bugün

entry'ler (58)

annenin misafir yanında kaş gözle emir vermesi

günümüz annelerinde plates vari bir olaya dönüşmüş eylemler bütünüdür.kaş ve göz kaslarını bu şekilde doruklara ulaştıran anne, çocuğunun ufak bir hatasında gözleri ile ona sövebilecek hatta dövebilecek duruma gelebilmektedir.

sümüklü böceğin sümüğünü silmek

mendil vermekten daha duyarlı bir davranıştır.

öğretmenin parmak kaldırmayan öğrencileri seçmesi

bir süre sonra öğrenciğin psikolojisini değiştirebilen, bari parmak kaldırayım da beni seçmesin dedirte dedirte çocukların beynini sulandırabilen eylemdir.

üniversitenin ilk haftası okula gitmemek

babadan oğla geçen padişahlık versiyonu gibi süregelen bir adettir.bozmamak gerekir.

sınava iki saat kala uyuya kalan öğrenci

hiç yoktan hayvan gibi uyudum diyen öğrencidir.

çocukluktan beri sevilerek tüketilen ürünler

bağımlılığı ile bizleri büyüten ülker napoliten.

bir gün mutlaka gideceğim denen yerler

(bkz: okul)

messi nin tuncay ı bilip arda yı tanımaması

ahmet çakar bu duruma noktayı şöyle koymaya çalışmıştır;
+arda ile messi'nin kıyaslanması benim bir kadın ile kıyaslanmama eşdeğerdir. daha ütopik bir yaklaşım pek tabii ki.

sen olmasan orospu olurdum diyen erkek sevgili

empati kurduğu anda kimlik çıkmazı yaşayan sevgilidir.

final zamanı sevgiliden ayrılmak

f'ler panoya asıldığında;
+ayşe, bana son kazığı da böyle attın.bunu da mı yapacaktın? adlı cümlelerin ardı ardına sıraladığı durumdur.

beş dakika daha uyuyayım vallahi kalkacağım

bizi kaldırmakta kararlı olan ve bir hayli uğraş veren annemize,babamıza yahut sevdiceğimize söylediğimiz klişe bir yalandır.el ve kol darbelerinden bıkmış olup bir an kafamızı kaldırırız ve yalvarır bir edayla bu cümleyi sarf ederiz.halbuki inanmazlar ama onların da verdiği uğraşı sonucu aa beş dakika sonra kalkacaksa yatsın yahu beş dakika nedir? o kadar bekledim beş dakika daha beklerim. gibi cümleleri onlara söyleten eylemdir.

şahin k nın komşu olması

eve kesinlikle çağırılmaması zorunluğu olan komşuluk durumudur.şayet ki çaya , kahveye veya oturmaya çağırıldığında evinizde dönecek olan filmlerin önüne geçemeyebilir, evinize geneli şişman olmak suretiyle girip çıkan ablaları görür olursunuz.

(bkz: kaval çalmayı bilmiyorum diyordun)

yaran telegol diyalogları

her pazar akşamızımızda bizi evimizde oturmak ve programı izlemek zorunda bırakan, o beşlinin nasıl bir araya geldiği hakkında mitlerin etrafta dolup dolup dolaştığı abilerimizin bizleri yaran diyaloglarıdır.gökmen özdenak ve sinan enginarasındaki haşin tartışmaya serhat ulueren girdikten sonra;

serhat ulueren:gökmen özdenak bugün çok formdasınız.

gökmen özdenak:ya ne formu siiııığğ serhat.

havaalanında bomba şakası yapmak

avustralya'daki gurbetçilerimizin seyir halinde olan uçağın pilotuna lazer tutaraktan yaptığı şaka ile benzerlik gösterebilecek şakadır.

yılbaşı ağacına işemek

yapıldığı durumda noel baba tarafından çarpılma olasılığınızın olduğu durumdur.

otobüste yana kaymayan teyze

otobüste boş koltuğa yeltendiğinizde oradaki teyzenin yakın yerde inecek olması bahanesi yahut gerçek olabilitesi olan durumda sizin boş tarafa geçmekteki uğraşınıza neden olan durumdur.hayatta yana kayıp sizi yakın taraftaki boş koltuğa oturtmaz,bazı bazı ayağını bile çekmez ve sizi dağları aştıra aştıra oraya oturtturur, siz oturana kadar da rahat etmez.

edit:bu durumlar yüzünden sultanbeyline, kazım karabekire ve ümraniyeye ayakta giden çok insan vardır.

gökmen özdenak

27 aralık 2009 tarihli telegol programında gökmen özdenak'a sorulan bir soruda;
+gökmen abi bu küfür etti falan diyorlar nedir o olay doğru mu?
-ya ben onu geçiyorum serhatcığım, şimdi şu dönemde erotik kanallar bile gece yarısı başlıyor, ben küfür etmişim 4'e 1o var.ne var yani? hem bi şeye koyduk ama tam da koyamadık hani ayak mı koyduk ne koyduk o da tam çıkmadı orada.

ağzınızda sigara paketiyle uyanmak

klişe bir durumdur bu,sabah uyandığınızda ağzınıza siz uyurken bırakmılmış ve hepsi içilmiş bir paket sigara edası ile uyanırsnız sabah sabah.arkasından gelecek cümle bir daha bu kadar fazla içmeyeceğim, azatacağım artık azaltacak.tarzında cümlecikler olur fakat başarması imkansıza yakındır.
ağız içinde fırtınalar kopmaktadır, yanaklar yapışmış, dil içeri kaçmış ve damak düştü düşecektir.hele ki ağızdaki tat, ah ah bu bile bile, isteye isteye caddebostan sahil'de denize girmeye benzer bir durumdur.hatta ta kendisidir.

2010 yılının ilk entry si

yazarın oo.oo'dan önce entry'i girip trt 1 yahut ntv saatini takipleyip ekle butonuna saldıracağı durumdur.olası fenalık ise bir dakika ile 2009'da kalması,diğer bir dakika ile ise malum yazara yılın ilk entrysini kaptırmasıdır.

minibüsçüye monopoly parası vermek

akabinde minibüsçünün bize dönüp tarabyayı ben aldım, sür arabanı maçkaya doğru demesi olasılığı tam bir ütopyadır.