bugün
- atatürk'ün diktatör ve eşcinsel olarak anılması14
- koltukta uyumak9
- akp belediyelerinin hiç yolsuzluk yapmaması28
- anın görüntüsü9
- otizmliye cennet garanti mi15
- 80 yaşında olmak11
- uludağ sözlük zirvesi27
- aykolik'in gönüllerin yetkilisi olması9
- ülkemde başı açık kadın istemiyorum15
- muhalifler neye muhalifler21
- müge anlı mı esra erol mu9
- sözlük yazarlarının akşam yemekleri26
- piyasadaki en adam gibi sigaranın rothmans olması13
- tas kafa saç modeli9
- faiz yemenin wow haram olması12
- ekrem imamoğlu21
- kemalizm9
- sözlüğün 18 yaş altına hitap etmesi9
- garanti bankası8
- masklavinin bu aralar çok gergin olması32
- vampirov'a sorular17
- küresel nerde yahu9
- eski bir anı hatırlamak16
- kemalist erkekler gizli eşcinsel midir15
- 9 yaşındaki felçli çocuğa yoğun bakımda tecavüz24
- cin görünce yapılması gerekenler18
- ölüm10
- bunlar çürük bunlar sürtük diyen cumhurbaşkanı21
- mühendis erkekler16
- true nun çaylak olması9
- 2 yaşındaki bebek öldüresiye dövüldü20
- gelmiş geçmiş en güzel türk kadın oyuncu12
- tayyip erdoğanın türkiyeyi fetöden kurtarması23
- 1 mayıs işçi bayramı25
- bir erkeğe alınacak en güzel hediye15
- reis dünya lideridir10
- cumhurbaşkanlığı yolunda kaç chp'li telef olacak18
- bir ilişkinin kısa sürme sebebi10
- putin doğalgazı kesince karanlıkta kalan avrupa9
- yazarların ruh hali9
- menzil şeyhinin çakarlı aracı20
- 1 115 000 tl lik restoran hesabı8
- aykolik'in eski sevgilisinden şok açıklamalar9
- 22 cm penise sakso çekmek9
- akepeye oy verenlerin tipleri29
- yobazlar ve gericilerdeki pakistan hayranlığı26
- pazardan ne alsam9
- hayvanseverlik adı altında insan düşmanlığı yapmak13
- mahmud abbas8
- iyi giyinen kadınlar15


entry'ler (19)
Her canlının var olma sebeplerinden biri neslinin kendinden sonraki kuşağa aktarılmasını sağlamaktır. Ancak sözde hayvansever bencil insanoğlu cinsellik gibi doğal bir dürtüyü hayvanlardan almayı hak görmekte ve bunu savunabilmektedir.
Efendim neymiş, sağa sola saldırıyormuş, evde durmuyormuş. Yapmacık hayvansever, sen nasıl evlilil çağına geldiğinde evden gidiyorsun, o hayvan da gidecek. Sırf senin yanında daha fazla kalsın bencilliğin yüzünden kimseyi kısırlaştıranazsın.
Neymiş dışarda yaşayamazmış. Zaten doğal yaşamı olan sokaktan koparıp eve sen aldın hayvanı ya, her neyse. Bir canlı neslini kısırlaştırma kararı almak kimsenin hakkı değildir.
Aptallar.
Efendim neymiş, sağa sola saldırıyormuş, evde durmuyormuş. Yapmacık hayvansever, sen nasıl evlilil çağına geldiğinde evden gidiyorsun, o hayvan da gidecek. Sırf senin yanında daha fazla kalsın bencilliğin yüzünden kimseyi kısırlaştıranazsın.
Neymiş dışarda yaşayamazmış. Zaten doğal yaşamı olan sokaktan koparıp eve sen aldın hayvanı ya, her neyse. Bir canlı neslini kısırlaştırma kararı almak kimsenin hakkı değildir.
Aptallar.
Ürkütücü.
izmirdeki eğlenceli bir doğum günü partisinden sonra yaşanmıştır.
yanlış hatırlamıyorsam, istanbul'da bıraktığım kız arkadaşıma ilk ihanetim olabilir. çünkü müstakbel fuckbuddy'min evinde ve üstündeyken onun silüetini görüyordum. ne safmışım.
şimdilerde izmirde okuyanlar şaşırabilir ancak bornova'daki berry blues'ın 4'e kadar müzik yaptığı dönemlerdi. doğum günü için bir araya gelmiş 10-12 kişilik bir grup olarak müziğin, alkolün ve dansın tadını çıkartıyorduk. gece 2 gibi canlı müziğin sona ermesiyle eğlencenin dozu biraz daha artıyor ve birlikte dans etmeler yavaş yavaş eşleşmelere dönüyordu. içlerinde tanıdıklarım vardı ancak genel çoğunluğuyla ilk kez tanışmıştım.
canlı müzik esnasında sık sık beraber şarkılar söylediğimiz müstahbel fuckbuddy'min ve benim kanında alkol iyice dolaşmaya başlamıştı. rts'nin (bkz: radyo televizyon ve sinema) en marjinal kızlarından biriydi. tanışıyorduk ancak birbirimizden pek haberdar değildik. yorulduğumuz ve dinlenmek üzere standda biramızı yudumladığımız esnada sohbetimiz ilerliyor, karşımdakini tanımak için klasik sohbetlerimi ediyordum. bu sohbetler esnasında onu dinlerken gözlerinin içine içine bakıyor, hissiyatın etkileşime dönmesini sağlıyordum. bi'şey anlatırken sanki hep yaptığım bir refleksmiş gibi arkadaşca (!) koluna temas ediyordum.
eğer aptal bir amsalak değilseniz, hissiyatın etkileşime dönüştüğü anları farkedersiniz. bunu sağlamıştım. o dakikadan itibaren tüm irili ufaklı sınırları aşmak için hamle yapmaya başladım. öncelikle sanki mekana benimle gelmiş ve sanki en baştan beri yalnızca benle eğlenmiş mesajını hem kıza hem de çevredekilere vermek gerekiyordu. her ne kadar barda bile olsak toplum içinde tanıdıklarımızla birlikte olduğunuzu unutmadan beraber dans etmeye devam ediyor ancak ne onun kafası ne de benim kafam farklı yere pek dönmüyordu.
gecenin 3'e vurduğu ve gelen alkol sayılarının hatırlanamadığı zamanlarda ufak sürtünmeler başladı. en kritik eşiklerden birisi budur. bazı ortamsız kızlar kendini fazla kaptırıp kalçasıyla size baskı yapabileceği gibi, kızın bulunduğunuz yerden uzaklaşmasıyla tüm hissiyatınızın birer yanlış anlama olduğu gerçeğiyle yüzleşebilirsiniz. türkiye'deki kızlar genel itibariyle tepkisiz kalır.
yerinde sallandığın esnada ufak ama hissedilir temaslar sağlanırken arkadan kulağına doğru yaklaşarak bir şeyler geveledim. biliyordum ki o esnada ne söylediğimin bir önemi yoktu. nefesimi boynuna verdiğim an kalçalarını bana doğru bastırmıştı. cümlemin sonunda boynuyla omzu arasına ufak bir öpücük kondurduğumda gecenin beraber geçeceğinden emindim.
artık neredeyse ayan beyan o çirkin yapışkan danslarına ve yiyişmelerine sahne oluyorduk. şu ana kadar ki tüm romantizm yalapşap bir duruma dönüşüyordu. buna çok müsaade etmeden mekandan ayrıldık. evka3'deki öğrenci evine doğru yola çıktık. diz üstü, bol, çiçekli bir elbise giymişti. taksinin arkasında bacaklarını okşuyordum. eve girer girmez dudaklarıma yapıştı ve üst kata çıktık. zaten yarı ereksiyon halinde olduğum için aklımda hiçbir sorunun yaşanacağı gelmemişti. içine giriyordum ancak istediğim sertliği yakalayamamıştım. bana göre fazla alkolün etkisiydi ancak istanbuldaki kız arkadaşım silüeti de gözümün önünden ayrılmıyordu. onu düşünerek, sanki onla sevişiyormuş gibi devam etmeye çalışsam da başarılı olamadım.
durumu hemen anlayarak 'başka birini mi düşünüyorsun' diye sorduğunda ufak bir şok yaşadım. inkar ettim, alkolden dedim. bence ikisi de vardı. raftan bir cemal süreya kitabı indirdi. çırılçıplak girdiğimiz yatakta o çırılçıplak elma şiirini okuyordu. arkadaşlarla parti sonrası after için aldığım cigaralık (bkz: esrar) cebimdeydi. o şiir okurken ben de sarmaya başladım.
ateşlediğim andan itibaren tüm hissiyatım kayboldu. başka bir boyuta geçirmişti beni ve ne istanbuldaki kız arkadaşımı ne de alkolün etkisini hissediyordum. çok uyanık bir kızdı. bunu hemen farketti. dudaklarıyla büyüttüğü penisimi - ki kalınlığından daha önce bahsetmiştim - semsert bir hale getirerek üzerime çıktı. tek ve ani bir hamleyle yerleri değiştirip altıma aldığımda mutluluğunu görebiliyordum. bu durum farklı pozisyonlarda sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü. dibi gördüğümüz gece ortalamanın bir hayli üstünde son buldu.
sabah onu kasıklarından öperek uyandırdım.
yanlış hatırlamıyorsam, istanbul'da bıraktığım kız arkadaşıma ilk ihanetim olabilir. çünkü müstakbel fuckbuddy'min evinde ve üstündeyken onun silüetini görüyordum. ne safmışım.
şimdilerde izmirde okuyanlar şaşırabilir ancak bornova'daki berry blues'ın 4'e kadar müzik yaptığı dönemlerdi. doğum günü için bir araya gelmiş 10-12 kişilik bir grup olarak müziğin, alkolün ve dansın tadını çıkartıyorduk. gece 2 gibi canlı müziğin sona ermesiyle eğlencenin dozu biraz daha artıyor ve birlikte dans etmeler yavaş yavaş eşleşmelere dönüyordu. içlerinde tanıdıklarım vardı ancak genel çoğunluğuyla ilk kez tanışmıştım.
canlı müzik esnasında sık sık beraber şarkılar söylediğimiz müstahbel fuckbuddy'min ve benim kanında alkol iyice dolaşmaya başlamıştı. rts'nin (bkz: radyo televizyon ve sinema) en marjinal kızlarından biriydi. tanışıyorduk ancak birbirimizden pek haberdar değildik. yorulduğumuz ve dinlenmek üzere standda biramızı yudumladığımız esnada sohbetimiz ilerliyor, karşımdakini tanımak için klasik sohbetlerimi ediyordum. bu sohbetler esnasında onu dinlerken gözlerinin içine içine bakıyor, hissiyatın etkileşime dönmesini sağlıyordum. bi'şey anlatırken sanki hep yaptığım bir refleksmiş gibi arkadaşca (!) koluna temas ediyordum.
eğer aptal bir amsalak değilseniz, hissiyatın etkileşime dönüştüğü anları farkedersiniz. bunu sağlamıştım. o dakikadan itibaren tüm irili ufaklı sınırları aşmak için hamle yapmaya başladım. öncelikle sanki mekana benimle gelmiş ve sanki en baştan beri yalnızca benle eğlenmiş mesajını hem kıza hem de çevredekilere vermek gerekiyordu. her ne kadar barda bile olsak toplum içinde tanıdıklarımızla birlikte olduğunuzu unutmadan beraber dans etmeye devam ediyor ancak ne onun kafası ne de benim kafam farklı yere pek dönmüyordu.
gecenin 3'e vurduğu ve gelen alkol sayılarının hatırlanamadığı zamanlarda ufak sürtünmeler başladı. en kritik eşiklerden birisi budur. bazı ortamsız kızlar kendini fazla kaptırıp kalçasıyla size baskı yapabileceği gibi, kızın bulunduğunuz yerden uzaklaşmasıyla tüm hissiyatınızın birer yanlış anlama olduğu gerçeğiyle yüzleşebilirsiniz. türkiye'deki kızlar genel itibariyle tepkisiz kalır.
yerinde sallandığın esnada ufak ama hissedilir temaslar sağlanırken arkadan kulağına doğru yaklaşarak bir şeyler geveledim. biliyordum ki o esnada ne söylediğimin bir önemi yoktu. nefesimi boynuna verdiğim an kalçalarını bana doğru bastırmıştı. cümlemin sonunda boynuyla omzu arasına ufak bir öpücük kondurduğumda gecenin beraber geçeceğinden emindim.
artık neredeyse ayan beyan o çirkin yapışkan danslarına ve yiyişmelerine sahne oluyorduk. şu ana kadar ki tüm romantizm yalapşap bir duruma dönüşüyordu. buna çok müsaade etmeden mekandan ayrıldık. evka3'deki öğrenci evine doğru yola çıktık. diz üstü, bol, çiçekli bir elbise giymişti. taksinin arkasında bacaklarını okşuyordum. eve girer girmez dudaklarıma yapıştı ve üst kata çıktık. zaten yarı ereksiyon halinde olduğum için aklımda hiçbir sorunun yaşanacağı gelmemişti. içine giriyordum ancak istediğim sertliği yakalayamamıştım. bana göre fazla alkolün etkisiydi ancak istanbuldaki kız arkadaşım silüeti de gözümün önünden ayrılmıyordu. onu düşünerek, sanki onla sevişiyormuş gibi devam etmeye çalışsam da başarılı olamadım.
durumu hemen anlayarak 'başka birini mi düşünüyorsun' diye sorduğunda ufak bir şok yaşadım. inkar ettim, alkolden dedim. bence ikisi de vardı. raftan bir cemal süreya kitabı indirdi. çırılçıplak girdiğimiz yatakta o çırılçıplak elma şiirini okuyordu. arkadaşlarla parti sonrası after için aldığım cigaralık (bkz: esrar) cebimdeydi. o şiir okurken ben de sarmaya başladım.
ateşlediğim andan itibaren tüm hissiyatım kayboldu. başka bir boyuta geçirmişti beni ve ne istanbuldaki kız arkadaşımı ne de alkolün etkisini hissediyordum. çok uyanık bir kızdı. bunu hemen farketti. dudaklarıyla büyüttüğü penisimi - ki kalınlığından daha önce bahsetmiştim - semsert bir hale getirerek üzerime çıktı. tek ve ani bir hamleyle yerleri değiştirip altıma aldığımda mutluluğunu görebiliyordum. bu durum farklı pozisyonlarda sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü. dibi gördüğümüz gece ortalamanın bir hayli üstünde son buldu.
sabah onu kasıklarından öperek uyandırdım.
isterseniz bundan sonraki entryleri ingilizce girelim diyerek meydan okuyabilecek seviyededir.
Türkiye galler euro 2020 avrupa şampiyonası maçını izlemeye gittiğimde notunu vereceğim kızlardır.
Kesinlikle katıldığım ve doğruluğunu çoğu kez test ettiğim tespit. Tabi burada söz biraz argo olduğu için akıllara çirkin yakıştırmalar gelebilir ancak işin özü bahşişin organizasyondan sonra değil önce verilmesidir.
Bunu gittiğiniz ilk restoranda veya gece kulübünde deneyebilirsiniz. 20-30 tl bahşişle masanıza pek çok ikram ve sunum yapılacağını garanti edebilirim.
Bunu gittiğiniz ilk restoranda veya gece kulübünde deneyebilirsiniz. 20-30 tl bahşişle masanıza pek çok ikram ve sunum yapılacağını garanti edebilirim.
Sağlıkçı yazar. Severiz birbirimizi.
Allahın ustalık eseridir.
bir limonluğumuz vardı, öğle saatlerinde
bazen o limonlukta uyurdum
karışık düşler görürdüm
yalnızlık?
o bir başına kalırdı, ben bir başıma kalırdım
sanki hiç tüketilmeyen bir otobüs durağı
gibi kalırdım
bir gün
içeri girdi, uyanıktım
yarı uzanmıştım, uyanıktım
bir üşümüşlüğü tutuyordum yüzümde, uyanıktım
dudakları aralıktı, ben uyanıktım
öyle bir süre durdu, baktı
o baktı ben de baktım
yanıma usulca uzandı
uzandığını görmedim, ama uzandı
dağıldı, uçuştu, bir gülüş gibi uzandı
önce şaşırdım
önce hiç kımıldamadım
- yalnızlık biraz azaldı -
saçlarımı sevdi, hiç kımıldamadım
bir biçim değildim sanki, bir nesne, bir şey değildim
biraz utandım
sokuldu bana iyice, bana sarıldı
dudaklarımı aldı, dudaklarımı taşırdı
köpüren sütler gibi taşırdı
köpükler içinde kaldım
- mevsim her zamanki gibi yazdı -
birden beyaz bacaklarını gördüm
sonra her şeyi gördüm
o her şeyi ben ilk defa gördüm
ses çıkarmadım
ses çıkarmadım, köpüren sütler gibiydik
beni yeniden öptü, üstüne çekti beni
köpüren sütler gibiydik
limonlar beyazlandı
bir limondan başka bir limona geçtik
bir limondan başka bir limona geçtim
gözlerim süt gibiydi, sayısız gözlerim vardı
ilk defa vardı
upuzun sürdü, kısacık sürdü
beni bıraktı
ayağa kalktı, saçlarını düzeltti
süt dindi
ama ben kaldım
çoraklar, çöller, tuzlu denizler gibi kaldım
o gözlerini dikti bana
- ben suyun yanması gibi tuzda -
anlamsız, uzun
gizli, korunaklı
yüzüyle itermiş gibi ilk defa gördüğü bir yaratığı
yıllarca, ama yıllarca
baktı baktı baktı.
bazen o limonlukta uyurdum
karışık düşler görürdüm
yalnızlık?
o bir başına kalırdı, ben bir başıma kalırdım
sanki hiç tüketilmeyen bir otobüs durağı
gibi kalırdım
bir gün
içeri girdi, uyanıktım
yarı uzanmıştım, uyanıktım
bir üşümüşlüğü tutuyordum yüzümde, uyanıktım
dudakları aralıktı, ben uyanıktım
öyle bir süre durdu, baktı
o baktı ben de baktım
yanıma usulca uzandı
uzandığını görmedim, ama uzandı
dağıldı, uçuştu, bir gülüş gibi uzandı
önce şaşırdım
önce hiç kımıldamadım
- yalnızlık biraz azaldı -
saçlarımı sevdi, hiç kımıldamadım
bir biçim değildim sanki, bir nesne, bir şey değildim
biraz utandım
sokuldu bana iyice, bana sarıldı
dudaklarımı aldı, dudaklarımı taşırdı
köpüren sütler gibi taşırdı
köpükler içinde kaldım
- mevsim her zamanki gibi yazdı -
birden beyaz bacaklarını gördüm
sonra her şeyi gördüm
o her şeyi ben ilk defa gördüm
ses çıkarmadım
ses çıkarmadım, köpüren sütler gibiydik
beni yeniden öptü, üstüne çekti beni
köpüren sütler gibiydik
limonlar beyazlandı
bir limondan başka bir limona geçtik
bir limondan başka bir limona geçtim
gözlerim süt gibiydi, sayısız gözlerim vardı
ilk defa vardı
upuzun sürdü, kısacık sürdü
beni bıraktı
ayağa kalktı, saçlarını düzeltti
süt dindi
ama ben kaldım
çoraklar, çöller, tuzlu denizler gibi kaldım
o gözlerini dikti bana
- ben suyun yanması gibi tuzda -
anlamsız, uzun
gizli, korunaklı
yüzüyle itermiş gibi ilk defa gördüğü bir yaratığı
yıllarca, ama yıllarca
baktı baktı baktı.
Özlersin, özlersin. Bi’ gün özlemezsin.
ilkesel olarak 99 depremini hatırlamayan kişilerle diyaloğa girilmemesi gerekiyor.
(bkz: Vasatlar ordusu)
Hiçbir ifşa, iftira, özel hayatın gizliliği ihlali olmayan (bkz: instela kızına arabada çektirdiğim sakso) başlıklı entry nedeniyle yazarlığımı 1 haftalığına askıya almıştır.
yaş ortalamasının yüksek olmaması hasebiyle, kalıplarının ve dünya görüşlerinin dışına çıkmayı beceremeyen yazarların beni anlamayacağından ve hayalcilikle suçlayacağından emindim. Ancak sözlük moderasyonun da bu dar yaşam görüşü beni üzdü.
Vasat moderasyonun sebep olduğu bu yanlış tavır nedeniyle ikili ilişkilerim zedelenmiş ve itü sözlükte 1 hafta boyunca lö şuhena’nın sarkık memelerine maruz kalmışımdır.
Entry’nin silinmemesi, hiçbir kural dışılığın olmadığını kanıtlamaktadır. Bu anlamsız tutum ve davranışları nedeniyle Vasat uludagsozluk moderasyonundan iade-i itibar beklediğimi belirtirim dicem ama,
Neyse, Vazgeçtim.
adı üstünde vasat.
Hiçbir ifşa, iftira, özel hayatın gizliliği ihlali olmayan (bkz: instela kızına arabada çektirdiğim sakso) başlıklı entry nedeniyle yazarlığımı 1 haftalığına askıya almıştır.
yaş ortalamasının yüksek olmaması hasebiyle, kalıplarının ve dünya görüşlerinin dışına çıkmayı beceremeyen yazarların beni anlamayacağından ve hayalcilikle suçlayacağından emindim. Ancak sözlük moderasyonun da bu dar yaşam görüşü beni üzdü.
Vasat moderasyonun sebep olduğu bu yanlış tavır nedeniyle ikili ilişkilerim zedelenmiş ve itü sözlükte 1 hafta boyunca lö şuhena’nın sarkık memelerine maruz kalmışımdır.
Entry’nin silinmemesi, hiçbir kural dışılığın olmadığını kanıtlamaktadır. Bu anlamsız tutum ve davranışları nedeniyle Vasat uludagsozluk moderasyonundan iade-i itibar beklediğimi belirtirim dicem ama,
Neyse, Vazgeçtim.
adı üstünde vasat.
Henüz yatmasam da, 2 yıl 6 ay infazımla her an aralarına katılabileceğim grup.
maçka yokuşunda gerçekleşen olay.
bir süredir sözlükten konuştuğum yazarla çok geçmeden whatsapp'a geçmiştik. biraz fotoğraflaştıktan ve muhabbeti ilerlettiğimiz zamanda, artık yavaş yavaş görüntülü konuşmalara başladık. ben tabii, ufak ufak zarflamalar yaparak nabız yoklamalarına çok geçmeden başlamıştım.
üstü kapalı davetlere ilk başlarda pek karşılık gelmese de çok geçmeden Bazı sinyaller Alıyordum. sırt dekolteli ve şortlu kombiniyle dışarı çıkmadan önce hazırlık makyajı facetime üzerinden yapılıyor, gece konuşmalarımız -sıcaktan olsa gerek- belinin hemen altında biten uzun beyaz tişörtlerleRle gerçekleşiyordu.
çirkin bir kız değildi, ancak o zamanlar kız arkadaşımın baskıcı tutumu beni frenliyordu. istanbul'un en bilinen avm'sinde çalışıyordu. birkaç ay devam eden konuşma sonrası giriş çıkış saatlerine kadar hakkında pek çok şeyi biliyordum. bir akşam o tarafa yolumun düşmesiyle aradım ve yakınlarda olacağımı söyledim. ilk başta ufak çaplı bir şok yaşasa da, o da bir süredir görüşmek istiyordu.
avm yakınlarında arabaya bindikten sonra halaskargaziyi biraz geçerek tenhalığından emin olduğum güzel bir sokakta parkettim. ona bi miler, kendime de nescafe express black aldım. yavaş yavaş da ufak dokunuşlara başladık. ensesine diz kapağına, kasığına doğru hafif parmak gezdirmeleri ısırıklarla dolu öpüşmeye dönüştü.
yine de dışarıda olduğumuzun tedirginliği vardı. arabanın arkasına geçmeyi teklif ettiğimde orada onunla sevişmeye zorlayacağımı düşünse de yanılıyor ve regl olduğunu söylüyordu. arkada film camların olduğunu ve daha rahat olacağımı söylesem de ikna etmem biraz sürdü. arkaya geçtiğimizde ise yapacağı oral seksi duyunca benim kâr'ım neolacak? sorusu hala beni güldürüyor.
yavaş yavaş fermuarımın açılıp düğmemin çözülmesiyle artık mutlu sona yaklaşıyorduk. gördüğü kalınlık karşısında sıklıkla karşılaştığım tepkilere ve ölçüm tekniklerine bir kez daha maruz kalıyordum. eliyle yaptığı yuvarlaklarla içinde kapsayacağı yeri düşünüyordu.
okmeydanına bıraktım, evinin yakınlarına... en az 1 geceyi beraber geçirmemiz gerektiğini ve gerekirse ev işini halledebileceğini söyledi.
bir daha aramadım.
bir süredir sözlükten konuştuğum yazarla çok geçmeden whatsapp'a geçmiştik. biraz fotoğraflaştıktan ve muhabbeti ilerlettiğimiz zamanda, artık yavaş yavaş görüntülü konuşmalara başladık. ben tabii, ufak ufak zarflamalar yaparak nabız yoklamalarına çok geçmeden başlamıştım.
üstü kapalı davetlere ilk başlarda pek karşılık gelmese de çok geçmeden Bazı sinyaller Alıyordum. sırt dekolteli ve şortlu kombiniyle dışarı çıkmadan önce hazırlık makyajı facetime üzerinden yapılıyor, gece konuşmalarımız -sıcaktan olsa gerek- belinin hemen altında biten uzun beyaz tişörtlerleRle gerçekleşiyordu.
çirkin bir kız değildi, ancak o zamanlar kız arkadaşımın baskıcı tutumu beni frenliyordu. istanbul'un en bilinen avm'sinde çalışıyordu. birkaç ay devam eden konuşma sonrası giriş çıkış saatlerine kadar hakkında pek çok şeyi biliyordum. bir akşam o tarafa yolumun düşmesiyle aradım ve yakınlarda olacağımı söyledim. ilk başta ufak çaplı bir şok yaşasa da, o da bir süredir görüşmek istiyordu.
avm yakınlarında arabaya bindikten sonra halaskargaziyi biraz geçerek tenhalığından emin olduğum güzel bir sokakta parkettim. ona bi miler, kendime de nescafe express black aldım. yavaş yavaş da ufak dokunuşlara başladık. ensesine diz kapağına, kasığına doğru hafif parmak gezdirmeleri ısırıklarla dolu öpüşmeye dönüştü.
yine de dışarıda olduğumuzun tedirginliği vardı. arabanın arkasına geçmeyi teklif ettiğimde orada onunla sevişmeye zorlayacağımı düşünse de yanılıyor ve regl olduğunu söylüyordu. arkada film camların olduğunu ve daha rahat olacağımı söylesem de ikna etmem biraz sürdü. arkaya geçtiğimizde ise yapacağı oral seksi duyunca benim kâr'ım neolacak? sorusu hala beni güldürüyor.
yavaş yavaş fermuarımın açılıp düğmemin çözülmesiyle artık mutlu sona yaklaşıyorduk. gördüğü kalınlık karşısında sıklıkla karşılaştığım tepkilere ve ölçüm tekniklerine bir kez daha maruz kalıyordum. eliyle yaptığı yuvarlaklarla içinde kapsayacağı yeri düşünüyordu.
okmeydanına bıraktım, evinin yakınlarına... en az 1 geceyi beraber geçirmemiz gerektiğini ve gerekirse ev işini halledebileceğini söyledi.
bir daha aramadım.
öncelikle istanbulda ciddi bir otopark sorunu vardır. bu sorunun çözülmesi gerekir.
iş imkanları hep aynı noktada biriktiği için trafik bir noktadan sonra düğüm olmaktadır. iş imkanlarının diğer bölgelere çeşitlendirilmesi durumunda yoğunluk da azalacaktır.
iş imkanları hep aynı noktada biriktiği için trafik bir noktadan sonra düğüm olmaktadır. iş imkanlarının diğer bölgelere çeşitlendirilmesi durumunda yoğunluk da azalacaktır.
öncelikle belirtmem gerekiyor ki; söyleyeceklerim tüm mahalleyi kapsamıyor. ancak birgün, sol haber portalı, barış ince berkan kültigin gibi sol cenahın iki yüzlülüğünden artık gına geldi arkadaşlar. biz şöyle halkız biz böyle halkız. hassiktiriniz oradan. siz bir halt falan değilsiniz. bu toplum, bu insanlar sizi hiçbir zaman bağrına basmadı ve siz de hiçbir zaman köylü olmadınız. hiçbir zaman bu halk ile ortak bir paydada bulunamadınız, onu hiçbir zaman anlamadınız; anlamadığınız için de sürekli onlara fatura çıkarma kolaylığına kaçtınız. rol kesmeyi bırakın, çünkü sıkıldık.
bu entry ezberinizi bozabilir çünkü ben burada mustafa kemal'i seven birisinin abdülhamit'ten nefret etmek zorunda olmadığını, fatih sultan mehmet'in de şerafettin elçi'nin de ortak değer olduğunu doblosunun arkasına osmanlı tuğrası yapan adamın sana bir şey olmasın diye etrafında pervane olan amcan olduğunu savunacağım. ateist insanın selamınaleyküm demesindeki normalliği, din olgusunun bu topraklardaki en önemli kültür öğesi olduğunu savunacağım.
ya da,
ahmet türk'ün serbest bırakılmasıyla barbaros şansal'ın gözaltına alınmasına aynı anda sevineceğim. ama nasıl yeaaa!?
bu entry ezberinizi bozabilir çünkü ben burada mustafa kemal'i seven birisinin abdülhamit'ten nefret etmek zorunda olmadığını, fatih sultan mehmet'in de şerafettin elçi'nin de ortak değer olduğunu doblosunun arkasına osmanlı tuğrası yapan adamın sana bir şey olmasın diye etrafında pervane olan amcan olduğunu savunacağım. ateist insanın selamınaleyküm demesindeki normalliği, din olgusunun bu topraklardaki en önemli kültür öğesi olduğunu savunacağım.
ya da,
ahmet türk'ün serbest bırakılmasıyla barbaros şansal'ın gözaltına alınmasına aynı anda sevineceğim. ama nasıl yeaaa!?
fenerbahçe ile büyüdü, gelişti gibi laflar okuyorum sağda solda. gerçekten çok acıklı. taraftarlık bakış açısından kurtulamayanların ve kendisini dev aynasında görenlerin kurduğu zavallı cümleler bunlar.
türk basketbol avrupa'da her zaman saygın bir yerdeydi. fenerbahçe'den önce de fenerbahçe'den sonra da pek çok yarı final, final görmüştür/görecektir. basketbolun fenerbahçe ile ivme kazandığı doğru. ancak bütün türk basketbolunu fenerbahçe üzerinden okumak kadar aptalca bir tavır olamaz.
bugünkü final kulüp bazında en başarılı işlerinden birisi olabilir ancak türk basketbolunun en büyük finali değildir. türk basketbolunda buna benzer çok fazla final bulunmaktadır. fenerbahçe taraftarı bugünkü finalde galibiyete inanıyorsa, bu türk basketbolunun saygınlığı, bu seviyelere olan alışkanlığı ve sürekli oynadığı yarı-final, final kültüründen kaynaklanmaktadır.
türk basketbol avrupa'da her zaman saygın bir yerdeydi. fenerbahçe'den önce de fenerbahçe'den sonra da pek çok yarı final, final görmüştür/görecektir. basketbolun fenerbahçe ile ivme kazandığı doğru. ancak bütün türk basketbolunu fenerbahçe üzerinden okumak kadar aptalca bir tavır olamaz.
bugünkü final kulüp bazında en başarılı işlerinden birisi olabilir ancak türk basketbolunun en büyük finali değildir. türk basketbolunda buna benzer çok fazla final bulunmaktadır. fenerbahçe taraftarı bugünkü finalde galibiyete inanıyorsa, bu türk basketbolunun saygınlığı, bu seviyelere olan alışkanlığı ve sürekli oynadığı yarı-final, final kültüründen kaynaklanmaktadır.