bugün

entry'ler (119)

bedellivuruyormu com

bedelli çıkacağının açıklanması sonrası parmak hesabına düşenlerin kurtarıcısı olan web sitesidir.

beşiktaş

Şu açıklamayla alayına gitmiştir. Özellikle konu içinde hazım sıkıntısı da yaşayan yabancı tohumlu takımın taraftarına:

`Biz de diyoruz ki; madem futbol sevgidir, dostluktur, kardeşliktir. Madem futbol taraftarla bir olma, coşma ve kutlama yapmaktır. işte bu yüzden Türkiye Futbol Federasyonu, şampiyonluk coşkusu yaşamak isteyen Fenerbahçe taraftarı için bu cezayı ertelesin ya da kurallar dahilinde başka bir formül bulsun.

Saygılarımızla,

Beşiktaş Jimnastik Kulübü`

seviyorsan aç konuş günü

Pepsi'nin 25 nisan'ı Seviyorsan Aç Konuş Günü ilan ettiği kampanyasıdır. 100 DK, 100 SMS, 100 MB hediye koşulsuz gönderilmektedir.

bkz: http://www.seviyorsanackonus.com/

explorer değişince ben

kendiyle dalga geçen internet tarayıcısı.

47 numara ayakkabı bulma

Fitbasa bakmayi gerektiren durumdur, zira onların işi de bu: http://www.fitbas.com/kat...=93&F_5=&F_M=&;

4 ağustos 2011 gs tesislerindeki polis araması

elçiye zeval olmaz diyerekten:

--spoiler--
@nazlioztarhan
arama şikeden değil,kulübün iç işleri diyen gs yanılıyor.aramalar "şike soruşturması" kapsamında savcı mehmet berk'in talimatiyla yapılıyor.

--spoiler--

rıdvan akar

Çarşı'nın "Fitbolda Temizlik" manifestosunu yazan gazeteci abimizdir.

mecnun otyakmaz

Koyu Beşiktaşlıyım ve fenerbahçe kimliğinden dolayı zerre sevmem bu adamı. bana göre kulüp başkanlarından kimse bir başka takımın üyesi olmamalıdır, bu her türlü spekülasyona yol açabilecek bir durumdur. bu insanlar da bu işlerin altına bu sebeplerle girmemelidir. aksi halde bu tür şeylerle karşılaşabiliyorlar.

aşağıda okuyacağınız mektup Mecnun Odyakmaz'ın kulüpler birliği vakfına yolladığı mektuptur. Eğer bu mektupta yazılanlar gerçekse kimse bu vebalin altından kalkamaz.

Eğer gerçekten hal buysa hukuk sistemimizin hali içler açısı. Birçoğunuz okumamış olabilir o yüzden paylaşmakta fayda gördüm.

işte o mektup:

--spoiler--
"kulüpler birliği vakfı değerli üyelerine;

saygıdeğer başkanlarım; hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlarım. bu yolladığım mektup şahıslarınıza özeldir ve mahremdir. resmi bir yazı değildir ve bilgilendirme amaçlıdır.

yaşadığımız süreçte basın ve diğer yollarla birtakım bilgiler edinmiş olabileceğinizi biliyorum. olayları bir de benim tarafımdan dinlemenin, konuları daha iyi irdelemenize yardımcı olacağı kanaatindeyim.

gözaltına alınım tarzı tam bir terör örgütü üyelerine yapılan muamele ile aynıdır. onur kırıcı bir olay yaşanmıştır fakat 2 ayrı şehirde 6 ayrı noktaya eş zamanlı baskınlar yapılıp bütün evlerimiz ve işyerlerimiz rahatsız edilmiştir.

sorguda sorulan sorular çocukça ve futbol literatürünün dışındadır. misafir takıma verdiğiniz yemek, pastırma, baklava gibi hediyeler şike metası olarak algılanabilir. transfer etmek istediğiniz bir futbolcuyla görüşen yönetici şike suçlamasıyla karşılaşabilir. rakip takımın 11’ini öğrenmeye çalışmak suç olabilir, örnekleri çoğaltabiliriz . yaşadıklarımızı ve sorulan soruları bilseniz gülmekten cevap bulamazsınız. kısacası bu konuları takip edecek polis savcı ve hakimlerin kesinlikle işlerinde uzman kişiler mutlaka sağlamak lazımdır.

sorgulayanlar böyle olunca, gömlek ilk düğmeden itibaren yanlış iliklenmiş oluyor ve sonucun adaletli çıkma şansı kalmıyor.

sizlerin birçoğu beni tanıyor ve başarılı olduğumuz dönemleri de olmadığımız dönemleri de biliyorsunuz. çok samimi olduğum başkanlar dahil hiç birinizden şahsımın “maçı verin” manasında bir imam oldu mu? hayır. sebebi çalma kapıyı çalarlar kapını atasözünün benimde başıma gelmemesi anlayışıdır.

yıllardır bu konudaki tavrım ortadadır, maç satanlarla ilgili her yerde bağlayıcı sözler söylemişimdir ve halen bu sözümün arkasındayım ve namusumu sokakta bulmadım.

bu soruşturmanın sonucunda beraat edeceğimden hiç şüphem yok. sizlerden ricam mahkeme sonuçlanana kadar dönülmez mağduriyetler ortaya çıkmasına mani olmak için gerekli görüşlerinizi ortaya koymanızdır.

futbolda ehil olmayan kişilerin ortaya koydukları komik delilleri bir tarafa bırakarak gerçek delillerle bir sonuca gidilmesini sağlamaya yardımcı olmanız gerektiği kanaatindeyim. zira hepimizin başına gelebilecek olaylar ileride bütün kulüplerimizi zor durumda bırakabilir.

kısacası yargıya güvenimizin tam olduğu gibi bu konuda yasal düzenlemelerin şart olduğu da aşikardır. hukukçularımız dosyalar incelendiğinde durumun ne kadar vahim olduğunu anlayacaklardır. bu insanların (sorguyu yapanların) gözünde yöneticiler menfaat için kulüplerde görev almış kişilerdir. herkese potansiyel menfaatçi gözüyle bakılmaktadır. bizler bu işleri, kulüp sevgisi, aidiyet duygusu, camiamıza hizmet duygularıyla değil, ihale kapmak, şöhret olmak, milletvekili olmak için bu işleri yapan kişileriz. bu çok tehlikeli ve onur kırıcı ve her an sizinde başınıza gelebilir.

zamanınızı aldığım için özür dileyerek çalışmalarınızda başarılar diler, saygı ve sevgilerimi arz ederim.

mecnun otyakmaz

sivasspor kulübü başkanı"
--spoiler--

şikicitaş şikebahçe ve şikeci hamsi

(bkz: liseli detected)
(bkz: salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya)

galatasaray ın şikeye hiç bulaşmaması

görsellere bakılırsa türkiye liginde en şerefli takımdır:
http://www.twitpic.com/5pmm8b
http://www.twitpic.com/5pmmy6
http://www.twitpic.com/5pmnk8
http://www.twitpic.com/5pmotv
http://www.twitpic.com/5pmpdq

unutulmaz o dağıtılan milyonlar, doğanlar, şahinler, vahap beyazlar, ahmet çakarlar, elle tutulan toplar, olmayan el müdahalesiyle sayılmayan goller.

sözlükteki beşiktaşlı yazarlar

siyahıyla beyazıyla adamların değil takımının arkasında olan gerçek taraftardır.

galatasaray ın şikeye hiç bulaşmaması

sözlükteki galatasaray taraftarlarının pembe rüyasıdır.

(bkz: 92 93 sezonunda)
(bkz: bu ülkede şike varsa başlıca sebebi galatasaraydır)

beşiktaşın adı şerefspor olarak değiştirilsin

her türlüsü şerefsizliğe tercih edilir.

şike yapmayanların azınlıkta olduğu bir lig

entry'i girenin adnan polat ve ergun gürsoy'un gs geçmişindeki karanlık geçmişinden bihaber olduğunu düşünmeme neden olmuştur.

(bkz: adnan polat)
(bkz: ergun gürsoy)

ibb nin türkiye kupası şampiyonluğunu kutlarız

yanlış anons provasıdır.
--spoiler--
şike soruşturmasında 5 kişi daha tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. futbolcular i̇brahim akın ile i̇skender alın'ın teşvik aldıklarını kabul ettikleri iddia edildi.
emniyetteki işlemlerinin ardından beşiktaş’taki i̇stanbul adliyesi’ne getirilen 6 zanlıdan 5’i cumhuriyet savcısı tarafından tutuklanmaları talebiyle mahkemeye gönderildi. beşiktaş yöneticisi serdal adalı, beşiktaş teknik direktörü tayfur havutçu, i̇stanbul büyükşehir belediyesporlu futbolcular i̇brahim akın ve i̇skender alın ile beşiktaş profesyonel a takım protokol müdürü ahmet ateş’in tutuklanmaları talep edildi.
futbolcular akın ve alın'ın savcılık sorgusunda i̇bb-fenerbahçe maçında teşvik aldıklarını, beşiktaş maçı öncesinde de transfer teklif edildiğini kabul ettikleri belirtildi. havutçu, adalı ve ateş'in de bu nedenle tutuklanmalarının istendiği öğrenildi.
aynı soruşturma kapsamında eski türkiye futbol federasyonu yöneticisi ufuk özerten ise savcılık sorgusunun ardından serbest bırakılmıştı.

CHA
--spoiler--

çarşının 13 temmuz 2011 manifestosu

--spoiler--
bir çağrı: "fitbolda temizlik hareketi"
“fitbolda” temizlik hareketi!"

futbol endüstriyelleşmiş olabilir.
ama biz malul/meta değiliz.
taraftarız.
seyirciyiz.
renklerine sevdalandığımız tutkunlarız.
hangi beşiktaşlı başarısızlıktan dolayı takımını terk etmiş?
hangi beşiktaşlı yenilgiden sonra takımına küsmüş?
hangi beşiktaşlı harama tevessül etmiş?
yıllardır söyledik. şimdi bağırmak zamanı.
şeref’inizle oynayın, hakkı’nızla kazanın!
beşiktaş’ı bir değerler manzumesine dönüştüren, “duruşumuzu” borçlu olduğumuz iki abide isme yakışanı yapın.
biz beşiktaş taraftarları…
elle atılan golle hüzünlendik. hak etmemiştik.
kendini yere atıp penaltı kazanan oyuncuya öfkelendik. hak etmemiştik.
rakibine dirsek vuranı, çelme takanı ıslıkladık. efendi davranılmamıştı.
haksız yere ceza gören rakip oyuncuyu savunduk. “eyyamcı hakem” diye bağırdık.
böyle olmalıydık.
gündelik yaşamımızda peşinde koştuğumuz ahlakı, erdemi, dürüstlük ve olgunluğu sahada da görmeliydik.
bizler hatice’nin ahvalini de önemseyen, neticenin ille de başarının biricik kriteri olmadığına inananlardık.
bugün türk futbolu büyük bir sınavdan geçiyor. kaybettiğimiz, üzüntüden kahrolduğumuz maçların nasıl parayla satın alındığını, nasıl “ille de başarı” diyenlerin hayatımızın biricik sevdasını istismar ettiğini öğreniyoruz.
bugün maaşımızdan arttırdığımız bir biletin, umudumuzu bağladığımız bir kuponun, harçlığımızdan biriktirdiğimiz bir deplasman biletinin ardında aslında ne oyunlar oynandığını, ne hile ve düzenbazlıklar olduğunu öğreniyoruz.
bugün sevdalandığımız renklerin süregelen soruşturmanın sadece mağduru değil, zanlısı da olabileceğini öğreniveriyoruz.
mahkemenin kararını vereceği son güne kadar bu olayda ismi geçen bütün beşiktaşlılar bizim için masumdur. onlara önyargı ile bakmayacağız.
ancak diğerlerinin yaptığı gibi arkalarından peşi sıra gitmeyi de reddetmeliyiz. acı ve sancılı da olsa doğrusu budur. artık “o” beşiktaşlılar bize bizden olduğunu kanıtlamak zorundadır. zira bizim yıllardır –perde arkasını bilmeden- yaşadığımız düş kırıklığını kayseri’de yaşayan “boz baykuşlar” ile empati kurmadan gerçeğin peşinde koşamayız.
şimdi iki takım var. biri namuslu ve dürüst olanların takımıdır. diğerinde ise şikeci, düzenbaz ve hile ile çıkar peşinde koşanlar var.
biz beşiktaşlılar ilkini temsil ediyoruz. etmeliyiz.
onun içindir ki masum olduğuna inandığımız, sonuna kadar inanacağımız “zanlı” beşiktaşlılarla aramıza mesafe koymalıyız. masumiyetlerini kanıtlayıncaya kadar ne “büyük” diye bağırırız ne de “yanındayız” diye destek veririz. artık aidiyet değil hukuk devreye girmiştir. adaleti simgeleyen o gözü bağlı kadın kadar tarafsız ve objektif düşünürüz.
zira biliriz ki eğer ki ortada beşiktaşımızı zan altında bırakacak bir iddia varsa. biz utanacağız.
eğer ki puan ya da kupa için anlaşılmışsa o kupaya saygı duymayacağız.
eğer ki bir kişi bile vaatle beşiktaş’a karşı yeterince koşmamışsa biz sevinemeyeceğiz.
kimse “beşiktaşk” dediğimiz için her şeyi mübah göreceğimizi beklemesin. biz sevdiğimiz renklerin sevdalısıyız, belalısı olmayacağız.
diyoruz ki:
arının…temizlenin…masumiyetinizi sadece yargıya değil, bizlere de kanıtlayın.
sizi kucaklayalım. coşkuyla gücünüze güç katalım.
ama siz de arınıncaya, temizleninceye ve masumiyetinizi kanıtlayıncaya kadar beşiktaş’la aranıza mesafe koyun. beşiktaş’a yapılacak en büyük iyilik budur.
diyoruz ki:
tarihi bir fırsat elimizdedir.
adını dürüstlüğü ile bizleri “şerefli ikinciliklerle” onurlandıran efsanevi başkanımızın diliyle adlandıralım. “fitbol”da temizlik hareketini biz beşiktaşlılar başlatalım. formalarımıza, atkılarımıza bir siyah kurdela bağlayalım. bilelim ki o kurdela sahibi olan bizler “fitbol”da temizlik hareketi”nin erleriyiz.
manifestomuzu birlikte yazalım.

ey diğer renklere gönül verenler…
bu yazıdaki bütün beşiktaş sözcüklerinin yerine kendi takımınızı, siyah beyaz yerine kendi renklerinizi yazın…
var mısınız?

çarşı

http://www.kartalbakisi.c...rsidan-tarihi-cagri/1957/
--spoiler--

meriç tunca

zavallının ta kendisidir: http://twitpic.com/5p2yts

sözlükteki fenerbahçe li yazarlar

nereye gideceğini bilmeyen sperm gibi sağa sola bok atma yarışı içindeler kendileri.

ayrıca bu kadar eksileyen fenerbahçeli gördükçe bu girişe sevinmeme neden olan yazar topluluğudur. eksik olmasınlar.

şerefli şikecilik

(bkz: sözlükteki fenerbahçe li yazarlar)

sözlükteki fenerbahçe li yazarlar

an itibariyle çemkiren taraftarlardır. hukuk falan bilmedikleri ortadadır. rutin bir işlemi dahi tutuklama olarak gören psikolojisi bozuk taraftar modelidir. onların bu hırçınlığını anlamak mümkündür, her yaptıklarına ses etmiyorsak efendiliğimizdendir. zira başkanları ve yöneticileri içeridedir. bok atma ihtimali doğacak bir başka kulüp buldukları için de bilahare mutludurlar ama gün içinde adalı ve havutçu serbest kalırsa onları bu mecrada sık sık görmek isteriz.