bugün

bir sevda haykırışı, bir lutfediş..
gece karanlık, soğuk ve kasvetli... rüzgar dağıtıyor tüm huzuru. bir şeyler söylemeye çalışıyor dilinin döndüğünce. derdi adından büyük, sığdıramıyor bir yere, sığdıramadıkça da dağıtıyor dötr bir yana. uzunan bir çift el beliriyor karanlıkların arasından, içim ürperiyor; kaçamıyorum da bir yere öylece kalakalıyorum, kalbim yerinden fırlayacak gibi. gittikçe yaklaşıyor el, değdi değecek yüzüme, kaçamıyorum; çabalıyorum ama hareket edemiyorum... eller yanağıma değer değmez bir sıcaklık kaplıyor içimi, eser kalmıyor elemden karşıkonulmaz bir huzurla doluyorum, ferahlıyorum, sakinleşiyorum... sonra kokun geliyor burnuma gevşedikçe gevşiyorum, gözlerin beliriyor yavaş yavaş... umudu aşılıyor benliğime. yeniden baharı hissediyorum. binbir çeşit çiçekle bezeli bir yerdeyim. uçsuz bucaksız çimenler ve ılık bir dağ esintisi. güzel sesinden şarkılar dinliyorum, sesin sarhoş ediyor içmeden... uzanıyorum yeşilliklere yanıbaşımda sen, dizlerine koyuyorum başımı, saçlarımın arasında gezinen parmaklarınla huzurun adını koyuyorum "sen" diye.

şu an beni duyuyorsan eğer, senle dolu her yanım; kalbim, ruhum, benliğim... eksik olan yakınlığın, sıcaklığın...
odama dinleme cihazı yerleştiren şerefsize diyecek laf bulamıyorum.
Tut ellerimden.
Amk ne instagram ve facebooktan reddediyon. Sanki.... Neyse gerildim şimdi bak.
bilirsin işte suratıma sıkken andırıyorum kendi taa

eski bi tütüne göre veren aaa

gibi sarılıyorum falçataya..

görünen ağız tutmaktan eğri kesiklerin bitişine doğru

bi bakıyorum manzaraya çukurum döner mi kırmızıya???
defol git artık bu ülkeden, al karını, sevgililerini, çocuklarını ve de paracıklarını git buralardan kendi muz cumhuriyetini kur düş artık türkiye'nin yakasından... düş..