bugün

ilköğretim ve lisede kendisini çakal zanneden öğrenci davranışıdır. bazen faydalı bir eylem olarak da kabul edilebilir.
(bkz: zaman geçirmekten dolayı sarı kart görmek)
bir de tahta silgisinin etrafına bakmak vardır bir yeri kırılsada tamir etsemde zaman geçse hesabı.**
tahta karatahta ise çakallığını ' toz kalkıyo hocam' bahanesiyle rahatça yutturabilecek öğrencidir.
tahminimce ömer çatkıçın uzman yetiştiği ve okulda en iyi yapabildiği iştir .
(bkz: ömer çatkıç)
yazının yarısını sildikten sonra öksürmeye çalışmak akabinde camı açmaya yönelmekte ibneliklerden bazılarıdır.
arada bir silgiyi yere düsürmek isin raconundandir. profosyonel futbolcu gibi zaman calma taktikleridir bunlar. sari karti gerektirir.
kendisine eksi puan vereceğini söleyen öğretmenini alkışlaması durumunda cezası daha da ağırlaşacaktır böle öğrencileri sınıflarda görmek istemiyoruz.
sınıfın özellikle de dersten bezmiş öğrencilerin gözünde bir kahramandır. candır, sevilesi insandır. çölde yağan bir damla yağmur gibidir.
rakip sınıf öğrencilerinin "zamana oynuyor hocam" tepkileri yüzünden, kırmızı kart görerek dersten atılan öğrencidir.
günün son dersinin son beş dakikası olmasına rağmen evet çocuklar diyip tahtayı sildiren hocanın anlamsız inadına karşı duran bir özgürlük savaşcısıdır.
öğretmenin de o yollardan geçtiğini unutan öğrencidir. *
Kaleci olduğunda da zaman geçirmek için degaj yaparken 30 metre gerilecek öğrencidir aynı zamandıa.
eninde sonunda acı gerçekle yüzyüze gelecek kişidir ancak bazen cok nadir zamanlada tahtayı silerken zil calabilmektedir. öğrencilik hayatının büyük bölümünü bunu umut etmekle gecirir.
hayatı başarısızlıklarla sürecek öğrencidir. o andaki 3 - 5 saniyeye tamah eden adamdan hayır gelmez. zaten öyle adamın ben adamlığına sıçayım.

bu çakallığa öğretmen anlayış gösterir de iş dünyasında affetmezler. yazık işte 1 - 0 yenik başladı bile bak.
faydalı bir eylemdir. kazanılan 30-40 saniye de olsa yine de kârdır.
(bkz: azimle sıçan betonu deler)
(bkz: damlaya damlaya göl olur)
bir de aynı amaçla, kalem açmak için çöp tenekesinin başına üşüşen tipler vardır.*
bir de diğer eline tebeşir alıp, bir yandan silip bir yandan da tekrar birşeyler karalıyorsa bi bira ısmarlayacağım öğrencidir. ehehe dir.
okul bittikten sonra da tahta silerken geçirdiği o muhteşem zevk veren, orgazmdan daha zevkli zamanlar intikam alırcasına bu öğrenciye geçireceklerdir.

- bir zamanlar tahta silerken geçirdiğin zamanlar vardı.. hatırlar mısın?
- evet hatırlıyorum, çok zevkliydi o zamanlar.
- gel bakim şöyle sen, beraber biraz zaman geçirelim.*
tahtayı sildikten sonra öğretmeniniz o tahtada size soru çözdürecek ise yapılması mantıklı olan eylemdir.
çoğu zaman öğrenci sonunda o makus talihiyle yüzleşse de kimi durumlarda işe yarayabilen taktiği uygulayan öğrencidir. tabi ki bu işin önemli ayrıntıları, püf noktaları var. not alabilirsiniz arkadaşlar.

1.)öncelikle sakın gerzeklik edip dersin bitmesine yirmi dakika varken falan bunu yapmaya çalışmayın. hoca aşı olmuş misali bu numaraya karşı bağışıklı olacaktır artık, önlemini alır, dersi kaynattırmaz. bu numarayı uyguluyorsanız maksimum dört dakika kalmış olmalıdır. dört dakika da sadece uzmanlaşmış çakallar için önerilir. acemiler bir dakikayla başlamalıdırlar.

2.)hoca isminizi okuduğunda önce duymamış gibi yapın. bir kaç saniye bile önemlidir böyle durumlarda. sonra özürdü mözürdü derken bir on saniye daha kazanırsınız. yılışık olmak esastır. antipati toplamadan yayabildiğiniz kadar yayın "duymadım hocam pardon" muhabbetini.

3.)tahtaya yönelmeden önce üstünüzü başınızı toparlıyormuş gibi davranın. hiçbir hoca bunun için kızmaz. abartmayın tabi, küçük hareketler bile lehinize unutmayın.

4.)adımlar mümkün olduğunca yavaş ama doğal olacak. hoca kaynatma çabası olduğunu anlamasın.

5.)tahtaya kalktığınızda aptala yatın. silgiyi arayın, tebeşiri arayın, yere düşürün, gerekiyorsa siz düşün. sınıf çabanızı takdir edecek dalga geçmeyecektir merak etmeyin.

6.)tahtayı silerken hızınız minimumda olsun. tebeşir tozuna karşı alerjiniz olduğunu söyleyin, hiçbir şey diyemez. hatta kapı, pencere falan açtırın yahut açın. bol bol öksürün. kim bilir uslu bir çakal olursanız hocanız sizi kaldırmaktan vazgeçebilir bile.

7.)bu kadar şeye rağmen hala zil çalmadıysa hocanın sorduğu soruyu çok yavaş yazıp dakikalara oynamaya devam edin. umudunuzu yitirmeyin. aralarda düşünüyormuş gibi yapıp duraklayın.

bu maddelere uyulursa muhtemelen operasyon başarıyla tamamlanır. ancak bayan arkadaşlar için çok daha kesin bireysel kurtuluş çabaları var. bunları özel mesajla da anlatabilirdim ancak düşündüm de yanlış anlaşılır. şimdi hemen burada söyleyeyim bari. çok önemli sözlülerde uygulamak şartıyla o günlük kendinize bir dert yaratın. ailevi bir sorun olur, hocasına göre aşk meşk muhabbeti olur. derste sessiz sakin durup sonra ağlamaklı bir şekilde hocadan tuvalete gitmek için izin isterseniz o günkü sözlülerden muaf tutulursunuz. onlar da insan sonuçta.

boş işler ve okullarda çakallık dairesi başkan vekili somut'tan beleş bir konferans aldınız. haydi hayırlı kaynatmalar.
yapmadım aklıma gelmedi .zaten gerek de yoktu * iyi çözerdim
(bkz: beni tanıdılar sen kaç)
şaka maka çok yapardım bazende işe yarardı...ama keşke yapmasaymışım belki iki üç şey daha öğrenirdim*
en asil duyguların insanıdır o.
eskiden kara tahta zamanı tebeşir tozmasın diye yavaş silerdik biz. ne malmışız.
düşünce bulutu:
tahtayı yavaş sileyim ki ders zamanından gitsin.
(bkz: mini çakal)