bugün

Tuvaleti bittikten sonra annnee kakam bittiii diye bağırmak.
sabah programında gördüğüm ellere bakım niyetine patatesleri haşlayıp, ezip, ellerime sürüp o şekilde uyumam ve sabah kalktığımda buruş buruş olduklarını görmem büyük saçmalıktı.
balkondan aşağıdan geçen insanlara tükürmek ,işemek ,sapan sıkmak, ve benzeri şeyler işte.
evlatlık bir arkadaşa gerçeği söylemek.*
ölü arının arkadaşın ensesine şaka olarak konulması ve arının sokması. *
sapanla kurbağa serçe avlamak. *
yüzme bilmediği halde pet şişeleri koltuğunun altına alıp yüzmek.
lan ne cesaret amına koyayım, şişeler kaçsa kolunun altından göte geldin.
ondan sonra 3. sayfa haberlerinde çıkarsın oda belki.
sapanla arı avlamak. koca bir yazımız böyle geçmişti lan.
Bi gün kirazın çekirdeğini yutmuşum. Temizlik yapan anneme korka korka 'annee sana bi şey söyliceem.. Kirazın çekirdeğini yuttum ben, nolucak şimdi' demiştim. Fırsatçı annem de 'sen ciddi misin otur şuraya sakın kımıldama yoksa ölürsün' demişti. Saatlerce o koltukta put gibi oturmuştum, çocukluk işte. Annem temizliğini bitirmişti ve ben yaşıyorum..
atarinin adaptörü ısınınca patlayacak sanıp kapatmak.
bastığında ışıkları yanan ayakkabı giymek. nedir o öyle?
o minik oyuncak arabaların kapısını açıp içine oturmaya çalışmak.
sardunya çiçeği yapraklarını tükrükleyip oje yapmak.
bozulan elektrik süpürgesinin motorunu çıkarıp bunu rüzgar türbinine çevirmeye çalışırken yan komşunun tavuklarından birini ezmek.
şimdi sana --spoiler-- buraya o an ki duruma uyan hayvan yazılacak --spoiler-- diyecem ama --spoiler-- söylenen hayvan(lar)a--spoiler-- saygısızlık yapmış olurum.

şimdi sana dana diyecem ama danalara saygısızlık yapmış olurum; mesela. hiç yapmazdım, hep maruz kalırdım.
iki karıncaya birbirine bulayıp sözde karınca dövüşü yaptırmak.
Kocaman dikiş ipinin ucuna siyah bir poşeti bağlayıp içine de kime yazıldığı umursanmayan bir mektubu koyup o güzel el emeği göz nuru uçurtmayı balkonlardan uçuşturmaktır.
mürekkep kalemi kırıp tüm parmakları boyadıktan sonra buzdolabına sanat yapmak. ama bu saçmalık değildi bence. eğlence neden saçmalık olsun değil mi?
dolabımıza saçma sticker yapıştırmak ve daha sonra çıkaramayıp o beyaz kalıntılarla yaşamak zorunda kalmak.
yenmeyen ıspanağı koltuğun arkasına dökmek ve azar işitmek.
çiçekler daha çabuk büyüsün diye çiçek diplerine kolanya dökmek.
balkona oturup sağdan mı yoksa soldan mı fazla araba geçecek diye yoldan geçen arabaları saymak.
arabada yol boyunca vosvos saymak.

okumayı yeni öğrenince tüm tabelaları sesli okumak.
Futbol toplarının içinde kola kutusu olduğuna inanırdım.
perdelerin arkasına sıçardım ben.
işıklı ayakkabılarla gezip hava atmak için havanın kararmasını beklemek. vay anasını ya neyin kafasını yaşıyormuşuz hakikaten.
abi ile yapılan kavga sonrası beslenme çantasına en sevilen birkaç oyuncağı doldurup evi terketmek. bahçedeki ceviz ağacının altında yaşayabileceğine inanmak.