bugün

entry'ler (1241)

keşan

iş nedeniyle geldiğim ve 3. ayımı doldurduğum yer. Bakalım neler olacak?

redingotunusatanrus tumblr com

http://redingotunusatanru...m/post/147915656511/belki

Belki

Kimsenin gitmediği bir sinema filmiyim
Sakinim, yorgunum, düşük bütçeliyim
Milyon kişiden sadece biri belki sever beni
Ancak anlar mı?
Bilinmez.

Kimsenin görmediği koca bir fil miyim?
Başım ağır geliyor, bedenim ruhuma bir kaç beden büyük
Milyon kişiden sadece biri belki anlar ruh halimi
Ancak sever mi?
Bilinmez.

Koklama yeteneğini kaybetmiş şanssız bir köpeğin gömdüğü yerde kemiklerim; sızlıyorlardır belki benden habersiz.
Sessizliğini kaybetmiş rahatsız bir yalnızlığın götürdüğü yerde düşüncelerim; mutluluğu bulmuşlardır belki benden habersiz.
Kemiksiz bir bir örtüyüm şimdi, düşüncesiz bir başlık belki.
Anlayabilir misiniz?
Sevebilir misiniz?
Bilinmez.

redingotunusatanrus tumblr com

güzel şeyler yazan site. okuyunuz okutturunuz efenim.

redingotunusatanrus tumblr com

http://redingotunusatanru...0027421206/analog-saatler

Analog Saatler

Sizin hiç saatiniz oldu mu?
Hani zamanı ölçen araçtan bahsetmiyorum, sadece vakit diye bir şeyin olduğunu hatırlatan…
Benim bir kaç kez saatim oldu ama hiç saatin kaç olduğuyla ilgilenmedim. Acelem yok sanırdım. Ama koşuyormuşum farkında olmadan.

Sizin hiç saatiniz doldu mu?
Öyle bir yere yetişmekten bahsetmiyorum, sadece bir şeylere geç kalmaktan…
Benim doldu; inanamadım. Su geçirmezdi oysaki saatim. Ama sular seller gibi aktı zaman.

Şimdi saatler uyumaya çalışırken zihnini bulandıran seslerden besleniyor, sen onun çağırdığı anıları hatırladıkça o çalışmaya devam ediyor.

Saatler durdurulabilen şeyler oysaki.

redingotunusatanrus tumblr com

kişisel bir blog. 1 kişi okusa bile yazara kardır.

redingotunusatanrus tumblr com

http://redingotunusatanru...st/100118049721/sorgulama

Sorgulama!

Bulduğu her boşluğa dalıp vurgun yiyen adamım.
Balıklara sataşır, vaktimi kum saati yapmaya harcarım.
Ve durmadan sorular sorarım.
Görmez misiniz?
Duymaz mısınız?
Yüreğinizin kıyısına çarpan tuzlu dalgalar taş kalbinizi parçalamaz mı?
Sizi günaha davet eden deniz kızlarına karşılık verin.
Bizi umuda davet eden yunusları rahat bırakın.
Ve soru sormama izin verin.
Ağlamaz mısınız?
Üzülmez misiniz?
Tatlı sularda yüzerken çöle kıyısı olan denizlere düşen alabalıklara…
Tatlı sulardan içerken çöle kıyısı olan denizlere düşen kalabalıklara…

redingotunusatanrus tumblr com

http://redingotunusatanru...ost/92884939626/bir-sabah

Bir Sabah

Suratıma çarpan rüzgar gece nasıl açıldığı meçhul çürük ahşap kapıyı feryatla kapadı.
isyanla gözlerimi açtım ve paytak adımlarla gün ışığına doğru yürüdüm. Haylaz rüzgarı misafir eden arsız pencereyi kapattım. Aynı paytak adımlarla koridorun yolunu buldum ve sarhoş bir edayla tuvaletin kapı kolunu bulmaya çalıştım. Açılmaktan aciz tuvalet kapısı tiz gıcırtısıyla tüm koridorda aksettikten sonra kulaklarıma çalındı.

‘Ne kadar da berbat bir gün!?’
Bir anda aynada varlığıma şahit olan tek adamın yüzünde güne başladığı için sevinen bir şey gördüm.
Gözleri… Benim gözlerim…

Belli belirsiz zamanlarda parlayan gözleri vardı. Bu sabah da belli belirsiz zamanlara dahildi. Gözleri bugün biraz daha yeşil, biraz daha sevecendi.

Yeni bir gün başlıyordu.
Kuşların ısrarcı nakaratları…
Güneşin sinsi ışınları…
Kendini bilmez tatilcilerin zulmünden kurtarılmayı bekleyen sahiller…
Hayal kırıklıklarıyla dolu bavullarıyla otobüs bekleyen yolcular…
Ceplerinde umut biriktiren işçiler…
Kış boyunca tüm hırçınlıkları üzerlerindeyken yarı çıplak kadınları görüp yelkenleri indiren balıkçılar…
Ve bünyesinde nice hayatlar yaşanmasına rağmen tüm asiliği ile yalnız ve kirli deniz…
Yeni bir gün başlıyordu.

redingotunusatanrus tumblr com

http://redingotunusatanru...m/post/86247316841/fahise

Fahişe

Kanıyor kadının bedeni şarap rengi yalanlara
Kanıyor kadının bedeni ölümüne, ölüm rengi gerçeklere.
Yansıyor çılgın düşünceleri berrak sulara, bulanıyor görüntüler.
Ne için yaşadığını unutuyor kadın,
Kim için yaşadığını unutuyor kadın.
Arnavut kaldırımlara sıkışıyor kederli topukları çaresizliğinin.
Sevilmek istiyor kadın,
Sevişmek istiyor kadın.
Yanıyor kadının şerefi şarap dolu kadehlerde
Yanıyor kadının şerefi namussuz gecelerine, yalancı şehvetlerine.
Alacalı çantasından çıkarıyor güzelliğini, kasvetli karanlıklara savuruyor.
Tüm yaşam dışı maskelerini bırakıyor varlığına dargın sulara.
Gece yeni maskeler ediniyor kendine.
Kadın çırılçıplak kalıyor.
Et parçası…
Ağlıyor kadın.
Ağlıyor.

redingotunusatanrus tumblr com

http://redingotunusatanru...48712713/bizi-konusuyoruz

Bizi Konuşuyoruz

Kelimelerden suratlar yaşıyor bu diyarda: mutlu, kederli, şaşkın, huzursuz…
Kiminde büyük puntolarla, kiminde italik ve kiminde anlaşılamayacak kadar berbat yazıyor.
Birbirlerinin kelimelerini okuyor meraklı insanlar.
Ayna arıyordu varlığını sorgulayan insanlar.
Kelimelerin azaldığı bir sahil tek başınalığına gömülmüş rüzgara meydan okuyorum. Yüzümde ayaz izleri…
Ruh halim belirginleşiyor yakamozun berraklığında: ANLAMSIZ.
Kendimi buluyorum ve anlam kazanıyor benim ve bütün bu yabancıların varlığı.
Konuşarak kirletmek yok zamanı.
Mimikler daha bir anlamlı.
Acı çeken adam gülmüyor.
Şaşkın adamın gözleri yuvalarında tedirgin değil.
Ve kederli adam şiirler yazmak zorunda değil.
Ve insanlar ölüyor kelimeleri tükendiği zaman.

redingotunusatanrus tumblr com

http://redingotunusatanru.../duygular-kendini-oldurur

Duygular Kendini Öldürür

Düşündüğü kadar yalnız değildi. Şarkılar vardı, şiirler vardı, sevdiği bir yatağı ve gönlünü şuursuzca dolduran dostları vardı.
—Gece kendi karanlığında saklanabildiği halde niye bu karanlıkta kendini kaybedemiyor insan? Boşluğa dalmak vardı oysaki. Yitip gitmek sancılı düşüncelerimin girdabında… Duyguların sürüklediği elem dolu anlamlılıklarda sarhoş olmak ve gecenin karanlığında savrulmak…—

Gayet mantıklıydı her şey. Kalbi atıyordu ve zihni yerindeydi. Giyiniyor, sevdiği şeyleri yiyebiliyor, fırsat buldukça sevişiyordu. Bir eksiği yoktu.
—Duygular mantıkla savaşan amansız bir akıl oyunuydu. Hücrelere yersiz emirler veriyor içten içe bitiriyordu beni. Hayır, kendime sahip çıkabilirim. Tüm varlığımı aymaz birtakım pişmanlıklarla, bastırılabilir acılarla kuşatamazdım.—

Tek ihtiyacı uykuydu belki de. Uyumalıydı. Sabah keskin ışınlar alnını parlattığında anlayacaktı tüm bu safsataların gereksiz olduğunu. Uğraşları arındıracaktı tüm zalim hissiyatlarından, kuru elemlerinden ve ıslanmaya hazır pişmanlıklarından.
—Tek ihtiyacım ağlamak belki de. Kirli bir sıvı damlayacak göğsüme ve bakışlarımda parlayacak kaybetmişliğim. Aydınlanacak gece.

Kendinin farkına varacak ve nefret haykıran bıçaklarla öldürecek kendini en ulaşılmamış derinliğinden.—
“Sabah oldu işte. Güzel bir gün!”
Öyle diyor aynadaki adam.

—içimi kirletiyor dışarı atamadıklarım. Katran akıyor damarlarımda.—

Ölüyor içimdeki adam.

redingotunusatanrus tumblr com

http://redingotunusatanru...46/gelenlere-ve-gidenlere

Gelenlere ve Gidenlere

Ağlak düzen adamıyım kaldırım taşlarını sayıyorum.
Ağlak, düzen adamıyım isyanım bile farklılığa.
Yanılsamalarım hiçbir mantığa aykırı değil. Varlığım etkilemiyor hiçbir vicdani düşünceyi. Yanlış yolda yürüyorum ve yol göstermiyor yardımsever içsellikler.
Yanlış zaman adamıyım eksiğim bu zamana.
Yanlış, zaman adamıyım aksiyim bu mekana.
Kandıramıyor inancım hiçbir egoist tanrıyı ve kabul edilmiyor sahte yalnızlığıma hiçbir kul. Yokluğum sınamıyor hiçbir bedeni. Alışılmamış adımlarla bildiğim yalanlara yürüyorum. Satır başı kararsızlığında ilerliyorum habersiz misafirliklere. Çaresiz.
Bilinmezliğim kabul ediyor tanrı misafirlerini.
Herkes geçiyor.
Herkes basıyor.
Bazıları dans ediyor.
Bazıları kirletiyor.
itiraz ediyor hınzır çocuklar kırılan bibloların ederine. Paha biçilemiyor ki gönül güzelliğine. Kağıt bile yadırgıyor yazılanları.

redingotunusatanrus tumblr com

http://redingotunusatanru...398/anlat-lamayan-yasamak

Anlatılamayanı Yaşamak

Kaldırdı başını. Bir çift göz karşıladı çapkın bakışlarını. O an zaman işlememeye ant içti.
Kaldırdı başını. Bir parlak çehre bastırdı isyanını. O an yaşam rengini değiştirmeye ant içti.
Kimeydi bu başkaldırı?
Duygularıyla kelepçelenmiş insanoğlunun hüzünle bezenmiş duygu birikimine mi?
Mantığıyla zedelenmiş insanoğlunun vakitle kirletilmiş doğru bildiklerine mi?
Neye ve ya kimeydi bilmiyordu. Bildiği tek şey vardı. Cennet beklentisi ve ya cehennem korkusu bir boşluk bulmuş uzaklaşıyordu kimliğinden. Damarlarında sevgiyle ısıtılmış daha sıcak bir sıvı akıyordu. Kanı her zamankinden daha kırmızıydı. Fışkırıyordu yalnızlığa uzak bir vücut bölmesine.
Sıyrılırken bedeninden yaşama dair tüm zarif ve kaba düşünceler. Önceki yaşamlar, sonraki yaşamlar ve onlara dair her bir zerre kaçışırken ücra hücrelere; durdu. Durdu ve aşk dedi.
Çok kişi anlatmaya çalıştı kadim saydıkları harflerini köhne kağıtlarına dökerek onu ama hiçbirinin tarifine uymuyordu bu. Hangi mertebe sahibi bunu anlatabilecek ve anlayabilecek insanüstü yeteneklere sahipti ki? Yaşayabilirdik ancak; sadece yaşayabilirdik. Diğer her şey gibi…
Kaçırdı gözlerini bir çift gözden. Usulca bakması gereken yerlere baktı. Durmamaya ant içti kalbi.
Kaçırdı ruhunu parlak yüzün nurundan. Karanlığa gömülmeye meyil etti. Sönmemeye ant içti ışığı.
Kimdendi bu kaçış?
Acı çekmiş onca aşığın mahzun bakışlarından mı?
Kayıp gitmiş onca şuurun anlamsız yakarışlarından mı?
Ne üstüne gidebiliyordu ne de kaçabiliyordu. Öylesine çaresiz ama öylesine mutluydu. Anlatılamayan şeydi bu. Oydu. Aşktı.

redingotunusatanrus tumblr com

http://redingotunusatanru...14424/al-skanl-k-saatleri

Alışkanlık Saatleri

Saatine baktı yaşlı adam. Sahi niye saatine baktı ki? Alışkanlık olsa gerek.

Sararmış bıyıkları günlük tükettiği sigara miktarını ele veriyordu. Gece olmuştu; gün bitiyordu.

Kamburu dert yumağı olmuş ardını kolluyordu. Elindeki zamana paha biçen makineyi inceledi yaşlı adam.

Gözlerinin etrafında kırışık bir çerçeve vardı. Saatler gerçekten de hızlı ilerliyordu.

Uzaklarda bir hayata bakıyordu dalgalı gözleri. Şuursuz bir rüzgar esiyordu beyaz saçlarından dalgaların çehresine. Karanlığı sarmalayan dolunay mıydı hayallerindeki gelgitin?

Tekrar saatine baktı.

Sahi neydi bu adamın zamanla alıp veremediği?

redingotunusatanrus tumblr com

http://redingotunusatanru...46665/sizofrenik-sorgular

Şizofrenik Sorgular

Sakin tavırlarla yaklaşıyorum ayın gölgesine. Gülümsüyor bana çatlak dudakları ay dedenin susuz gecede.

‘Yakamoz!’ diyorum.

‘Hani nerede yakamoz?’

Çığlıklar duyuyorum yalnız başıma saadet hayallerinin umut dolu kucağında. Sarmalıyor beni hayaller.

‘Kalabalık!’ diyorum

‘Nerede kalabalık?’

Temiz bir surat var çizgilerle, çatlak aynamda. Mat bir kolon gibiyim.

‘Ruh!’ diyorum.

‘Ruhum nerede?’

Uysal bedenler yaklaşıyor ölü kalpler mezarlığına. Aranıyor sahipsizliğim benliğimi.

‘Kalp.’ Diyorum

‘Kalbim nerede?’

Yanılıyor olamaz onca insan.

Mahşer vakti değil zihin bulantısı diyorlar.

Doğrucu da değiller halbuki.

Bu kadar yalnız ve bu kadar kalabalığım.

redingotunusatanrus tumblr com

http://redingotunusatanru...554/kand-r-lm-s-kelimeler

Kandırılmış Kelimeler

Satır aralarına sıkıştırılmış çığlıklarımız yıpranmış yapraklar arasında boğuluyor. Kalemin boynu bükük… Acıtan olaylara zevk veren tariflerle anlam katıldı, yanılgıya boyandı tüm zihinler. Anonim değildi kasvetli zihninin gri duvarlarındaki yavan cümleler.

Anlam verilebilirdi kör kuyulara atılmış sahipsizliğinin ince kelimelerle sunulmasına; ama savunulamazdı, anlatmaya kalkan cürretkar yazarların güzellikleri safsatalarla bulandırması. Tarifsiz güzelliklere suratsız sıfatlar yakıştırıldı. Oysa bazı şeyler kelimelerle anlatılamayacak kadar güzeldi.

Kağıt bloklar arasında yitirilmeyi hak etmiyor ‘yaşamak’.
Gün yüzüne çıkıp şuursuzca naralar atmak istiyor ‘sevmek’.
Kelimelerden ibaret değil ‘aşk’.
‘Gülmek’ anlamsız işaretler bütünü değil.
Yahut mutluluk…

redingotunusatanrus tumblr com

http://redingotunusatanru...11/ruh-terk-ediyor-bedeni

Ruh Terk Ediyor Bedeni

Savuruyor insanlığın solgun nefesi beni yoksul kalabalıklara, yoksun kalabalıklara. Gözlerimin kıyısında hatıraların bıraktığı derin izlerde biriken tuzlu sularda bakire tanrıçalar günahlarımı vaftiz ediyor. Ve beni yıkamıyor, o gözyaşları.

Arınıyorum geçmişten birkaç damla suyla.
Aranıyorum yoksun kalabalıklarda yaşanmaya değer geleceğimi ve seni. Yoksun.
Benliğimi de kaybediyorum yoksul kalabalıklarda, sevdam yoksul.

Sürüklüyor meleklerin yorgun kanatları parçalarımı çılgın yalnızlıklara. Gözlerimde kaygılı beklentilerimin avuntusunun bıraktığı umut renkleri canlanıyor. Ve beni anlamıyor düşüncelerim.

Kollanmış bir bütün oluşturur mu sefil parçalarım? Masum tanrıçaların arsız çırpınışları mı kurtarır beni; yoksa yalancı meleklerin gülümseyen dokunuşları mı?

Tuzlu sularda boğulur mu yaşanmış yalanlar? Umut şaşırtabilir mi göğe bakanları, utangaç bir gökkuşağı bağışlayarak?

Ne bir bütün ne çok parça; ben ve yalnız ben puslu bir çizgide yürüyoruz. Ben konuşuyorum, yalnız ben duymuyor. Yalnız ben dokunuyor, ben hissetmiyorum. Çığlıklarımız buluşuyor uzak bir geçmişte biz diye. Sükunetimiz ayrılıyor uzak bir gelecekte ben ve ben diye.

Ve galiba umut pusları yarıyor renk cümbüşüyle. Yolun sonu görünüyor. Ben kendimden ayrılıyorum

redingotunusatanrus tumblr com

http://redingotunusatanru...99250952/zaman-say-klamak

Zamanı Sayıklamak

Doğum günlerinin kutlanma sebebini merak ettiğimiz zamanlardı. Kafamızdaki sorulara cevap verebilmek için çok fazla zamana ihtiyaç vardı. Hoyrattık sözde her birimiz zamana karşı; ancak zamandı yumuşakça hırpalayan bizi.

Bir bilge çıkageldi zamana aldırmayan çizgilere sahip. Kimsenin doğum günlerinin bir çeşit zaman ölçme aracı olduğunu düşünemediğini fark etti. Yaşlanıyorduk ve birinin bize bunun güzel bir şey olduğunu anlatması lazımdı ya da bir şekilde kandırılmaktı bu bizim için. Döküldü dudaklarından bilgenin o anlamlı yanılgılar silsilesi.

‘Bir insan doğmuş diyecekler soğuk bir bozkır gecesinde,
Bir insan doğmuş diyecekler yalnızlığın unutulduğu bir mevsimde,
Bir insan doğmuş diyecekler hatırlanırsa belki
Bir insan ölmüş diyecekler bir defaya mahsus ve
Ölmüş olmak doğmuş olmak kadar hatıra getirmeyecek o insanı…
Kim hatırlanmak istemez ki…
Kim yaşamak istemez ki…'

Yaşlanmak umurumuzda değildi artık. Hatırlanmaya değer bir ömür yaşamak istiyorduk ve doğum günlerimiz bizim geçmişi gözden geçirme periyotlarımızdı.

redingotunusatanrus tumblr com

http://redingotunusatanru...st/50798294101/gulen-adam

Gülen Adam

Etrafındaki insanları seyrediyordu yalnız. Yorgundu. Keskin bakışları, dalgacı bir gülümseme vardı yüzünde. Sadece seyrediyordu. Gördüğü insanlar da yorgundu, suratlarında çaresiz ifadeler vardı. Bu karmaşa içinde onun neden güldüğünü merak ettiler. Anlam veremediler.

Hepsi aynı su birikintisinde yaşıyordu. O kendisini salmış, sakince su yüzeyinde izlerken çırpınan diğer insanları, gülüyordu. Çırpındıkça yükselebileceğini zanneden insanlara gülüyordu. Ve kimse anlam veremiyordu onun gülüşüne. Çırpınmayı bıraksalardı anlam vereceklerdi oysa. Hepsi yorgundu. Ama sadece o mutluydu.

redingotunusatanrus tumblr com

Bir sözlük yazarının tumblr sayfasıdır. Yazdıklarını daha çok kişiyle paylaşabilmek için böyle bir başlık açmıştır. Belli zamanlarda güncellemeyi planlamaktadır. Okuyun okutturun.

dunlop

türkiye piyasasında ayakkabılarıyla hala! yer alan firma.