bugün
- vatandaşlık farkı alan otel12
- aleyna tilki'nin en seksi fotoğrafı8
- alınan en güzel iltifat11
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim11
- türkiyede çok abartılan arabalar15
- futbolcu ismiyle nick almak10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- bik bik'in balona binmesi26
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- anın görüntüsü18
- kanınıza rengini verir misiniz16
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız8
- abır nerede sorunsalı8
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan15
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım28
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- integralin müfredettan kaldırılması15
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı48
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş10
- aristoteles'in orta yolu10
entry'ler (52)
Şahsına münhasır güçlü kadın profilinin yanı sıra, türk eğitim sistemine dahil olmamış da ne olmuş dedirten cinsten kültüre, bilgiye ve bir o kadar da yabancı dile sahiptir. Çok iyi bir dost ve hal-i hazırda bir tanecik sevgilim ve ömrümün sonuna kadar öyle kalacak olan kendisi, Erkin Koray beyefendinin de biricik kızıdır.
Başkanlığını istanbul doğumlu reklam-tanıtım fotoğrafçısı olan onur özcan'ın yaptığı bir tam hizmet reklam ajansıdır.
Aynı zamanda bu ajans, Türkiye'de ilk defa Kişiye özel belgesel, Evlilik - Düğün günü belgeseli ve Doğum belgeseli hizmetlerini standart hizmetlerine eklemiştir.
Düğün Belgeseli Evlilik Belgeseli
Aynı zamanda bu ajans, Türkiye'de ilk defa Kişiye özel belgesel, Evlilik - Düğün günü belgeseli ve Doğum belgeseli hizmetlerini standart hizmetlerine eklemiştir.
Düğün Belgeseli Evlilik Belgeseli
Ülkemizde sayıları gün geçtikçe çoğalan bir güruhtur ki 5 kişi bir şahinin içine doluşurlar ve kızlara laf atarlar eskaza kızın biri dese;
ay canım beni gittiğiniz yere kadar bırakırmısnız diye
arabada yer bile bulamazlar.
işte bu yüzden onlar apaçidir...
bir de apaçi mekanlar vardır ki bunlar bu güruhun sıklıkla kendi kabilesinden insanlarla buluştukları noktalardır. genellikle kızlar mezdeke eşliğinde erkekler de fifti sent eşliğinde oynarlar mekandan çıkıp eve giderken de yine 5 erkek bir arabanın içine doluşur evlerinin yolunu tutarlar;
bir de apaçi sözleri vardır ki;
ayıq ol
yaralı sıtayla
baba yorgun
günahkar gecelerin isyankar yakışıklısı
ben seni çok sevmiştim, ama ama sen beni hiç sevmemişsin kahbe.. yaralı staylaa.
hayat buysa üstü kalsın
milletin etiket olduğu yerde fiyatı biz koyarız
uçmasını bilirsen olursun pilot, istemesini bilirsen iner sana her külot
ben gideni değil giden beni kaybetmiştir.
v.b
ay canım beni gittiğiniz yere kadar bırakırmısnız diye
arabada yer bile bulamazlar.
işte bu yüzden onlar apaçidir...
bir de apaçi mekanlar vardır ki bunlar bu güruhun sıklıkla kendi kabilesinden insanlarla buluştukları noktalardır. genellikle kızlar mezdeke eşliğinde erkekler de fifti sent eşliğinde oynarlar mekandan çıkıp eve giderken de yine 5 erkek bir arabanın içine doluşur evlerinin yolunu tutarlar;
bir de apaçi sözleri vardır ki;
ayıq ol
yaralı sıtayla
baba yorgun
günahkar gecelerin isyankar yakışıklısı
ben seni çok sevmiştim, ama ama sen beni hiç sevmemişsin kahbe.. yaralı staylaa.
hayat buysa üstü kalsın
milletin etiket olduğu yerde fiyatı biz koyarız
uçmasını bilirsen olursun pilot, istemesini bilirsen iner sana her külot
ben gideni değil giden beni kaybetmiştir.
v.b
Disko kralı programında erol günaydının doğum günü vesilesiyle hazırlattığı bandın son donan fotoğrafı olarak erol günaydının benim çektiğim fotoğraflarımdan birini kullanmış ve telif hakkı yada isim belirtme gibi şeylere gerek duymamış şahsiyettir.
Peki ben bundan rahatsız oldum mu? Hayır.
ihtiyacı varmış kullanmış dedik kendi kendimize...
Bu da ben halbuki çok kolay iletişebilirdik
http://www.onurozcan.com
http://www.ajansfotografhane.com
Peki ben bundan rahatsız oldum mu? Hayır.
ihtiyacı varmış kullanmış dedik kendi kendimize...
Bu da ben halbuki çok kolay iletişebilirdik
http://www.onurozcan.com
http://www.ajansfotografhane.com
Arabesk in kelime manası arapsaldır.
Bale de arabesk isminde bir figür vardır minyatür sanatında arbesk figürler vardır.
Öncelikle fazıl say ın kelimenin ehhemmiyeti ve manası hakkında fikir sahibi olmadığını anlayıp fazlada takmamak lazımdır...
Bale de arabesk isminde bir figür vardır minyatür sanatında arbesk figürler vardır.
Öncelikle fazıl say ın kelimenin ehhemmiyeti ve manası hakkında fikir sahibi olmadığını anlayıp fazlada takmamak lazımdır...
Cidden saçmalamakta sınır tanımayan kurum olmakla beraber birbirinden saçma kelime karşılıkları bulunmaktadır ve bu kelimeleri kullanan insan karşıdaki tarafından herhangi bir ilaç etkisinde gibi karşılanabilir ve ortamda zedelenme üstüne zedelenme yaşayıp dış dünyaya kapılarını kapatıp kabuğuna çekilip gerçekten hayatta bi b.k değilmişim durumuna düşüp intiharın eşiğine gelebilir tamam fazla abarttık lakin saçmalamalarına bir örnek;
Bebeğin cinsiyetine ultrason da bakmak lazım,
Ama tdk ya göre;
bebeğin cinsiyetine yansılanım da bakmak lazım.
Bu ne saçma sapan bir yaklaşımdır neyin kafasıdır anlamadım.
Bebeğin cinsiyetine ultrason da bakmak lazım,
Ama tdk ya göre;
bebeğin cinsiyetine yansılanım da bakmak lazım.
Bu ne saçma sapan bir yaklaşımdır neyin kafasıdır anlamadım.
Özel olmayanlarına bile gidemeyenlerdir. Adı üstünde özel olmak lazımdır...
Ölçütün görsellik olduğu festivaldir. Hali hazırda elde bulunan öğrenci filmlerinde görselliği sağlamak için de, prodüksiyon, yani para gerekmektedir, Bundan yola çıkarak, yurt dışında yapılan festivallerde ülkemize yapılan üçüncü sınıf muameleye göz yumulabilir evet yumulabilir.
Herkes toplum bilimci kesilmiş,
Geçiniz efenim ben sadece Discovery izlerim, sadece belgesel izlerim, sadece opera, bale faailyetlerine katılırım, sadece tiyatroya giderim, tv ile bu tip yalanlarla ilgilenmem demeyi;
Bu ülke televole ile başlayan bir magazin silsilesinin içerisinden geçti, ve hala geçiyor, raiting denilen kavram sadece gecekondu mahallelerindeki aletlerle değil, otobüste, vapurda, insanların konuştuklarından da anlaşılıyor. Çok geriye gitmeye gerek yok.
Gizli aşktan bahsedelim behlül, bihterle bilmemneler yok yok ordan araya adnan girdi v.s v.s
Bu diziyi izleyen kesimin yüzde kaçı acaba Halit Ziya Uşaklıgil in "Aşk-ı memnu" sunu okumuştur.
Biraz düşünelim;
Reşat Nuri Güntekin'in Yaprak Dökümü dizisinin tutmasıyma, yapımcılara gün doğmuş ve büyük yazarların eserleri tutuyor fikri ile değil de büyük yazarların o dönemlerde yazdıkları ve toplumun algısına hitab eden romanları tutuyor biz bunu basitleştirilerek sunalım düşüncesiyle, ne versen yer Türk toplumuna uyarlanarak, 13 bölüm halinde hazırlanmış ve 13 bölüm doğal olarak iyi giden işi, "profesyonel televizyon izleyicisi" olan Türk toplumuna dahada acıtasyon ve kederlerle dolu bir şekilde senaryosunu basitleştirerek devam ettirip, izleyiciyi ekran karşısına kilitlemişlerdir bu yalanların en hasının daniskası değildir de nedir?
100 yaşında evlenmek isteyen ıvır zıvır amcalar, evlenme programlarında "verilen talimatları yerine getirerek" cirit atmışlardır, yemekteyiz programlarında tamamen sahte karakterlerine bürünen oyuncular, insanları mest etmiştir v.s v.s
Türk toplumu bu yalanlara inanıp televizyon karşısında put kesilirken, anti sosyalleştirilirken, Okan'ın bunu yapması çok mu anormal!? Okanı savunduğumdan değil, bir dönüp arkaya bakmak gerekiyor... Ya da önümüze...
Geçiniz efenim ben sadece Discovery izlerim, sadece belgesel izlerim, sadece opera, bale faailyetlerine katılırım, sadece tiyatroya giderim, tv ile bu tip yalanlarla ilgilenmem demeyi;
Bu ülke televole ile başlayan bir magazin silsilesinin içerisinden geçti, ve hala geçiyor, raiting denilen kavram sadece gecekondu mahallelerindeki aletlerle değil, otobüste, vapurda, insanların konuştuklarından da anlaşılıyor. Çok geriye gitmeye gerek yok.
Gizli aşktan bahsedelim behlül, bihterle bilmemneler yok yok ordan araya adnan girdi v.s v.s
Bu diziyi izleyen kesimin yüzde kaçı acaba Halit Ziya Uşaklıgil in "Aşk-ı memnu" sunu okumuştur.
Biraz düşünelim;
Reşat Nuri Güntekin'in Yaprak Dökümü dizisinin tutmasıyma, yapımcılara gün doğmuş ve büyük yazarların eserleri tutuyor fikri ile değil de büyük yazarların o dönemlerde yazdıkları ve toplumun algısına hitab eden romanları tutuyor biz bunu basitleştirilerek sunalım düşüncesiyle, ne versen yer Türk toplumuna uyarlanarak, 13 bölüm halinde hazırlanmış ve 13 bölüm doğal olarak iyi giden işi, "profesyonel televizyon izleyicisi" olan Türk toplumuna dahada acıtasyon ve kederlerle dolu bir şekilde senaryosunu basitleştirerek devam ettirip, izleyiciyi ekran karşısına kilitlemişlerdir bu yalanların en hasının daniskası değildir de nedir?
100 yaşında evlenmek isteyen ıvır zıvır amcalar, evlenme programlarında "verilen talimatları yerine getirerek" cirit atmışlardır, yemekteyiz programlarında tamamen sahte karakterlerine bürünen oyuncular, insanları mest etmiştir v.s v.s
Türk toplumu bu yalanlara inanıp televizyon karşısında put kesilirken, anti sosyalleştirilirken, Okan'ın bunu yapması çok mu anormal!? Okanı savunduğumdan değil, bir dönüp arkaya bakmak gerekiyor... Ya da önümüze...
perran kutmanın şehnaz tango'sunu da da unutmamak gerekir.
Durakta beklerken, sigara yaktığın esnada otobüsün gelmesi.
saçmalıkla müsemma bir durumdur yani burdan şu mu çıkıyor "güzel kızlar sigara içmez" çok saçma.
Damacanayla girmekten daha iyi olduğunu düşünen insanın düştüğü tuhaf acınası ve bir o kadar da utandırıcı durumdur.
içmeyen ve içilmesine karşı olup bunu içenlere empoze etmeye çalışan kişilere gösterilen tutumdur.
kahve kültürünü benimsemiş ve kahve ile ilgili herşeyi bilen,uygulayan ve servis eden anlamında kullanılan italyanca bir kelimedir.
1956 yılında istanbul’da doğan Günseli Kato’nun resim çalışmaları 1974 yılında Prof. Dr. Süheyl Ünver’in Topkapı Sarayı Müzesi’nde yaptığı minyatür çalışmalarına katılmasıyla başladı.
iki yıl sonra Topkapı Sarayı Nakışhanesi Süsleme Sanatları Bölümü’ne atandı. Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Bölümü’nü 1980 yılında bitirdi.
"Minyatür, hiçbir sanata benzemez. insanüstü bir çaba gerektirir. Gecenizi, gündüzünüzü, ömrünüzü ister. Derin tarih bilgisi ister ve en ufak bir hatanızı da affetmez" diyen Kato'nun gençlik yılları Süleymaniye, Topkapı, Beyazıt kütüphanelerinde minyatür aramak, tarih öğrenmekle geçer.
"Japonların zengin yıllarıydı. işadamları kurdukları vakıflar aracılığıyla tüm dünyadan geleneksel sanatlarla ilgilenen gençler arıyorlardı."
işte böyle bir vakıf olan Sato Vakfı, Günseli Kato'ya burs teklif eder.
Japonya'ya gider. Ama okuduğu üniversitede öğrendikleri ona yetmez. Gözü Tokyo Güzel Sanatlar Akademisi'ndedir.
Yabancı olduğu için üniversiteye girmesi imkansızdır. Günlerce, aylarca kapısını aşındırır. Sonunda başarır. Üniversite, tarihinde ilk kez yabancı bir öğrenciyi kabul eder.
Kato 1985 yılında islam Seramik Sanatı Uzmanı Takuo Kato ile tanışır, onun atölyesinde seramik çalışmalarına başlar. Kato, öğrencisinin bu sanatı uluslararası düzeyde temsil edecek yetenekte olduğunu farkeder. Ve bildiği herşeyi öğretmeye başlar.
"Japonya'ya gittiğimde 22 yaşındaydım. ilk yıl güzel sanatlarda başladım eğitimime. iki sene geleneksel bölümde okudum. ipek Yolu kültürü üzerine çalışan ünlü bir hocayla çalışıyordum.
Sonra o hocalarımın sayesinde kendi seramik hocam Takoi Kato ile tanıştım. Orada uzun süre atölye çalışmaları yaptıktan sonra, onun oğlu ile evlendim. Hocama çok büyük bir aşkla bağlandım, ondan çok büyük feyz aldım ve sonunda da oğluyla evlenmeye karar verdim. Hem sanatımı devam ettirdim, hem de hayatımı orada sürdürdüm. Eşim de seramik sanatçısıydı. On iki yıl evli kaldık, bir kızım oldu, daha sonra ise eşimi bıraktım geldim, orada boşandık."
Ülkenin dört bir yanında açtığı sergiler, konferanslar, seminerler birbirini izler. Kato, 17 yılın sonunda Tokyo'da kendi adına açtığı bir minyatür okulu da olan, herkesin tanıdığı ünlü bir sanatçıdır. 1994 yılında Asahi Gazetesi Kültür Merkezi’nde Günseli Kato Türk minyatür sınıfı açıldı. Kato yılda iki kez bu okulda ders vermeyi sürdürüyor.
Günseli Kato'nun Resim Anlayışı
Günseli Kato'nun eserlerinde, benzerliklerden sakınan bir türün yarattığı farklı simgelerle, insanlığın şifreleri arasından sanatçının kendi şifresi beliriyor. Kato’nun resim serüveninde, yıllardır biriktirdikleri bir bir ortaya çıkıyor, Anadolu uygarlıklarından dünya uygarlıklarına doğru rengarenk bir açılım hissediliyor: “Tılsımlı Gömlek", "Mısır’ın Yaşam Anahtarı", "Fatma’nın Şifalı Eli", "Kem Göze Karşı Yine Göz", "Özellikle Mavi Göz”.
Kato, eserlerinde ışığın kaynağı güneşin rengi olan “altın rengi”ni kullanıyor. Temalarında ise sıkça kullandığı idolleri, haçlar, hilaller, üç kıtada egemen “tau”, iyileştiren su, tılsımlı balık, koruyucu yeşim, koşulsuz aşkın taşı zümrüt ve yaşamın ta kendisi yürek, ressamın yaratısındaki gizli anlamları sergiliyor. Böylece sanatçının tuvallerinde sonsuz güç hissediliyor.
Günseli Kato başarısını şöyle açıklıyor: “Tokyo Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde” aldığım eğitim ve Japonya’dan sağladığım malzemeler eserlerimdeki farklılığın bir boyutunu ortaya koyuyor. Eserlerime, Ergin inan’ın küçük yaştan beri yaratıcılığıma verdiği desteğin, Erol Akyavaş’ın minyatür çalışmayı bırakmamam ve işimden ödün vermemem yolundaki öğütlerinin yansıdığını düşünüyorum. Minyatür geleneğinden yola çıkarak tuvallerimde tam bir kültür birleşimine varıyorum.”
Günseli Kato'nun Sergi Çalışmaları
1984 Minyatür Sergisi, T.C. Tokyo Büyükelçiliği / Japonya
1989 Çağdaş Minyatürde Kadın, Nagoya Maruei Mağazası / Japonya
1992 "Türk ve Japon Kültüründe Motif Benzerliği", i. Ü. Edebiyat Fakültesi Güzel Sanatlar Bölümü'nde sempozyumu ve sergisi, T.C. Tokyo Büyükelçiliği / Japonya
1994 "Hiç" Sergisi, Kohedo Galerisi - Gifu / Japonya
1994 "Endüstriyel Seramik Tasarımlarının Japonya'ya Tanıtımı", Maihata Galerileri,
Tokyo - Gifu / Japonya
1995 "ipek Yolunun Neşesi" (Takuo Kato ile birlikte) Gero Onsen Galerisi, Gifu / Japonya
1996 Çağdaş Minyatür Sergisi, Wakoll Galerisi, Tokyo / Japonya
1997 "Doğu Estetiğinde Kadın ve Minyatür" Sergisi (Japon öğrencilerle birlikte),
i.T.Ü. Mimarlık Fakültesi, istanbul
1997 "Olduğu Gibi" Performans, Ercüment Kalmık Müzesi, istanbul
1998 "istanbul'un Bin Yılı" Performans, Aya irini, istanbul
1999 "Bizans'ın Mor Bin Yılı", Yapı Kredi Bankası, istanbul
1999 "Çerçeveler için Çoğaltmalar", Borusan Sanat Galerisi, istanbul
1999 "700 yılda Osmanlı Mimarisi" Sergi, Teknik Üniversite Taşkışla, istanbul
2000 "Ahenk, Cenk ve Beden" Performans, Ihlamur Kasrı, istanbul
2000 "Ahenk, Cenk ve Beden" Performans, New York / ABD
2000 "Yer Kabuğunun Hareketi" Sergi, Teknik Üniversite Maslak, istanbul
2001 "15. Yüzyıl Saray Albümleri" Sergi, Topkapı Sarayı Müzesi, istanbul
2001 "Aşk Hikayesi, Varka ile Gülşah" Performans, Sergi, Esma Sultan Yalısı / istanbul
2002 "Japonya'dan Esintiler" Sergi, Almanya
2002 "Şin, Zen, Bi", Sergi Çukurcuma, istanbul
2003 "1001 istanbul" Sergi, Galerie Adler, Paris / Fransa
2003-2004, "Yansımalar" Sergi, Maya Uptown, istanbul
iki yıl sonra Topkapı Sarayı Nakışhanesi Süsleme Sanatları Bölümü’ne atandı. Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Bölümü’nü 1980 yılında bitirdi.
"Minyatür, hiçbir sanata benzemez. insanüstü bir çaba gerektirir. Gecenizi, gündüzünüzü, ömrünüzü ister. Derin tarih bilgisi ister ve en ufak bir hatanızı da affetmez" diyen Kato'nun gençlik yılları Süleymaniye, Topkapı, Beyazıt kütüphanelerinde minyatür aramak, tarih öğrenmekle geçer.
"Japonların zengin yıllarıydı. işadamları kurdukları vakıflar aracılığıyla tüm dünyadan geleneksel sanatlarla ilgilenen gençler arıyorlardı."
işte böyle bir vakıf olan Sato Vakfı, Günseli Kato'ya burs teklif eder.
Japonya'ya gider. Ama okuduğu üniversitede öğrendikleri ona yetmez. Gözü Tokyo Güzel Sanatlar Akademisi'ndedir.
Yabancı olduğu için üniversiteye girmesi imkansızdır. Günlerce, aylarca kapısını aşındırır. Sonunda başarır. Üniversite, tarihinde ilk kez yabancı bir öğrenciyi kabul eder.
Kato 1985 yılında islam Seramik Sanatı Uzmanı Takuo Kato ile tanışır, onun atölyesinde seramik çalışmalarına başlar. Kato, öğrencisinin bu sanatı uluslararası düzeyde temsil edecek yetenekte olduğunu farkeder. Ve bildiği herşeyi öğretmeye başlar.
"Japonya'ya gittiğimde 22 yaşındaydım. ilk yıl güzel sanatlarda başladım eğitimime. iki sene geleneksel bölümde okudum. ipek Yolu kültürü üzerine çalışan ünlü bir hocayla çalışıyordum.
Sonra o hocalarımın sayesinde kendi seramik hocam Takoi Kato ile tanıştım. Orada uzun süre atölye çalışmaları yaptıktan sonra, onun oğlu ile evlendim. Hocama çok büyük bir aşkla bağlandım, ondan çok büyük feyz aldım ve sonunda da oğluyla evlenmeye karar verdim. Hem sanatımı devam ettirdim, hem de hayatımı orada sürdürdüm. Eşim de seramik sanatçısıydı. On iki yıl evli kaldık, bir kızım oldu, daha sonra ise eşimi bıraktım geldim, orada boşandık."
Ülkenin dört bir yanında açtığı sergiler, konferanslar, seminerler birbirini izler. Kato, 17 yılın sonunda Tokyo'da kendi adına açtığı bir minyatür okulu da olan, herkesin tanıdığı ünlü bir sanatçıdır. 1994 yılında Asahi Gazetesi Kültür Merkezi’nde Günseli Kato Türk minyatür sınıfı açıldı. Kato yılda iki kez bu okulda ders vermeyi sürdürüyor.
Günseli Kato'nun Resim Anlayışı
Günseli Kato'nun eserlerinde, benzerliklerden sakınan bir türün yarattığı farklı simgelerle, insanlığın şifreleri arasından sanatçının kendi şifresi beliriyor. Kato’nun resim serüveninde, yıllardır biriktirdikleri bir bir ortaya çıkıyor, Anadolu uygarlıklarından dünya uygarlıklarına doğru rengarenk bir açılım hissediliyor: “Tılsımlı Gömlek", "Mısır’ın Yaşam Anahtarı", "Fatma’nın Şifalı Eli", "Kem Göze Karşı Yine Göz", "Özellikle Mavi Göz”.
Kato, eserlerinde ışığın kaynağı güneşin rengi olan “altın rengi”ni kullanıyor. Temalarında ise sıkça kullandığı idolleri, haçlar, hilaller, üç kıtada egemen “tau”, iyileştiren su, tılsımlı balık, koruyucu yeşim, koşulsuz aşkın taşı zümrüt ve yaşamın ta kendisi yürek, ressamın yaratısındaki gizli anlamları sergiliyor. Böylece sanatçının tuvallerinde sonsuz güç hissediliyor.
Günseli Kato başarısını şöyle açıklıyor: “Tokyo Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde” aldığım eğitim ve Japonya’dan sağladığım malzemeler eserlerimdeki farklılığın bir boyutunu ortaya koyuyor. Eserlerime, Ergin inan’ın küçük yaştan beri yaratıcılığıma verdiği desteğin, Erol Akyavaş’ın minyatür çalışmayı bırakmamam ve işimden ödün vermemem yolundaki öğütlerinin yansıdığını düşünüyorum. Minyatür geleneğinden yola çıkarak tuvallerimde tam bir kültür birleşimine varıyorum.”
Günseli Kato'nun Sergi Çalışmaları
1984 Minyatür Sergisi, T.C. Tokyo Büyükelçiliği / Japonya
1989 Çağdaş Minyatürde Kadın, Nagoya Maruei Mağazası / Japonya
1992 "Türk ve Japon Kültüründe Motif Benzerliği", i. Ü. Edebiyat Fakültesi Güzel Sanatlar Bölümü'nde sempozyumu ve sergisi, T.C. Tokyo Büyükelçiliği / Japonya
1994 "Hiç" Sergisi, Kohedo Galerisi - Gifu / Japonya
1994 "Endüstriyel Seramik Tasarımlarının Japonya'ya Tanıtımı", Maihata Galerileri,
Tokyo - Gifu / Japonya
1995 "ipek Yolunun Neşesi" (Takuo Kato ile birlikte) Gero Onsen Galerisi, Gifu / Japonya
1996 Çağdaş Minyatür Sergisi, Wakoll Galerisi, Tokyo / Japonya
1997 "Doğu Estetiğinde Kadın ve Minyatür" Sergisi (Japon öğrencilerle birlikte),
i.T.Ü. Mimarlık Fakültesi, istanbul
1997 "Olduğu Gibi" Performans, Ercüment Kalmık Müzesi, istanbul
1998 "istanbul'un Bin Yılı" Performans, Aya irini, istanbul
1999 "Bizans'ın Mor Bin Yılı", Yapı Kredi Bankası, istanbul
1999 "Çerçeveler için Çoğaltmalar", Borusan Sanat Galerisi, istanbul
1999 "700 yılda Osmanlı Mimarisi" Sergi, Teknik Üniversite Taşkışla, istanbul
2000 "Ahenk, Cenk ve Beden" Performans, Ihlamur Kasrı, istanbul
2000 "Ahenk, Cenk ve Beden" Performans, New York / ABD
2000 "Yer Kabuğunun Hareketi" Sergi, Teknik Üniversite Maslak, istanbul
2001 "15. Yüzyıl Saray Albümleri" Sergi, Topkapı Sarayı Müzesi, istanbul
2001 "Aşk Hikayesi, Varka ile Gülşah" Performans, Sergi, Esma Sultan Yalısı / istanbul
2002 "Japonya'dan Esintiler" Sergi, Almanya
2002 "Şin, Zen, Bi", Sergi Çukurcuma, istanbul
2003 "1001 istanbul" Sergi, Galerie Adler, Paris / Fransa
2003-2004, "Yansımalar" Sergi, Maya Uptown, istanbul
ya da erkeklerin orospu muamelesi yaptığı kızlar olarak değiştirilebilir.
Tacize uğranılması muhtemel durumdur.
Kural kabul etmek anlamında olup zaman zaman izin manasında ki "destur" kelimesiyle karıştırılan kelimedir.
Eleştiri anlamındadır.