bugün
- artık kızlara bakmıyoruz kampanyası14
- yeşil gözlü erkek14
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur8
- mühendislerin memur olmayı düşünmemesi25
- icardi1905 silik olsun kampanyası12
- başıboş köpek sorunu51
- anın görüntüsü15
- 56 yıldır hiçbir kadınla iletişim kurmayan adam9
- evleneceği adama evi üzerime yapalım diyen kız26
- yazarların en rum özelliği14
- bir kadınla yakınlaşmak15
- türkiyenin artık sefalet listelerinde yer bulması39
- yakışıklı motorcu müzisyen sempatik karizmatik11
- bik bik pilavı13
- klarnet calan sarapci koala 610
- israil13
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması11
- hoşlanılan kıza mesaj atma bahaneleri20
- icardi190518
- camilerin ahır yapılması24
- uludağ sözlüğü geliştirme önerileri11
- 183 yapılı yeşil gözlü beyaz tenli dalgalı saçlı13
- bu günlerde baykar'a saldırılmasının nedeni8
- isviçreden anayasa italyadan ceza kanunu alan ülke9
- fatih ürek ile elti gelin görümce9
- ölen amcasını kredi için bankaya getiren kadın12
- israil'deki atatürk büstü10
- sözlükteki fosiller20
- kaybolan eşyayı bulma yöntemleri11
- uludağ sözlük yakıt tüketimi veritabanı8
- junkman10
- esra'yı aç esra yı11
- yeşil gözlü 180 üzeri kel olmayan erkek17
- sevişmek10
- türk erkeğinin seks konusunda rezalet olması31
- evli 2 kız kardeşin pubgde tanıştığı adama kaçması24
- cumhurbaşkanı olduğumda bakan yapacağım yazarlar9
- fuhuş operasyonunda veresiye defteri bulunması11
- merkez bankası'nın 818 milyar tl zarar etmesi22
- güzel sözlük kızları8
- eski sevgiliye dair bir anı bırak9
- evinde silah bulunduran yazarlar19
- bik bik'ın aşkı10
- mersin belediyesinin sahilde açtığı pub12
- yahudilerin hitler nefreti mide bulandırıcıdır12
- hakan ural tevfik göksu osman gökçek17
- monako yat kulübünde istakoz yiyen akp'li vekil22
- teleferik kazası11
- necmettin batırel8
- mine çakmakçı'yı nasıl buluyorsunuz16
entry'ler (178)
biri güzel bir hikaye anlatsın, güzel bir düş gibi, sonra kalkıp gidip yatalım, tekrar o düşü görelim, ama birisi güzel bir hikaye anlatsın... ne olduğu önemsiz, sonu mutlu bitenlerden, öyle bir hikaye olsun ki sonunu bilerek dinleyelim... biri güzel bir hikaye anlatsın ama... yalan olsun, uydurma olsun önemi yok, inanacağız söz... biri güzel bir hikaye anlatsın yalnızca, sonu mutlu bitenlerden...
- sıra sende, sen anlat
-- sanırım 4 ya da 5 yaşlarındaydın, hatırlarsın, kaybolmuştun bir gün, sokaklarda koşarak evini arıyordun, çok korkuyordun, ilk o zaman tanışmıştık seninle, bu benim en saf halimdi o gün tanıştığın
- evet hatırladım, sonra daha sık görüşmeye başladık değil mi
-- öyle oldu, çünkü sen yavaş yavaş hayal kurmayı öğrendin ve tabi kısa zamanda da hayal kırıklıklarını... ama devam ettin, her seferinde daha çok yakınlaştın benle
- hatırlıyor musun ilkini
-- ha evet şu hikaye, seninle paylaşmamıştı çikolatasını oysa sen asla öyle yapmazdın, çok safça... önceleri çocukça kırıklıklar, sonra büyüdün tabi kırıklıklar da; basitlikler, sıradanlıklar hep seni bir adım daha yaklaştırdı bana, her seferinde yanındaydım, zaman zaman iyi dostlar da edindin, endişelendiğim bile oldu beni terkedeceksin diye ama senin öyle olmadığını biliyordum, hele ilk sevdiğinde yoksa demiştim
- biliyordun değil mi
-- tabi ki, o heyecanla çarpan kalbinde hissettiğin garip hüzün ve ağırlık vardı ya, işte o bendim, orada bekliyordum, tabi sen bilemezdin bunu
- söylemeliydin
-- duymazdın, zaten söylemezdim...
- unutmama yardım edemez miydin
-- aksine unutmamalıydın, onu unutabilseydin beni de unutabilirdin, bu kadar güçlü olmamalıydın hiç bir zaman
- peki ya hüzün, hep seninle birlikteydi değil mi
-- evet öyleydi... bak gördün mü aslında ben bile yalnız değildim hüzün hep yanımdaydı, o olmadan beni istemezdin zaten...
- neden
-- hüzündü beni sana sevdiren, tüm o şiirler, yansımalarıydı hüznün, onunla beni sevdin
- artık gidin desem, gider misiniz peki
-- biz gidersek tamamen yalnız kalırsın... uyu ve düşler kur, hatta onu da gör, ne istersen yani, orada hep rahat bıraktık seni, bunu sen de biliyorsun, hem bizim de dinlenmemiz gerek değil mi...
-- sanırım 4 ya da 5 yaşlarındaydın, hatırlarsın, kaybolmuştun bir gün, sokaklarda koşarak evini arıyordun, çok korkuyordun, ilk o zaman tanışmıştık seninle, bu benim en saf halimdi o gün tanıştığın
- evet hatırladım, sonra daha sık görüşmeye başladık değil mi
-- öyle oldu, çünkü sen yavaş yavaş hayal kurmayı öğrendin ve tabi kısa zamanda da hayal kırıklıklarını... ama devam ettin, her seferinde daha çok yakınlaştın benle
- hatırlıyor musun ilkini
-- ha evet şu hikaye, seninle paylaşmamıştı çikolatasını oysa sen asla öyle yapmazdın, çok safça... önceleri çocukça kırıklıklar, sonra büyüdün tabi kırıklıklar da; basitlikler, sıradanlıklar hep seni bir adım daha yaklaştırdı bana, her seferinde yanındaydım, zaman zaman iyi dostlar da edindin, endişelendiğim bile oldu beni terkedeceksin diye ama senin öyle olmadığını biliyordum, hele ilk sevdiğinde yoksa demiştim
- biliyordun değil mi
-- tabi ki, o heyecanla çarpan kalbinde hissettiğin garip hüzün ve ağırlık vardı ya, işte o bendim, orada bekliyordum, tabi sen bilemezdin bunu
- söylemeliydin
-- duymazdın, zaten söylemezdim...
- unutmama yardım edemez miydin
-- aksine unutmamalıydın, onu unutabilseydin beni de unutabilirdin, bu kadar güçlü olmamalıydın hiç bir zaman
- peki ya hüzün, hep seninle birlikteydi değil mi
-- evet öyleydi... bak gördün mü aslında ben bile yalnız değildim hüzün hep yanımdaydı, o olmadan beni istemezdin zaten...
- neden
-- hüzündü beni sana sevdiren, tüm o şiirler, yansımalarıydı hüznün, onunla beni sevdin
- artık gidin desem, gider misiniz peki
-- biz gidersek tamamen yalnız kalırsın... uyu ve düşler kur, hatta onu da gör, ne istersen yani, orada hep rahat bıraktık seni, bunu sen de biliyorsun, hem bizim de dinlenmemiz gerek değil mi...
düşününce şöyle mutlu ve huzur içinde, sabah yapman gerekenleri, işi, gücü, okulu, problemlerini v.s. bişey düşünmeden, gülümseyerek hatta abartıp böyle yeşil kırlar, ağaçlar, börtü böcek hayal ederek uyunan gecedir, nadir olur, en son ne zaman diye düşünülünce direk akla gelir, bir huzur verir, nadirdir işte dedim ya... "düşler boş oturtmaz insanı"
bunu yapanın da kesinlikle başına gelecek olaydır, o filmin başrolünü oynayacağına gidip başka bir filmin figüranı olmaya meraklıdır insan
her kadında olduğu gibi peşinden koşmamak, başından savar tavırlar içinde olmak
"lan harbiden bazı şeyler sadece filmlerde oluyor"
en azından mutlu bir şekilde gülümseyerek uykuya dalınmıştır (bkz: lan harbiden bazı şeyler sadece filmlerde oluyor)
bunalıp da keşke şu olsaydı, bu olsaydı diye hayal ettiğin bir anda; aslında o hayal ettiğin şeylerin hiçbir zaman gerçek olamayacağının burukluğunu hissederken derinlerde bir yerde; aklına izlediğin bir filmden bir sahne gelir; ne bileyim orada tam adam giderken kız son anda yetişmiş aşkını itiraf etmiştir ya da adam yetişip dur gitme diyebilmiştir kıza mesela; tam ihtiyacı varken arkadaşı yetişmiş ve kurtarmıştır onu; yahut o ihtiyaç duyulan çok para bulunmuştur; böyle daha birçokları bilirsin ki bazı şeyler sadece filmlerde olur
daha fazla güzellik, daha daha fazla güzellik şeklinde devam edilebilecek liste.
deterjan reklamları, samimiyetsizliğin dibidir, yapmacıklığın top'ı.
platonik kalmıştır, yani vardır aslında ama sadece kendi biliyordur, görüyordur felan...
EĞER SEN...
Bütün etrafındakiler panik içine düştüğü
Ve bunun sebebini senden bildikleri zaman,
Eğer sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen;
Eğer sana kimse güvenmezken, sen kendine güvenir
Ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen;
Eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsan,
Veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen,
Ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan,
Bütün bunlarla beraber, ne çok iyi, ne de çok akıllı görünmezsen;
Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan,
Eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen;
Eğer zafer ve yenilgiyle karşılaşır
Ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen;
Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin, bazı alçaklar tarafından
Ahmaklara tuzak kurmak için değiştirilmesine katlanabilirsen;
Ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yakıldığını görür
Ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen;
Eğer bütün kazancını bir yığın yapabilir
Ve bir yazı-tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen;
Ve Kaybedip yeniden başlayabilir
Ve kaybın hakkında bir kelimecik olsun bir şey söylemezsen;
Eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bile
Onları işine yaramaya zorlayabilirsen
Ve kendine "Dayan" diyen iradenden başka bir güç kalmadığı zaman dayanabilirsen;
Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen,
Ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen;
Ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitebilirse;
Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen;
Eğer bir daha geri dönmeyecek olan dakikayı , altmış saniye de
koşarak doldurabilirsen;
Yeryüzü ve üstündekiler senindir
Ve dahası, sen bir iNSAN olursun.
RUDYARD KIPLING
Bütün etrafındakiler panik içine düştüğü
Ve bunun sebebini senden bildikleri zaman,
Eğer sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen;
Eğer sana kimse güvenmezken, sen kendine güvenir
Ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen;
Eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsan,
Veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen,
Ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan,
Bütün bunlarla beraber, ne çok iyi, ne de çok akıllı görünmezsen;
Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan,
Eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen;
Eğer zafer ve yenilgiyle karşılaşır
Ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen;
Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin, bazı alçaklar tarafından
Ahmaklara tuzak kurmak için değiştirilmesine katlanabilirsen;
Ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yakıldığını görür
Ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen;
Eğer bütün kazancını bir yığın yapabilir
Ve bir yazı-tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen;
Ve Kaybedip yeniden başlayabilir
Ve kaybın hakkında bir kelimecik olsun bir şey söylemezsen;
Eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bile
Onları işine yaramaya zorlayabilirsen
Ve kendine "Dayan" diyen iradenden başka bir güç kalmadığı zaman dayanabilirsen;
Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen,
Ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen;
Ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitebilirse;
Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen;
Eğer bir daha geri dönmeyecek olan dakikayı , altmış saniye de
koşarak doldurabilirsen;
Yeryüzü ve üstündekiler senindir
Ve dahası, sen bir iNSAN olursun.
RUDYARD KIPLING
sabahtan beri loop'a alınmış şarkıdır, zaten herzaman basit, göze pek çarpmayan, gündelik, alışılmış olan detaylara dikkatin çekilmesi etkilemiştir beni bir şekilde, yani en yalın ve alışıldık olanın üzerinden anlatmak derdini, tıpkı bu şarkıda söylendiği gibi
"çaya kaç şeker alırsın?
diye bir ses sormalı ya ara sıra..."
"çaya kaç şeker alırsın?
diye bir ses sormalı ya ara sıra..."
kontra ataktan yenen gol ile kalan ümit kırıntılarının da yok olması ile sonuçlanır genelde.
senin sevdiğin seni sevmez, seni seveni sen sevmezsin, içinden çıkılmaz bir şeydir
kesin bu sefer de erkek yüz vermez, öyle platonik takılıp gider, hayatın kuralı, çok şeyin kıymeti bilinmez.
platonikte kalanlar gercegini yasar, gerisi olsa olsa guzel kurgulanmis birer hikaye, birer senaryo, okursun biter...