bugün

(bkz: 5 bin sms in 1 ay dolmadan bitmesi)
özlersin uzaktaysa sevdiğin. özlem yakar yüreğini. yandıkça daha çok seversin.
yaşanılamayan aşktır, ayrılık kaçınılmazdır.
başarı şansı yüzde birlerde sürünen eylemdir. bir taraf dürüstse bir taraf mutlaka yalan söyler. ya şehrinizden ya da yakın şehirlerden sevgili seçin bence.
kocaeli - sakarya gibi.
iki sevgilinin bir nedenle farklı şehirlerde olmasının gerektiği durumlarda sürdürülmeye çalışılan aşk biçimi.
(bkz: uzun mesafe ilişkisi) *
(bkz: şehirler arası aşk yaşamak)
sonunda kavuşmak varsa güzeldir, başka türlüsü işkencedir.
ayrı bir heyecan ayrı bir güzelliktir... özlem , hasret , kavuşmak , doymadan ayrılmak , hüzün , acı , göz yaşı , mutluluk bu duyguların tümünü birden barındırabilen , yaşatan bir aşktır şehirler arası yaşanan aşk.
en sonunda bitecekmiş gibi gelir insana...zordur uzaktan sevmek, var mı yok mu bilemezsiniz.
hele bir de kıskançsanız çok kırar ve çok kırılırsınız.
genelde ayrılık ile biter. bu durumda hüzün getirir insana. bazen de sevgilinizi yanınızda çok istediğiniz anlar olur, dokunmak ve onunla yüz yüze konuşmak istersiniz; o zamanlar etinizden et koparasınız gelir. acıdır. ama kavuşma anları.. özlemin getirdiği ateş de o anları bambaşka kılacaktır. sonunda bir gün kavuşma ihtimali varsa denemeye, yaşamaya değerdir. ama zordur, bu bilinsin. çok fazla engel çıkarır insanın karşısına, ancak kendine ve karşısındakine, sevgilerine güvenebilen insanların kıvırabileceği nanedir.*
aşkın özlemle çalkalanıp daha bir sert daha bir vurucu olma hali.

kendine ceza vermek isteyenler için çok ideal bir çözümdür yaşayıpda görün bir kez

otobüs terminalleri hava alanları nasıl anlamlı oluyor hayatınızda .
zordur, çok zordur. el ele sevgililer gördüğünüzde bazen içiniz gider, tek başına keyif yaptığınızda, o şimdi ne yapıyordur acaba dedirtir, mesafelerin artmasıyla orantılı olarak görüşme sıklığının düşmesi canınızı sıkar, çoğu güzel aktiviteyi onun geleceği zamana planlarsınız, gelmediği zaman * tatlı bile olsa sitem edip canını sıkmak istemezsiniz, birbirini öpen aşıklar çoğu zaman sinirinizi bozar ve acilen sevdiceğinizi yanınızda istersiniz...

bir de kavgaları, tartışmaları vardır ki; her ilişkinin tuzu biberidir ama mesafeler yüzünden telefona mahkum insanların en bitmez çilesidir. çünkü karşı tarafın elinde sadece sesiniz vardır ve ancak ondan anlam çıkarabilmektedir. bi anlık sinirle ağızdan çıkan cümleler aynı sertlikle karşılığını bulur. canınızı çok acıtır. yanında olsanız o tartışma bu kadar yaralamaz, gözünün içine bakmakla bile çözülür bazen tüm sorunlar ama uzaksınız ya, sesiniz çözmeye yetmez...

herşeyi onun geldiği 3 gün de hızlıca yaşarsınız ve ona doyamadan, daha geldiğini bile anlamadan arkasından el sallarken bulursunuz kendinizi, bir de seni çok seviyorum dersiniz * ama yine de güzeldir; sıcacık bir yüreğe sahip olmak, uzakta bile olsa da...
çok zordur hatta imkansızdır. denenmeye başlanılan ilk zamanlar her şey güzel gibi gözükür ama olmaz. çünkü atalarımızında dediği gibi gözden ırak olan gönülden de ırak olur.*
--spoiler--
metro turizm yolcusu kalmasınla başlar bizim özlemimiz...
--spoiler--

hiç bir zaman aşkınızı tam bir gönül rahatlığı ile yaşayamamaktır şehirler arası aşk yaşamak. sevgilinin bulunduğu şehire ayak basıp sevgilinize ilk sarıldığınız andan itibaren aklınıza gelen ilk cümle şu olur: "bu gelişin bir de gidişi var" gitmenize daha 10 gün olmasına rağmen o günün geleceği gerçeğini kafanızdan atamazsınız.

askerde geçen bir hafta bir güne eşittir derler ya aynı o hesap, sevgilinin yanında geçen bir hafta da bir güne eşittir. zaman kavramını daha iyi algılarsınız, ve ne kadar hızlı aktığını...

ki insana en çok dönüş yolu koyar. sırf bu yüzden gitmek istemezsiniz bazen sevgilinizin yanına. beraber geçirdiğiniz günlerin sonunda sizi ayrılığa sürükleyen saatler geçmek bilmez. son gün üstünüze giyip gideceğiniz gömleği giydirirsiniz sevgilinize. üstüne onun kokusu sinmesi için. yolculuk esnasında günlerdir kokusuna alışmış olduğunuz sevgilinin yokluğunu biraz olsun hafifletmek için.

ayrı geçen günlerin acısını çıkarırcasına 7 gün 24 saat sevgili ile temas halinde bulunursunuz. elini tutarsınız, masada otururken ayağınızla alttan tepik atarsınız, yemek yapıyorsa dizlerine sarılırsınız... bir şekilde onunla uğraşır, sevginizi ve onu ne kadar özlediğinizi farklı şekillerde belli edersiniz.

aynı şehirde olup her gün görüşebilme şansına erişmiş, ama bu mükemmel fırsatın farkında olmayan nankör insanların ilişkisine bakarsınız. bir kez daha anlam kazanır dilinizden dökülen "bu benim ki sevda değil" sözleri.

ve en nihayetinde gideceğiniz gün gelir çatar. bavulunuz hazırlanmıştır. zira sevgili kişisi bilirki siz o bavulu asla hazırlamazsınız. yaşlı gözler, bir elde bavul, diğer elde sevgilinin eli ile otogarın yolu tutulur. otogara yaklaşıldıkça adımlar kısaltılır, yavaşlatılır.

10 tane peronu olan küçük otogara gelinir. bavul muavine teslim edilir. sevgiliye bakılarak içilecek olan o şanslı son sigara yakılır. biter sigara, sarılırsınız sessizce.

otobüsün hareket saati gelmiştir. ve muavinden hissizce söylenen ancak içinizi burkan o uyarı duyulur:

--spoiler--
"metro turizm yolcusu kalmasın!"
--spoiler--

son kez öpersiniz sevgilinizi. kopamazsınız birbirinizden. dönersiniz otobüse doğru. o sırada otogarda çalmakta olan şarkı çınlar kulağınızda. "gitme, yanımda kal. garlarda yankılanmasın ayrılığımız, raylarda düğümlenmesin hıçkırığımız... gitme."
olmaz olamaz yürümez.. önünde sonunda biter.. en güzeli ise uzakta olduğundan yaşanmadan bitmiştir. birlikte geçirdiğiniz bir hafta yaşanabilecek en güzel haftadır.
güzel anılarla hep kalır aklınızda.
"Sabretmekten başka bişey yok" sözünün en çok kullanıldığı yerlerden biri.
özledikçe sever, sevdikçe özlersin.
en güzel aşk zor olandır...
internet olmadan ilerlemeyecek aşktır.

(bkz: webcam)

edit: 3g ile idare eden varmış, özel mesajda söylediler. ekledim.
başlarda hep dipdibe süren bir ilişkiyse burun direği sızlatan tarzdadır.
daha şehirler ayrılmadan zorluğu düşünülmeye başlanan; " ben en iyisi onun şehrinden iş bulayım. " dedirten bir şeydir.

keşke herşey ilk günkü gibi olsa...
kıskançlık etkeni işin içine girmedikçe, güven duygusuda iki tarafı tatmin edebilecek düzeyde ise normal bir ilişkiden daha rahat ilerleyebilitesi olan ilişkidir.
Aslında ideal olan budur. Ayda bir buluşursun ohh mis. Telefonun elinden düşmemesi gibi yan etkileri vardır ancak iyidir iyi.
bu aşk her an onu düşünmektir,ayrı olduğun zaman hüzünlenmektir,kendini tutamayıp ağlamaktır..

bu aşk ondan terminal kapısında her ayrılışınızda sanki son görüşünüz gibi üzülmektir güle güle aşkım diyememektir...eğer demek zorunda kalırsanız içinize ateş parçası düşmektir bir kıvılcım ki o kıvılcım bütün yüreğinizi yakmaya yeter bir kıvılcımdır..

otobüs camından el sallayamamaktır..o ellerin kalkmamasıdır.otururken ona bakarsınız ve gözlerimizden iki damla yaş süzülür..o yaşlar ki kalbinizin ateşini söndürmeye yetmez..

bu aşk ondan terminal kapısında ayrıldığınız zaman kalbini o terminale gömmektir..o kalpki nefes alamaz büyüyemez..ne yapcağınızı bilemessiniz.

bu aşk terminalden ayrılık vakti geldiği zaman ne olur dünya yıkılsada ona sarılmaktan vazgeçmesem dilim kopsunda ona güle güle diyemeyim diyebilmektir..

aranızda kilometreler olduğu zaman herzaman onu yanınızda hissetmektir aşk..çok derindir.

gözyaşlarınızı kimse silmez yanınızda kimse yoktur sizi dinleyecek birisi de yoktur...yine o tuzlu gözyaşlarınızı kendi ellerinizle silersiniz...gözyaşlarınız kurur o kalan tuzlar gözünüzden dudağınıza kadar iz bırakır yüzünüzde..bir çitanın yüzü gibi sanki..

bir gün gelir ona kavuştuğunuz an,sanki piyango çıkmış gibi sevinmektir aşk..

onun kokusunu hiç birşeye değişmemektir..

öpmeye kıyamamaktır..

ona kavuşmuşsunuzdur hiçbir kötü olay umrunuzda değildir..tek aklınızda olan şey o dur o an.

o anki kanatlanmışsınızdır uçuyorsunuzdur sevinçten..

elini tuttuğunuz zaman o elin sıcaklığı bütün ruhunuzu kaplar ve içiniz sımsıcak olur...

onun yazdığı mektupları hergün okumaktır defalarca ezberlersiniz noktası virgülüne kadar..

verdiği vesikalık fotoğrafı keşke kalbimi yarabilseydimde orda saklayabilseydim diyebilmektir..

ayrı yerlerde oldugunuz zaman hergece yatmadan önce en az bikere o fotoğrafı öpebilmektir...

gözyaşlarınızla o fotoğrafı ıslatabilmektir..

işte öyle birşeydir bu aşk.
çok çok zor olup yan yana en fazla 2 haftanın geçirildiği usanç veren durumdur. Çok özlenir çok üzülünür kendini tutarsın son ana kadar ama otobüs kalkacağı zaman gözyaşları sel olur... Çok sağlam sevgi gerektirir.