bugün
- lidyanetyyaaa13
- en düşük emekli maaşı 7500 oldu24
- üstteki yazar hakkındaki varsayımlarınız42
- sözlük yazarlarının nude fotoğrafları12
- madem ermenisin herkese vermelisin8
- güne bir karikatür bırak10
- kemal kılıçdaroğlu21
- bir sigara mı yaksak8
- nihat hatipoğlu'na sorulan zor soru22
- gavs neden dua edip doları düşürmüyor10
- leon filmi pedofili içerikli mi8
- 15 temmuz 2016 darbe girişimi18
- tatlısesin kafasına keleş mermisi yiyip ölmemesi17
- kanal tedavimin röntgen görüntüsü12
- 24 mart 2023 yrp cumhur ittifakına katılması17
- sinan oğan15
- karım başka erkekler ile yatabilir13
- özerklik türkiye'yi güçlendirecek8
- hastası olunan sözler14
- allah çelişkili kitap gönderir mi13
- en beğendiğiniz sözlük yazarı18
- çamaşırlarımı kendim ütüleyeceksem niye evleneyim9
- kocası buruşuk gömlek giyen kadın12
- yavuz ağıralioğlu42
- gelecekte beklenen icadlar19
- millet bahçelerinde kek ve limonata işi ne oldu10
- ülkemde kürt istemiyorum16
- erdoğan'ın diploması yok48
- 22 mart 2023 cb adayları imza kampanyası12
- südyen mi sütyen mi13
- ümit özdağ12
- başörtülüyü işe almayan kişiye 10 yıl hapis12
- şaka maka true'nun erik gibi kız olması8
- röportaj veren yaşlı adamı tartaklayan akp li10
- bale dünyanın en saçma sporudur14
- yalnizca deli yalnizca sair10
- şaka maka zall'ın yakışıklı olması25
- dinlediği müzik kişinin kalitesini belirler mi16
- bodrum vs marmaris20
- 100 yıllık cumhuriyeti değiştireceğiz10
- ben allahın elçisiyim14
- mısır'ın tr ile normalleşme için şartları23
- fenerliler bir baksın17
- doğu perinçek12
- sahurdayız uludağ sözlük34
- ince 100 bin imzayı tamamladı diyen kktroller12
- muharrem ince53
- anın görüntüsü15
- ramazanda içenlerin ahirette vereceği hesap9
- hüda par tamamen yerli ve milli bir partidir10


entry'ler (515)
görsel
Kaygı, evrende ölümü bilmekten ama onun dışında hiçbir şey bilmemekten kaynaklanıyordu, bunu anladım. Hayat dediğimiz, bu gerçeğe katlanmanın adıydı sadece. Korku aşılabilir, ama kaygı aşılacak değil katlanılacak bir şeydi. Bu yüzden, varoluşun ağır kaygısını taşıyabilecek güçteki insanın ruhunda gizli bir sonsuzluk olduğuna inandım.
Kaygı, evrende ölümü bilmekten ama onun dışında hiçbir şey bilmemekten kaynaklanıyordu, bunu anladım. Hayat dediğimiz, bu gerçeğe katlanmanın adıydı sadece. Korku aşılabilir, ama kaygı aşılacak değil katlanılacak bir şeydi. Bu yüzden, varoluşun ağır kaygısını taşıyabilecek güçteki insanın ruhunda gizli bir sonsuzluk olduğuna inandım.
"Bugünün insanının üç uzvuna gereksinimi var:
1) Akıl için kafaya
2) Duygu için yüreğe
3) Omurgaya: Bu da kimse önünde sürünmemek için"
1) Akıl için kafaya
2) Duygu için yüreğe
3) Omurgaya: Bu da kimse önünde sürünmemek için"
"Yanağım burda iken sen güle bakıyorsun. "
"Bir kimse kör ise güneşin suçu ne ?"
Kelimeleri güzel işlemiş vesselam .
"Bir kimse kör ise güneşin suçu ne ?"
Kelimeleri güzel işlemiş vesselam .
"Yürümeye ikna edip yarı yolda bıraktığınız herkesin gölgesi ,başka yollarda önünüze düşücek.Dünya biraz da bu yüzden yuvarlaktır."
Söyleyenin kim olduğunu bilmediğim manidar bir söz .
Söyleyenin kim olduğunu bilmediğim manidar bir söz .
Birkaç yıl önce birtakım ideolojilerim vardı.Herkesin refah bir şekilde yaşam sürdürmelerini, torpiller olmadan hakkıyla bir yerlere gelinmesi gerektiğini sağ sol olayı olmadan birlikte sanat , kültür ve tarihimize değinip bloklaşmalar olmadan özgürce düşünce kürsüleri oluşturup farklı fikirler beyan edip kimsenin dinine inancına ve düşüncelerine hakaret etmeden tartışma ortamı olmasını isterdim. Sonra anladım ki bu düşünceler benim dünyayı değiştirmeme sebep olmuyor . Bunlar bir ütopyaya
dönüştü içimde olmasını istediğim bir hayali ülke daha sonra değişen sistemler ve dünyanın politikaları gelecek için benim içimdeki ütopyalarımı düstopyalarıma çevirdi . Şimdi hayatımın mottosu "Akıllı olup dünyanın kahrını çekmektense deli olup dünya benim kahrımı çeksin "
dönüştü içimde olmasını istediğim bir hayali ülke daha sonra değişen sistemler ve dünyanın politikaları gelecek için benim içimdeki ütopyalarımı düstopyalarıma çevirdi . Şimdi hayatımın mottosu "Akıllı olup dünyanın kahrını çekmektense deli olup dünya benim kahrımı çeksin "
"Yaşadığın coğrafya kaderindir. "Diyeceklerim bu kadar...
Yıllar önce bir arkadaşımın tanımına göre aşk : " Kapital düzende insanların birbirlerine oynadıkları bir oyunmuş. "Belki gerçekten dünyadan bir kaçış simülasyonu gibi bir şeydir aşk. Gerçek olup olmadığını hiçbir zaman net bilemediğimiz, çeşitli efsaneler ile günümüze getirip bize de bir uğrar mı ?Nasip olur mu be! diye iç geçirdiğimiz bir çaredir. Modern dünya insanlarının çilekeş ve derbeder yaşamlarına bir afyon mudur bilinmez.
Hayatımda Leyla ve Mecnun dizisinden sonra hiç sıkılmayarak izlediğim bir komedi dizisi idi. Favori karakterim barney idi. Final bölümündeki hayal kırıkılığımı hala unutamıyorum. Daha farklı bir son bekliyordum oysa...
Kadınları cadı diye diri diri yakmak. Ne trajedi ama!
Her ülkenin kendi kültür ve sosyal yapılarına göre mitlere bakıldığında. Kötülük kavramı, yaradılış ve Tanrının insanlarını cezalandırması hemen hemen aynı olaylar çevresinde oluşmuştur. Birçok mitlerde kötülük bir hayvan olarak yılanı temsil etmiştir. Mısır mitolojisinde Firavun öldüğünde belirli aşamalardan geçer. Bu aşamaları unutmaması adına mezar odasının duvarlarına belli başlı kutsal yolculuğunda yapması gereken aşamalar vardır. Bu yedi kutsal yol birbirinden meşakatlidir.Firavunun en son yolculuğu ise şeytanı temsil eden bir yılanla olan mücadelesidir. Bu mücadele sonrası firavun ya ruhu azad olur tekrar dünyaya gelir ya da sonsuza kadar yer altında osirisin yanında arafta kalır. Yünan mitolojisinde yılan başlı olarak bilinen Medusa kötü bir karakterdir ve Medusanın gözlerine bakan herkes taşa dönüşür. Anadolu efsanesinde ise Şahmeran efsanesi vardır.Bir hikayeye göre Şahmeran yarı insan yarı yılandır. Yılanların şahıdır. Bir gün şahmeran insanlar tarafından saklandığı yerden çıkarılıp ölmüştür. Derler ki yeraltındaki tüm yılanlar hala şahmeran'ın öldüğünü bilmezlermiş. Mardin şehrinin anlamı ise yılanlar şehridir. Ve bu bölgede efsaneler söylenilmiştir.
görsel
Ruhunu geniş tutmasını erken öğrenebilmiş kişi sonraları dünyayı içine sığdırabilir.
Ruhunu geniş tutmasını erken öğrenebilmiş kişi sonraları dünyayı içine sığdırabilir.
Güzel bakan yanılan...
"Şükür cehalet bitti! Kimse okumuyor, herkes yazıyor. Kimse öğrenmiyor, herkes biliyor. Kimse susmuyor, herkes konuşuyor. Kimse çekilmiyor, herkes ortada. Kimse kederlenmiyor, herkes şenlik. Kimse yere bakmıyor, herkes gökyüzü. Kimse sevmiyor, herkes arzu ediyor. Kimse gözyaşı değil, herkes küfür. Kimse eşik değil, herkes ufukların ötesi. Kimse gölge değil, herkes ışık.
Tevazu bitti. incelik bitti. Hatıra bitti. Gönül bitti. Şarkı bitti."
Bir aynalar pazarı ki, yaşıyoruz işte…
Tevazu bitti. incelik bitti. Hatıra bitti. Gönül bitti. Şarkı bitti."
Bir aynalar pazarı ki, yaşıyoruz işte…
insanoğlunun ne kadar aciz bir varlık olduğunu düşünüyorum. Gecenin vermiş olduğu bir melâllik sayesinde biraz karamsar ve bir o kadar sorgulayıcı bir tavır oluşuyor. Düşünmek, yaşadığım hayatı sorgulamak ve özellikle kendi iç mahkememin o sesini duymak geceye özgü bir şey. Zamanı ellerimde tutamayışımı ölümü ve karanlığı düşünüyorum.
'Sevmek niye hep
ikiydi Tanrım
Yüz binde de biz
Tek olmalıydık.'
ikiydi Tanrım
Yüz binde de biz
Tek olmalıydık.'
Ben bu gece için sizlere şiir alıntısı bırakmak istiyorum. Son zamanlarda ülkece hem sosyal yönden hem ekonomik yönden çöküş yaşatan kişilere gelsin bu şiir.
'Celladına aşık olmuşsa bir millet
ister ezan, ister çan dinlet
itiraz etmiyorsa sürü gibi illet
Müstehaktır ona her türlü zillet.
Dünya üç beş bilgisizin elinde
Sanırlar ki tüm ilim kendilerinde
Üzülme, eşeği eşek beğenir
Bir hayır var sana bana kötü demelerinde.
Felek ne cömerttir aşağılık insanlara
Han, hamam, dolap, değirmen hep onlara
Kendini satmayan adama ekmek yok
Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya.
Her gün biri çıkar, başlar ben, ben demeye
Altınlarıyla gümüşleriyle övünmeye
Tam işleri dilediği düzene sokar
Ecel çıkıverir pusudan: Benim, ben diye.'
'Celladına aşık olmuşsa bir millet
ister ezan, ister çan dinlet
itiraz etmiyorsa sürü gibi illet
Müstehaktır ona her türlü zillet.
Dünya üç beş bilgisizin elinde
Sanırlar ki tüm ilim kendilerinde
Üzülme, eşeği eşek beğenir
Bir hayır var sana bana kötü demelerinde.
Felek ne cömerttir aşağılık insanlara
Han, hamam, dolap, değirmen hep onlara
Kendini satmayan adama ekmek yok
Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya.
Her gün biri çıkar, başlar ben, ben demeye
Altınlarıyla gümüşleriyle övünmeye
Tam işleri dilediği düzene sokar
Ecel çıkıverir pusudan: Benim, ben diye.'
Kocaman bir boşluğun içinde bağıran bir kişi gibiyim ve hiç kimse sesimi duymuyor. Delilik gibi bir şey. Galiba işin en kötü yanı bu.
Dönelim. Evlere dönelim, sırtımızın kamburu olan evlere...
Anlam olarak geçmiş denilsede bazen gelecek bazen de şimdiki zamanı da karşılar. Geçmeyen anıların her daim kaldığı bir zamandır bazen.
Dünyayı gezebilecek bir bütçem olsun isterdim. Her ülkeyi gezip hiçbir yere ait olmamayı isterdim. Anı yaşamayı isterdim yaşama derdi olmadan yaşamak gibi. planlar projeler hedefler varsayımlar olmadan.insanın özgür olabilmesi için prangalarından kurtulması lazım mülkiyet gibi...