bugün

(bkz: beklemek)
özlenmektir en güzeli , aynı havayı soludugunu bilmektir , yanında olmasa da aynı atmosferde oldugunu bilmektir özlemek , küçük bir çocugun gülüşü , yaşlı teyzenin suratındaki yaşam umududur , açan sevda çiçeklerinin tomurcuklarıdır , güneşin dağ eteklerininden yüzünü gösterişidir , o özlemektir , özlediğini bilmektir , sevmek , sevilmektir sevdiğini başka vücutlara teslim etmektir , geceleri o nun yoklugunda boş odada varlığıyla dans etmektir...*
özlemek derin düşüncelere dalmaktır. hatırlarsın, aradaki mesafelere lanet okursun. için burkulur, acır ama kanamaz. gece olunca özlersin en cok, yalnızlıgın tavana vurur. sevgilinin aramasını beklersin, sesini özlersin, seni mutlu eden konusmasını.
içinden sürekli özleneni sayıklamaktır.Göremeyeceğini bilerek sanki sürekli gelecekmiş gibi beklemektir.Aramayacağını bilirsin ama telefonu yanından bir türlü ayırmazsın.Çaresizliktir biraz da.Yaşların içine akar akar durur.

(bkz: sevgiliyi özlemek)
yanyana olupta,aslında cok uzakta olanların hissedemeyecegi,cok uzakta olupta yanyana olamayanların icinden cıkamayacagı karısık durum...
kelimenin kökü itibariyle en bencil edimimiz. (bkz: öz)lemek, onu kendimiz yapmak çabasıdır, sadece farketmeyiz. (hiç aklınıza gelmiş miydi?)
Bilirim buzdağıdır özlem, eflatun sabahlarda. Bilirim kulaklarım çınladığında özleyenim vardır uzaklarda. ve yine bilirim ki özleyenim özlediğimdir aslında.
"özlemek güzeldir özlüyorsa özlenen; beklemek güzeldir, gelecekse beklenen" sözünü hatırlatan durumdur. insan hayatından hiç eksik olmaz. yaşlanmayla * doğru orantılı olarak artması gözlemlenir. *
tatlı bir can acıtır.
cansız bir bedeni özlemek.

yıllarca hayatının bir parçası olmuş, kurduğun tüm hayallerin içinde yer almış ve bir gün ansızın hiç kimsenin çaresini bulamadığı göç'e kurban gitmiş sevgiliyi özlemek. Artık hiç göremeyeceğin yüzünün, hiç tutamayacağım ellerini, sana hiç gülmeyecek olan dudaklarını, derin sevgi dolu bakışlarını, sen dolu yüreğini, tane tane konuşmasını ve sıcaklığını sana sarıldığındaki sıcaklığını, yanıbaşında uyurken ki sıcaklığını bir daha hiç tadamamak. içilen her sığarada, içikide, yenilen her yemekte ve yolda görülen her çiftte onu hatırlamak, buna çare bulamamak yüreğinde beyninde her yerinde hala o varken sırf yaşamak için başka insanlar tanımak. özlemek üzerinde otlar büyümüş toprağın altında çürümüş yüreğinde sen dolu olan sevgiliyi özlemek. inancı gereği isyan edememek kimseyi suçlayamamak içimi dolduran acıyı hiç bir şekilde atamamak. özlemek hiç bir çaresi olmadan beklemek belki öbür tarafta bir anlık onu görmek belkide tek yaşama sebebim ve yaşamaktan nefret etme sebebim. Özledim ve tek yapabildiğim şey bu...
asla geri gelmeyeceği bilinen şeyler için, bir zamanlar hayatta olduğu hatırlanarak avunma hissi.
eksik kalmak, kişisine göre belki de yarım olmak...
fotograf, telefon falan bir işe yaramaz özleyince; bilakis daha çok can acıtır.
mümkünse uyumak lazım, hep uyumak; tabi özlenen kişi kavuşuluvak kişiyse er-geç.
Birden özleyiveriyorsunuz...
Çoktan unuttuğunuzu sandığınız
ya da yalnızca bir kere karşılaştığınız
ve özlemek için yeteri kadar tanımadığınız birini
bir sabah çılgınca özleyerek uyanıyorsunuz.

Rüyalarınız, içinizdeki o gizli, esrarını ele vermez büyücü,
siz çarşaflarınızın arasında,
bütün tehlikelerden uzak,
güvenle yattığınızı sandığınız bir anda,
usulca ruhunuza sokulup,
sizden habersiz oralara yığılmış cephanelikleri
birer birer ateşleyiveriyor.
infilaklarla sarsılarak uyanıyorsunuz.
Hayatınızda olmayan birini hayatınıza almak,
ona dokunmak,
onun sesini duymak için kıvranırken buluveriyorsunuz kendinizi...

Özlemek, o yakıcı istek,
bilinen herşeyi ve önem sırasını değiştiriveriyor.
Özlediğiniz ise çok uzaklarda...
Yanında olmasını istediğiniz halde
yanınızda olmayan bir tek kişi,
yanınıza bile yaklaşmadan,
hatta onu özlediğinizden
ve onu istediğinizden haberdar bile olmadan,
bütün hayatı,
bütün görüntüleri eritip
başka kılıklara sokuyor... *
her şeye rağmen olması olmamasına tercih edilen , acı ama aynı anda mutluluk verici , zor ama aynı anda hayatı daha dayanılır kılan , bağları kopartmayan her an muhatabı hissettirmeye hazır , yokluktan var olan , mesafelerden beslenen zor ve güzel duygu .
(bkz: hasretinle yandı gönlüm)
senin olduğunu bildiğin halde dokunamamak,onun da seni sevdiğini bildiğin halde her istediğinde görememek durumunda başa gelen olaydır.
genelde bi insana duyulan özlem olsa da bazen bi yemeği, bazen denizi, bazen eğlenmeyi, bazen dans etmeyi, kısaca kişinin sevdiği herşey i belli bi süre yapmadığı, görmediği durumlarda hissettiği duygudur.
hasret kalmak, arzulamak, istemek, kavuşmak için yanıp tutuşmaktır..sevgiliyi, aileyi, büyüdüğün şehri, hatta geçmişi, yalnızlığı bile özler insan ya da aşık olmayı, sarılmayı, dokunmayı..bazen de hiç görmediği, ne olduğunu bilmediği ya da ne olduğunu hiç düşünmediği bir şeyi...
çocukken sahip olduğumuz oyuncaklar, yüzlerdeki masum gülümseme, annenin yaptığı yemeğin kokusunun apartmanın dört bir yanına sinmesi, sokakta oynadığımız oyunlar, biriktirilen bayram şekerleri ve bunlar gibi yitirdiğimiz birçok şey özleniyor tarafımızca. öyle anlar geliyor ki kaybettiğimiz herşey gözümüzün önünden yaşlar yüzülerek geçiyor. babayla oynanan oyunlar, dedeyle gidilen parklar, ananenin güzel baklavaları, abiyle girilen kıskançlık kavgaları sonucu odaların ayrılmak istenmesi ve hatta yapılan bayram ziyaretleri. şimdi ara ki bulasın. yaş ilerledikçe, teknoloji gelişip yozlaştıkça çevre daha iyi anlıyoruz özlemenin değerini ve anladıkça daha çok özlüyoruz. özledikçe üzülüyoruz. üzüldükçe yine özlüyoruz. babamızın ayıklayıp önümüze koyduğu balıklar, büyük bir mutlulukla rakı kadehine tokuşturulan yağlı kola bardağı, tombala oynayıp üzerinde yapılan yemeklerin bilumum çerez ve meyve sularının olduğu masada izlenilen televizyon programları. yeniden sahip olmak istioruz bizi mutlu eden şeylere. özlüyoruz çoğu zaman değerini bilmediğimiz herşeyi. pişmanlıklar yaşıyoruz. ağzımızdan hep keşke ile başlayan cümleler çıkıyor. aciz kalmak değildir özlemek umutla beklemektir üzülerek de olsa bazen bilerek beklemenin fayda etmeyeceğini. her yatağa yatışta sevgilinin elini tutmayı özlemek, en yakın arkadaşınla dedikodu yapmayı özlemek, anneyi özlemek, babayı özlemek. en çok da gece karanlık yatağında uyumaya çalışırken kafanda hiç bir dert olmaksızın korkuyla anneyi çağırıp, sen uyuyana kadar saçını okşamasını özlemek. güzeldir özlemek. yine eskisi gibi sarılarak uyumak istemek, babanın anlattığı prenses masallarıyla uykuya dalmayı özlemek, en çok babamı seviyorum neden o annemle uyuyor hep benle uyusun diye serzenişte bulunmak. çok eskide kaldı belki de bunlar. özlerken nefret duymak, konuşurken 2 kelime, içine akıtmak gözyaşlarını. ama yazarken kaleminden süzülen yaşlar, tuvalete kaçıp saatlerce hıçkırarak ağlamak yine babandan yürüttüğün sigara eşliğinde. cümleler düğümleniyor boğazımda belki de kalbimde son buluyor sevgin artık benle hiç olmasan da. küçükken babam gibi bi erkekle evlenicem aşığım babama diyip şimdi siluetini bile hatırlamamak. belki çok yakın ama çok uzak olmak, elini uzatıp dokunamamak, gözlerinin içine bakıp omzunda ağlayamamak, iş çıkışı getirilen horoz şekerle artık mutlu olamamak. eski seni özlüyorum baba. o eski gülüşünü, saçımı okşayışını, uyumadan önce kondurduğun öpücüğü özlüyorum her bayram sabah olmadan takım elbiseyle odama gelip elini öptürmeni istiyorum. sana eskisi gibi güvenmek, eskisi gibi herkese işte benim kızım diye anlatmanı istiyorum, çarşıda hızlı hızlı yürürken sen arkandan koşarak gelmeyi yine her doğum gününde aynı kravatı almış olmayı özlüyorum. her fotoğraflara baktığmda ağlamak, parkta babayla küçük kızını gördüğünde hayallere dalmak, zamanı geri almak için gerekirse yok olmak. keşke demek artık birşeyi değiştirmiycek sen benden gideli çok oldu ama, son kez sarılabilmek masallarınla uyuyabilmek ve her piknikte seninle düşmek için hamaktan, kolunun altında dosyaların elinde çantanla eve girişinde bi kucak dolusu sevgiyle öperek tüm yorgunluğunu unutturmak için, keşke bir şansım olsa. ~http://www.bira.gen.tr~ ~msslucifer~ ~alıntıdır~
Özlemek ahlaksızlıktır..Özleyen kendini özler yanlızca. Bir başkasını özlediğini iddia etmek hayatı yanıltmaktır. Zamanı kışkırtmak ve asla geri dönemeyeceğini bildiğin günlerin ıstırabını yok saymak için kendine yanlış bir duygu uydurmaktır.
(bkz: özlemeyi çok özlemek)
zaman olgusuyla kavramlaşmış, zaman olmasaydı belki duygununda adının olmayacağı ama olan ve yaşanan, yaşanılası hikaye.
Sevilen herşeyin uzağında olmanız gerektiği anlarda kalbinizin içinde duyduğunuz histir.
(#562456)