bugün

trafik ışıkları için dilden dile anlatılan komplo teorisidir.. halk arasında 'yeşil ışığın hürmeti' adlı bir efsaneyle babadan oğula anlatılır.. onlara da kendi babaları anlatmıştır.. ama orda bitiyor çünkü daha öncesinde trafik ışığı yoktu.. o dönemdeki babalar da çocuklarına ''oğlum bak skecem tahtanı oynama şu çakmakla bütün sokağı yakacan ha.. amına koyim nasıl bir nostaljik dönemsek her santimetrekaremiz ahşap, sanırsın meşe ağacında yaşıyoruz.. tahta kurusu bastı her bir yanallahıma ateş çıktı laan!'' falan demişlerdir..

***

- olm gazla geç şu ışıktan.. sktir ya kaçırdık..
+ lan bekle iki saniye n'olcak?
- olm bu cadde böyle bir ışıkta durdun mu hepsine yakalanıyorsun..

***

kurulan denkleme bak.. birine yakalanırsan sıçtın.. bu mantığa göreben a noktasından çıktım yola, kırmızıyı görünce çeksem kenara otomobiletimi (küçük bizim araba) beklesem yeşil yanmasını.. o yeşlin ortalarında geçsem ışıktan daha mı çabuk ulaşıyorum b noktasına..

hem b noktasında ne bok yiyeceğim? gece hayatı j'de olm.. ama dikkat et k'nin orda çevirme var..
trafik ışıkları rastgele değil belli aralıklarla yerleştirilmektedir efendim.(teorik olarak böyle olması gerekiyor en azından) aralıkları ve kırmızı ışık sürelerini belirlemek için kullanılan hesaba göre kırmızı ışıkların birinde bekleyip tam yeşil yandığı anda harekete başlayan ve ortalama şehir içi maksimum hız limitinde giden biri(50km/h) bir sonraki ışığa ışık yeşil yanarken varmalıdır. eğer kırmızıda durup harekete geçtiğinde çok daha hızlı gidersen diğer ışık henüz yeşil yanmadan yakalanırsın ki bu da hızlı gitmeyi anlamsız kılar. bu yüzden hızlı abilerimiz birine yakalandılar mı hep kırmızıya yakalanırlar ve ışıklarda bir durdun mu hepsinde duruyorsun geyiğini döndürürler. iddialarında da aslında haksız sayılmazlar.
babamla uzun yolculuk yaparken, köküne kadar inanılan teoridir. şöyle ki, eskiden karadeniz otobanı yoktu. şehir merkezine gelince bir sürü ışık olurdu. neredeyse her 200 metre de bir dizilmiş ışıklar. birini yeşilde geçtiğimiz zaman, hepsini yeşilde geçerek salya sümük gülerdik. ama bir de kırmızı olursa...
(bkz: yesil dalga)
uzun yolculuklarda hemen işi istatistiklere permutasyon hesaplarına bağlayan insanlarla su gibi akıp giden zamanın sohbet konusudur.
minibüsçüler için geçersiz hipotez.
olabilir bence. nasıl bazı yerlerde yeşil dalga uygulaması varsa
(ilk ışıktan itibaren 50km hızla ilerlersen hiçbir ışığa yakalanmadan gidebilirsin örn:trabzon şehir içi sahil yolu) , bunun tersi de muhtemeldir bence.
Yılbaşına nasıl girersen öyle geçeceğine inanmaktan daha tutarlıdır.
gayet doğru bir tespittir yeşil dalga denen bir şey vardır çünkü.
Balıkesir, Kütahya gibi illerimizde yeşil dalga uygulaması ile uygun hızda gidildiğinde tersine çevrilmiş durum.
Bu uygulamayı yapanları ve yapılmasına önayak olanları kutluyoruz efendim.
Yüksek sesle konuşmayalım da
Uygulanması mümkün olan diğer şehirlerdeki yetkililerimizi uyandırmayalım...
hız, yol, zaman hesabına göre uygun bir teoremdir. aynı hızda gidilirse aynı ışıkla karşılaşmak büyük olasılıktır.
gazı köklemeden sabit 60 80 km gidildiğinde tespitin yanlış olduğunu görceksiniz.
- ya ışıklarda bir durdun mu, hepsinde duruyorsun. bağımlı oluyorsun. ahahaha.
+ ahahahaha gene süper espri tebrikler.