bugün

entry'ler (1848)

bir kıza dört inek verebilen saf köylü

saf falan değildir.. herkes bilir ki, ticarette adettendir; ilk alışverişte taraflardan biri karşı tarafın ayağı alışsın diye ucuz fiyat çeker.. bu durumda da böyle olmuştur..
sonuçta iki tarafın ileride yapacağı anlaşmalarda kızlar kız/büyükbaş paritesine göre ederinden çok daha fazlaya gidebilecek, belki 20 inek gibi astronomik fiyatlar konuşulacak hatta bir kümes tavuk da eşantiyon olarak sunulabilecektir..

ayrıca bu kız bir yatırım olarak görülmektedir.. iyi koşullarda muhafaza edilirse 12 yaşındaki sağlıklı bir kızın, şu anda kriz dolayısıyla kan ağlayan evlenilecek kız sektöründe bi 5-6 seneye maliyetinin 10 katına satılması mümkün olabilir..

bunların hepsi ticari zeka.. başka da zeka yok zaten adamlarda..

israil in erdoğan a yaptığı terbiyesizlik

'fool' kelimesi ingilizcede 'aptal, ahmak' gibi anlamların yanı sıra 'delilik yapma'yı anlatmak için de kulanılır, burada da bu kastedilmiştir.. ingilizceye biraz hakim birisi cümlenin ve yazının genel havasından bu nüansı çıkaracaktır..

yazının içeriğinde ise kapıda bekletme, alçak koltuğa oturtma ve masaya tek bayrak koyma gibi eylemlerin ufak diplomasi trick'leri olduğu ve bu gibi hilelerin daha önce de kullanıldığı ancak bu durumu kör gözün parmağına bağıra bağıra basının önünde aptala anlatır gibi anlatmanın büyük öküzlük olduğu vurgulanmakla birlikte, eğer ayalon'un yaptığı diplomasiye sıkılmış bir kurşunsa sayın çok değerli başbakanımızın davos zirvesindeki 'ince' tutumunun diplomasiye atılmış bir el bombası olduğu da belirtilmiş özetle.. ki üzerine diyecek tek kelimem yok..

yazının ingilizce metnine şuradan ulaşılabilir:
http://www.ynetnews.com/a.../0,7340,L-3835349,00.html

edit: aynı sayfada 'sultan erdoğan' diye bir başlık falan da yok, o 'sultan erdoğan', ahmet adlı heyecanlı bir gencimizin bu yazıya ilk comment'i.. Ki ''sultan erdoğan, the new hero to..'' diye başlayan ve başka hiçbir kelimeye sahip olmayan bu comment de ahmet'in zeka seviyesi hakkında ipuçları taşımakta..

pulp fiction

Oğlunun adını benim hatrımı kırmayarak ''Bülbül'' koymayı kabul etmiş büyük insan.. size aksini ddia edebilir, inanmayın.. mütevazılıktan o..
allah bağışlasın bülbül'ü.. tebrikler..

2010 süper lig yayın ihalesi

cnbc-e -nereden çıkarttı bilmiyorum ama- 354 milyon dolarlık sürpiz bir teklif yaptı.. kurum, ajanslara geçtiği bültende maçları altyazılı yayınlayacaklarını ve hayır manyak olmadıklarını belirtti..

2010 süper lig yayın ihalesi

ve evet, meclis tv'nin kazandığı ihale oldu.. bundan böyle bakanlar kurulu toplantıları da maçların devre aralarında yapılacak.. her şey futbol için..

2010 süper lig yayın ihalesi

national geographic de ihaleye dahil olmak istiyordu ama son anda federasyon yetkililerinin uyarılarıyla çekilmişler.. yeşil çimler üzerinde gördükleri servet çetin akıllarını karıştırmış onların da..

2010 süper lig yayın ihalesi

anadolu tv yetkilileri, ''1.600 tl + 200 kilo kuru kayısı pestili'' teklifiyle taşak geçilmesi üzerine mola kararı aldı.. 4 saattir moladalar.. battaniyeye sarılıp uyumuş olabilirler..

2010 süper lig yayın ihalesi

olay tv son anda ihaleye 1.700 tl + aylık 150 tl sodekso ile dahil oldu.. digiturk ve telekom yetkilileri çok gülüyorlar gerçekten ama gerçekten hiç hoş değil..

rs ne la

kendisi belki de neslinden geyik olması gereken bir entryi ciddiye aldığı için değil, geyik olması gereken bir entrynin zerre komik olmaması üzerine utanmıştır..
kendinden az da olsa şüphe etmek, bilgeliğe giden bir yolun ilk adımıdır.. hele ki gerçekten şüphe edilmesi gereken bir zekanız var ise..

sözlükçülerin formspring sayfaları

http://www.formspring.me/iluvninjas

pulp fiction

oha lan adam tnt'de yayınlanıyomuş bi de.. kesin ekliycem facebook'ta..

pulp fiction

comic sans.. kankişi olduğum için yazıyorum.. facebook'ta da ekliycem..

1000 kadını aynı gecede hamile bırakmak

veya düşündüm de kutuplarda mümkün.. orda bile 24 saatte 10 civarı performans göstermek gerekiyor.. hem de o soğukta.. takdir ederim..

1000 kadını aynı gecede hamile bırakmak

iddianın veya haberin doğruluğunu bilmiyorum.. ama hakikaten gecede 1000 kadını hamile bırakabilmişse bahsi geçen şahıs, 'cinsel olarak mükemmel' olarak görülen birine göre çok çok erken boşalıyor demektir..
ilişki başına 1 dakika bile kurtarmıyor..

kemalistlerde görülen psikolojik rahatsızlıklar

ben bilmiyorum bu rahatsızlıklardan hiç.. buraya yazmamın nedeni 4 dakka oldu son entryden beri hala kimse siklemedi.. canlandırma işini ben devralayım dedim arkadaştan.. bir elin nesi var iki elin sesi var..

takaslarda kullanılan bir miktar paranın gizemi

özellikle transfer sezonlarında kendini gösteriyor ve beni meraklara gark ediyor..
bak şöyle bir haber okudum mesela bugün:
http://www.milliyet.com.t...Surpriz%20takas%20teklifi

bakmaya üşenenler için özetleyeyim; galatasaray trabzonspor'dan gökhan ünal'ı istiyormuş.. haberin buraya kadar olan kısmı, yani galatasaray'ın bir piknik tüpünü forvet pozisyonu için düşünüyor olması bile bence yeteri kadar ilginçken, haberin devamı okuyanları şoka uğratıyor.. çünkü değerli trabzonspor yönetimi ortalama bir türk ailesindeki ne iş yaptığı belli olmayan enişte figürünün tam anlamıyla içini dolduran bu adam için galatasaray'dan shabani nonda, hakan balta, adnan polat, metin oktay, uefa kupası, ali sami yen stadyumu, dünya barışı, 2011 yılı için bir adet 1. tur nba draft hakkı ve bir miktar para istemiş..

bu 'bir miktar para' olayı senelerden beri aklımı kurcalar.. her takas seneryosunda mutlaka ortaya çıkar bir miktar para.. hiç efendi efendi, net takaslar yapmaz takımlar.. ''al mustafa'yı, ver ismet'i.. şurayı imzala.. oh be kurtulduk mustafa ibnesinden..'' yok hiç.. illa ki bir taraf bir miktar da para ister..

nedir oğlum bu bir miktar para? 1 milyon mu mesela? 500.000 mi? neden açıklamıyorsunuz? açıklanmayacak kadar düşük meblağlar mı bunlar? ''kayseri ali için fener'den ilhan + 50 tl istemiş.. yol parası heralde.. fakirlere bak ulan ahahah..'' denmesinden mi korkuyorsunuz? şeffaf olun arkadaşım.. allah allah..

ben misal barcelona başkanı olsam, satarım messi'yi ankaragücü'ne.. karşılık olarak da ceyhun eriş + bir miktar para aldığımı deklare ederim.. taraftarlar tam da beni nou camp'ın santrasına gömecekken de ''olm nerden biliyosunuz lan belki bir milyar euro + ceyhun'a sattım.. hayır nerden biliyosunuz? çok para aldık belki, ederini geçtik messi'nin.. bilip bilmeden.. ön yargılardan kurtulmak gerek.. aa.. hiç yakışmıyor bakın..'' derim..

işte ondan yapmıyolar beni barça'ya başkan.. yapsalar yaparım ama yapmıyolar.. ceyhun da çok istiyor yapmalarını ama yapmıyorlar..

sabah 8 de gelip akşam 8 de çıkan patron

allah onu kahretsin.. o kadar söylüyorum..

bu ne kariyer aşkıymış, bu ne iş sadakatiymiş anlamadım ki arkadaş.. lan koskoca holdingi benim direktör açıyor her sabah.. sıkıysa ondan geç gel bi de.. elimiz mahkum beraber karga daha bokunu yemeyi bırak, o boku çıkartacak sindirim işlemine başlamadan işe giriyoruz.. şöyle bir plazayı teftiş ediyoruz işte asayiş berkemal mi diye..

akşam da bekle ki senden önce çıkasın patron da sen de tüy işten.. akşamlara kadar baykuş gibi bir tünüyor döner koltuğuna kaldır kaldırabilirsen.. bir kere bizim genel koordinatörle denedik saçlarını kabartıp tısladı kadın resmen.. kendi bölgesini korumaya çalışıyor herhalde.. akşama kadar tuhaf sesler çıkartarak döndü durdu koltukta ödüm bokuma karışmıştı..

yok abi ben bunları haketmedim.. iş dünyası çok sıkıyor canımı.. lan millet 5 buçukta evde oluyor, ben öğlen yemeğimi yiyorum o saatte be.. hayır bi bok yaptığım da yok, anca sözlükte yazı yazıyorum.. o da yapmıyor ama.. kaç defa facebook'ta milete bakarken yakaladım.. sadece bize ibnelik olsun diye çıkartmıyor işten.. tam deli..

bi kere ters psikoloji denedim.. saat 4'te ''nurten hanım ben çıkıyorum iş iş nereye kadar yau? siz de çıkın hayatın tadına varın biraz böyle dört duvar arasında.. insan yaşadığını anlamıyor, gündelik hayatın saçma hırgürü içinde.. güneşli bir günde deniz kıyısında yürümenin yanında mailing metinleri de nedir canım değil mi ama? neyse kaçtım ben..'' dedim.. kıdem tazminatımı almam da aynı günlere rastlar..

bunlar iş dünyasında yükselememenin altın kuralları iyi bakın bak..

ilköğretim öğrencisine tecavüz eden hademe

birçok küfür etmek gerekiyor buna burda.. ancak o zaman adam oluruz..

sevgiliyi döverken dikkat edilmesi gerekenler

dövdüğümüz kişinin gerçekten de sevgilimiz olduğundan kesinkes emin olmamız gerekiyor.. altın kural bu.. çok kişi bana geliyor sonra.. efendim yok ''ben sevgilimi dövüyorum diye meğersem bizim faruk abi'ye saldırmışım, sonra faruk abi kafama kül tablası çaktı.. ameliyat edilemeyecek kadar beynin içine girmiş.. şimdi açma halkası gibi kafamda duruyor, hem çirkin bir görüntü hem de sigara kokusuyla bayanlara itici geliyor..'', yok ''ben sevgilime kızıp barack obama'yı dövdüm cia'iydi fbi'ıydı, pentagon'uydu birden üzerime çullandılar, mağdur oldum.. guantanamo'da şafak sayıyorum, nerede hata yaptım? bir daha tekrarlamamak açısından..'' bilmem ne.. böyle olmaz arkadaşlar.. önce döveceğiniz kişinin bir kafa kağıdına hüviyetine bakın, emin olun öyle dövün.. mesuliyet kabul etmiyorum..

sevgiliyi döverken dikkat edilmesi gerekenler

özellikle yan toplara çok dikkat etmemiz gerekiyor çünkü lille takımı son oynadığı maçlarda attığı gollerin 6 tanesini bu gibi orta ve yüksek toplarla buldu.. sevgiliyi dövüyor ollmamız bu konudan dikkatimizi uzaklaştırmamızı gerektirmez.. aman volkan.. haydi çocuklar..