bugün

entry'ler (14)

tanrı

biz insanlar, zihinlerimizde yarattığımız tanrıyı elbet gün gelecek yok edeceğiz.
ama önce onun adına milyonlarcamızı kurban edeceğiz. adı ister allah olsun, ister god, ister kutsal ruh.
1000 yıl sonra hepsi bir tarih kitabında 3 sayfa geçecek.

gece yatarken eve hırsız girmesi

babamınki gibi bir hafızaya sahipseniz ilginç bir hal alabiliyor. babam 1 anığına adamı kaçarken ve profilden alacakaranlıkta görüyor. daha önce sıradan bir günde nerede gördüğünü hatırlıyor. aynı gün de yakalattık. sonra ne mi oluyor? akşama kalmadan serbest. ailesinin dövdüğünü duyduk da bir nebze içimiz rahatladı.

muhteşem yüzyıl

birileri diziyi bu ya da şu sebeple sevmemiş. tamam bunu anlıyorum. ama programı izlememeyi, televizyonu kapatmayı veya başka birşey izlemeyi düşünmüyor. illa bana da izletmiyecek. hasta ruhlu herifler.

starcraft

ikincisi ilkinin kendi zamanındaki verdirdiği heyecanı veremeyen ancak muhteşem senaryosu ve akışıyla övgüyü hakkeden bir oyun. blizzard'ın yapıp ta iyi olmayan oyun zaten tarihte hiç olmadı

ilginç türk tatlı isimleri

vezir parmağı.
bu ismi kim bulmuş, nereden aklına gelmiş hep merak ederim.

oruç

4-5 yaşımdayken hergün öğlene kadar tutardım. tabi kahvaltıdan sonra başlardı orucum. dedem de iki günkü yarımları bağlar ve tek bir oruç yapardı. sevgili dedem, özledim seni. şimdi tutmadığımı görsen kızardın heralde!

köpek korkusu

hayatımda iki defa, ve ikisinde de devasa bir köpeğin insafına kaldım. korkunç. birini anlatacağım.

ağaçların arasında koşu yaptığım bir gün, artık nasıl hayallere dalmışsam dibine gelmeden farketmediğim, bir anda bir metre önümde cehennemden gelmiş gibi hırlayan ve ağzındaki salyaları yere kadar uzanan o yaratıkla karşılaştım. saniyeler dakika uzunluğunda geçmesine rağmen adım dahi atamadım. ne adımı, kaşımı bile oynatamadım. ama onun hırıltıları arttı, salyaları yerlere yayıldı. sonra ingilizce de olsa duyduğum insan sesiyle biraz rahatladım. "friend, friend" diye bağıran yaşlı bir çift sakince yaklaştı ve evcil olduğunu o an anladığım köpeği alıp sanki çok normal bişeymiş gibi selam vererek devam ettiler. bende koşu zaten yalan oldu. hem zaten o titreyen dizlerle nereye koşacağım ki. 5 dakika sonra aklım başıma geldiğinde o friend lafını bana korkmamam için değil de, köpeğe sakinleşmesi için söylediklerini ancak algılayabildim. çok sinirlendim, geri dönüp hesap sorma planları yaptım ama öyle bir köpeği olan adama ne yapabilirsin ki. çektim sineye.

aziz nesin

maddi durumu uygun olan herkesin bağış yapmasını dilediğim vakfın kurucusu. (gönüllü çalışmaları da var.)
kitaplarını okuyarak büyüdüğüm eşsiz kişilik.
insanın ölürken bile beyninin dipdiri olabileceğini ve bunun ancak beyni çalıştırarak olacağını kendi üzerinde gösteren ölümsüz yazar.

sekizinci nesil yazar

nihayet geldik. ben sizi uzaktan uzağa seviyordum. dur bakalım, gelecekte beraber neler yaşayacağız.

piranha

filminin eski versiyonunu çocukken izlemiştim. bugun tek sahnesini hatırlamama rağmen o gün çok etkilendiğimi hatırlıyorum. az önce 2010 yapımını izledim. keşke tek kelimeyle ifade etmek mümkün olsaydı. ama yapamayacağım. 3 kelimeyle gereksiz, uyduruk, cansıkıcı. ancak 3D olarak düzgün fizikli çıplak kadın görmek istiyorsanız izleyin. eh, bu da bir sebep.

komiser kolombo

tüm bölümlerde purosunu yakmak için çakmak veya asla yanından ayırmadığı defterine not almak için kalem soran müthiş karakter. tam kapıdan çıkarken son anda geri dönüp canalıcı soruyu sorması vazgeçilmez bir diğer tipik özelliği. ancak izleyebilmek için bazı karakterlerin ağır aksanını anlayacak kadar ingilizce bilmek şart. çünkü türkçesini veya altyazısını bulmak mümkün değil. ah, trt arşivlerine ulaşmak bir mümkün olsaydı.

tanrı parçacığı

higgs parçaçığı için deneysel fizikçi leon lederman'ın kullandığı terimdir. aynı isimli kitabı, kuantum hakkında fikir edinmek isteyenler için nüktelerle ve espirilerle dolu, okuması zevkli, formul ve matematik barındırmayan bir çalışmadır.

sekizinci nesillerin götünün kalkması

gerçekten de bu hoş karşılanmama durumu anlaşılır gibi değil. ürkmeyin sevgili eskiler. taze kan canlandırır, dirileştirir gençleştirir. hep birlikte daha da güzelleşeceğiz. bir sekizinci nesil olarak iyi anlaşacağız gibi geliyor.

sözlük yazarlarının nicklerinin hikayesi

yahoo'nun yahoo olduğu günlerde, yani google, gmail, youtube, torrent, rapid filan daha yokken, yahoo henüz parlayan yıldızken bu account ismini kullanırdım. sonra her nasılsa bir ara şifremi unuttum. 12'yi aşkın senedir hatırlayamadım. başka şeyi bu kadar düşünsem profesör olurdum. Neyse lafı uzatmayayım, eski bir ismi yeniden canlandırayım dedim.