istanbul trafiğine alternatif çözümler

sayın bakanlarımızın istanbul trafigi hakkında "ogs gecis fiyatları artsın, ilceler arasına ogs gibi sistemler kurulsun yuksek ucretli olsun" gibi zekice(!) fikirlere alternatif olan oneriler.

yıllardır plakalardaki rakamlara göre çözüm bulunması, bu önerilerin başında gelir. işkembe-i kübradan avrupaya hiç gitmeden misal olarak avrupa ülkeleri atılır..
(bkz: bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak)

trafik cezaları ağırlaştırılıp, toplu taşıma imkanları geliştirilebilir. trafik canavarları trafikten men edilince zaten trafik sorunu kalmaz, eğer toplu taşıma imkanları lüks ve yeterliyse.

yıllardır söylüyorum toplu taşıma araçları trafiğe takılmayacak şekilde yolculuk etsin, mesela emniyet şeridini kullanabilsinler. yaklaşık on senedir istanbul trafiğindeyim şimdiye kadar emniyet şeritlerinin doğru dürüst bir nedenle kullanıldığını görmedim, sahte vipler hariç tabi. mesela ambulanslar -emniyet şeridine en çok ihtiyaç duyanlar-, onları ne zaman görsem hep en sol şeridi kullanırlar.

trafiğe takılmayan bir toplu taşıma her kesimden insan için gayet cazip bir ulaşım şekli olur. bu da toplu taşımaya yönelik eğilimi artırdığı gibi trafiği de bir miktar olsun rahatlatır.

tekrar söylüyorum toplu taşıma araçları trafiğe takılmasın.

yakıcan bir iki arabayı taksimin ortasında, bak bakalım bi daha çıkıyolar mı. kökten çözüm.

bayanların trafiğe çıkması yasaklansın.

(bkz: toplu intihar seminerleri)

trafiğin kilitlenmesine neden olan en öndeki kendini bilmez aracı ortadan kaldırmak. *

merkez bankasını istanbul a taşımamak..

bireysel çözümler de mevcuttur. herkes anyaya giderken konyaya gitmek gibi.

(bkz: mancınık)

(bkz: dışarı çıkmamak)

yolların yarısını metrobüs tarzında halk otobüslerine ayırmak.

kesinlikle cezaların bel kırması. ama bu nasıl olacak: danimarka'da okul önünde hız sınırını 30 km. geçtiği için bir sürücüye 2000 euro ceza kesilmesi ki devlet o kişinin sosyal güvenlik numarasından yıllık gelirini tespit eder. (adamın aylık geliri, ortalama 3000 euro) basit bir hesapla 3000 ytl geliri olana 2000 ytl, 30000 ytl. geliri 20000 ytl. ceza kesilmesi gibi. tabi küçük bir ayrıntı var, devlet gibi devletle yönetilmek gerektirir bu.
edit: rakamlar atmasyondur. fikir edinilmesi açısından.

anadolu yakası için trafiğin sık oldugu ve kaosun bol oldugu bölgelerden biri olan minibus caddesi için çözüm şudur; sağda solda arabayı parka bırakanların üzerinde baskı oluştur. hatta öyle ki yol kenarında park diye bir kavramı sil at. öyle kenara aracı park edip 3 şeritlik yol tek şeride inmesin. trafiğin orta yerine kalkışı-varışı belli olan tramvay koy. koy ulan. kıy parana. doğuya yatırım yapma. batıda insanları böcek gibi yaşat. ne lan bu. nereye gidiyor lan bu paralar.
sen park olayını kaldırıp, yerine iki istikamet arasından seri aralıklarla bi tramvay yollarsan sorun büyük oranda kalkar.

öyle kesin bir hamleyle minibusleri kaldırıyoruz diyemezsin. yumusak gecisler lazım. yavas yavas oldureceksin ya da insan olmayı ogrenecekler. kendisi bırakıcak o isi. bakıyor ki isler azalmaya basladı gelen musteriye de insan gibi davranacak. öte taraftan özel arabasıyla trafiğe çıkanlar da bakıyorki trafik sıkışıyor. birinci gün işe yetişemez, ikinci gün çocuğunu hastaneye yetiştiremez ama üçüncü gün o da dayanamaz yanından ferah ferah giden tramvaya atlar yoluna gider.

(bkz: uçan halı)

denizi kullanacaksın. ulan koskoca su birikintisi dibinde duruyor sen anca sahillerde elinde sigara iç çekerek mal mal bakıyorsun. ey kulum, ulaşımda kullan onu. git-gel. ulaşım seferlerinde denizi çok sık kullan. her yeri deniz taksi, deniz dolmuslarla doldur. üniversitelerine söyle en verimli deniz taşıtlarını yapsınlar. yapsınlar ki sen halkın dırdırını dinleme. bir kere yapsan ömür boyu arkandan dua eder bu istanbul'lular. savaş kazanmış kahraman gibi olursun allahıma.

(bkz: marmaray)

trafiği en yoğun şekilde işgal eden çalışanların ve öğrencilerin iki gruba ayrılması ve haftanın ilk 3 gününde bir grup, takip eden diğer 3 günde diğer grubun yola çıkacağı şekilde iş hayatı ve eğitim hayatının düzenlenmesi güzel bir seçenek olabilir.

Tüm istanbul trafiğindeki araçları veri tabanına atarsın. Daha sonra bu araçlara trafiğe çıkabilecekleri günlük vizeler verirsin. Araç sahipleri internet üzerinden vize haklarının hangi günlerde olduğunu görebilsin. Bu vizenin kontrolü de gişelerde, kritik noktalarda sağlansın. Pilot uygulamayla denenebilecek şeyler bunlar. Vize gününe uymayan araç sahiplerine kadameli olarak artıcak şekilde yıldırıcı cezalar verilsin. istanbul artık kapasitesini aşıyor bir çözüm bulunması gerek..

yıllardır bir çare bulamadılar. bulamıyorlar da. ne olacak lan bu halimiz?

Yakıta fahiş vergi ekleyip dünyanın en pahalısı yapmak çare olmadı.
Belki ana yolların hepsine gişe ekleyip en kısa mesafeyi 30 tl yapmak çözüm olabilir.

bisiklet ya da Scooter tarzı motor kullanımını artırmak. aşırı yağmur, kar ve kötü hava koşulları dışında rahatlıkla kullanılabilir.

artık insanlarımız 1 km lik ve aşağısı mesafelere bile kendi şahsi araçları ile gitmeyi tercih ediyorlar. bu da büyük bi taşıt yoğunluğuna sebep oluyor doğal olarak.
çözümler basit aslında ama basit olanı uygulamak zor malesef.

görsel
Motosiklet -bisiklet -teleferik ....

bisiklet ya da motosiklet de birer bireysel taşıttır ve trafiğe dahildir. dolayısıyla büyük şehirlerde trafiği azatlamanın tek kalıcı yolu toplu taşımı etkin ve konforlu hale getirmek. metroyu şehrin her noktasına götürmek mesela. konforunu ve kalitesini arttırmak. toplumun her kesiminden insana hitap edecek hale getirmek. örneğin bir engellinin de şehirde çok rahat seyehat edebilmesini sağlamak.

hatırlarsanız 2012 olimpiyatları londra'da gerçekleşmişti. olimpiyat tanıtımını da engelli bir sanatçıyla çekmişlerdi. adam tekerlekli sandalyesiyle şehrin her noktasına kimseden bir gram yardım almadan ulaşmış, olimpiyatın gerçekleşeceği her kompleksi tek tek tanıtmıştı. londra insana verilen değeri ve medeniyet seviyesini tüm dünyanın gözüne inanılmaz akıllıca ve gerçekçi şekilde sokmuştu.

bizim yüz yıldır bir olimpiyata ev sahipliği yapamıyor olmamızın ve bir 50 yıl da yapamayacak olmamızın tek sebebi borumuzu kıskanmaları yani.

özetle bu altta gördüğünüz londra metro haritası.

görsel