bugün

yüksek sesle konuşmak sizi belagat sahibi yapmaz.

sesinizin gücüne değil içeriğe odaklanın.
hayat sadece sevişmekten ibaret değildir.
(img:#1943266)
sadece geleceğinizi değil, hayallerinizi de çaldılar.
Kendilerini bilsinler kafi.

Peşin edit: entry negatif bir anlam içermemektedir.
çocuktum...

tüp kuyruğuna da girdim...
sana yağ kuyruğuna da...

komşu teyzeler para veriyordu hatta ... çocuk için harçlık...
mutluyduk...
ve kimse yarın ne bok yeriz diye düşünmüyordu şimdiki gibi.
elektrik kesilir ya... hah işte onun gibiydi insanların gözünde.
fakirlik değildi... yokluk değildi.
soğan patates gırlaydı... çuvalla bilmem kaç kilosu bilmem kaçparaya satılırdı.
(eksiliyene: amına koyayım amın oğlu! sanki o günleri görmüş gibi)
Biz de kullanıyoruz şu sosyal medya olaylarını Ama dışarıda başka bir hayat daha var onun da farkındayız. Hayat sadece beğeni değil her yer gülme etme dalga geçme mecrası değil. Sorumluluklar ve görevler de var.

Her şeyden önce sevgi, saygı ve hoşgörü var. Bunları bilin. Ne kadar erken aklınız başınıza gelirse o kadar iyi olur sizin için.
Bu başlıkta yazanlar dahil, sizden yaşı büyük olduğu için daha bilgili olduğunu iddia eden hiç kimseye aldırış etmeyin. istediğiniz bilgiye erişebilecek ve onun doğruluğunu teyit edebilecek kapasiteye ve imkanlara sahipsiniz.

Sokakta "telefonunu göster" diyen tipleri de gözünüze kestirebiliyorsanız dövün.
kendileriyle ilgili birşeyler ters gidiyor, gitmiyorsa ki onlar adına umuyorum, gerçekten kuşak çatışması diye birşey var.

y kuşağına mensup olarak görüyorum kendimi. ve az biraz sıkılarak-utanarak söylüyorum ki, 2013 gezi direnişi zamanında umutla öne atılanlar, esas aktivistler, içinde olduğum y kuşağı temsilcileri idi ama daha genç, o günlerde 20 li yaşlarında olan kardeşlerimdi. kendi arkadaşlarım olduğu gibi onlar da o zamandan başlayan baskı ve ülkenin durumu karşısında dumura uğradı. ufak ufak ülkeyi terk etmeye başladılar, ama biliyorum ki şu berbat durumdan bu ülke çıkacaksa y kuşağı ön ayak olacak da çıkacak. z kuşağı o günlerdeki halimiz gibi şimdi.

ama arkadaş bakıyorum; bir içi geçmişlik, hayata başlamadan bitirmiş haller. lafta herşey var, özgüven tamam ama esas sorumluluğu almaya sıra geldiğinde kuyruğu kıstırıp kaçan tipler. ne oluyor arkadaşlar?

25-26 yaşında insanlar iş yoğun, ofise de geliyorum diye işi gücü hatta ülkeyi bırakıp yurtdışına kapağı atıyorlar. iş yerinde memnun olanlara neyin kritik öncelikli olduğunu 10 kere anlatıyorsun, 11. de naptın diye sorunca boş boş bakıyorlar.

bak yalan yok bir noktada döngü gibi; ben de x ler boomer lar ile benzer şeyler yaşadığımı, sonra silkinip kendime gelip kaldığım yerden devam ettiğimi iyi biliyorum. yani bize olağan gelen zorlukları hiç yaşamayan ileri bir medeniyeti z kuşağı görüyor ve oraya ulaşma vizyonu varken bize ters gelip tuhaf karşılıyor olabiliriz. belki daha sonra istemli istemsiz engel olacak da olabiliriz. ama bugünlerde ülkeden umut kesmek ve mücadeleye başlamadan bırakmak olmuyor be gençler. az daha sabır, daha yeni başlıyoruz.
adamın götünden kan alırlar. bunu bilmeleri yeterli.
hayat düşündüğünüz kadar basit değil.
(bkz: vijdan)
arada beyninizi kullanma egzersizleri yapın. elektronik similasyondan kafanizi kaldirip gercekle karsi karsiya kaldiginizda analitik dusunebileninizi gormedim henuz. hatta dusunmeyi birak olaylari anlamaktan ve aralarinda en basit baglantiyi kurmaktan bile yoksunsunuz. derdini anlatma konusunda ise bir kedi veya köpek bile surtunerek yada sesler cikararak cogunuzdan daha iyi ifade edebiliyor kendini o kadar diyeyim.
** bu entrynin hedef kitlesi 2000 sonrasi dogmus olanlardir.
Her sorunun yasa(k)larla çözülemeyeceği.
y kuşağının peşinden gidiniz. onlar sizi kurtaracak, yavaş yavaş siyasete atılınca feminist ve maskülistlik bitecek, yerine insanca insan hakları, aile hakları, sorumluluklar, eşit ilkeler gelecek.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar