bugün
- ilk yoğurt nasıl yapıldı15
- akraba evliliği tehlikeli midir21
- gecenin şarkısı8
- gazze bombalanırken müslüman ülkeler ne yapıyor9
- 19 mayıs atatürk ü anma gençlik ve spor bayramı19
- gençlerin evlenmek istememesi13
- şampiyon galatasaray25
- 19 mayıs 2025 büyük izmir mitingi38
- 18 mayıs 2025 galatasaray kayserispor maçı11
- v a m p i r o v12
- erdoğan'a belediyeden 466 bin liralık pastırma8
- anın görüntüsü13
- kayseri'de öz kızına tecavüz eden baba12
- hindistanda türk malı boykotu11
- akp atatürk ten neden korkuyor11
- kedi besleyen insan evi17
- linet19
- en son ne yediniz10
- galatasaray10
- sarhoş olmak8
- insan olmaya ceyrek kala10
- sari renkli seker12
- galatasaray taraftarı15
- ali koç tutuklansın13
- plajda bira içmek8
- 21-22 mayıs 2025 aykolik masklavi istanbul zirvesi10
- cin10
- tütsülenmiş yiyecekler9
- zıpla zıpla zıplamayan tayyip12
- afganistan10
- beyaz eşya dükkanında çalışan kız14
- chp'lilerin gavs'dan tövbe alması10
- gavs'ın faziletleri19
- atatürk'ün papanın iznik ziyaretine izin vermemesi21
- diyanet'in kuran kursunda 17 çocuğa tecavüz18
- 1.50 boyundaki kızın 1.90 erkek istemesi24
- erkeklerin evlenmek istememe nedenleri14
- ulunun en tatlı 5 kızı15
- ak parti anketlerde önde14


entry'ler (162)
Güntekin ONAY: ''Türkiye'de Beşiktaş'ın rakibi ne Galatasaraydır, ne de Fenerbahçe. Beşiktaşın tek rakibi Türk hakemleridir.''
tam yerinde tespittir..ellerinden öperim abim !
tam yerinde tespittir..ellerinden öperim abim !
mısır ve armut.birlikte tüketilirse rahatlıkla sıçılabilir.
20 Nisan 571.
israillilere çok fena giydirmiş hemşerimdir kendileri.adamsın,adamın dibisin sinan reyizzz..
http://www.youtube.com/watch?v=gDEYt3-pLsI&feature=relatednull
http://www.youtube.com/watch?v=gDEYt3-pLsI&feature=relatednull
türkiye kupasını 29 yıldır alamamayı kafaya takmamaktır.ne 29 mu oha fenerbahce.
ing : götverenlik.
artk türk futbolu düşünsün biz sıramızı saldık dedirten olaydır.
şikeden sabıkası olan bir insanın tff başkan adayı olması türk futbolunun kimlere emanet edildiğinin apaçık göstergesidir.
ohh bee.
soyadı kendisini anlatmaktadır.
beşiktaş'ın 2 farkla kazanacağını düşündüğüm karşılaşmadır.
aradan tam 8 yıl geçmiş. ne çok olmuş be üstad.selam olsun o yüce insana.
ben oraya mı attım aq.
son dakika: yıldırım demirören, cuma günü beşiktaş başkanlığından istifa edip, tff başkanlığına aday olacak.
kaynak : trt spor
türk futbolu için küçük, beşiktaş'ımız için büyük bir adım olur.
kaynak : trt spor
türk futbolu için küçük, beşiktaş'ımız için büyük bir adım olur.
düşündüm hiç düşünmediğim kadar düşündüm ve bir sonuca vardım şimdi yatıyorum.
beşiktaş her şeydir... aşk, sevgi, heyecan, tutku, güven, acı, gerçek, geçmiş ve gelecek...
aşktır çünkü; onun için bütün zorlukları göze alırız. o sahada uçarken biz tribünde kolu kanadı oluruz. boğazlarımız şişene kadar bu aşkı haykırır, zirvenin tadını birlikte çıkarırız. onun mutluluğu mutluluğumuz, hüznü hüznümüzdür. gözümüzün önünde ya da kalbimizde.. farketmez... sabaha onunla başlar, günü onunla geçirir, geceyi onunla bitiririz... uzağındayken özlemlerin en büyüğünü, yakınındayken sarılmaların en candanını yaşarız...
sevgidir çünkü; başımızı okşayan annemiz, dağ gibi arkamızda duran babamız, dünyadaki hiçbir şeye değişemeyeceğimiz çocuğumuz, duygularımızın sırdaşı arkadaşımızdır... bizi ayakta tutan güçlü bir el, umudumuzun adıdır... kötü geçen bir günde bile adının yüzümüzü güldürdüğü hayat bağımızdır...
heyecandır çünkü; bir maç günü uyandığımızda diğer siyah-beyaz yüreklerle aynı anda atar kalbimiz... o kutsal formayı görecek olmak, bir dağın tepesinden paraşütle atlamaktan farksızdır bizim için... beşiktaştan konuşurken heyecandan elleri titremeyen bir tane yüz göremezsiniz...
tutkudur çünkü; bütün planlarımızın baş köşesindedir... bütün saatlerimiz ona ayarlıdır... haberlerini okumadan güne başlayamayız... ondan konuşmadan günü sürdüremeyiz... yüzünü görmeden günü bitiremeyiz... zaman ve mekan yoktur bu tutkuda... koşullar ve sonuçlar ne olursa olsun terk edemeyiz... terk etmek de istemeyiz... nefesimizdir... o yoksa biz de yokuzdur...
güvendir çünkü; kocaman bir aileyizdir biz... alnımız ak, gözümüz karadır... ta uzaklardan tanırız birbirimizi, adımızı bilmesek bile... soyadımız aynıdır çünkü, beşiktaştır... birimizin başı sıkışsa, ötekini buluruz yanımızda... üzüntümüzle, sevincimizle, hep birlikte...
acıdır çünkü; düşe kalka onunla büyürüz... bazen hıçkırığımızın sebebi, yeşil çimlere süzülen gözyaşımızdır... hayatta yağmur da vardır, kar da... üşürüz bazen, ıslanırız... ama onları da sevmeyi beceririz... çünkü biliriz ki; her kara gecenin beyaz bir sabahı vardır... dert de beşiktaştır, deva da...
gerçektir çünkü; tek derdimiz sahalar değildir bizim... unutmayız depremde kaybettiklerimizi de, savaşta can verenleri de, ezilenleri de, açları da... gerekirse kanımızı verir, mührünü kutsal formamızın arkasında taşırız... unutmadığımız gibi unutturmayız da... yeri gelince zenci yeri gelince kapıcı oluruz...
geçmiştir çünkü; hafızamız sağlamdır bizim... geleneklerimiz hayata karşı duruşumuzdur... haksız rekabet, karşısında bizi bulur... sportmenlik can damarımız, dürüstlük düsturumuzdur... formayı giyenin akıttığı ter, skor tabelasından daha önemlidir bizim için... centilmenliğimiz tribünlerden sahaya, sahalardan semtimize yayılır... çünkü baba hakkı hala gezer sokaklarımızda, oturur yanı başımızda...
gelecektir çünkü; nasıl ki geçmişten miras aldıysak beşiktaşlılığı, çocuğumuza da borcumuz olarak görürüz... küçük bir çocuğu formayla gördüğümüzde hiç korkmayız sonrasından... bebeğimizin ilk kelimesi de beşiktaş, son öğüdü de beşiktaştır... geleneklerimizi, anılarımızı sadece çocuğumuza değil, torunlarımıza da anlatmak için yanıp tutuşuruz...
tam da bu yüzden beşiktaş; gençliğimizde deliliğimiz, yaşlandığımızda bastonumuzdur aslolan hayattır, hayat da beşiktaş
*
aşktır çünkü; onun için bütün zorlukları göze alırız. o sahada uçarken biz tribünde kolu kanadı oluruz. boğazlarımız şişene kadar bu aşkı haykırır, zirvenin tadını birlikte çıkarırız. onun mutluluğu mutluluğumuz, hüznü hüznümüzdür. gözümüzün önünde ya da kalbimizde.. farketmez... sabaha onunla başlar, günü onunla geçirir, geceyi onunla bitiririz... uzağındayken özlemlerin en büyüğünü, yakınındayken sarılmaların en candanını yaşarız...
sevgidir çünkü; başımızı okşayan annemiz, dağ gibi arkamızda duran babamız, dünyadaki hiçbir şeye değişemeyeceğimiz çocuğumuz, duygularımızın sırdaşı arkadaşımızdır... bizi ayakta tutan güçlü bir el, umudumuzun adıdır... kötü geçen bir günde bile adının yüzümüzü güldürdüğü hayat bağımızdır...
heyecandır çünkü; bir maç günü uyandığımızda diğer siyah-beyaz yüreklerle aynı anda atar kalbimiz... o kutsal formayı görecek olmak, bir dağın tepesinden paraşütle atlamaktan farksızdır bizim için... beşiktaştan konuşurken heyecandan elleri titremeyen bir tane yüz göremezsiniz...
tutkudur çünkü; bütün planlarımızın baş köşesindedir... bütün saatlerimiz ona ayarlıdır... haberlerini okumadan güne başlayamayız... ondan konuşmadan günü sürdüremeyiz... yüzünü görmeden günü bitiremeyiz... zaman ve mekan yoktur bu tutkuda... koşullar ve sonuçlar ne olursa olsun terk edemeyiz... terk etmek de istemeyiz... nefesimizdir... o yoksa biz de yokuzdur...
güvendir çünkü; kocaman bir aileyizdir biz... alnımız ak, gözümüz karadır... ta uzaklardan tanırız birbirimizi, adımızı bilmesek bile... soyadımız aynıdır çünkü, beşiktaştır... birimizin başı sıkışsa, ötekini buluruz yanımızda... üzüntümüzle, sevincimizle, hep birlikte...
acıdır çünkü; düşe kalka onunla büyürüz... bazen hıçkırığımızın sebebi, yeşil çimlere süzülen gözyaşımızdır... hayatta yağmur da vardır, kar da... üşürüz bazen, ıslanırız... ama onları da sevmeyi beceririz... çünkü biliriz ki; her kara gecenin beyaz bir sabahı vardır... dert de beşiktaştır, deva da...
gerçektir çünkü; tek derdimiz sahalar değildir bizim... unutmayız depremde kaybettiklerimizi de, savaşta can verenleri de, ezilenleri de, açları da... gerekirse kanımızı verir, mührünü kutsal formamızın arkasında taşırız... unutmadığımız gibi unutturmayız da... yeri gelince zenci yeri gelince kapıcı oluruz...
geçmiştir çünkü; hafızamız sağlamdır bizim... geleneklerimiz hayata karşı duruşumuzdur... haksız rekabet, karşısında bizi bulur... sportmenlik can damarımız, dürüstlük düsturumuzdur... formayı giyenin akıttığı ter, skor tabelasından daha önemlidir bizim için... centilmenliğimiz tribünlerden sahaya, sahalardan semtimize yayılır... çünkü baba hakkı hala gezer sokaklarımızda, oturur yanı başımızda...
gelecektir çünkü; nasıl ki geçmişten miras aldıysak beşiktaşlılığı, çocuğumuza da borcumuz olarak görürüz... küçük bir çocuğu formayla gördüğümüzde hiç korkmayız sonrasından... bebeğimizin ilk kelimesi de beşiktaş, son öğüdü de beşiktaştır... geleneklerimizi, anılarımızı sadece çocuğumuza değil, torunlarımıza da anlatmak için yanıp tutuşuruz...
tam da bu yüzden beşiktaş; gençliğimizde deliliğimiz, yaşlandığımızda bastonumuzdur aslolan hayattır, hayat da beşiktaş
*
artık herkesin bu gerçekleri bu adam gibi delikanlıca ortaya koyacak cesareti gösterme vakti gelmiştir.
http://www.facebook.com/photo.php?v=101492559978990
YDY ! *
http://www.facebook.com/photo.php?v=101492559978990
YDY ! *
kendisini hiç sevmem lakin burada beşiktaş'lı olarak değil, kulüpler birliği başkanı olarak konuşmaktadır kanısındayım.