bugün

--spoiler--
Hani siz ezeli rakip ebedi dosttunuz? Hani güya yere göğe sığdıramadığınız bir asaletiniz vardı?

Vecdi Bey Çanakkale’de, Mehmet Refik Bey Kafkas Cephesi’nde, Sadi Bey Sakarya’da bunun için mi şehit oldu?

“Galatasaray bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır.” dememiş miydi Baba Gündüz?

Hani “Gayın Sin” beraberliğin sembolüydü? Padişah baskısı nedeniyle vazgeçmek zorunda kaldığınız bayrak rengimiz KIRMIZI BEYAZ’dan sonra, SARI LACiVERT ilk kullandığınız renklerden değil miydi?

Aynı bayrağın altında yürümek neden bu kadar zor geldi şimdi? Cadde'ye, Köprü’ye yürüyen FENERBAHÇE’lilerle kol kola neden bir SARI KIRMIZI parçalı formalı olamadı?

Apaçık iğrenç bir düzen olduğu besbelli bir komplonun direnişçisi olmak yerine, neden oyuncağı olmayı tercih ettiniz?

Daha Temmuz’un 4’ü 5’i gibi yazmaya başlamadınız mı o çok sevdiğiniz Fransızca’yla UEFA’ya ağlak mektupları!.

ilk destek veren olup Türk futbol tarihinin seyrini değiştirme fırsatınız varken, ilk hançeri vurmak gerçekten de acıtmadı mı içinizi?

“Üflemeyle sönmeyecek ateş” dediğiniz yangına, körüğü falan da bırakıp elinizde benzin bidonlarıyla koşa koşa gitmek yakıştı mı size?

Anlamadınız mı o ateşin kıvılcımlarının sizi de saracağını? Bilemediniz mi en dehşetli yangına bile direnirken FENERBAHÇE, tek kıvılcımın bile kağıttan kulelerinizi küle çevireceğini?

Spor alanlarında bileğini bükemediğiniz rakibinizi adi bir kumpas tezgahında yok etmeye çalışmak size ALi SAMi YEN’in miras bıraktığı sportmenliğin ruhuna pilav pişirmek değil mi?

Yalan, dolan, iftira jurnallerle hazımsızlıklarını tedavi etmeye kalkanlara kucak açıp, bağrınıza basmadınız mı?

Kokuşmuş içki masalarında aslında komşunuzu, amcanızı, kardeşinizi özünde karakterinizi satmadınız mı?

Eski başkanınız “Bunlar benim başıma gelseydi beni Metris’in zeminine gömüp üstüme beton dökerlerdi” demedi mi? Yeni başkanınız “Ben yaşasaydım bunları ikinci gün kapının önündeydim” diye bahsetmedi mi vefanızdan?

Krallarınız, imparatorlarınız nefret gömleklerini çıkarıp haksızlığa karşı tek kelime edebildiler mi?

Oysa ki yaşasaydı en önünde olurdu Çağlayan Konvoyu’nun Metin OKTAY! Jübilesinde formasını değiştirdiği Can BARTU’nun koluna girip, cesaretle yürürdü adaletsizliğe karşı!

Sizin içinse artık çok geç! Zaten sahada ezeli rakip olma vasfınızı yitirmeye başlamıştınız..

Ebedi dost olmanız da çok zor artık! "Galata" "Sarayı"nın efendileri’ydiniz bir zamanlar..

Şimdiyse başka başka efendilerin acınacak kulları!

(bkz: 12 Numara)
--spoiler--

http://12numara.org/haber...flemeli-ates-sonduruculer

12numara.org'un 1 mayıs 2012 tarihli yazısı.