bugün

entry'ler (317)

sözlük yazarlarının itirafları

iki yıl sonra hesabımı ve şifremi hatırlayıp geri döndüğüm sözlükte entry'lerimi gözden geçirirken farkettiklerimdir. çektiğim tüm acılar bitmiş, bıktığım öğrencilik bitmiş, trolleri ciddiye alıp cevaplar vermiş ve açıklamalar yapmışım* , hayatım asla farklı olmayacak sanmışım. şimdi yaşadığım mutlulukları daha bir sahiplenmeme ve problemlerimin ileride esamesinin okunmayacağını görmeme yardımcı oldun sözlük, teşekkür ederim, hoşbulduk.

ateizmin mümkün olmaması

ateizm tanrinin varligina inanmamaktir kabaca. yani tanri olsa da olmasa da inanmamak her zaman mumkundur. ufacik birkac google arastirmasina ve sozluk karistirmaya bile sabredilmeden girilmis onerme.

şeriat kadını

kadin olmanin gucsuz olmak anlamina geldigi, vucudu ve hayati uzerinde kendisinin degil bir baskasinin soz hakkina sahip oldugu bir dunyadan zerre rahatsizlik duymayan binlerce hemcinsinden tek farki,bu dunyayi allahin emrettigini kabullenerek sirtindaki binlerce baskiya bir de tanriyi oturtmak olan kadin.

kimsenin en sevdiği insan olamamak

olabilir. ortalama bir karakteriniz vardir belki, birseyleri one cikarmanin vakti gelmistir. kendinden odun vermeden biraz egilip bukulup uyum saglamanin vakti gelmistir. kotu bir durum degildir. ama iyi olan kimsenin en nefret ettiği insan olmamaktır. bunun icin ugrasilir, en sevilen olmak icin degil.

yıllar sonra bile gülünecek şeyler

arkadasimdan caldigim ve kendisi yazar olmadigindan buraya yazmakta bir beis gormedigim hikaye:

efendim bilen bilir,magic mashroom yiyenin halisunasyon olarak genellikle cuce gordugu yonunde bir sehir efsanesi vardir. hatta bu soylenti sayesinde kosullanip cuce gorenler de olabilir,bilinmez. neyse.

hollanda'da universite ogrencisi bir bey magic mashroom alip bir otel odasina yerlesiyor ve keki yiyor.

bir sure sonra butun arkadaslarini ariyor, 'kosun,odayi cuceler basti!' diye. arkadaslari geliyor, oda tabii ki bombos. kek olayi ortaya cikinca da bunun halisunasyon oldugunu kahramanimiza anlatmaya calisiyorlar fakat beyimiz israrci. 'bir suru cuce vardi ama sonra gittiler. size kanitlamak icin bir tanesini banyoya kilitledim.' diyor. hep beraber banyonun kapisini aciyorlar ve klozete oturmus bir cuceyle karsilasiyorlar.

cucecagizlar nerden bilsin animasyon grubu kapsaminda geldikleri otelde kapiyi calip iceri daldiklari odada kahramanimizin magic mashroom yedigini? ekmeginin pesindeki cucemiz nerden bilsin adamin onu neden koltukaltina sikistirip banyoya kilitledigini? aglayan cuceyi mevzuyu anlatarak ve ozur dileyerek ikna etmisler fakat bu hikayedeki tebrik ne kacabilen sansli cucelere, ne arkadaslarinin bir telefonuyla yardima kosan kocyigitlere, ne o korku dolu anlar sonrasinda dava acmamayi kabul eden cuceye gidiyor. benim tebrigim kekin etkisinde halisunasyon cucelerle gercek cucelerin arasinda gercek olani yakalayip kafakola alabilen kahramanimiza gidiyor. asdfshsjskdksk

can alıcı dizeler

Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç
Yağmurlar altında gördüm, kadeh tutarken gördüm de
Bir kıyıya bakarken, bakarkenki ağlayan yüzünle
Ve yarışırsa ancak Monet'nin
Kadınlarına yaraşan giysilerinle
Gördüm de
Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.

Öyle kısaydı ki adımların, diyelim bir yaz tatilinde
Bir otel kapısının önünde, tahta bir köprünün üstünde
Bir demet çiçekle paslanmış bir kedi arasında
Öyle kısaydı ki adımların
Şöyle bir bardak yıkayışının vaktiyle
Ölçülür ve denk düşerdi ancak
Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.

Yok bir yanıtın "nereye" diyenlere
Bir buz titreşimi gibi sallantılı ve şaşkın
Ve çabuk bir merhaban vardır bir yerden gelenlere
O bir yerler ki, diyelim çok uzak olsun
Sen gelmiş gibisindir oralardan, otobüslerden
Yollardan, deniz üstlerinden topladığın gülüşlerle
Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.

Seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki
Hani Etiler'den Hisar'a insek bile
Bir küçük yaşındasın, boyanmış taranmışsın
Çok yaşında her zamanki çocuksun gene
Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.

Mart ayında patlıcan, ağustosta karnıbahar
Mutfağın mutfak olalı böyle
Bir adın vardı senin, Tomris Uyar'dı
Adını yenile bu yıl, ama bak Tomris Uyar olsun gene
Ben bu kış öyle üşüdüm ki sorma
Oysa güneş pek batmadı senin evinde
Söyle
Ben seni uzun bir yolda yürürken gördüm müydü hiç.
yaş değiştirme törenine yetişen öyle bir şiir edip cansever

sözlük yazarlarının takıntıları

tanidigi kimseye esya tasitamamak,esyalarin altinda kalirlar diye cilginlar gibi korkmak,hamal tutmak zorunda kalmak.

bir insanın zeki olduğunu anlama yöntemleri

kaliteli espri yetenegi olan insan zekidir. sasmaz. (bkz: zimgey)

kişinin sigara içtiğini anlama yöntemleri

'sigara iciyor musun?' sorusuna 'evet' diye cevap veriyorsa muhtemelen iciyordur.

sözlük yazarlarının whatsapp durumları

omnes vulnerant ultima necat.

sözlük yazarlarının itirafları

en büyük acıyı hiç bir şey hissedemediğim zamanlarda yaşadım. bu yüzden, peşinde devasa acılarla gelen aşkı büyük bir mutlulukla karşılıyorum. 3 yıl sonra.

telefonla konuşurken yapılan istemsiz hareketler

etrafımda insan yokken telefon görüşmelerim:

kişi: ya noldu bi bilsen onun gelmesiyle ordan öbürü de çıkınca akabinde beriki de koşunca öyle oldu
zimgey : hadi canım ebesinin amı ahı ahı ahı olur mu lan öyle niye öyle oldu o?

etrafımda insan varken telefon görüşmelerim:

kişi: ya noldu bi bilsen onun gelmesiyle ordan öbürü de çıkınca akabinde beriki de koşunca öyle oldu
zimgey : evet.
kişi: nasıl evet ya anlamıyo musun hepsinin birden belirmesiyle değişik şeylerin olması bir oldu diyorum sana?!
zimgey : anladım. hıhı.
kişi: ahahahah lan biri var yanında di mi yarrak?
zimgey : arıyım mı ben seni?

dolayısıyla (bkz: insanlardan uzaklaşmak)

taksime gitmek varken sözlükte devrim yapmak

facebook ve twitter, cep telefonları, klavyeler ilk defa bu kadar işe yaradı. kimsenin bilmediğini internet kullanıcıları öğrendi.
Evde bakmam gereken iki kedi, beni yerimden kaldırmayan grip, cebimdeki 15 kuruş, ev arkadaşımın memleketine giderken aldığı bukartım, söyleyin elimde telefondan, klavyeden başka silahım var mı?
ulaşması gereken haberleri ulaştırmaktır yapılan, medyanın cesaret etmediğini yapmaktır. Şahsım adına konuşuyorum, bugüne kadar tek bir klavye direnişine katılmadım, dalga geçtim, apolitik tutum sergiledim. Ama bugün sokağa çıkanın da çıkmayanın da yapması gereken budur, bu yardımdır, bu geç kalınmış devrimdir.

çok sevdiğimden değil yahu zor sevdiğimden

çok aşık ama çok güçlü,ulaşılması zor kadınlarımızın kendini sıla'da bulması sonucu bütün kış facebook ve twitter anasayfalarının amına koymuş şarkı sözü.
özgüveni daha yüksek Yaz versiyonu için (bkz: aslan gibi)

evde kedi beslenmez

kesinlikle doğru önermedir. bugüne bugün bir vaşak, efendime söyleyeyim bir bizon dururken evde kedi besleyen tartışmasız gerizekalıdır.

çıktığı her erkekle sevişen kız

"çıkmak" 4. Ve 9. Sınıflar arası gerçekleştirilen bir eylem olduğu için fiziksel ve ruhsal olarak tamamen gelişmeden cinselliğe adımını atmış kız.
Kastedilen ilişki halindeki yetişkin insanların cinselliğiyse eğer "aldığı her nefesi veren adam" ayarında bir değerlendirmeye maruz kalmış normal kızcağız.

sigaraya başlama hikayeleri

lise sonda arkadaşımla bulabildiğimiz en kuytu marketten hırsızlık yapıyormuş gibi heyecanlanarak aldığımız black galleon'la başladım. kahve içerken bacak bacak üstüne atarak dünyanın tüm yükü sırtımızdaymış da anca böyle başa çıkabiliyormuşuz gibi tükettiğimiz bu sigara iki yılda iki paket gibi komik bir skora sahip olsa da mutluyduk.
Üniversiteye geldim, tekrar depreştim ama alışmaya niyetim yoktu. En hafifini istedim. Winston light.
oda arkadaşım, şimdiki en yakın arkadaşım, "hafifi ciğerlere daha zararlı." dedi. "ayrıca içine çekmiyorsun ki, dudaklarının tam ortasına koyuyorsun, ağzına dumanı doldurup aynı anda dışarı salıyorsun." görükle'de bir apart balkonunda ilk gerçek sigaramı içtim içime çekerek. Bir parliament. Yarım saat başım döndü. Sonra gülme krizine girdik.
haftada iki paket turuncu pall mall'la mutluyken, marlboro çok ağır ve iğrenç gelirken, şimdi günde bir paket muratti'yla mutsuzum ve her seferinde borçlarım bitince marlboro'ya geçme hayalleri kuruyorum.
Hayatımda içtiğim en güzel sigara ise nefret etmeme rağmen, hayatımın en güzel günlerinden birinde, bir apart bahçesinde ikram edilen bir camel'dır.
saygılar.

bim de satılan muhteşem ürünler

alternatif markaları düşünmezsek eğer waffle, le cola ve o top şeklindeki cipsleri gerçekten iyidir.

8 mart 2014 dünya kadınlar günü

mehmet turgut'un şimdiden heyecanla beklediği gün.

üniversite öğrencilerinin klişeleri

-"şu dersi cb yapsam,şunu da az kassam aa yapsam diğeri fd olsa bile 1.80i geçiyorum :D D:D:D:D" hesapları,
-kayıt işlemleri sırasında lise diplomasını okula verdiği andan aldığı ana kadarki bütün finansal işlemlerde "ben öğrenciyim ağbi" savunmasını sunmaları,
-sabahları uyuyakalarak heba edilen bir dönemden sonra diğer döneme başlarken "devamsızlık hakkımı sonlara bırakcam finallerden önce bi ay tatil yapcam ehe ehe" cinliğinin dönemin ikinci haftasında "hakkımı dersler adamakıllı başlamadan kullanıyım da sonraki bütün derslere gitmek zorunda kalırım"a dönüşmesi sonucu, otomasyonda "devamsız" ibaresiyle karşılaşmaları,
-yeni eve taşınma esnasında içlerinde üreyen yetişkinlik dönemindeki bir derya baykal'ın "o koltuklara silikon tabancasıyla polar kaplarız, duvarlara da adam akıllı bi duvar resmi yaparız mis gibi.." fikirleriyle dolup taşmaları,
-derya baykal'ın eve çıkıldıktan ve doğalgaz açtırma, eşya taşıma evreleri akabinde ebesinin sikilmesinden sonra evim evim güzel evim'i sunan cansız manken vahe'ye dönüşmesi,
-bıkıp usanmadan öğrencilik süreci boyunca düzenli olarak, spora ve düzenli beslenmeye karar vermeleri,
-mutfakla yapılan olağan amerikan güreşi seansından sonra bir daha bu kadar bulaşık biriktirmemeye karar vermeleri,
-bir diğerinin kapısını gece yarısı "kusura bakmayın sigaranız var mı?" diye çalabilmeleri,
-bir diğerinin sigara istemek için çaldığı kapıyı tanısa da tanımasa da sigara vermeden kapatmamaları.