entry'ler (196)

sözlük yazarlarının favori takımları

ekmekspor.

raul meireles

beşiktaşa portekizli oyuncu transferi nasıl yapılır ayarını verdirten oyuncu.

emine erdoğan ın myanmar gezisi

helal olsun dedirten gezidir. ayrıca ne bildiniz devletin imkanlarıyla gittiğini. herkesi kendiniz gibimi zannediyorsunuz. bugün bir dua ettiniz mi acaba oradaki masum halk için. ne gezer. çamur atmak gibi daha eğlencelisi varken. sizin gibi vicdandan yoksun mahluklarla aynı ülkede yer almaktan utanıyorum...

21 ağustos 2012 spartak moskova fenerbahçe maçı

ilk maçı 1-0 ruslar alır.

akp nin seçimde alacağı muhtemel oy oranı

---------%49.

2012 2013 sezonu en iyi kadroya sahip türk takımı

volkan>muslera
yobo>ujfalusi
egemen>dany
bekir>semih
h.a.k>balta
eboue> gök.gön.
krasic>hamit
stoch>amrabat
burak>sow
kuyt>elmander
m.topal=melo
selçuk>baroni
yedeklerle beraber düşünüldüğünde
fb'de caner, semih, selçuk, alex, topuz, bienwenu, bekir>
gs'de umut, emre çolak, riera, sabri
yedek kadroyla beraber irdelendiğinde fenerbahçenin üstün olduğu bellidir. ama başında işe yaramaz hoca olduğu için gs. daha şanslı...
bir fenerbahçeli olarak söylüyorum bunları.

oruç bozup kan veren adamın müslümanlığı

kan verme olayı üzerinden dindarlara sallama girişimidir. her şey bitti sıra buna geldi. sanki biz bunları dürtüyoruz. aman kan vermeyin orucunuz bozulur diyoruz da, bunlarda sövüp sapanlıyorlar. islamiyetin kolaylık dini olduğunu bilmeyecek, kan vermenin orucu bozup bozmayacağını araştıramayacak kadar ferasetten yoksun insana ALLAH akıl, feraset versin...

osman pamukoğlu nun hakkari yi elden çıkarması

osman pamukoğlu'nun söylediği doğru bir fikirdir. yalnız olaya şu pencereden bakmakta fayda var. hakkari elden çıkmışsa ki, yalnız bu hükümet döneminde çıkmadı. 80'lerde işlenen bu günkü terör olaylarına alt yapı oluşturan faili meçhuller neticesinde elden çıkmaya başladı.

mhp nin yüzde 50 ile iktidara geldiği gün

sonun başlangıcının olacağı gündür. mhp iktidara geldiği zaman, sivil terörist demeden kürt katliamına kalkışılırsa* ülkenin halide suriye'den farklı olmaz.

atatürk ün mason olduğu iddiası

Nesta H. Webster eserinde[1], "Jön Türkler hareketi, italyan Büyük Doğu'sunun direktifi altında, Selanik Mason Locaları tarafından başlatılmıştır. Aynı makam, daha sonra M. Kemal'in başarıya ulaşmasında da yardımcı olmuştur.[2] diyerek mason localarının Osmanlı'dan Cumhuriyete geçişte ve Cumhuriyet döneminde oynadığı role özlü bir şekilde işaret etmektedir. Aynı şekilde, 1920 yılında Londra'da yayınlanan Morning Post gazetesi de; "Kesin olarak söyleyebiliriz ki, Türk ihtilali hemen hemen tümüyle bir Mason-Musevi komplosudur.[3] ifadesiyle bu rolü teyid etmektedir.

Bundan da anlaşılmaktadır ki, M. Kemal Atatürk'ün içinde bulunduğu hareket; "Mason yapılanmasıydı."

Peki M. Kemal mason muydu, bu konuda deliller var mıdır?

Hemde çok;

Evet, M. Kemal Atatürk bir masondu.

Üstelik M. Kemal'e ithafen "Tek Adam" kitabını yazan "Şevket Süreyya Aydemir'in tanımlamasıyla, "O bir cilacı değil, bir yontmacıydı".[4]

M. Kemal, mason olmak için ilk başvurusunu, 1905 Kasım'ından 1907 Ekim'ine kadar görevli kaldığı Şam'da yapmıştır. Mimar Sinan dergisinde Semih Tezcan "Mim Kemal Öke ve Atatürkle Diyalogu" başlıklı makalesinde, Büyük Üstad Mustafa Hakkı Nalçacı'nın torunu Ümit Nalçacı'dan rivayeten, M. Kemal'in Şam'da görevliyken Mason olmak için yaptığı başvurunun kabul edilmediğini yazmaktadır.[5] M. Kemal 13 Ekim 1907'de (Şamdaki görevini tamamlayarak) Selanik'e döner. 29 Ekim 1907'de ittihat ve Terakki Cemiyeti'ne girer. Üye alımları ya Ömer Naci'nin evinde, ya da mason locası `Macedonia Risorta´nın bekleme odasında yapılmaktadır. Ikinci mekanda subaylar önce tekris edilerek mason, sonra yemin ettirilerek Cemiyet üyesi yaptırılmaktaydı.[6] diyen mason yazar Tamer Ayan, üye listelerinde yer alan isimlerden bazılarını sıraladıktan sonra bir sonraki sayfada konuyla ilgili değerlendirmesini şöyle yapmaktadır:

"Atatürk çevresindeki, hem ittihatçı, hem mason olan asker ve sivil arkadaşlarının etkisiyle, önce mason, sonra ittihatçı´ kuralına uygun olarak önceMacedonia Risorta´ locasında mason olmuş ve bunu takiben de Ittihat ve Terakki Cemiyeti'ne 1907 yılında 322 numara ile üye yapılmıştır.[7]
Araştırmacı Bilal Şimşir, Türk Tarih Kurumu tarafından yayınlanan, "Ingiliz Gizli Belgeleri'nde Atatürk"; adlı çalışmasında, 20 Ocak 1921 tarih ve sayı 35, Istanbul Genel Karargahı'ndaki General Harington'dan Ingiltere Savunma Bakanlığı'na gönderilen "Şifre Tel No:1,9821-Gizli" kayıtlı evrakta, M. Kemal hakkında derlenen bilgilerde;

"1907'de Selanik'e atanınca, Ittihat ve Terakki'ye ve italyan Mason Locası'na girdi"[8] denildiğini aktarmaktadır.

Öte yandan, 1965-66 yıllarında Hollanda Grand Orienti araştırmacı üstadlarından Lowensteijn, ünlü Türk masonlarını araştırmaya koyulup, istanbul'daki Obediyansa bir yazıyla başvurarak bilgi ve belge ister. Kendisine "Türkiye Büyük Locası Büyük Sekreteri Nafiz Ekemen"; imzalı bir cevap gelir. Anılan yazıda Kargotich (Kargaliç) adlı eski bir Yugoslav masonun, Atatürk'ün Makedonya';da bir locada mason olduğu ve kalfa derecesine kadar yükseldiği hakkındaki ifadesi önemle aktarılır. Kargatovich'in, Yugoslavya Büyük Locası yıllığında M. Kemal'in Masonluğu hakkındaki bilgileri okuduğunu kesin bir şekilde dile getirdiği belirtilir.[9]

M. Kemal Atatürk'ün mason olduğu, pek çok ülke yayınında da açıkça yer almıştır. M. Kemal'in 'beni en iyi anlatan kitap'[10] dediği "Bozkurt" adlı kitapta Atatürk'ün mason olduğu şu sözlerle ifade edilmektedir:

"M. Kemal Vedata Locası’nda bir birader olarak örgüte katıldı."[11]

Aynı kitapta bir de şu hadise nakledilmektedir:

"Fransız Sarraut, Cavid için kişisel bir ricada bulunmak üzere Ankara'ya gelmişti. Sarraut, Doğu Farmason locasının tanınmış bir ismiydi. M. Kemal'e meslekteki bir mason birader olarak başvurmuştu."[12]

Başka bir delil ise, M. Kemal Atatürk’ün yakın dostlarından ve onun kalemşörlüğünü üstlenen Falih Rıfkı Atay’ın Bugün gazetesine manşet olan; "Evet, Atatürk bir masondu." itirafıdır.[13]
Diğer taraftan, Jürgen W. Diener, Beyaz Zambaklar dergisinde M. Kemal'in mason olduğunu yazmıştır. Diener onun Makedonya (Risorta et Veritas) locasına mensup bulunduğunu bildirir.[14]

G. Gamberini de "Mille Volti di Massoni" adlı 1975 tarihli çalışmasında, dünyanın bin ünlü masonu arasında Atatürk'e de yer vermektedir.

Ayrıca 1988'de, Hamburg'da Atatürk'ü anma töreninin yapıldığı mason locasının duvarlarındaki dünyaca ünlü masonlar listesinde onun da adı bulunuyordu.[15]

Bu arada, 1932'deki "Beynelmilel Masonlar Birliği (AMI)'nin Büyük Konvan'ının, dönemin diktatörü M. Kemal Atatürk'ün tam kontrolündeki Istanbul'da toplanması anlamlıdır. O toplantıda dünyanın en üst kademe masonlarının Cumhurbaşkanı olarak M. Kemal'e gönderdikleri "bağlılık mesajları" onu kendilerine yakın saydıklarının delilidir.

Atatürk'ün mason olduğunu, dünyaca ünlü Özgür Ansiklopedi "Wikipedia" (Almanca) da bildirmektedir.[16]

M. Kemal'le Mütareke yıllarında Istanbul'da tanışan mason Kont Sforza da "Modern Avrupa'nın Kurucuları" adlı kitabında onun mason olduğunu yazmıştır.[17]

Bunların dışında, Daniel Ligou'nun "Mason Ansiklopedisi'nde ve daha pek çok kaynakta Atatürk'ün mason olduğu belirtilmektedir.[18]
Şayet M. Kemal mason ise, localar niçin ona hala açıktan sahip çıkmamaktadır?

Bu soruyu mason yazar Tamer Ayan, yakın tarihte yayınlanan "Atatürk ve Masonluk" adlı kitabının önsözünde kısaca şöyle cevaplandırmaktadır:

"Eski mason yöneticileri, Atatürk'ün mason olduğu ortaya çıktığı takdirde, bu sıfatının Atatürk'e zarar vereceğini düşündüklerinden "Ya Atatürk'ün mason olduğunun duyulması ona zarar verirse?", "Ya da, Atatürk düşmanlarının eline kötüye kullanabilecekleri yeni bir koz verilirse?" [19] kaygısıyla sessiz kalmayı yeğlemişlerdir.

Nitekim Atatürk'ün mason olduğunun anlaşılmasının tepki yaratmasından endişe duyanlar arasında, bu konuda belgesel araştırmalar yapan ve önemli ip uçları yakalayan mason araştırmacı Osman Zeki Koylan da vardır. "Koylan, dönemin büyük üstadına gönderdiği ; Atatürk'ün masonluğuna ilişkin bazı verileri, hatta kendisine göre kanıtları içeren 12 Ekim 1981 tarihli önemli mektubunu, bu konuda duyduğu endişeyi, aşağıdaki cümlelerle dile getirerek bağlar:

"Netice itibarı ile: bize karşı umumi (genel) bir antipati (soğukluk) devam ettiğinden, Atamızın intisabı konusunun harice (dışarıya) intikalini asla tecviz etmiyorum (onaylamıyorum). Mamafih (bununla birlikte) localara tamimini takdirinize arz ederim." Yıllarca araştırmalara rağmen bir türlü çözümlenmeyen bu meçhulü gün ışığına çıkarmak bana nasip oldu" 20] diyerek Atatürk'ün masonluğunu belgelediğini söyleyerek sorumuzun cevabını vermektedir.

Mason localarının Atatürk'ün şefliği döneminde kapanması (1935) mevzuuna gelince;

Araştırmacı Suat Parlar, çalışmasında, Atatürk&'ün mason olduğuna dair kuvvetli iddialar bulunduğu, en azından masonluğu felsefe olarak benimsediği bilindiği halde, 1935'de mason localarının niçin kapandığı meselesine eğiliyor ve şöyle diyor:

"Devletin en önemli kurumlarının başında zaten masonlar varken, (locanın) malvarlığı konusunda alınacak tedbirler, sembolik olmaktan öte bir anlama sahip değildi;[21]
M. Kemal'in özel hekimi ve yakın arkadaşı olan Büyük Üstad Mim Kemal Öke'nin Mason Derneği'nin 1949 yılındaki büyük kongresinde yaptığı ve Türk Mason Dergisi'nin birinci sayısının 12-14'üncü sayfalarında yayınlanan konuşmasında bu konuyla ilgili olarak söyledikleri aydınlatıcıdır:

"Memleketin siyasi akışları bir an için bizim mesaimizi men etmişti. Bu yalnız bizim değil, Türk Ocakları, Kadınlar Birliği vesaire gibi teşekküllere de teşmil edilmişti. Bu tatili mesai bir kapanış değil, bir ima üzerine olmuştur. Atatürk mason teşekkülü için çok büyük iltifatta bulunmuş, Ankara'daki binaya her yıl 3 bin lira yardım etmişlerdir. Bugün başımızdakiler de aynı yardımda bulunmuşlardır. Atatürk memleketimizi ziyarete gelen tanınmış şahsiyetleri bu lokalde kabul ve ziyaret etmiştir. Mason teşekkülünü Atatürk kapattırmamıştır. Siyasi ahval o zaman böyle bir imayı mecburi kılmıştır. O zaman başkanlıktan Mareşal Fevzi Çakmak'ın emri üzerine ayrılmıştım. Mareşal askerlerin bu kabil teşekküllerde bulunmamalarını emretmiştir. Ortalığı karıştırmak, şahsi taassuplarını kullanmak isteyen baykuşlara bu kürsüden tekrar ediyorum: `Bu teşekkül Atatürk’ün ruhunu tazib (ruhuna azab) etmemiş, taziz etmiştir (sevgi ile anmıştır’[22]

Mason Yazar Tamer Ayan da bu konuyu ele alarak, “Eğer Atatürk masonlara yapılan suçlamalara inansa, hatta inanmak değil şüphe bile etse; üzerine titrediği rejimin selameti için Masonluğu kanun yoluyla kapatmaz, hatta masonları Istiklal mahkemeleri ve Takriri Sükun Kanunları gibi olağanüstü yöntemlerle sindirmez miydi?”diye sorarak şu hükmü veriyor:

“ Atatürk, ülkeye ışık veren bu pencereyi tuğlayla ördürüp iptal ettirmemiştir; ancak kamuoyunu ve rejimi masonluğun aleyhine yönlendiren ve şartlandıran antimasonik baskı ve propagandanın, masonluğa telafi edilmez ölçüde zarar vermesini önlemek amacıyla, sadece perdelerinin ev sakinlerinin eliyle kapatılmasını ve oturanların da tatile çıkmasını sağlamıştır. Özetle Atatürk masonluğu yasaklatmamıştır. Bilakis böylesi bir ılımlı çözümle zulümden kurtarmıştır”[23]

Kaldı ki, masonlar, M. Kemal Atatürk’ün gazetesi Anodolu Ajansı’nda şu bildirgeyi yayınlamışlardır:

“Mes’ul ve maruf (sorumlu ve herkesçe bilinen) imzalar altında Ajansımıza verilmiştir. Türk Mason Cemiyeti memleketimizin sosyal tekamülünü ve günden güne artan muazzam terakkilerini dikkate alarak ve Türkiye

Cumhuriyetinde hakim olan demokratik ve cidden laik prensiplerin tatbikatından doğan iyilikleri müşahede ederek faaliyetine, bu hususta **hiç bir kanun olmaksızın** nihayet vermeyi ve bütün mallarını memleketimizin sosyal ve kültürel kalkınmasına çalışan Halk Evlerine teberruu muvafık (bağışı uygun) görmüştür.[24]

Ayrıca Şükrü Kaya hükümet adına kamuoyuna yaptığı resmi açıklamada;

“Türk Masonları kendi **ideallerinin hükümetin esas programına dahil olduğunu** görerek, kendi teşkilatlarını **kendileri fesh etmişlerdir. Hükümetin bu iş üzerinde hiç bir teşebbüsü ve alakası yoktur.”** diyerek durumu belirtmiştir.

M. Kemal Atatürk’ün Cumhuriyetçi (daha doğrusu diktatörlük) kadrosunda görev alanların büyük bölümü Masondur. Bir bakıma yönetim ve devrimlerin gerçekleştirilmesi Masonlara emanet edilmiştir.

Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası’nın resmi web sitesinde açıklanan kadro:

Fethi Okyar, Rauf Orbay, Refet Bele Paşa, Ali ihsan Sabis Paşa, Meclis Başkanı Kazım Özalp Paşa, Meclis Başkanı Abdülhalik Renda, Başbakan Hasan Saka, içişleri Bakanları Şükrü Kaya ve Mehmet Cemil Ubaydın, Dışişleri Bakanları Bekir Sami Kunduh ve Tevfik Rüştü Aras, Sağlık Bakanları Rıza Nur, Adnan Adıvar, Refik Saydam, Behçet Uz, Milli Eğitim Bakanları Reşit Galip, Hasan Ali Yücel, Ekonomi Bakanı Sırrı Bellioğlu, Milletvekilleri Cevat Abbas, Atıf Bey, Edip Servet Tör, Yunus Nadi, Reşit Saffet Atabinen, Memduh Şevket Esendal, Hilmi Uran, Tevfik Fikret Sılay, Ahmet Ağaoğlu, Ankara Valisi Nevzat Tandoğan ve Belediye Başkanı Süleyman Asaf ilbay, istanbul Valileri Muittin Üstündağ, Lütfü Kırdar, Danıştay Başkanı Mustafa Reşat Mimaroğlu, Jandarma Genel Komutanı Galip Paşa, istiklal Mahkemesi Başkanı Necip Ali Küçüka, Amiral Mehmet Ali Paşa Atatürk’ün çevresinde ülkeye hizmet (!) etmiş Masonlardır.[25]

Yazıda sunduğumuz delilleri, beyni resmi ideoloji telkiniyle yıkanmış olup düşünme mekanizmasını kullanamayanların kabul etmesi elbette güç.

Fakat, Mason dergisi “Büyük Şark’ta, mason üstadı Fahrettin Kerim’in yayınlanan bir yazısındaki şu sözleri dikkat çekici ve düşündürücüdür; “Türk Masonları inkılap yolunda Gazinin (M. Kemal’in) en sadık en disiplinli askerleridir’26]
Bize göre de, evet, M. Kemal Atatürk bir masondu ve “3. dereceye”kadar yükselmiştir. Ancak M. Kemal Atatürk, kendi sözleriyle sabit olduğu üzere, tabiata tapıyordu;[27] Yani ateistti. Masonlukta ise bir yaratıcıya (Evrenin Ulu Mimarı) inanılmaktadır. Dolayısıyla, M. Kemal Atatürk’ün ateist olduğu anlaşıldıktan sonra ihraç edilmesi icab ediyordu, lakin masonlukta “ihraç”olmadığından dolayı M. Kemal Atatürk ihraç edilmek yerine, masonların tabiriyle “uykuya yatırılmıştır.

Nitekim M. Kemal Atatürk’ün, masonlukta “3. Derece Nizam Vaziyeti” [28] şeklinde birçok resmi bulunmaktadır.
KAYNAKLAR:

[1] Nesta H. Webster, Gizli Cemiyetler ve Yıkıcı Faaliyetler, Londra, 1928, sayfa 284.

[2] Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Istanbul, 2008, sayfa 127.

[3] Morning Post gazetesi, 1920. Aktaran: Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Istanbul, 2008, sayfa 127.

[4] Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Istanbul, 2008, sayfa 92.

[5] Mimar Sinan Dergisi, Semih Tezcan “Mim Kemal Öke ve Atatürkle Diyalogu”1998, sayı 109, sayfa 16. Aktaran: Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Istanbul, 2008, sayfa 159-160.

[6] Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Istanbul, 2008, sayfa 159-160.

[7] Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Istanbul, 2008, sayfa 159-161.

[8] Bilal Şimşir, ingiliz Belgelerinde Atatürk, Türk Tarih Kurumu Yayını, 1979, cild 3, sayfa 96.

[9] Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Istanbul, 2008, sayfa 186.

[10] Yalın Alpay, gazetesiz.com.tr, 17 Ocak 2011.

Ayrıca bakınız: Engin Ardıç, Sabah, 05 Mart 2011.

[11] H.C. Armstrong, Bozkurt, Arba yayınları, Çev. Gül Çağalı Güven, birinci baskı, Istanbul 1996, sayfa 16.

[12] H.C. Armstrong, Bozkurt, Arba yayınları, Çev. Gül Çağalı Güven, birinci baskı, Istanbul 1996, sayfa 198.

[13] Bugün Gazetesi, 6 Eylül 1968. (Bu dipnot ile ilgili yazıda fotoğraf bulunmaktadır.)

[14] Jürgen W. Diener, Beyaz Zambaklar dergisi, Mart 1938, sayı 38.

[15] Suat Parlar, Türkler ve Kürtler, Bağdat Yayınları, sayfa 496, 497.

[16] http://de.wikipedia.org/w..._T%C3%BCrkei#cite_note-10

[17] Kont Sforza, Les Batissenrs de L’europe Moderne.

[18] Daniel Ligou, Ansiklopedi, Dictionnaire Universal De La Franc-Maçonnerie. (Bu dipnot ile ilgili yazıda fotoğraf bulunmaktadır.)

[19] Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Istanbul, 2008, sayfa 10.

[20] Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Istanbul, 2008, sayfa 37.

[21] Suat Parlar, Türkler ve Kürtler, Bağdat Yayınları, sayfa 496, 497.

[22] Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Yurt Kitap Yayın, Istanbul, 2008, sayfa 229, 230.

[23] Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Yurt Kitap Yayın, Istanbul, 2008, sayfa 340.

[24] Anadolu Ajansı, 10 Ekim 1935.

[25] Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası resmi web sitesi

[26] Masonların “Büyük Şark dergisi, Ikinci Kânun – Şubat, 1934.

[27] M. Kemal Atatürk’ün tabiata taptığına ilişkin sözleri için bakınız; http://belgelerlegercekta...aturk-tabiata-mi-tapiyor/

[28] Masonlukta “3. Derece Nizam Vaziyeti’;nin fotoğraftaki şekilde olduğuna dair bakınız; Masonlar Büyük Locası Üstadı Celil Layiktez, Başlangıçtan Bugüne Kadar Ritüelimizin Inkişafı, Mimar Sinan Yayınları No:1, Yenilik Basımevi Istanbul 1972, Üçüncü Dereceye Mahsus Muhtıra, sayfa 11. (Bu dipnot ile ilgili yazıda fotoğraf bulunmaktadır.)
(http://belgelerlegercekta...on-localarini-kapatti-mi/)
(görsel )
http://8http://belgelerle...gou-ansiklopedi-belge.gif)
(görsel )

kot pantolon giyen bayan allah a isyan etmektedir

yerinde tespitte bulunmuş hocadır. aynı zamanda bilgisiz, cahil, cühelanın küfürlerine muhatap olan hocadır. o hocanın bilgisinin onda biri kadar ilmin var mıki, bu kadar hadsiz konuşabiliyorsun.

8 ağustos 2012 vaslui fenerbahçe maçı skor tahmini

berabere bitecek maç.
0-0.

kanal d nin terörist yalanı

kanal d'nin teröristlerin karakola sızdırma(devşirme), girişimi. yalan olduğu ortaya çıktı.
(http://video.rotahaber.com/detay.asp?kat=2946)
(http://haber.rotahaber.com/haber-detay/295044)

fenerbahçe ye teknik direktör önerileri

mircea lucescu.

okan bayülgen in şakirtlere verdiği ayar

atatürk'ün islam aleyhtarı sözlerini meydana getirdiğimiz zaman, ilgili kişiye cehaletini giderme yollu göndermedir. Şöyleki;
"Muhammed'in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur'an denir. islam ananesinde bu ayetlerin Muhammed'e Cebrail adında bir melek vasıtasıyla Allah tarafından vahiy, yani ilham edildiği kabul olunur. Muhammed birdenbire Allah'ın Resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır. O, Arapların ahlak ve adetlerinin pek fena ve iptidai ve islaha muhtaç olduğunu anlamış, bunları islah için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca tefekkürden sonra kendisinde vahiy ve ilham fikri doğmuştur."
- Kaynak: ATATÜRK, 1933, Milli Eğitim Bakanı Dr.Reşit Galip'e hitaben, ismet Giritli, Kemalist Devrim ve ideolojisi
Prensiplerimiz, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutulmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.
Kaynak: ATATÜRK, Cumhuriyet Halk Partisi programı, Söylev ve Demeçleri / Cilt 1 / Syf. 389
Türk'ler Arap'ların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de Mısırlıların vesairenin Türk'lerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir şekilde tesir etmedi.. Bilakis, Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti, milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü Muhammed'in kurduğu dinin gayesi milliyetlerin fevkinde şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu arap fikri ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammed'in dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa hayatlarını Allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine hasr etmeğe mecburdular. Bununla beraber, Allah'a kendi lisanında değil Allah'ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe Allah'a ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyyet karşısında Türk Milleti bir çok asırlar ne yaptığını ne yapacağını bilmeksizin adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuran'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler.
Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Medeni Bilgiler kitabı
-----------------------------------
daha sayıyımmı, yeter mi sizce?

pkk ya karşı kurulacak ülkücü ordusu

kurulsa dahi, taraftar bulamayacak ordudur. eminim sayısı 1000'i geçmez. ancak burada laf kalabalığı yaparlar. hakiki ülkücüleri tenzih ederim.
edit: baksanıza şimdiden kıvırmaya başladılar, onlar malı götürecekte benmi savaşacam demeye. ne oldu senin sözde vatan, millet aşkına. ha bi anda askerlik lafını duyunca sönüverdi. hep bahane hep bahane. savaşacak olan onu bunu bahane etmez. mertçe gider yüreğini ortaya kor...

08 08 2012 tarihli yılmaz özdil yazısı

halen daha dar çerçevede yorumlanan yazı. illa ki uzun uzun anlatmak gerekiyor ki anlayabilsinler. ülke olarak 2002 den önce askeri ve siyasi olarak nasıl bir ekibin vardı. ben söyleyim. başta ergenekoncu komutanlar, israile ve bilumum devletlere yüksek derecede peşkeş çekilen askeri ihaleler, kendi askerinin ölümüne sevinebilecek vatan haini komutanlar, bankaları hortumlanıp bir gecede yüzde 7500 lerde repo oranıyla dışarıya kaçırılan sıcak paralar, bir günde doları ikiye katlatan, ekonomiyi yerin dibine geçiren, dışarıdan bakan ithal eden yüz karası iktidar, terör konusunda atıp tutup söz apo'nun idamına gelince, gerekli fedakârlıkta bulunan sözde milliyetçi partiler. siz apo'yu hem asmayın, hemde şehit vermede başarılıyız deyin. bunu külahıma anlatın.
hem ergenekoncuları savun, hem balyozcuları savun, din düşmanı subaylara ses çıkarma, sonra burada birde türklüğümden onur duyuyorum diye nutuk at. iyi yere tezgâh kurmuşsunuz. siz dar bakışlı güruh, size de ancak yılmaz özdil gibi, ilkokul çocuğu şiiri tarzında yazı yazan dar çerçeveden olayları yorumlayan yazarları okumak müstehak.
ayrıca acıtasyonlara ihtiyacımız yok. bizler, bizim muhafazakâr camia olarak askerliği siz sözde milliyetçi, özde statükocu güruhtan çok çok iyi yaparız. kişide ALLAH iNANCI zayıf sizin grup*, şehitliğin daha ruhani derecede anlamını dahi bilmez. ama burada bik bik öter. ALLAH bilir siz askerlik yaparken, belki de kürtleri sadece kürt olarak düşündüğünüz için, ırki manada savaşıp şehitlik beklediniz. önce öğrenin şehit kime denir, ne yolunda savaşan şehit olur. daha manasını bilmeden atıp tutuyorsunuz...

başörtüsünü tehlike sanan güruh

Mü'min kadınlara da söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve
ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden
görüneni hariç. Baş örtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde)
koysunlar. Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da
oğullarından ya da kocalarının oğullarından ya da kendi kardeşlerinden ya da
kardeşlerinin oğullarından ya da kız kardeşlerinin oğullarından ya da kendi
kadınlarından ya da sağ ellerinin altında bulunanlardan ya da kadına
ihtiyacı olmayan (arzusuz veya iktidarsız) hizmetçilerden ya da kadınların
henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler.
Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte
Allah'a tevbe edin ey mü'minler, umulur ki felah bulursunuz." (NUR
SURESi-31) ayetinden bihaber güruh...

08 08 2012 tarihli yılmaz özdil yazısı

şehit sayılarından başarısızlık tablosu çıkartılan aymazlık örneği yazı. yazarın görüş açısının sığlığına, darlığına da ayrıca hayran kaldım. bu zât terörün dış güçlerin payandası olduğunu bilmiyor sanki . sen ekonomik krizlerle, banka hortumlamalarıyla uğraşırken tabi ki bu durum dış destekçilerinin hoşuna gidecek. sen çünkü küçülmüşün ufalmışın ne gereği var terörü çıkartıpta birde o yönden vurmanın. ne zaman güçlenmeye başladın işte o zaman terörü başına musallat ederler. türkiye'nin son üç yıl ekonomik büyüme rakamları, işsizliğin düşüşü ortada, hele birde dünya ülkeleri ekonomik krizlerle sarsılırken, yanıbaşımızdaki ülkelerde iç savaşlar çıkmışken, gene de büyüyoruz. dar çerçevede başarı kıstası arayınca malum sonuç ortaya çıkıyor.

gs tarihinde oynamış en kötü futbolcular

frank de boer
tamas
petru
bratu.