bugün

entry'ler (200)

aleviliği islamdan bağımsız bir din sanmak

aleviliğin Türki bir gelenek olmasından kaynaklı sanrı.**

çok kazandırsa bile yapılmayacak meslekler

yan kesicilik, gaspçılık, hırsızlık vb.'nin dahil olmadığı mesleklerdir zira saydıklarım meslek değillerdir.

ateistlerin aslında demek istedikleri

yine dinini zerre bilmeyen birilerinin uydurması olarak geçer literatürde.*

başı açık kadınların cahillik ve merhametsizliği

okul açtıran Türkan Şoray, burs veren Türkan Saylan, haberlerdeki ölümlere, yangınlara dahi gözleri yaşlanan annem gerçekten de merhametsizdirler (!)

normal bir insanın ulu da yazar olarak kalabilmesi

birisinin haklı olduğunu belirtenlere bile yaftalama yapıldığından, bu durum* pek de normal değildir.

gidilen dişçinin ölçülerinin 105 65 95 olması

(bkz: anlatım bozukluğu)

hıristiyanlık

madem böyle bir din yok, kur'an ne diye bu dini kabul eder. bu çelişki değil midir yani?

hem içki içip hem müslümanım diyen insan

(#10506744)

bilgehan demir

bu adambilgehan demir ilk öğretimdeyken ben, bizim okula gelmişti. muhabbeti kıyaktı, gülüyordu epeyce. o zamanlar da alt kademeydi biraz.

o gün yangın tatbikatı yapılacaktı. biz de konferansta bir bölüm seçilmiş* öğrenci ve birkaç öğretmen, ne konferansıysa artık, izliyorduk. tabi tatbikattan da muafız. e hal böyle olunca yangın zilinde kimse oynamadı yerinden. akşamında haber yaptılar 'öğrencileri unuttular' diye. bu da böyle bir anımdır.

ateist olmak

esas olandır. din seçmek ise opsiyoneldir, sonradan seçilir.

eski server dasiniz

(bkz: serverdaş) **

marlboro light ın dayanılmaz hafifliği

yoktur öyle bir şey. bu sigaranın alışkanlığıyla ilgilidir. mesela beni de parliament kesmemektedir.

ayder yaylası şenlikleri

vaktiyle birkaç defa katılmıştım. yağmur vs. olmadığında gayet eğlenceli geçebiliyor. genellikle ünlü karadenizli şarkıcılar birkaç şarkı/türkü patlatıp iniyorlar. yağmur varsa popüler olmayanlarına yazık oluyor. onun dışında genel şenlik alanında birden fazla horon çemberi olabiliyor.

ayrıca bir defasında 'davut güloğlu' gelecek demişlerdi, artık ne için gelemedi bilmiyoruz ama yayılan dedikodu davut güloğlu'nun ayağından vurulduğu ve bu yüzden gelemediği yönündeydi.*

cumhuriyet halk partisi

galatasaray nasıl futboldan uzaklaşıp da şirketleşiyorsa şu dönemlerde, chp de uzun süredir memleket meselelerinden uzaklaşıp şirketleşmeye başlıyor. kimse alınmasın, ne şeriatçıyım ne en ufak sağ görüşe sahibim, chp memleket meselelerinden uzaklaşıp egoizme yönelmiş ve 'çözüm' pazarlamaya, 'ben daha iyisini yaparım' diyerekten ihaleye katılmaya karar vermiş durumdadır. chp ilkelerinden taviz vermiş, siyasi çizgiden uzaklaşmış ve psikoticari* bir konuma yerleşmiştir. cumhuriyet halk partisi a.ş. şeklinde bir hal almaması sadece prosedür ve korku gereğidir desek yeridir. sebebine karışmıyorum, amaçları bu mudur eminim diyemem ancak gidilen yol budur, geçmiş olsun.

birbirine aşık iki kişinin bunu itiraf edememesi

şiddetli bir ayrılık yaşayıp, geçimsizlikleri iğnelemeler ve laf sokmalarla devam etmekte olabilir. bu gibi durumlarda iki tarafın da birbirini sevmesine karşın, yenen laflardan ötürü 'bu kız bana bir daha bakmaz' yahut 'bu çocuk beni silmiş' izlenimi doğabilir. ah bırakabilseydik egolarımızı...

askerlik olmasaydi olabilecekler

belki ekonomik yönden bi nebze iyileşirdik ancak karakteristik yönden düşük bir seviyede olurduk. şöyleki bizim ülkemizdeki gençlerin çoğu özenmekten bir hal oluyorlar, bu özenmeler 20li yaşlarda askeri nizam tarafından -evet belki son derece sert ve baskıcı- yok edilebiliyor. kişi askerde sadece 'her türk asker doğar'ı değil, bi nevi biraz kaba bir tanımda olsa 'delikanlı' olmayı öğreniyor. zengin aptal olmak istiyorsak askerlik kalksın, ha kimse 12-15 -artık kaçsa- ayını harcamak istemez, ben de dahil, ancak 90 yıllık bile değiliz henüz; bir şeyler kesinlikle tam oturmadı.

ekşi sözlük ile uludağ sözlük arasındaki farklar

uludağda mesela, sol framedeki başlıklar çoğunlukla 'bekariyet', 'türban', 'ateist', 'cemaat', '... ... kemalist' vs. şeklindedir. ekşi daha gündemseldir yahut daha 'kişisel' konulara bakar. ama özele girmez mesela.

edit: gittim gördüm baktım, değişmiş efenim.

cennete düştüğünde yapacağın ilk iş

(bkz: hele bi soluklan yeğenim)

ezgi cafe

garsonları problemlidir. zeka geriliği saptanmıştır, tamamen gözlemsel yöntemlerle. gitmeyiniz, gittiyseniz kahve, nargile almayınız. alırsanız köz beklemeyin zira getirmiyorlar ve kahvenizin de yarısında falan alıp götürüyorlar yüzüne yüzüne bakın garsonun, sesini çıkartmıyor yüzsüz. ayrıca sıcak içecekleri sıcak beklemeyin. aslında siz garsondan hiçbir şey istemeyin ve ne alırsanız gidip kendiniz alın çünkü adamlar getirmiyor. ağızlarına yapışan bir söz var ki 'gönderiyorum', 'yok abi ben alırım' diyesiniz geliyor en sonunda.

edit: ha bi' de 'çay isteyen var mı?' dedikten hemen sonra 'ben veriyorum buraya üç* tane' der ve bırakır. akabinde adisyona üç* çarpı atılır. kupa çay da istemeyin, getirmiyorlar. çok doldum yahu.

hoşlanılan kızın alevi çıkması

abiler ablalar düşünürse kötüdür muhtemelen.*