe güçsüzleşmesine engel olamadılar.

george mikan

o zamanlar nba'de 24 saniye kuralı yok. uzunların boyalı alanda kamp kurmalarını engellemek için icad edilmiş olan 3 saniye kuralı da yok. sahne şöyle: lakers topu yavaş yavaş rakip sahaya getiriyor; mikan yavaş yavaş pozisyon alıyor; lakers en uygun pozisyonda topu mikan'a indiriyor; mikan 40 saniye oyalandıktan sonra topu potaya bırakıyor. ligde neredeyse hiç siyah oyuncu olmadığı için mikan'ın fiziğine karşı durabilecek bir müdafaa direncinden bahsetmek mümkün değil. hatta o sırlarda 2.10'dan uzun herhangi bir basketbolcuya bile rastlamıyoruz. mikan bunlara rağmen wilt gibi çılgın istatistikler tutturamamış.

zaten nba, 24 saniye kuralından önce nba değildi. mikan'ı ilk 10'a, ilk 20'ye, hatta ilk 30'a almak bile çok saçma. neresinden bakasanız bakın, overrated bir basketbolcu. efsane oldğu için saygımız sonsuz ama jordan, bird, big o ya da russell gibi oyuncularla kıyaslamamak lazım.

bobby hebb

iyi şarkıcı, süper besteci. şarkılarında country, blues, pop ve r&b gibi pek çok akıma rastlıyoruz.
2010'da akciğer kanserinden öldü. Şarkıları çok yaşasın.