bugün

"bir gün arkadaşlarla geziyorduk karaköy civarında taam mı moruk.. lafa dalmışız böyle... ulan bi' baktık zürafa sokağa girmişiz taaam mı? hatunların mal ortada bi görsen....." şeklinde bir hikayenin anlatılamayacağı çünkü girişte baştan aşağıya arandığınız, kesici, delici tüm aletlerden(bir tanesi hariç) arındığınız 'çıkmaz sokak'.

ha ben nerden mi biliyorum ? bir gün arkadaşlarla karaköyde geziyorduk taaam mı moruk, lafa dalmışız böyle... * *
Belkide birileri benim gibi merak edecektir diye bu entryi tamamen bilgilendirme amaçlı yazıyorum. Bu gün yani 27 Ekim 2012 de, sokağındaki kaldırımın bile 200 yıl önce yapılmış istanbulun başka hiçbir yerinde göremeyeceğiniz yorgun bir arnavut kaldırımı olduğu zürafa sokağa (malum yere) giden o sokağa arkadaşlarımla girdim. Kapı güvenliği eğer yanlış anlamadıysam polisten, özel güvenliğe devredilmişti. Zira okuduğuma göre orada polis olmalıydı. Kimlik gösterdikten sonra hiçbir eşyamızı emanetçiye bırakmadan sorunsuzca içeri girdik.(Telefon, çakmak vb. normal hiçbirşey yasak değil ancak içeride fotoğraf çekmek ve her türlü silah yasak.) 20metre civarı yürüdükten sonra iki sokağa ayrılan zürafa sokağa girdik ve sokaklarını birer birer dolaştık. içeride oldukça fazla sayıda insan vardı. insan profili daha çok 50 yaş+ amcalar ve 20-25 yaş arası apaçi tiplerden oluşuyordu. Erkek ilgililer * oturup dışarıdan kızları izleyen erkekleri "hadi dolaşın beyler, duvar dibinden çekilelim" diyerek uzaklaştırıyordu. Kadınlarsa dolaşan erkeklerden beğendiklerini "birşey söyliycem, bakarmısın, lütfen bi dinlermisin" sözleriyle yanlarına çekmek istiyordu. Gez dolaş en son sıkılan iki arkadaşım utanarakta olsa kapıda anlaştıkları biri zombi suratlı diğeri kızıl saçlı iki kadınla içeri girdi. Parayı alan zombi uzaktan gördüğüm üzere iki yanağına sürerek sevincini belli etti. KDV dahil 45 lira. * kalan 2 arkadaşımla onları beklemek istemeyerek dışarı çıktık, biraz sohbet ve 15dk sonra geri geldiler ve bu macerada bitti.

kadınların bazıları gerçekten güzeldi, bazıları don giymiş nineler gibiydi ama orada bir ders aldım. her ne kadar sadece meraktan girip birşey yapmadıysamda kerhaneye gelirken o 200 yıllık arnavut kaldırımlı sokakta bir amca gördüm... siyah takkeli bir amca, ucuz bir bisikleti duvara dayamış bisikletin önündeki sepetinde bir yazı yazılıydı ancak yanına gidene kadar ne oldugunu bilmiyordum. Dikkatte etmedim ya zaten. Ağzımdan "takkeliye bak burada ne yapıyorsa artık.." sözleri çıktı. adamın yanından geçerken arkadaşım gözleriyle yazıyı işaret etti. Zina yapmamakla ilgili bir ayetti. Bu amca belki birkaç kişiyi girmekten son anda vaz geçirirm diye ayetle birlikte güvenlik kontrolünden 20 metre geride o duvar dibinde oturuyordu. Yazının ilk birkaç kelimesini okudum. Utandım...
beni madara eden sokak. 4-5 sene önce arkadaşlarla istanbul'a gittik, dolaşıyoruz. taksim, beyoğlu, beşiktaş falan. derken bi yemek yiyelim dedik. arkadaş:
- zürafa sokak denen yerde güzel bir dönerci var, oraya gidelim dedi.
- olur gidelim.
- ama yeri tam aklımda değil. en iyisi sen sor birine.
bende oradan geçen 60 yaşlarında birine sordum bu malum sokağı. (tamamen iyi niyetimle, bilmiyorumki nasıl bir yer olduğunu). amcanın bana bir bakışı vardı ki? unutamam. ah be çocuğum, daha yaşın kaç ki senin? der gibiydi.
türkiye'deki her kesimden erkeği bulabileceğiniz sokaktır burası. takkelisini de görürsünüz, yahudisini de, ateistini de görürsünüz, ülkücüsünü de, komünistini de görürsünüz, pkklısını da.

ordan çıkıp gelip sonra namus diye bas bas bağırır bu hıyarlar bir de üstüne.

ulen kerhaneciydin daha 5 dakika önce!? * * *
memleket insanımın yokuş yukarı belleri tutularak çıktığı fakat bayır sonunda bel ağrısını giderdiği veya daha fazla acılar eklediği,para denilen illet kağıt parçasıyla,hayattan umudunu kesmiş ablaların bacak açtıkları bir çeşit kişisel boşalım istasyonlarından en meşuru
karaköyde bilimum işlek genelevlerin bulunduğu sokaktır. doğasına çok ters de gelse bütün sokak çok bakir kalmıştır. sanki biri 1970 yılının türkiyesinde saati durdurmuş gibi. kasetçisi, büssürü tuvaleti, ve içeri girer girmez 'bayan lazım mıydı abi?' diye soran delikanlılarıyla birlikte müthiş fotoğraf malzemesi mekan. hep 'keşke evlerden birine girip fotoğraf çekebilsem' diye hayıflanmışımdır..
Yine bir navigasyon azizliğine uğradığım sokaktır. Karaköyde kahvaltıcı arıyoruz efenim. istanbul u bildiğimiz yok. Yine açtık navigasyonu çevirdi bizi zürafa sokağa. Görünce kocamın bi gözleri parladı (şerefsiz).
-Vaaay be meşhur zürafa sokak, arasam bulamazdım.
+neden meşhur ki bura?
-...
+hayatım baksana emanetçi var çok ilginç di mi?
-...
(3 adam bi yere girdi, böyle avlu kapısı gibi bir yere. içerden biri kimlikleri bırakalım beyler dedi, bense tabela arıyorum, hangi kurum burası, ne kimliği bayram günü, tabela yok, telaşla soruyorum kocama;
+ne kimliği yaa, nere burası?(çekiştiriliyorum)
-sus da yürü.
+yaaa baksana ama kimlik bırakıyolar, noluyo burda (sanki bi suç örgütünü çökertcem kafama sıçayım)
- kerkane ulan kerhane salak salak bakma, yürü.

Böylece tanıştık meşhur sokak ile.
Bir kere yanlışlıkla geçtiğim sokak. Yokuş.

Kokan sokak.
Devletin fuhuş yapılmasını yasaklamasina rağmen kendi eliyle fuhuş yaptırdığı mekanın adıdır. Zührevi Hastalıklar için muayene yapılmış olması bence sadece sembolik değer taşıyor. Olay fuhuş yapılmasını kendi tekeline almak. Devlet kumar oynatmaz ama şans oyunları düzenler veya duzenleyenden vergi alır. Bu da onun gibi.
Hakan Ural'ın bir filminde Ahu Tuğba'yı kerhaneden alıp gelinlikle çıkarttığı sokak. Gözyaşları sel olmuştur filmi izlerken.
Bugün şanssızlık eseri bu sokağın bulunduğu yokuşa girmiş bulundum, şöyle ki; Arkadaşım grafik ajansına iş görüşmesine gidecekti ben de geldim yanında değişiklik olsun diye, arkadaşım ajansa gitti onun görüşmesi bitene kadar ben de galata kulesine çıkayım bari dedim, eski bir yokuştan girdim, vay be dedim tarihi ambiyans, sonra art arda emanetçi dükkanları görmeye başladım, "niye ola ki lan bu emanetçiler burada" diye düşündüm, sokaktaki tipler bana "buraya ait değilsin" der gibi bakıyordu, tam kendi kendime lann yoksaa derken sol tarafta o sokağın girişini gördüm, hemen uzaklaşıp yokuşu bitirip kalabalığa karıştım, anlatınca arkadaş da dalga geçti epey benle.
en son gördüğüm haliyle,kapanmak üzere olan sokak,bir çok dükkan kapanmış ve gelen kişiler,ülkemizin en alt gelir seviyesinden (bkz: kerhanede sosyolojik tanım yapmak),iskeleye yakın olan ikinci yer ise,neredeyse kapanmış gibi,2-3 kadınla konuştuktan sonra çıktım zaten iki yerden de,insanın cinsel duygularını kabartmaktan çok uzak bir yer..
anayasada olan her vatandaşım serbest dolaşım hakkının işlemediği sokakdır. 18 yaşından küçükler giremez. kapısı vardır. *
sokağın başında prezervatif satan bir kuruyemişçi bile vardır.
aynı şekilde ramazan bayramındada tıklım tıklım dolu olan sokak bedavamıdır nedir bayramda ya.