bugün

insanın ailesi dışında etrafında bulunan insan ve mekanlar bütünlüğü, dış ortam.
değişik işaretlerle dolu olan,
göğüste saklanıp başa sarılan,
nakışlı,oyalı
tülbentten yemeni..
Bir organizmanın var olduğu ortam ya da koşullar. Bu çevre doğal fiziksel öğeleri, ayrıca organizmanın etkileştiği insan ürünü koşulları içerir.
(bkz: etraf)
toplulumuzda ''çimlere basmak yasaktır '' anlayışından öteye gidememiş bir kavramdır.
büyük, işlemeli mendil.
en büyük düşmanları konformizm, kapitalizm, modernleşme...vb. olgulardır.
Çevre insanın yaşadığı ortam olarak tanımlanabilir.Çevre sadece canlılar için değil cansız varlıklar için de önemli bir unsurdur.Yaşadığımız ortama sahip cıkmamız ve gelecek nesillere daha yasanılabılır bır cevre bırakmamız gerekmektedır.Günümüzde çevre sorunları hat safhada olup bununla ılgılı yapılan teknk calısmları yetersız duzeydedır.Su kırlılıgı basta olmak uzere çeşitli kirlilikler yasadıgımız ortamı kendımız tehdıt tehdit edıyoruz.
behçet necatigil in 1951 de yayımlanan şiir kitabı.
mühendisliği olur.
genelde iyi insanlarda bu kötüdür.
(bkz: baskı)
canlıların her türlü işlevlerini hayatları boyunca sürdürdükleri ortam.
bir insanın zeki ya da aptal olmasını şekillendiren sistem. çevre herşeydir bir insan çevresi kadar zekidir. hertürlü zorluk ve lüks zekayı şekillendiren etkenlerdir.

çevre zor ama aptalsa aptal, çevre zor ama zekiyse zeki olunur.
yaşadığımız paylaştığımız; üretirken tükettiğimiz.

çevre, insan ve insanın yaşadığı, yaşarken; toplu ya da bizzat maddi manevi üretim (genel manada praksis) faaliyet alanıdır.
insan, yaşarken; bedeni ve zihni ile faaliyet içindedir. saygı, kendinden başlayarak, diğer insanlarla ortak paylaştığı istisnasız bütün alanlara karşı göstereceği; göstermesi gereken hassasiyettir.
insan, ihtiyacı için yeteneği çerçevesinde faaliyet gösterirken, üretici olduğu kadar, tüketicidir.
bir öğün yemek tüketim faaliyeti olduğu kadar; hayata dair her manada düşünce oluşturma; ifade, üretim ve bir manada tüketim eylemidir.
insan yaşam boyunca kendini yeniden üretirken, tüketim faaliyetiyle iç içe eyler.
kendine, kendi özel yaşam alanına; ortak paylaştığı "etrafa" özen gösterdiği kadar; zihinsel faaliyetinin de ortak tüketime konu olması gerçeğinden bilinçle; genel olarak "söyleme" hassasiyet göstermesi; zihinsel manada üretirken-tüketirken; paylaşırken; insani çerçevede hareket etmesi beklenmelidir.
mücadele; en kabasından bir tüketim eylemine dönüştüğü an; mücadelenin fikri - ütopik manası kaybolur.
uzatmadan; şu anda içinde yer aldığımız sözlükler, facebook ve benzeri sanal platformlar; sanallığı adeta bahaneleştirilerek, insani davranış-üretim ve eylem tarzından uzak; içi boş, boş olmakla aslında işlevsiz "özgür" alanlar olarak görülmemeli; gerçek hayatta rastlandığı anda şaşırtan ifade ve fikir faaliyetine rıza göstermemek esas alınmalıdır.
iletişimin ışık hızı özelliği, kainatımıza adeta yeni boyut olarak katılan bir "çevre" dir. bu yeni çevrenin dili, kendine has olabilir ama; genel manada çevreye karşı takındığımız tavrın farklılaşmasını gerektirmediği gibi; bu manada tüketilmesine rıza gösterilmemelidir.
her zaman ifade ediyorum; "bence".
elemterifişkemgözlereşiş.
doğal çevre

okyanuslar,ormanlar,çöller gibi insanlar tarafından hiç yada önemli ölçüde değiştirilmemiş çevredir.doğal çevrede yanardağlar,yıldırım,yırtıcı hayvanlar,zehirli bitkiler zararlı faktörler olmakla birlikte,bunalar yapay çevreye oranla daha aza ve daha önemsizdir.

yapay çevre

kentler,işyerleri,otoyollar barajlar,fabrikalar...insan eliyle oluşturulmuş vrya önemli ölçüde değiştirilmiş çevredir.insan için zararlı etkileri açısından en önemli çevre yapay çevredir.
Kapitalizm, karşısında ezildiği ve yenik düştüğü toplumsal hareketleri aşağılayıcı kavramlarla değersizleştirmeye çalışıyor. Gandhi’nin dediği gibi ‘’önce sizi yok sayarlar, sonra aşağılayıp gülerler, sonra da sizinle savaşarak yok etmeye çalışırlar’’…

Bilenler bilir, ingilizce'deki 'tree hugger', aslında çevrecileri aşağılamak için kullanılan bir tabirdir. Merriam Webster sözlüğünde kelimenin açıklaması aynen şu şekilde:
‘’Ağaçları, hayvanları, ve genel olarak doğal hayatı kirlenme ve diğer tehditlerden korumayı kendine fazla dert edindiği için aptalca veya sinir bozucu olarak görülen kimse’

Her ne kadar bazıları için alay konusu olsa da, 'tree hugger' (Ağaç kucaklayan) tabirinin ortaya çıkışının trajik bir öyküsü vardır. Bahsettiğimiz trajik olay 1730 yılında Hindistan'da vuku bulur. Konunun öznesi yine bir saray yapımıdır. Ve bu uğurda ağaçların kesilmesi gerekmektedir. Ne var ki ağaçları kesmek isteyenler, karşılarında, onları canları pahasına korumaya and içmiş 363 kişi bulurlar. Ama sonunda bu gözü pek 363 insan, ağaçları kesmek isteyenler tarafından katledilir. Fakat onların fedakarlıkları boşa gitmez. Çünkü ölümleri, ülkede ağaçların kesilmesini sınırlayan bir yasanın çıkmasına sebep olur.

Günümüze dönecek olursak, bugünden tezi yok bir 'ağaç kucaklayan' olmamız için önümüzde binlerce sebep var. En önemlisi ise 'Küresel Isınma' sorunu. Geçtiğimiz hafta yapılan bir ölçümlemeye göre atmosferdeki karbon dioksit (CO₂) seviyesi milyonda 400 parçacığı aştı. Bunun anlamı ise şu:

insanlar atmosferdeki CO₂’in, dünyanın en azından 400.000 yıldır görmediği seviyelere çıkmasına yetecek kadar fosil yakıt yaktılar. Bu, sıcaklıkların artmasına, buzulların erimesine ve okyanuslardaki asit oranının artmasına neden oldu. Dünyanın farklı noktalarında gerçekleşen bazı aşırı hava olayları bu sebeplerden dolayı daha olası ve daha tehlikeli hale geldi ve dünya ısınmaya devam ettikçe bu hava olayları daha da tehlikeli olacak.

Tam da bu noktada, yeryüzündeki tüm ormanların bir yılda atmosferden temizlediği karbondioksit miktarının 2.5 milyar metrik tondur. Yani ormanlar ve doğal bitki örtüsü, fotosentez ile insanların neden olduğu karbondioksitin yüzde 30'unu temizliyor. Yetişkin normal bir ağaç bir saatte ortalama 2.3 kg karbondioksiti bünyesine alır, fotosentezle 1.7 kg oksijen üretir. Elbette her şey bu kadar kolay değil. Değişmesi gereken onca şey var. Ancak yine de, ağaçlandırma, küresel ısınma ile mücadele de en kolay uygulanacak yöntemdir. Şimdi bu insanlarla dalga geçmeden önce, kendimize, "Nasıl bir dünyada yaşamak istiyorum" diye sormamız gerekir.
Çevre Köyü Hakkari ilinde yer almakta olup, Şemdinli Köyleri semtinde bulunan Çevre Köyü Şemdinli ilçesine bağlıdır.Çevre Köyü haritası konumu ise 37° 18' 12.3840'' Kuzey ve 44° 34' 37.0632'' Doğu gps koordinatlarıdır. Çevre Köyü bağlı olduğu Şemdinli ilçe merkezine 0 kilometre mesafe uzaklıktadır. Çevre Köyü Hakkari şehir merkezine mesafesi ise yaklaşık 80 kilometredir.
güncel Önemli Başlıklar