bugün

entry'ler (124)

sigorta şişirdiği için ağır hasar kaydı var yalanı

o lafta şişiren sigorts şirketi değil şirketin geldiğini gören esnaflar ve bir nebze doğruluğu var. kendi paramla yapsam 3bin tlye halledeceğim masrafı sigortadan yaptırınca 5bin gibi bir rakamla karşılaşıyorum. ancak malum sitedeki gibi bir fark da olmuyor. geçen bir ilan vardı opel corsa sağ çamurluk boyanmış ön farlar değişmiş sigorta şişirmesi 28 bin tl hasar kaydı diyor. amk araba zaten 60bin o kadar da değil.

ısrarla atatürk ün müslüman olduğunu iddia etmek

Atatürk'e de din düşmanı demezsin ya çeyrek kokoreçte senden daha çok yorum ve kavrama yeteneği var amk aktrollü.

sekste ayakla kafaya bastırıp bele yumruk atmak

o ne amk öyle?

pencereden aniden ejderha girerse yapılacaklar

aman ejderha bey alevimiz kaçmasın gibi bir şakayla ortamı yumuşatır sigaramı yakmasını isterim. çakmağa bak amk kocaman ejderha çok havalı.

balık burcu erkeği mükemmelliği

benimdir ve mükemmelimdir doğruluyorum.

istanbul trafiğine alternatif çözümler

1. önerim: e-80 de giderken köprü öncesi 2. çıkış olan Maslak dönüşünden önce baya uzun bir alana polis ekipleri yaymak bu sorunu büyük oranda çözecektir. sağdan 2 şerit maslağa dönüyor 5 şeridi birden kapatıyor ayı oğlu ayılar çünkü neden? öngörü yok. sol ve orta şeritlerde duraklama yapana sağlam bir ceza gelince zaten onlar uzun süre benzin alamaz biz de rahatlarız.
2. önerim: e-80 maslak dönüşüne hava alanlarındaki yürüyen bant sisteminden kuruyoruz soldan 3 şerite birden. yukarısına da kamera. soldan 3 şeritte duraklama yapıldığında bantlar aktif edilecek, duraklama yapan araçlar dönüşü kaçıracak ve mecbur devam edecekler.
3. önerim: özellikle plaza bölgelerinde işe giriş saatlerini daha az yoğun ayarlıyoruz. mesela leventte çalışanların çoğu sabah 9 akşam 5 çalışıyordur. bunların bir kısmı 8-4 bir kısmı 7-3 bir kısmı 10-6 bir kısmı 11-7 çalışacak. zaten trafiğin sebebi herkesin aynı saatte yola çıkması. araya birer saat koyunca bunlar trafik yapacak kadar bir araya gelemezler. deneseler de beceremezler çünkü trafik yapıcı etmenlerin ne olduğunu bilseler başta trafik yapmazlar zaten.
4. önerim: otobanlarda işe giriş çıkış, okula giriş çıkış saatleri arasında sol şeridi sadece arabasının içinde 3 ve üzeri vatandaş bulunanlar kullanabilecek. acil durumlarda kolay yer açılabilecek bir çözüm bulunursa aynı projeye bir de emniyet şeridini dahil ediyoruz. bu yollar aynı metrobüs gibi plaza çalışanı berkeler tek tek 50 tane araba alana kadar gerekirse 4 berke 1 arabaya binecek ulaşacakları yere hızlıca gidecekler. (toplu taşıma ve servis araçları bu uygulamaya dahil değildir amaç binek araç sayısını azaltmak)
5. önerim: şirketlere şirket arabası dağıtmak konusunda kısıtlama getirilmesi. neredeyse her çalışanına araba kiralayan şirketler var yahu bu kaçıncı oldu gari.

anadolu yakası vs avrupa yakası

net bir şekilde daha planlı olan avrupa yakası daha iyidir. iş imkanları zaten avrupa yakasında daha fazladır ve işe gitmek için imamdan müezzinden önce uyanmanız gerekmez, avrupa yakası net bir şekilde daha planlıdır, otopark sıkıntısı azdır, ulaşım ve toplu taşıma daha basit ve mantıklıdır, anadolu yakasına geçmek ve oraya geçerken kullanılabilecek bir çok alternatif rota insanları rahatlatır. anadolu yakası da boş beleş gebeş insan yeridir genel olarak. sadece gezilecek yerlerin büyüsüne kapılmış olduklarından anadoluyu severler. kadıköye gideyim rahat rahat takılayım vs diyenler maç günleri, her cuma, cumartesi, pazar, tatil ve bayram günlerinde evlerine gidememekten sokakta park yeri bulamamaktan gürültüden şikayet ederler çünkü bi akıllı onlar değildir. avrupa yakası sonradan görme yeridir ama sonuç olarak daha düzenlidir. babadan zengin değilsen ve hayatını kendin idame ettieceksen Anadolu yakasında yaşamak istemezsin zaten.
not: anadolu yakasını övenler şuan trafik yoğunluğunu kontrol etsin anadolu yakasında oturanların yarısı levente maslağa saatinde gidemediği için işinden atılıyor şuan.
not2: ben Avrupa'da yaşayıp anadolu yakasına çalışmaya ve okumaya giden bir vatandaşım anadolu yakasında yaşayıp Avrupa'da çalışan tüm tanıdıklarımdan ve arkadaşlarımdan çok daha memnunum hayatımdan.
not3: daha bir kes anadolu yakasına gezmeye gelip eve dönerken zorlanmadım ama Anadolu yakasında oturup anadolu yakasına gezmeye gidenler evine giderken zorlanıyor.
not4: biliyorum çok taşıt bazlı bir girdi oldu ancak evet misafirlerim bulunduğum sitenin otoparkına park edebiliyor ve evimizdeki 4 arabayı da rahat rahat park edebiliyoruz çünkü park yerimiz var. Anadolu yakasındaki pek çok site gibi arabamızı sokağa bırakmamız istenmiyor.(çekmeköy diye bir yerde başıma gelen olaydır. arkadaşımın sitesine ziyarete gittim misafir araç alınmaz yazısını görmedim ve güvenliğin de zaafına denk geldi beni içeri aldı. aynı olay 5 gün tekrarlanınca insanlar bizi dava edeceklerini söyleyip kapımıza geldiler. site de onelli sitesi mi ne öyle bir şeydi.)

türk telekom

mobil veride sıkıntı yaratmayan ancak öğlen 2 den gece 11 e kadar arama yapılamayan saçma telekomünikasyon servisi.

tbav media

https://www.youtube.com/c.../UCSPreSdSnPHnnoYNhiKMkBw linkli kanaldır. oktar adnancı reklam falan yapıyorlar baya.

adnan oktar youtube reklamı

az önce video izlerken karşıma çıkandır. tbav media isimli bir kanal (bkz: https://www.youtube.com/c.../UCSPreSdSnPHnnoYNhiKMkBw) paylaşmış. baya baya övüyorlar çok garip...

otobüs kliması

çoğunlukla soğutmayan klima türü. soğutmayanlar içeride hava da bırakmaz nemli ve sıcak bir ortamda kapalı kalırsınız ve aldığınız tek koku sigaralı dayı ve sidikli amca kokusu olur. lanet olsun sana otobüs kliması. iyi çalışanlara can feda.

bu arada istanbul için klima analizim:
erguvanların çoğu kötü
mavi öholar fena değil ama açmazlar genelde
sarı mercedes dünyanın en iyi klimasıdır, üşütür
sarı mercedes olmayan boş gürültü makinesidir. soğuttuğunu görmedim hiç
yeşiller açarsa iyi ama açmaz
metrobüsler kutuplara çevirir
çiftkatlılar akıtmaz ama damlatır.

kapatınca kafa sikiyormuş denen şeyler

seyahat ederken arabanın camı... o rüzgar ne kafa siken bir şey öyle ya

sözlük erkeklerinin istemem yan cebime koy havası

istemem yan cebime koy sözünün anlamını bilmeyen bir yazarın açtığı başlıktır.

kadın erkek eşit değildir

kadınla erkek eşit olsa çok çirkin olurdu dünya zaten. kadınla erkek eşit haklara sahiptir. fiziksel olarak da zihinsel olarak da eşit değillerdir. önemli olsn uyum içinde yaşamak.

kitap kurdu içe kapanık kızın seks manyağı çıkması

kitap kurdu içe kapanık kızların çoğu seks manyağı zaten. evet bu genellemeyi yapıyorum 15/15 oranım var bu konuda. 15 kitap kurdunun 15i seks delisi çıktı.

bir erkek nerede hata yapar

sınavda.

bebekler melekleri görüyor mu sorunsalı

yurt dışına çıkınca da etrafa bakıp salak salak gülebiliyorsunuz. yeni tanımaya başladığın bir şeyin seni eğlendirmesi normal. melek falan değil yani tavan garip gelmiştir belki.

boşanmalar neden artıyor sorunsalı

1. sebep: sosyal medya. 7 senedir aynı kızla sevgiliyim ilk 3-4 sene büyük kavgalar ettik son kavgamızda gel sosyal medyadan eli ayağı çekelim, özellikle instagramı direkt kapatalım dedim, kabul etti. o gün son kavgamızı ettik. sosyal medyanın özellikle instagramın insanlara doyumsuzluğu aşıladığını düşünüyorum. sürekli olarak mutlu olan ve gezen, eğlenen onlarca insanı görünce istemsizce elindekinin değerini bilmiyorsun. ferrarin olsa lan şu adamın hem ferrarisi hem lamborghinisi var dersin o derece.
2. sebep: ekonomik kriz. stediğiniz kadar maddiyatçı olmayın, minimalist olun, gezmekten zevk almayın vs. ama ekonomik kriz yüzünden insanlar birbirine jest yapamaz oldu. çiçek alıp gidiyorsun 100 tl giriyor, sinemaya gidelim diyorsun 50 tl kafadan giriyor. dışarda yiyelim dersen direkt üzerler onu hiç dememek lazım. bu durum da ilişkiyi rutine sokuyor ve memnuniyetsizlik oluşturuyor.
3. sebep: çalışma koşulları. maalesef ülkemizde haftalık 50 saat ve üzeri çalışan insan oranı 45 ten yukarı. yabancı forumlarda falan insanların günde 10 saat çalışabileceğine inanmıyorlar direkt. insanın hayat standardına direkt etki ediyor çünkü. 9-5 çalışanlar ile 8-6 çalışanlar arasındaki farkı bir inceleyin, ağzınız açık kalır. ayrıca bu kuraltanımazlık yüzünden istanbulda günün her saati rush hour trafiği var. istanbulda iş başlangıç saati 7-8-9-10 dur. kafadan 4.5 saat trafikte kalmış oluyor zaten şehir. 11 de trafik açıldı diyelim. öğle molası 12.45-13.30-14.15 saatlerinde başlar. beyaz yakalıların yarısı dışarda yemek istese bunların da yarısı oraya arabayla gitse yine kafadan 14.30 a kadar falan trafik oluyor. özellikle levent için bu durum böyle. bu sırada atladığımız sabah 7-8 gibi okulu başlayan ilkokul ve liseler de servislerle trafiği dolduruyor. bunlar da 2 gibi dağıldığı için bunların da trafiği beyaz yakalılarla birleşip toplamda 15.00 a kadar trafik yaratıyorlar. buradan itibaren saat 18.00 a kadar falan durum iyi. daha sonra 18.00-19.00-20.00-21.00 saatleri bu sefer iş çıkış trafiği var. bu da 21.30 a kadar sürebiliyor ama işe gitmeye üşenen insanlar eve gitmeye acele ettiğinden bu trafik 21 e kadar sürmeye de biliyor. trafik bitiyor mu? bitmez. şimdi de 17.00 ve 18.00 da işten çıkan şanslı insanların dışarıya akın etme trafiği başlıyor. 21.00 gibi tüm istanbul yine arabayla doluyor ve bu böyle devam ediyor. 17 ve 18 de işten çıkanlar hariç eve gelenler zaten işe giderken trafikte kaldı, öğle yemeğinde trafikte kaldı, eve dönerken trafikte kaldı. nasıl sinir biriktiğini düşünebiliyor musunuz? 26 yaşında saçları beyazlamaya başlamış onlarca arkadaşım var. ben erken kalkarım trafiğe kalmam geç çıkarım trafiğe kalmam felsefem yüzünden rahat olduğumdan bir tel beyazım yok hala. vallahi çok etkiliyor.
4. sebep: ailevi durumlar. sadece eşler arası değil dünürler arası hatta kuzenler arası olaylar falan bile etkili bunda. maalesef çözümü yok. anneniz iyi bir anne iyi bir eş olabilir ama kötü bir kayınvalide de olabilir. babanız için de geçerli aynısı. kimse bu psikolojik baskıya dayanmak istemez ve hemencecik pes eder. mantıklı olan da budur.
5. sebep: gözü dışarda insanlar. maalesef çok türedi bunlar da. karım/kocam şehir dışına çıksa da kaçamak yapsam diye bekleyen onlarca çirkin düşünceli insan var türkiyede. keşke kandırılmak kolay olsa ama gerçek anlamda kerizlik diye bir şey insan doğasında yoktur. insanların içgüdüleri ve refleksleri epey gelişmiştir ve aldatıldığını hiçbir kanıt olmadan dahi fark edebilir. sonrasında ise pimpiriklilik başlar. yoksa kimse sürekli sürekli gömleklerde saç telefonda mesaj aramaz.

otobüsün çok tehlikeli bir taşıt olması

şehirlerarası otobüsler için bu dediklerim sayılmasa da şehir içi otobüsler için geçerli olandır. kaza anında sizi koruyan bir airbag, koltuk kafalığı, emniyet kemeri olmaması, bunlar olmadığı gibi ayakta da onlarca insan olması bu tehlikeyi getirendir. bindiğiniz otobüs birisine hızlı giderken çarparsa oturuyorsanız boynunuz ayaktaysanız her yeriniz kırılabilir. otobüs kazası yaşayana kadar otobüsün hacminden dolayı bir şey olmayacağını düşünüyordum ancak gözümün önünde ayakta seyir eden bir yolcunun otobüsün ortasından en arkasına kadar uçtuğunu gördüm. takla falan atarsanız da net bir şekilde uçuyorsunuz etrafta. otobüslerde en güvenli seyir şekli ters oturmaktır. iyi yolculuklar.
tanım: otobüslerin tüm trafik kurallarının aksine hareket etmesi.

atatürk ün 8 yaşında hafız olduğu gerçeği

kimseyi ilgilenemeyen olaydır. doğru veya yanlış olması hiçbir şey ifade etmez. bu olaydan anlam çıkarmaya çalışan salaktır.