entry'ler (86)

readcube

yeni keşfettiğim pdf okuma programı. benzeri iki, üç program daha kullanıyorum aslında, ama sürekli aynı formatta makale okumak sıkıyor yenilik güzeldir. bak şöylede güzel bir özelliği var diyebilecek kardeşlerimi beklerim.

tübitak mam

yakinda staj yapacagim kurumdur. malzeme enstitusu ve sosyal imkanlari hakkinda bilgisi olanlardan yardim istiyorum. ozellikle yemek konusunu merak ediyorum.

dudut: abilerim, ablalarim bi bilgisi olan yok mudur?

behzat ç

sansürsüz bölümünün bu gece yarısı mı, yarın gece yarısı mı oldugunu anlayamadığım güzel dizi. kafam karıştı pazar 00.00 demek cumartesiyi pazara bağlayan gece demek olur heralde ya da mantık hatası var ben de.

kandil mesajcıları

Bide mesajin sonuna kendi adlarini yazmazlarmi cok fena. Arkadasim oraya benim adimi yaz samimi olsunda cevap vereyim

isotrexin

olumlu etkisini gördüğüm ilaç. birkaç ay düzenli kullandım sivilceden eser kalmadı. eski izler geçti. yeni sivilce çıkmadı her şey güzel giderken bir gece sürerken yüzüm acayip yandı oysa ki hiç yanmazdı böyle kızardı falan, olsun dedim dayandım. ertesi gün gene yangın yerine döndü yüzüm sabaha kızardı, neyse doktora gittim. çok memnundum 2 gündür sürerken yanıyo sabahları kızarık uyanıyorum dedim. zaten yüzümden de anlaşılıyodu halim. alerji olmuş dedi. alerji uzun zaman kullandıktan sonra da ortaya çıkabilirmiş, ilk gün çıkması şart değilmiş neyse başka ilaç verdi. bunu sür yüzünün kızarıklığı geçince isotrexini yüzünün az bir yerinde dene yanmazsa ona devam et dedi. ama bildiğin ilaçtan soğudum. sürmeyi falan bıratım. suratım eski sivilceli, çukurlu haline geri döndü. yani yüzüm düzeldi bırakayım artık hacı demek yok malesef. uzun lafın kısası iki gün önce yeniden başladım. hayrını görmek dileği ile...

behzat ç

hala şoktayım. saçmalarsam kusura bakmayın. kafayı dağıtmak için facebook da arkadaşların fotograflarına falan baktım. yazabilecek kadar toparladım. bi kaç dakika önce acayip tribe girdim geçmişi, geleceği, dost dediklerimi, düşman dediklerimi, anamı, babamı düşündüm. çok karıştım. (burası itiraf yeri değil biliyorum yanlış gelmedim.) bir ton korkularım var. korkup da yapamadıklarım, söyleyemediklerim. akbaba gibi garip sürekli tekrar eden rüyalarım var hep aynı rüyalar, kimseye anlatmadığım. hepsini kafamda gerilere atıp yaşamaya çalışıyorum. behzat gibi kendimi unutmak için kendimi işime verdim. çalışıyorum ve hayata tutunuyorum. bu gece bütün bunlar geri geldi. dizim bölüm sonunu çok güzel bağladı. çok begendim ama sanırım uyuyamayacağim. tanım gelmedi aklıma. tanımlanamayan dizi.

üniversiteyi kazanan sözlükçülerin başarı sırları

herkese inat planlı,programlı yani düzenli çalışın eger dershaneye gidiyorsanız rehber ögeretmeninizle aranızı iyi tutun. onun sözünü dinleyin, verdiği ödevleri yapın. evet çok çalışın ama çalışmanında bokunu çıkarmayın, sonra devreleri yakarsınız mazallah. masanızda duran test kitapları var ya işte onları yiyin, yutun. sonra ver elini üniversite... vizeydi, finaldi ugraşır durursunuz neyse bunları sonra konuşuruz.

behzat ç

seyrine hayran olduğum, geçen sezon daha iyiydi yea çok bozdu diyenleri ayıpladğım(!) (çok ayıp sözlük) dizi.

edit: doğallık, samimiyet fotoğraf makinasıyla çekildiği içindi. profesyonel kamera kullanınca sıradanlaşıyor tabii bir de geçen sene cinayetler daha bir duygusal sebeplerden işleniyordu. kimisi yıllar önce içinde kalan bir ukte için kimisi kocasından dayak yediği için( feride) vb bize yakın şeylerdi.

behzat ç

her şey bir tarafa şule'nin psikoloğa ne anlattığını çok merak ettiğim dizidir canım behzat ç, o kadar zamandır görüşüyolar, şulenin durumu iyiye gidiyor. anlamadım ki yalandan bir hikaye uydurdu onu mu anlatıyor napıyor.

mavi saç

şule saçlarını maviye boyatıp eve gelmiş behzat'ın karşısına geçmiş en sevimli hali ile...
şule: yakışmış mı behzat yakışmış mı söyle?
behzat ç : hiç bir insana mavi saç yakışmaz şule
şule: ama ya herkes yakışmış dedi. sokakta herkes bana baktı.
behzat ç : onlar sen üzülme diye öyle demiştir. git saçını kumrala boya gel. mavi mavi gezme

tanım: şuleye özenip boyatmak istediğim ama cesaret edemediğim ve edemiyeceğimdir.

öğretmenin bilmediğin yerden sorması

istisnasız her öğrencinin başına gelen olaydır. kitabın tamamını hap gibi yutamayız ki değil mi? hele bir de şanssızsak neden olmasın?

behzat ç

amirim, bu neydi allahın aşkına dedirten bölümü az önce biten dizim. muhabbetleri her zamanki gibi çok sevdim. ara geçiş bölümü izledik sanırım o yüzden biraz sıkıldım. ama kesinlikle her bölüm aksiyon olması gerekmiyor farkındayım da seviyorum amirimin dellendiği zamanları napıyım. bi de amirim varken zaman çok çabuk geçiyor onun sırrını çözemedim daha...

kendine iyi bak

sevdiğinden ayrılırken, giden sevgili böyle derse bakmazsın evet depresyona girer iyi miyi bakmazsın. sonra hayatına biri girer. mesela başka bir okulda okuyordur, ayrılırken tekrar görüşeceğiniz günü düşünerek kendine iyi bak derse, onu sağ salim görmek için kendine iyi bakılır.

sevdiğinden vazgeçmek

aşk ateşinden çıkıp, gerçeği gördüğü içindir bazen. genelde platonik ilişkilerde öyle şeyler olur.

izlenilen film sonrası akan yazıları izlemek

filmin tadına doyamamaktır, filmin büyüsüne kapılıp, olayları düşünürken belki de yazıları görmüyordur bile. üçüncü bir ihtimalle filmden sonra ders çalısman gerekiyordur sende yazıları bile izleyerek anne film daha bitmedi diyor da olabilirsin.

yarın okullar açılıyor diye sevinen tip

beni farkettiler, siz kaçın. uzun lafın kısası o tip benim. şu anda tatildeyim ve okulumu ne kadar özledim anlatamam. kantinde arkadaşlarla muhabbet etmek, oyun oynamak, ders çalışmayı bile özledim. 3 haftadır tatilde yapacak hiç bir işi olmayan her tip, okullar açılıyor diye sevinen tiptir.

yatağa girince akla ilk gelenler

"aah dişimi fırçalamayı unuttum yaa kim kalkcak lan şimdi uff"

yatağa girince akla ilk gelenler

sabah teslim edilecek bir ödevin oldugu yatağa girince aklıma gelenlerin basındadır.

ali kemal akbuga

benim çok sevdiğim fizik öğretmenimdir. üniversiteden önceki öğrenim hayatımdan hatırlamak istediğim tek kişidir. öğretmenler günü de değil bugun ama aklıma geldi durup dururken. ergenlik bunalımlarıyla ders çalışmazken, o dersten önce bir konuşma yapardı. ne bunalım kalırdı, ne bir şey... mis gibi ders işlenirdi. hatta eve gidince o ders tekrar edilirdi. bu sebeptendir ki çalıştığım tek ders fizikti. onun kadar iyi olabileceğime inansam fizik öğretmeni olmak isterdim.

koltuğa oturmuşken kumandayı almadığını fark etmek

etrafında kendinden küçük birey buldugunda, ondan kumandayı istemekle son bulacak eylemdir. anne, baba, dayı, amca, abla, abi, enişte vs. başka aklıma gelmeyen yetişkinler diğer oda da bile olsa çocuga seslenirler.
- serincaaan kumanda nerdee
+masanın üstündee(odadan seslenilir.)
- oturdum artık, belim de agrıyor zaten. veriver kumandayıııı...
+geldiim.