bugün

Ne olursa olsun bir insanı öldurup ceza almamak adaletsizliktir. Ki ayrica kendisini dovuyor diye oldurmek kesinlikle hakki degildir. Herkes kendini doveni oldurse ulkede kaos cikar. Bundan sonra hepimiz silahlanip azicik atar yapan herkesi gogsunden vurup oldurecegiz. Sonra para odeyip cikacagiz.
Edit: eksileyenlerin yakinlarini öldurup, para verip hapis yatmazlar insallah.
(bkz: bu da adalet işte)

Çay bahçesinde çekilmiş bir fotoğrafım var. Biraz yan gülmüşüm. Belki de o fotoğrafı gösterip namussuz karılar gibi çıkmış filan diyecekti.
Karısını başka adamlara satan o değilmiş gibi “namusumu temizledim” diyecekti.
Siz onu 3-5 yılla yargılayıp, namusu kirlendi diye mazur görüp, yandan gülüşümü tahrik sayıp bir de üzülecektiniz adama.
benim bir kızım, bir de memleketin aç kaldığı bir adalet var.
(alıntı)
haksız mı şimdi bu kadın? adam bi takım elbise giyer yere bakar cezası düşer. geberin işte böyle.
Kadın gibi kadın. Kahrolsun kadın düşmanları lan !!
kesinlikle adalet yerini buldu. nadiren de olsa ülkemizde adaletin işlemesi sevindirici.
gelişmeyi duyunca çocuk gibi sevindim desem yeridir. inşallah istediği gibi olur.

'biraz da onlar ölsün' baktığında ne kadar gaddarca ama bir o kadarda çaresiz bir ağızdan çıkmış cümledir.

evet, biraz değil keşke böyle olan bütün yaratıklar yok olsa...
Savunma
Olay şöyle oldu Hakim Bey ben anlatayım en baştan;
insan çocukken, anasında babasında ne yoksa onu arıyor demek ki.
14-15 yaş da çocuk yaşı bence. Annem sürekli bir evi çekip çevirme telaşında, baba desen ne iş bulsa onun peşinde, kolay değil evde kaç nüfus onun eline bakıyor.
Yani evde a’federsin aşk yok Hakim Bey.
Zaten daha yeni genç olmuşum, kalbim her daim ağzımda, televizyonda izliyorum dizileri, nasıl da tutkulu aşklar, kıskançlıklar, vazgeçememeler. Çocukmuşum daha ama kazınmış aklıma, “ben aşık olup evleneceğim” dedim.
istedim ki uyurken yüzüne keyifle bakayım, bir bulgur bile pişse evde soframı özenerek kurayım.
Ben bunun a’federsin yeşil gözüne kandım Hakim Bey.
Yeşil böyle çayır çimen ormandır ya hani; ruhum kanatlanıp uçacak sandım.
Yeşile uzun bakılır, bıkılmaz sandım. Çocuk da değildim artık ya işte insanın gönlü kaymayıversin.
Kabul ediyorum. Buraya kadar benim suçum.
O çok ağladığım film gerçekmiş; sevgi emekmiş, bilemedim. Cahilliğime verin.
Ama yeminle gerisinin günahı bende değildir.
28 gün sürdü o yeşil gözlerin derinliği, 29. gün yediğim yumrukla al oldu elmacık kemiklerim, sonrasında öğrendiğim; morluklar iyileşirken yeşile dönüyor insan derisinin rengi. O’dur yani.
Bitmedi Hakim Bey.
Bir yumrukla bitmedi.
Ne iş yaptığını bilemiyordum, dükkanı vardı esnaf sanıyordum.
Milleti haraca bağladığından, tefecilikten kazandığı ile benim çorba kaynattığımdan haberim yoktu.
Her öğrendiğim yeni bir iz oldu bedenimde. Allar mora, morlar yeşile dönüştü.
Ben zaten elimden geleni yaptım. Mahkemede ben değil, o sanık olsun istedim.
Her bir fiskeden sonra karakolda aldım soluğu. insanım sandım devlet nezdinde.
Devletin verdiği nikah cüzdanı benim yaralarımdan daha geçer akçe çıktı. Her seferinde benzer tavsiyeler ile yollandım karakoldan.
Azıcık sabırlı olacaktım, yuva kolay kurulmuyordu, biraz suyuna gideydim, erkeklik onurunu rahat bırakaydım. Aile içinde olan biraz da aile içinde kalsındı.
Canım çok yanıyordu ama Hakim Bey.
Onun erkeklik onurunun limiti yoktu. Fasulye kılçıklıysa onuruna mı dokunuyordu? Çocuk yaramazlık yaparsa gururu mu zedeleniyordu? Halı bizim namusumuz muydu da leke olunca beynimde patlıyordu?
Ellerime bakın Hakim Bey, çamaşır suyu ile çatlamıştır, bir de ciğerimi görebilsek keşke, kederden ve soluduğum deterjanlardan çoktan solmuştur.
Dedim ki kendime, benim canım değilse de, kendi parası, yasası bu devletin önemlidir.
Bu adam yasaları çiğniyor, bari gideyim onu ihbar edeyim.
Dövmekten yargılanmazsa, eve giren kanlı paradan yatsın bari. En azından soluk alırdık birkaç yıl kızımla ben.
Kızım var benim Hakim Bey, ellerinizden öper.
Çok akıllı çok usludur aslında.
Bebekken de böyleydi. Hamileyken yediğim dayaklardan bir haller oldu sanırdım başlarda. Ama demek ki anasına daha da dert olmamak için Tanrı vergisi sakin oldu yavrucak.
Benim ihbarlar kafi gelmedi. Savcıya söyler sandığım polis gitti durumu koca dediğim adama anlattı.
Yolun başında göründüğünde anladım. Malum olmuştu zaten, kalbim ağzımda atıyordu gün boyu.
Analık refleksi de istersen Hakim Bey, ilk iş kızıma sarılıp kokladım.
insan öleceğini anlıyor biliyor musun?
Kırar gibi çaldı kapıyı.
ilk 10-15 dayaktan sonra, insan korkmaz oluyor kaba dayaktan.
Canının ne kadar yanacağını biliyorsun. Acı eşiğin de yükseliyor. Yine de her seferinde yüreğin ağzına geliyor, için kanıyor gibi hissediyorsun. için kanarsa ölürsün.
Biz filmlerden, biz ölenlerden öyle gördük.
Dayaktan değil de ölmekten korkar oluyor insan.
Öyle bir ölüm korkusu vardı yine içime. Ama ilk kez o gece, çocukken anamın yaptığı keşkeğin tadı geldi ağzıma.
Bir de çocukluğumdan kısacık bir piknik anısı, ayaklarımı dereye sokmuş oynarken annemin elime tutuşturduğu ekmek arası köfte, bir de kızım doğduğu gece kucağımda bir bebek kokusu ile daldığım yorgun ama mutlu ilk uyku.
insanın hayatı bir film şeridi gibi geçiyorsa ölmeden önce gözlerinin önünden; işte benim mutlu sahnelerim de bu kadarcıkmış demek ki.
“Çocuğu odaya götür” dedi bana.
Ahlakı da bu kadar işte, anasız kalsın çocuk, ama anasını da ölü gözleri tavana bakarken hatırlamasın istedi herhal.
Aklımdan o kadar çok şey o kadar kısa sürede geçti ki Hakim bey, ben inanın sandığınızdan daha akıllıyım sanırım.
Uzattım biraz kızımı odaya götürüp yatırma faslını.
Hatta sonra bir de “dur çamaşırları asayım” dedim.
Ama bu kadardı yeminle Hakim Bey. Tüm planım azıcık daha hayatta kalabilmekti.
Bir kaç dakika daha.
Yüzümde patlayan kabza planda yoktu, yatağa savrulmayı planlamadım, elim yeminle kazara girdi yastığın altına.
O yastığın altına daha o sabah silah sakladığını bile bilemezdim.
Gözlerini görseniz, kafasından çok daha öndeydi, tükürükleri yüzümde patlıyordu. Yumruğu öyle hızlı iniyordu ki aralarda nefes bile alamıyordum.
Seyit Çavuş’u hatırlayın Hakim Bey, bize ortaokulda anlattılardı. 200 kiloluk mermiyi kucaklayıveren Seyit Çavuş.
Savaş gibi bir şeydi, memleket değil, ben elden gidiyordum.
Elim metale değdi.
200 kiloluk mermiyi kavrar gibi, parmaklarım yerini buluverdi.
Yoksa Hakim Bey yeminle, sahil kenarında balon bile vurmuş değildim.
Sıktım mı hatırlamıyorum, kaç kere sıktım hatırlamıyorum.
Üzerime düştü bir onu biliyorum, bir de ağırlığından kurtulmaya çalıştığımı.
Üzerimde hep bir ağırlıktı zaten ama böylesini ilk yaşadım.
Nasıl kalktım bilmiyorum, kızımı nasıl aldım kucakladım, ayağımda terlik var mıydı, üstüm kan mıydı vallaha hatırlamıyorum.
Öldüğünü duyunca kendim geldim söyledim Hakim Bey.
“Sanırım ben yaptım” dedim.
Nasıl oldu anlamadım ama sanırım ben yaptım.
Erkekler takım elbise giyip önüne bakınca cezası iniyor, benim takımım, kravatım yok. Annem apar topar bu tişörtü bulabilmiş.
Bir de ne yalan söyleyeyim hayatta kalmış olmanın saklayamadığım bir sevinci var içimde.
O ölmese ben ölecektim.
O size, beni pazarlamaya karar verdiğini söylemeyecekti, başka adamların koynuna beni sokma planlarını anlatmayacaktı, benim patlıcan fazla pişti diye, perdeler azıcık kirlendi diye, masada kırıntı kaldı diye yediğim dayakları söylemeyecekti, kaç kere hastanelik olduğumdan bahsetmeyecekti.
Çay bahçesinde çekilmiş bir fotoğrafım var. Biraz yan gülmüşüm. Belki de o fotoğrafı gösterip namussuz karılar gibi çıkmış filan diyecekti.
Karısını başka adamlara satan o değilmiş gibi “namusumu temizledim” diyecekti.
Siz onu 3-5 yılla yargılayıp, namusu kirlendi diye mazur görüp, yandan gülüşümü tahrik sayıp bir de üzülecektiniz adama.
Oysa namus benimdir Hakim Bey, bir kağıda imza attık diye kimselere bırakmam.
Sonuna kadar idare edebilmiş olmam, elaleme değil de başıma gelenleri hep karakollara anlatmış olmam, kızıma hiç fark ettirmemiş olmam namusumdur.
O utanmamış yaptıklarından, benim utanacak bir şeyim yoktur.
içimdeki hayatta kalma mutluluğunu atamıyorum Hakim Bey.
Ağlayamamam bundandır.
Ne yalan söyleyeyim aynı acının çemberinden geçmiş, sağ kalabilmiş kadınlarla aynı koğuşta, bir ömür kazasız belasız da yaşarım ben ama benim bir kızım, bir de memleketin aç kaldığı bir adalet var.
Gel sen, ölmedim diye beni cezalandırma, benim bir derdim; kızımın bari mutlu olmasıdır.
Yanında ben olayım.
Can alan bir katil değil, can derdinde bir kadın de bana.
Kurşunla yatıp kurşunla kalkan, yastığın altında silahla yatan adamlar hiç eceliyle ölmüş mü?
Hem sevebilseydi o da ölmezdi di mi ama?
Öldüyse hepsi benim suçum mu?
öyle ya da böyle katildir.
dört harfli haymana davarlarına artık istediğiniz sapıklıkları yapamayacaksınız mesajı vererek göt yakan kadın kökenli yurttaş.

büyük ihtimalle hapse geri dönecek bu kadın. ama adını merak edip olayı okuyan haymana davarı bakıp görecek ki pabuç pahalı. yarın ölü bulunma ihtimali var artık. ne yapacak haymana davarı ? adam olacak. iyi de olacak.
Kesinlikle bize yansıtıldığı gibi masum değildir. Olayın yek görgü tanıdığı da ölü, bol keseden uydur herkes inanacak tabi. Umarım en kısa zamanda ait olduğu yere geri döner. Bir de figen yüksekdağ ziyaret etmiş, "allah sizi başımızdan eksik etmesin." demiş. Binlerce şehit anasının ahı üzerinde olan kadına allah sizi başımızdan eksik etmesin demek...
Figen yüksekdağ tarafından ziyaret edilmiş kadın.

"Bundan sonra da hep beraber mücadele etmeye devam edeceğiz" diyen Yüksekdağ'a Çilem Doğan "Allah sizi başımızdan eksik etmesin" diye karşılık vermiştir.
Ne kadar yaptıklarında olumsuzluk aramasamda hdp eşbaşkanına ALLAH siz başımızdan eksik etmesin diyerek gözümden düşen insan.Yakışmadı.
Sevindirmiştir.
Serbest kalmasıyla bozuk saat misali ülkede arada bir adaletin gerçekleştiğine şahit oluyoruz malum bu ülkede adalet ihtiyacı olanı hiç bir zaman bulmaz. Mesela bunu yapan bir erkek olsaydı yok iyi hal yok bilmemne diyip ceza indirimi alır hatta para cezasına çevrilir ve o da ertelenirdi biraz da Bunun gibi adi şerefsiz pezevenkler gebersin. O değil de şu üstteki capste de bulunan orospu evlatları başta olmak üzere yok katildi yok kadın bişey yapmıştır bilmemne diyen itler lütfen geberin siktir olup gidin aynı oksijeni dahi solumak istemiyorum sizinle reset atın şu siktiğimin zihniyetine ne mal adamlarsınız.

Düdüt: unutmuşum sözlükte de vardı tabi bu tecavüzcü katil zihniyetli çomar sapıklardan açığa çıkmışlar.
an itibariyle pkk yandaşı olduğunu kanıtlayan katil kadın. büyük ihtimal ifadesi falan yanlıştır. tutuklanmalidir.
Allah aşkına şu "meşru savunma" ile "haksız tahrik" arasındaki farkı öğrenin yada gelin ben öğreteyim. Saçma sapan yorumlar yapmayın.
Cinayetin de taraftarı olduğunu göstermiş kadındır. Başkasının yaşama hakkını elinden alan birisini kahraman ilan etmek ancak bize yakışır zaten. Pozitif ayrımcılığı morglara taşımanın mantıklı bir tarafı olamaz.
Elaleme dert olmuş koca yürekli kadındır.
Tabi ki cinayet savunulmaz bir şey. Fakat o evin içinde neler yaşandı, o kadın neler yaşadı hiç kimse bilemez, anlayamaz. Suç her zaman öldürende değildir, biraz da ölene bakmak lazım derler. Ne kadar da doğru bir söz.

O kadar kadın cinayetine ses çıkarmayan, kendini adam zannedenlere nasıl da dert olmuş yahu. Vallahi yazık.

insan biraz empati yapmalı derim ben hep. Siz kendinizi biraz da bu kadının, ailesinin, çoluğunun çocuğunun yerine koysanız ya. Kız kardeşinizi, annenizi, kızınızı düşünseniz biraz. Onlardan birinin böyle bir adama düştüğünü düşünseniz biraz. Kendiniz çekip vurmaz mıydınız böyle bir şerefsizi.

Adamlıktan ondan bundan bahsederken birazcık düşünün de ondan sonra karar verin.
Kendi adaletini sağlayarak hayatta kalan bir kadındır.

Ölen, öldürülen, katledilen tüm kadınlar içinmiş gibi bu zafer.
Sonunda Serbest bırakılan kadın. Adalet 355 gün geç geldi ama geldi ya, buna da şükür.
Amk su kadını korumak için gotunuzu yirtiyorsunuz lan Bildiğin karı pkk li pkk li bu kadını masum göstermenin manası nedir ? Lan vatanını satan birini kahraman yapmanın manası nedir su kadını kahraman yaptığınız kadar şehit olan kadin polislerimizi kadın askerlerimizi kısaca şehit kadınlarımızı kahraman yapmıyorsunuz ulan içinizdemi var haini korumak ?
hdp'nin fırsattan istifade kendisini kullanmasına tepki göstermiş kişidir.

Çilem Karabulut, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın kendisini ziyareti sonrası avukatı ile birlikte açıklama yaptı. Çilem Karabulut, ziyaret sırasında çekilen görüntülerin siyasi bir amaç uğruna kullanılmasını doğru bulmadıklarını söylerken; avukatı isa Ayanoğlu ise "Davamızın siyasi bir amaç uğruna lekelenmesine asla izin vermeyeceğiz" dedi.

Ayanoğlu, "Bunu takip eden süre içerisinde bizim de tasvip etmediğimiz ve uygun bulmadığımız bir olay gerçekleşti. Kendisinin bilgisi olmadan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Çilem'i ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Fakat bu olay geçmiş olsun dileklerini aşarak bir siyasi rant sağlama amacına dönüştü. Bizim müvekkilimizin hiç bir siyasi parti ile bir bağı yoktur. Özellikle HDP gibi terörle bağını kesmemiş bir partiyle ne Çilem'in, ne ailesinin bir ilgisi bulunmamaktadır. Oysa kamuoyuna orada çekilen görüntüler öyle bir yansıtıldı ki, sanki Çilem ve ailesi HDP'li bir aile ve eş genel başkanı sahip çıkıyormuş gibi lanse edildi. Kamuoyuna bu şekilde yansıtılmasını doğru bulmuyoruz" diye konuştu.

Ayanoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yargılamanın siyaset mecrasına çekilmesine asla izin vermeyeceğiz. Herhangi bir siyasi parti bu olayın üzerinden prim yapma gayretine girmemelidir. Her olaydan her acıdan bir siyasi rant elde etme çabası var. HDP'lilerin davranışlarını da bu anlamda doğru bulmuyorum. Oraya gelerek kimliği bile belli olmadan görüşme yaptıktan sonra. 'Biz görüntü almayacağız. Sadece geçmiş olsuna geldik' şeklinde sözler söyledikten sonra görüntü alarak bunu siyasi bir şova çevirmeleri bizim açımızdan kabul edilebilir bir davranış değildir. Müvekkilin bu görüntüler sebebiyle adeta bir linç kampanyasına tutulmasını doğru bulmuyoruz."

ve bir yerin altını çizmek istiyorum bu konuşmada..
Bizim müvekkilimizin hiç bir siyasi parti ile bir bağı yoktur. Özellikle HDP gibi terörle bağını kesmemiş bir partiyle ne Çilem'in, ne ailesinin bir ilgisi bulunmamaktadır.

ülkedeki her mağduriyetten kendilerine pay çıkarmaya çalışan hdp'ye gereken tepki gösterilmiştir.
Kendisini fuhuşa zorlayan kocasını öldüren Çilem Doğan'ın kefaletle serbest bırakılmasına karar verilmiş.
Ailesinin de kefalet bedelini topladığı ve Çilem Doğan'ın tahliyesini beklediği söyleniyor.

görsel
"Hep biz oluyoruz, biraz da erkekler ölsün."
kocanizi öldürüp cezaevinden kurtulma yöntemi diye kitap yazması beklenen Dövmeli. herşeyi bi yana çilem diye isim mi olur lan dedirten ekzantirik kadın bana samimi gelmiyor tavırları ama allah bilir tabi doğrusunu. inciciler bile inanmamış

http://www.incisozluk.com...en-kurtulma-y%C3%B6ntemi/
kocası öldürse diğer öldürülen kadınlar gibi küçük bir gazete haberi olacakken kendi canını koruyan kahraman kadın.

burada tutup hede hödö yapan ibneler durumun vehametini anlamıyorlar tabii. şiddet var, fuhuşa zorlama var, üstelik ölüm tehditleri de var..

öldürmese olmaz mıydı?
olurdu da bu devletle, bu koruma eksikliğiyle, bu ataerkil yapıyla nasıl olacak hemşerim?

sen adaleti sağlayamazsan artık insanlar kendi adaletini sağlar hale gelir.

devlet olarak oturup, bu olaylar yaşanmasın diye neler yapılmalı diye düşüneceksin. yoksa çilem'ler 10'a, 100'e, 1000'e yükselir. önünü alamazsın.

figen yüksekdağ'ın ziyaretini de büyütmeyin aq. ne yapsın kadın desteğe gelenlere siktir git mi desin?
Mahkemede işlediği cinayetin kanıtları, adli tıp raporları, balistik raporları, ölenin geçmişi incelendikten sonra hakim tarafından eyleminin meşru müdafaa olduğu belirtilmiş kadındır.
Yok ölenin akrabaları başka iddialarda bulunmuşmuş. He gülüm.
Adamın fotoğrafına bakmak bile yetiyor zaten ne olduğunu anlamak için.