entry'ler (58)

ökm sahnesi

istanbul üniversitesi'nin öğrenci kültür merkezi'nde yer alan tiyatro kulübünün adıdır. amatör tiyatroya neler katabiliriz diye hep düşünen ve bunun yanında bazı dertlerini de anlatmaya çalışan insanlarla dolu sahnedir. ayrıca oyuncuları için de ikinci evdir ki burası.

april stevens

özellikle teach me tiger şarkısını süper söyleyen kadın olmasıyla beynime kazınmış kadındır. dinlenesidir, sevilesidir...

bilgisayarin bozulmasi

hele de tam ödev yapma arifesindeyseniz insanı içine kapatır, susturur, mal yapar bırakır. öyle siyah ekranla o bir köşede durur siz bir köşede uzun uzun bakışırsınız. hiç tınlamaz. atıp kırmak istersiniz. içine kaydettiğiniz ödevle ilgili onca şeye bir daha nasıl ulaşacağınızın kaygısıyla ayağınızı yere vurup suskun şekilde dururken birden burdan fırliyim deyio bilgisayarı öyle çok kırmak istersiniz ki lanet olsun kapitalizm, kıramazsınız çünkü para içinde yüzmemektesiniz. yenisini alamazsınız, bilgisayarsız da yapamazsınız.
öylece durup tekrar bakarsınız, bakarsınız, bakar, bak, b...

(bkz: canı sıkılınca uyuyan insan)

düğün dernek

bence albümdeki en eğlenceli şarkıdır. şarkı içinden gelen seslerden "yine de ben evliliğe karşıyım arkadaş", " yani saçma ve yanlış geliyo bana" gibi yorumlar yapan teyze sayesinde de gönlümde ayrı bir taht kurmuş şarkı olmuştur.

ama ama "halay başı kim olacak."

adam adamdır

bertold brecht'in yazdığı, geçen yıl istanbul üniversitesi ökm sahnesi' nin sergilediği tiyatro oyunudur.

her cevhere altın

defalarca sözlüğü açıp "lan bu konuda bir şeyler yaziyim" dediğim, ancak yazmaya başlayınca sövme isteğimin içimde azmasıyla kendimi durdurduğum bir garip yapımdır. ancak artık dayanamayacağım sakin sakin yazacağım bir şeyler;

sabah kahvaltılarıma genelde eşlik eden beni yemekten soğutsa da izlemekten kendimi alamadığım en saçma program bayrağını eline almış, insan soyunun sınırlarını bize gösteren programdır. yani umarım sınırı bu kadardır, buna bile zor dayanır bu yürek daha fazlasını hayal edemez valla... (bkz: söylediği cümle eşliğinde hüzünlene yazar)

an itibariyle de ahu tuğba'nın korkulası görüntüsüyle ( "ay ahu o kaşlar ne be hacı!" ) ve yalçın bey denilen rahatsızın da sözde asabi tavırlarla yorumlar patlattığı program olmuştur. bir de orda bi amca var kim bilmiyorum arada o da ağzını açıyor ama hiç mantıklı bir şey söylediğine şahit olmadım. boş beleş juri üyelerinin sözde çok şey biliyormuş havasıyla yarışmacıları ezercesine yorumlar saçmaladığı programda, yarışmacı olanlar da ezikmişçesine cümleler kurmaktadır ve izlerken insan sinirlenip, üzülmektedir lan. saçmalığın komik olmasını kullanıp hadi saçma bir şey yapalım insanlar gülsün ve izlenelim diyerek yapılmış program olduğunu varsayarak diyeceğim son şey şudur ki hiç komik değilsiniz abi. o juri üyelerine de söyleyin kendileri önce bi bok olsun, terbiyeli olsun da sonra yarışmacılar hakkında konuşsunlar yaa.. hea sunucu seni de unutmadım. "sende sus!"
bak bak an itibariyle de oturmuş adama neden karısından boşanmış diye hesap soruyorlar resmen yea.tamam yarışmacılar da bir garip ama yani onların bu garipliğini kullanmak kimin haddine.

(bkz: biri bu kanalı değiştirsin)

dipnot: acaba bu programı evrime inanmayan insanları ikna etmek için mi yapmışlar diye soruyorum bazen kendime. insanları maymun etmeye çalışmışlar gibi görünüyor da resmen. yazık. evrim bu değil sevgili flash. ay kesinlikle kurgu bunlar, kendini kaptırmadan izlemek gerek.

uzayli turk diyaloglari

t: abi naber yaaa. sen bilirsin uzayda hayat var mı?
u: hayat demek ne demek?
t: hayat işte böyle yaşanan bişeymiş galiba. kuşlar, böcekler...su, hava, toprak bi de tahta.
u: tahta mı?
t: tahta ya. ne oldu beğenemedin mi?
u: ....

ne yüzle geldiniz

iki yüzle.

en kaliteli universite sozlugu deusozluk tur

(bkz: puhahahah diye gülmek)
(bkz: eşek sudan gelene kadar gülmek)

dünya nın en ateşli taraftarları

tabi ki trabzonspor taraftarlarıdır. o kadar ki gerekirse topuğundan vururlar lan. swh

the truman show

zaten doğru yerde, zamanda olduğundan şüphesi olan bu gariban insanın iyice düşüncelerinin boka sarmasına neden olmuş filmdir. sağolasın truman show...
(bkz: kandırıkçı dünya)

arabası olmayanı küçümseyen tipler

arabası olan pis kapitalistlerdir.
-çok mu ağır oldu lan! yoo hakediyolar bence..* (bkz: kendi kendine düşünmek)

the shining

resmen harika filmdir. söze gerek yoktur. heaa illa bişe söylensin denirse de açık ve net söylenecek tek şey "oturup izlenmelidir." dir.

cehenneme düşenin ilk cümlesi

ayyy çok bunaldım, ölecem galiba şimdi.

(bkz: hepimiz ölüyüz hepimiz insanız)

köy öğretmeni olmak

(bkz: iki dil bir bavul)

bir klişe olarak her gelen yeni nesile laf etme

eski nesil denebilecek yazarların bıkmadan usanmadan her sözlük ortamında yeni gelen yazarlara karşı yaptığı, hala kabak tadı vermediğine göre eski nesil yazarlarını eğlendirdiğini düşündüğüm bi bişeydir.

altıncı neslin berbat klişeleri

(bkz: nesil nesilin külüne muhtaçtır)
(bkz: bir klişe olarak her gelen yeni nesile laf etme)

iş bankası bankamatik reklamı

başta "ne diyo bu ya? offf, amaaan..." gibi tepkilerle izlediğim sonra da bankamatiği görünce bi sırıtıp. "ayy güya bişe yaptılar hea" dememe neden olmuş bir garip reklamdır.

her şeyin yalan olduğunu anladığın an

(bkz: dünya yalan söylüyor)

psikoloji okumak

insanın dünyaya bakışını genişletecek, kişinin ufkunu açacak bir şeymiş gibi kulağa gelsede esasında kişinin düşüncesini daha tek yönlü kılar. her olayı, her durumu, insanların tepkilerini, hastalıkları yani her şeyi psikolojinin içinde bulacağınızdan bir süre sonra dünyaya bakış açınız sadece psikoloji temelli olur. o yüzden okunurken dikkatli olunup düşünceler kontrol altına alınmalıdır. mazallah kendinizi bile sıkan bir insan olur çıkarsınız.

bi de her ortamda bazen tamamen geyiğe, bazen de gereksiz ciddiye alınan tip haline gelirsiniz ki bence en fenası budur,

t1: ayyy bizim çocuk bu aralar çok odasına kapanıyor. ne yapacağımı şaşırıyorum. eee söyle bakalım psikologcum o kadar okuyosun ne yapmamız lazım şimdi buna . hahahahahahahaha.
y: tabi haddime değil teyzecim ama sizde çok üstüne gidiyorsunuz sanki çocuğun. ergenlik dönemi bu biraz anlayışlı ve uzaktan uzaktan da olsa hep onun yanında olduğunuzu ona hissettirin, zamanla geçer. bunlar hekesin yaşayabileceği şeyler yani.
t1: pehhh! bizde geçirdik ergenlik ama hiç böyle bişeyler yapmadık. dimi komşu? hahaha
y: tabi şimdi teknoloji, arkadaş ortamları falan bayağa ergenliğin yaşanma şeklini etkiledi...
t2: (ordan söze karışır) heehh psikolog konuştu. hahahahaa...
y: hmmm,evet.hah... neyse çay ister misiniz ? daha var getiriyim mi?
(t1: 1.teyze, t2: 2.teyze, y: yehuuu)

a: yaaa, ben galiba depresyona girdim, hadi bana yardım etsene.
y: ımmps.
a: hadi bak sürekli uyuyorum tamam mı, bi de hep içimden yemek yemek geliyor. depresyondayım y bişey yap eski enerjim geri gelsin.
y: yaa sınavlardan bunalmışsındır yani. bitince sınavlar geçer bak valla.
a: öfff ne biliyim çok canım sıkılıyor.
y: aynen ya benimde bende öyleyim inan. aç mısın? yemek siparişi versek mi?
a: hahaha.. tamam ya açım hadi söyle bir şeyler.
(a: arkadaş )

a2: y, hadi beni hipnoz et.
y: ya abi ne yaptın sen ya biz öyle şeyler görmüyoruz.yani uygulamasını görmüyüruz en azından.
a2: bırak yaa.( diğer arkadaşa) hiç bir şey bilmiyor bu oğlum yaa. nasıl okuyorsa.hahahahahah
y: offf. bir sus yaa. başlıycam psikolojinize. hahaha.

a3: y, bana freud'u anlatsana. ben hep çok merak ediyorum o adamı, ne düşünüyorsun sen onun hakkında?
y: yaa. o adam anlatılmaz yaşanır abi (bkz: tek başına gülmek). adam bir çok şey anlatmış hangi birini anlatıyim ben şimdi sana.
a3: bilmiyorsan açık konuş.
y: öfff iyi be madem ben sana freud'un psikoseksüel evrelerini anlatiyim.kişinin gelişimiyle ilgili freud der ki...
a3: eheheheh. duydun mu abi psikoseksüel evre. zaten bu adam sapık hea.
y: peki.

t: şimdi y. bak hazır seni bulmuşken bir şey soracağım. mesela bende şey var. birine çok kızınca böyle konuşamıyorum. hep içimde kalıyor söyleyemediklerim. ne yapmam lazım ?
y: ya teyzecim şimdi bunu bir çok nedeni olabilir. mesela onların size kırılacağından korkmak olabilir, onları kırıp yalnız kalmaktan korkmak olabilir. kendinizi sinirli bulunca kendinizi sevmemenizden kaynaklanabilir. çocukken size çok fazla söz hakkı verilmediyse tek başına yüksek sesle konuşurken aşırı heyecanlanmanız olabilir. ne biliyim bir sürü bir şey olabilir yani.
t: yani ne yapmam lazım. sebebini boşver de. ayrıca sebebi dediklerin değil. yani ben yalnız kalmaktan korkmam, ayrıca ailemede hep beni dinleyen bir aile olmuştur. (bkz: içten içe kızmak)
y: ben zaten öyledir demiyorum yani belki olabilir diye dedim zaten.yani ne yapın bilmiyorum ki. sizi çok rahatsız ediyorsa bu durum profesyonel yardım alabilirsiniz.
t: hmmm. (diğer tarafa döner) bu atkının örneği nasıl kız, çok güzelmiş.
y: ...

t: ne okuyorsun sen şimdi yavrum?
y: psikoloji teyze.
t: 4 yıllık mı o.
y: evet.
t: hmmm.. iyi, iyi. hayırlısı.( kısa bir sessizlik)
t: ne olacan sen şimdi?
y: psikolog olacam teyze.
t: hmmm... sinir doktoru gibi mi?
y: yani evet öyle sayılır.
t. hmmm... bu bakırköydeki gibi hastalara falan bakacan yani?
y: evet. o tarz bir şeyler yapacam.
t: aaaa.( sonunda ne okuduğunun anlaşılmasıyla) delilerin arasında sende delirme haa.bak sonra seni de taşımayalım psiglorlara.hahahahah...
y: (fısıldayarak)psikolog teyze psikolog.
t: bir şey mi dedin evladım.
y: yok teyze yok. delirmem inşallah diyorum.

k: hemen msn'e gir. sana bir şeyler anlatmam lazım.
y: offf. ne oldu yine.
k: ya çok moralim bozuk. gir hadi konuşalım biraz.
y: iyi peki. hadi çabuk ama işim var.
k: ( anlatır, anlatır, anlatır...)
y: yani k bunlar geçecek bak büyüyünce bakıp arkana güleceksin o yüzden sallama, takıl yaa.
k: yaa. off ne biliyim çok moralim bozuldu bugün. ama şimdi anlattım rahatladım. iyi ki psikoloji okuyosun.
y: hmmm. evet o yüzden rahatlatabildim zaten yoksa dinleyemezdim.
k: ya ne diyosun dalga geçme.
y: yok bir şey yaa. şakasına dedim. k benim şimdi işim var çıkıyorum. sende her şeyi kafana takıp kendini üzme. hayatını yaşa kızım bir daha geri gelmeyecek lise yılların.akıllı ol.
k: tamam hadi grşz. bye
y: bye.
(k: kardeş)

a4: y, ya ben kardeşime söz geçiremiyorum bir türlü ne yapmam lazım?
y: yani off ne biliyim. bende geçiremiyorum ki ne yapsak? (bkz: tek başına gülmek)
a4: sana ciddi sordum ama ben. dalga geçme.
y: iyi tamam da ne dememi bekliyorsun ki. yani konuşurken öyle hemen sinirlenme damardan girerek konuş. sakin konuş. al onu oturt yanına onunda kabul ettiği bir anlaşma yaparak olayı çözmeye çalış...
a4: neyse bakalım denerim ben bunları. işe yarar umarım.
(3 gün sonra)
y: naber abi?
a4: iyi ya. y, kardeşimle oturdum konuştum ama beni yine hiç sallamadı be. başka taktikler ver hadi.
y: offff... benim hemen gitmem lazım sonra konuşalım olur mu ? ben seni ararım.(belki).
a4: bişey bilmiyon bence sen beni başından atıyorsun hea. okula gidip, biraz ders çalışsan belki işe yarar verdiğin taktikler ya da en iyisi sen beni başka arkadaşlarınla tanıştır ben onlara anlatırım derdimi ama güzel olsun tanıştırdıkların hea.hahahahahaha...
y: peki.
a4: şaka yapıyorum bak alınmıyorsun dimi?
y: saçmalama ya ne alıncam da. çok sıkılıyorum böyle sorulardan o yüzden. kapatsak bu muhabbeti olur mu?
a4: olur. zaten bende gidiyordum. hadi görüşürüz sonra.
y: ...