26 farklı yönetmen tarafından çekilmiş 26 ayrı bölümden oluşan, bittiğinde ben ne izledim böyle diye kafanızda deli sorular oluşmasına yol açan ilginç bir film. çok etkisinde kaldım rüyalarıma giriyor arkadaş. hadi birinciyi çektiler ikinciyi niye çektiler. filmlere konulmamış olan bölümler youtube da mevcut durdum bir de onları da izledim. galiba sorun bende...

ikincisinin ilkinden çok daha rahatsız edici olduğu, yazarın yaşadığı kafanın neyin kafası olduğunu merak ettiğim film.

tabi izlemesi çok zevklidir. sırf dövüş uzun sürsün diye dişleri sökülür türlü işkence görür ve buna rağmen bütün bunları yapan sahibine olan sevgisinden asla vazgeçmez, sizin gibi insan demeye utandığım canlılarda bunları izler para yatırır. insanlığını aciz canlılara karşı olan üstünlüğünü bu kadar kötüye kullanma olmamalı.

hayran oldum sana helal olsun.

korku filmlerinin çoğunda olan bir sahne.

en beğendiğim şarkılardan biri. bu adamın her şarkısı güzel gerçi.

saçma. 2 tane dövmem var şahsen, ayrıca annemde de var babamda da bu bizi ailecek kötü mü yapıyor yani?

the abc's of death. ilginçti...

yagmurunalan.

tabi erkek çocuklarına gelince "göster oğlum amcalara." derler, plajda çıplak denize sokarlar, yaz boyunca evde çıplak gezdirirler, bi de "yiğidin malı meydandadır gösterecek tabi." diye teşvik ederler ondan sonra "kız çocuğu mini etek giydi aman yarabbi yollu olacak bu!" derler. azalarak değil birden bire yok olun bitin inşallah. çocuk lan o çocuk.

mavi siyah (gece mavisi).

resul dindar-sen gel bari.

avatar.
herhangi bir korku filmi de olabilir, eğlenceli olur.

"bu zihniyette olan insanların yaptığı oksijen israfına hayır!" diye bir kampanya başlatmak istiyorum bende. şöyle kökten temizlik...

5 dakikada bir yaptığım şey. o kadar ki farkında bile olmadan yapıyorum artık ellerim benden bağımsız otomatik olarak başlıyor yapmaya.

bende böyle biriyim. bunun nedeni insanların kendi özgür iradeleri, fikirleri olduğu içindir. insanın kendiyle ilgi yaptığı her şey onu elindedir. kendine zarar veriyorsa bunu durdurmak onun elindedir, iş bulmak yerine dileniyorsa bu onun seçimidir, sarhoş olup kaza yaptıysa bu kendi iradesiyle ilgilidir. her zaman başka bir seçenek vardır ama doğruyu ya da yanlışı seçmek insanın kendisine kalmıştır. yanlış seçim yapan bir insanı yargılamam ama ona acımam da. ama hayvanlar canı yanıyorsa, açsa, susuzsa söyleyemez, iş bulup para kazanıp karnını doyuramaz, elinde taşla sopayla saldıran onlara eziyet eden insanlara karsı kendini savunamaz. onları kafeslere kapatanda biziz, canlı canlı kürklerini yüzüp sırf zevk için giyenlerde, spor olsun diye avlayanlarda, sırf eğlenmek için sirklerde eziyet edenlerde, dişlerini söküp dövüştürenlerde, tecavüz edenlerde, deneylerde kullananlarda biziz. buna insanları hayvanlardan daha çok sevmek denmez, gerçekten aciz olana acımak denir ve ben kendi elinde olmayan sebeplerden dolayı aciz olan eğer bir insansa ona da acırım. yine de kendinden daha kıymetli kimse yoktur düşüncesiyle yaşayan biri olmaktansa bu düşüncelerimden dolayı hayvanları insanlardan daha çok seven biri olarak anılmayı tercih ederim.

bizde vicdanlı, merhametli, adaletli insanlar istiyoruz ama olmuyor iste napıcan.

v for vendetta'nın son sahnesi.
fuuny games'teki kumandayla geri alma sahnesi.
(http://www.youtube.com/watch?v=Ota8HZ2tvRA)

nurettin rençber- aşk sana benzer.

gumball'ın yeni bölümlerinin olmaması sebebiyle adventure time diyorum. gerçi, yeni bölümlerinin çekileceği söylentileri var ama bakalım göreceğiz.