bugün

entry'ler (21)

hoşlanan erkeğin adım atmama sebebi

kaslarıyla cesaretinin ters orantılı olmasıdır. "kalıbının adamı" deyiminin hakkını veremeyişi de olabilir. ya da belki sadece korkaktır. aslında sabrınızı deniyo da olabilir.

kördüğüm

(bkz: )durup dururken adamın canına okuyan şarkılar
tabi böle bi başlık yok ama, başka açıklayan bir durum da yok.

evren değiştiren sevdicekleri olan kimseler dinlemesin.

bir kadına söylenebilecek en güzel söz

Zayıflamışsın.

kediler yazar olsa açacağı başlıklar

(bkz: )bir ısınma aracı olarak insanoğlu kucağı

lipstick kullanan erkeğin amacı

kuruyodur adamın dudağı ya napsın. ama tavsiye, lipstick gibi deil de krem gibi olanları var yine aynı işlevi görüyo. küçücük yuvarlak kutularda satıyolar. bunları deneyebilir lipstick kullanan erkek bu durumdan rahatsızsa.

sevilen şarkının vurucu cümlesi

manda yuva yapmış söğüt dalına. travma sebebidir

hayattaki en büyük problemi sevgili olan insan

nedense terazi burcu erkeğinde çok sık görülüyor bu semptomlara sahip insanoğlu türünden.

ezanın çağdışı kalması

(bkz: üstünü ört selahattin açık kalmış)

sözlük yazarlarının göz rengi

(bkz: sözlükten manita düşürme tekniklerine giriş)

millet in kerpiç evde atatürk ün sarayda yaşaması

Atatürk'ün bir milleti esaretten sefillikten kurtardığını, başlıkta bahsi geçen diğer şahsın ise yine aynı milleti Atatürk'ün onları kurtardığı sefalet,esaret ve köleliğe yeniden batırdığını bi idrak edin artık. sora da sen bu adamı Atatürk'le kıyaslıyosun. kusura bakma da bırak da Atatürk sarayda kalsın bi zahmet. ya sabır ya selamet.

cinsel içerikli başlıklar yasaklansın

küfür etme isteğini anlıyorum gerçekten saygı da duyuyorum. bir çeşit rahatlama yöntemi. ama arkadaşım zaten sesli olarak ediyosun, yorumlarda da kullanıosun yazıosun vs. bi de böle başlık açman da eksik olsun yıldık be artık.

şubat

aziz bey'den geliyor v2:

"yakınlarınızı, yakından bildiklerinizi hiç kaybetmeyeceğinizi zannedersiniz. hâlbuki insan hayatı ne zaman idrak eder biliyor musunuz? kaybettiğiniz zaman. o ana kadar her şeyi büyük bir telaşla arzu edersiniz. büyük bir hedefiniz vardır: mutlu olmak, hep mutlu olmak. ama sonra kaybedersiniz. ah benim şaşkın oğlum! o gün kara bir diken yuttun ve o diken senin kalbini parçaladı. kalbinin acısı sabredebildiğin kadar büyüdü. artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ama sağ kalacaksın, sağ kalmaya devam edeceksin. burada, bu dünyada olmaya devam edeceksin. çünkü babalarının ölülerini kaldırabilmek için çocuklarının sağ kalmaları gereklidir. bazılarıysa yapayalnız kalabilme cesaretine sahip doğarlar, korkmazlar. çünkü nadiren rastladığımız üzere kaybedecek hiçbir şeyleri yoktur. fakat size kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bir adamdan daha kederlisi kimdir söyleyeyim mi? kazanacak hiçbir şeyi olmayan bir adam. o adam bitmek tükenmek bilmeyen bir matemin içindedir. çünkü onun yasını tutacak çocukları yoktur. hayatta kalma zorundadır. hayatla kalmak içinde büyük bir mucizeye ihtiyacı vardır. bilen bilir, yas tutmak büyük bir mucizedir."

şubat

aziz bey'den geliyor:

"Güzel bir rüya kadar kötü bir şey yoktur. Çünkü gördğünüz rüyaları ömrünüze eklemek şansına sahip değilsinizdir. Uyanırsınız, artık o rüyanın hasretiyle yaşamaya mecbursunuz. Arada bir yerde kalmışsınız gibi, attığınız adımlar hiçbir yere varmayacak gibi."

6.bölüm, giriş.

ulan istanbul

Allah rızası için derya-ferdi olayını ya kanırtmayın, ya da tamamen çıkarın diziden dedirten dizidir. ya ne güzel komiklikler şakalar, karlos yaren düetleri fln gidioruz. ne gerek var kanırtmaya. yani bunlar halvet olucaksa olsun, olmıcaksa da bırakın arkadaş. sıkıldık bundan artık anlayın. yani öptü mü öpmedi mi die merak edin düşüncesiyle bölümü kesmek nedir? 90larda vardı bunlar, geçtik oraları artık. bi de bi korku filmi tadında bi fragman vardı, dizinin hangi bölümündeydı, ben mi kaçırdım yoksa kestiniz mi sahneleri naptınız?

onun dışında ince göndermeleriyle mükemmeldir. hele dün akşam blok flütle süper baba çalma geyiğiyle bizi almııış çocukluğumuza götürüp geri getirmiştir. ayrıca servet abinin hastasıyız.

kardeş payının tırt bir dizi olması

bir tek bana komik gelmiyo sanıp şüphenelenmek üzereyken görüp rahat bir nefes aldığım başlıktır. yani gülümsetmiyor bile, o derece. espriler alışılmadık tamam iyi hoş ama espri mi die düşünüosun. gülme hissi gelmiyor doktor. eyyorlamam bu kadar.

ulan istanbul kandemir

maşuka karakteri' nin ismini harika sölediği karakterdir. tüm sevenler için maşuka' dan geliyor: " kandemiğğhhhrrr"

sabahın yedi buçuğunda uyanmak

sabahın 7buçuğunda işte olmaktan hatta aynı saatte 500es' te olmaktan hatta ve hatta aynı saatte okulda iğrenç bi dersi dinlemekten iyi olan eylemdir.

kadınım beni tutup yatağa fırlatmalı diyen erkek

1.20 boyunda ve 30 kilo ağırlığında olduğunu düşündüğüm erkektir.

feride gönel

ben bir öğrenci olarak "keşke bunlar olmasaydı da yazmasaydım" diyorken kendisinin ytü iktisat öğrencilerine yaşatmaktan utanmadığı şeylerden örnektir:

Vitrin olarak kullanmaktan pek hoşlandığı çağdaş, öğrenci dostu profilinin aksine öğrencinin tek dersinin kalması, okula gireli bilmem kaç sen olmuş ama hala mezun OLAMAMIŞ olması vb konularla kendisine gittiğinizde "beni ilgilendirmez, sınıfını geçseydin, okula gelseydin" vb gibi cevaplar alabileceğiniz kişidir feride gönel.

ya da kendisine 9 tane ödev konusu söylediğinizde bunların hepsine burun kıvırıp, sonunda size kaf dağının ardında bile verilerini bulamayacağınız ve dolayısı ile ödevinizi bambaşka bir kulvara sokmaya sizi mecbur bırakacak bir konu verebilir. ya da grubun tamamı okulu uzatan kişilerden oluşan bir grup söz konusuysa mesela yine nedenini asla anlayamayacağınız bir şekilde ödev konularınızı beğenmeyebilir. ya da daha da beteri bir de önerdiğiniz konuyu başka gruptan çalmakla sizi alttan alttan suçlayabilir. maillerinize kaba cevaplar verebilir. bütün bunları yapma cüretini kendinde bulabilir. çünkü yıldız iktisatta gelişme ekonomisi ve türkiye ekonomisi derslerinde tekeldir.

ben bunları yine yazmazdım ama zaten "yüce huzuru" bir türlü ödev konusu beğenmiyorken bir de durduk yerde konu çalmakla suçlanmak beni hasta yatağımdan kaldırıp bunları yazdırıyor evet. ve yine evet bunları ne yazık ki mezun olmadan suratına söyleyemem çünkü mezun olmak istiyorum. mezun olduğumda da kendisinin suratı, en son görmek isteyeceğim suratlar listesinin üst sıralarında olacak, lakin sözlüğü okuyacağını biliyorum bu yüzden yazıyorum.

bir gün egolarından kurtulduğunda, verdiğin ödevleri yaparken gerçekten bir şeyler öğrenip bu işten memnun olacak öğrenciler bulacaksın, ama böyle burnun kaf dağında, öğrencileri o çok kınadığın dikta sistemiyle "güderken" araştırabileceğimiz yegane konu, ytü iktisat öğrencilerinin medikoda görecekleri psikolojik tedavinin okulun döner sermayesine katkısı olacaktır.

biliyorum kulağına gidecek.

not: bahsi geçen olay 2012'de yaşanmıştır

yıldız teknik üniversitesi iktisat

yatarak mezun olunmayan bölümdür gençler. bi kere bunu kafamızdan atalım. derslere bir girmezsiniz iki girmezsiniz üçüncüde seve seve girersiniz çünkü kendi notlarınız olmadan olmuyor. hatta kendi notlarınız da yetmiyor star'dan veyselin burcunun notlarını fln alıyosunuz. ama bazı hocalar var ki onlar için çalışmanız bir şey ifade etmiyor, kafasına göre bırakıyor sizi. malesef böle, şimdi itiraz etmeyiniz, okuyanlar feride faktörünü bilirler. ya da kendisinin gözdeleri arasında olanlar bilmeyebilirler. kendisinin yaptığı zulümler saymakla bitmez. biz gitsin artık diye bakarken örümcek ağı gibi her yeri sardı bi de üstüne bölüm başkanı oldu, gülsün yay gibi bir ayaklı kütüphane dururken. iktisatın temeli olan "para" konusunda resmen bir google gibi olan gülsün yay'ın kendisi de istememiş olabilir belki bölüm başkanı olmayı, orasını bilemiyorum tabii ama tr ekonomisi yok efendim gelişme ekonomisi gibi aslında bir temeli bile olmayan, size sadece genel kültür verebilicek konularda "uzmanlaşmış" bir kimsenin bölüm başkanı olduğu bölümdür yıldız iktisat. ama bir hasan hoca vardır ki -hasan ağan karaduman- candır o can. halden anlar, 40 kere sor bişeyi 40 kere anlatsın. yanına git, muhabbet et. her türlü candır. diplomanızı da kendisinden alın hatta, o resme bakınca da "adamsınnnn" dersiniz seneler sonra. murat donduran süper bilgili bir kimsedir, ahu hoca ise hasan hocanın dişi versiyonu gibidir ammaaa şakaya gelmez o makaleleri okumayıp da saçmalarsan anlıyor. sınavdan sonra konuştuğunuzda sakin sakin "saçmalamışsın" diyebiliyor, halden anlıyor o çok ayrı konu. ercan eren dolu bir kimse ama kızlar derslerinden daha kolay geçiyor. başka da bişey demiyim kendisiyle ilgili. muhasebe derslerini de alabiliyorsanız emre hocadan alın. öğrenmemeniz imkansız kendisinden, öle bi öğretme yöntemi var. melike hoca keşke her dersi verse, o sesle resmen kafanıza kazıyor hangi dersi anlatsa, uyumanıza imkan yok, sıkılamıyorsunuz da öünkü fırsat yok, derste söylediği her şeyi not almalısınız çünkü hepsi gerekli şeyler inanın. Nevin hoca sakinlik abidesi bir insan, iktisat tarihinde resmen deniz, derya bir kişi. ama dersinde önde oturun eğer dinleyeceksiniz, yoksa uyursunuz. fakültenin en üst katındaki kütüphaneyi kullanın. yaz kış hayat kurtarıyo resmen. kocaman kliması var, rahat edersiniz. ana kütüphanede pişiliyor çünkü yazın. tonoz'da yıldız burger yiyin, sıcakken tadına doyulmuyor. asiastanlar genelde süper insanlardır, yanlarına gidip soru sormaktan vs çekinmeyin. artık davutpaşada olması büyük kayıp çünkü mesela uyku hapı niteliğindeki derslerin ilk yarısında çıkıp ortaköy, taksim vs. yapamayacaksınız. Besşiktaş'ta Cafe The Best'te Erol Abi'nin mükemmel körili tavuğunu yiyemeceksiniz. Ama Davutpaşanın da kantini çok iyi mesela, inanılmaz çeşit var, kampüs çok büyük, bina yeni, konfor hat safhada.

Bütün bunlara rağmen okurken de sölerdim yine söylüyorum; burası benim ilk tercihimdi, yine sınava girsem yine burayı yazarım. Teknik üniversite farkını, diğer okullarda iktisat okuyan arkadaşlarınız istatistiğin i'sini bilmezken siz Canada'da mühendislik okuyan arkadaşınızın ekonometri ödevini yaparken anlayacaksınız. Hasan hocama ve Yıldırım hocama teşekkürü bir borç bilirim sırf bu yüzden.