bugün

bir bertolt brecht şiiridir kendisi, güzeldir.

bir zamanlar bir çocuk vardı
hiç yıkanmak istemeyen
ve yıkadıkları zaman onu
yüzünü küllerle kirleten
kaiser çıkıp geldi, seslendi
yukarı, taa yedinci kata
bir havlu aradı anası
temizlensin diye bir güzel, kerata
hiç paçavra yoktu etrafta
tüm ziyaret güme gitti
kaiser daha kalmadı fazla
çocuk ne beklesindi !?
sanırım neredeyse tüm çocukları ve çocuksuları tanımlayan bir tabirdir kendisi.
kuduz olabilir.
annelerin sert tepkisine maruz kalırlar.

+ hadi suyu ısıttım.* gel banyonu yap
- yaaa bana nee , girmem ben.
+ pis çocuksun sen , kaka çocuk (!)
- ..... (nasıl anladı lan altıma sıçtığımı?)
+ gelmezsen çingenelere vericem seni.
- ühhüüüüü...
+ tamam şaka yaptım.
- bi siktir git ya , üühhüü...
büyünce pis yazarlar dan biri olur.
walter benjaminin yalancısıyım;

"yüzünü küle bulamasının nedeni, kire olan tutkusunu, toplumun iyi ve yararlı bir amaca yönlendirememesi olmasın sakın.çarpılacak bir taş gibi toplumun yolunda durmasının nedeni, o alman tekerlemesindeki dirlik düzen içindeki her evin düzenini kaçıran kambur gibi, toplum düzenine bir uyarıda bulunmak mı dır. çocuk kaiser le karşılaşmamakla bir şey kaybetmiş sayılmaz. yalnızca temiz çocuklar görmek isteyen bir kaiser ziyaret ettiği kuş beyinli uyruklarından başka bir şey ifade etmez."

"bertolt brecht'i anlamak" kitabından.
"banyoya girmek istemiyorsun, girince de cıkmak istemiyorsun" şeklinde suçlamalara maruz kalırlar.
annesinin yıkamasından sıkılmış çocuktur.
kafasına vuruLup "banyoya girmezsen seni öcüLer yiyecek.." denir.. eğer çocuk buna "öcü diye bir şey yok ki akıLLım.." diye bir karşıLık verirse çocuğun kafasına bir kere daha -ama daha şiddetLi- vuruLur ve "Lan piç kurusu banyoya girmessen seni uykudayken yıkarım, birde öyLe bir keseLerim ki tüm vücudun kıpkırmızı oLur, acıLar içinde kıvranırsın.." denir.. çocuk bu oLay karşısında küçük diLini yutar ve g.t korkusu iLe birLikte banyoya girer.. denenmiştir..
annenin kaynar suyla çocuğu haşlamasından ötürü banyo saatinin işkence saatine dönmesi üzerine ortaya çıkan durumdur.
banyo sırasında gözü yanan çocuktur. annesi göz yakmayan dalin kullanıp sorunu çözmelidir.
suya iki üç oyuncak atılıp, biraz da köpüklenerek banyoya getirilirse,bir de kolluk molluk verilirse, yolundan cayacak çocuktur.
kedi insan olan çocuktur..hayır ısrar etmemek lazım, bitlensin de görsün gününü..bir nevi yaşayarak öğrenme diyebiliriz.*.*
banyoya bir türlü girmeyen, girince de bütün vucut derisi buruşana kadar çıkmak bilmeyen velet. tanıdık geliyor. hmmm...
girerken girmek istemeyen, çıkarken çıkmak istemeyen çocuktur.

(bkz: bende öyleydim)
büyüyünce yıkanmak istemeyen adam olan çocuk.

(bkz: 7sinde neyse 70inde de aynı)
banyo vakti yaklaştığında genelde sıkışırlar ve tuvalete gitme ihtiyacı hissederler ve çok uzun bi süre tuvalette kalırlar..
muteahhitlerin niyeti bozup her boş arsaya, ovalara apartman diktikleri dönemlerdeydi. etrafı boş olan, gittiğim ilkokulu bile gören, ben okula giderken annemin odamın balkonundan el sallayabildiği günlerde apartmanımıza komşu apartmanlar dikmeye karar vermişlerdi. dev çukurlar kazıldı, temeller atıldı. kum yığınları doldu müstakbel apartmanların önüne. bisiklet binip, top oynamaktan sıkılıp kum yığınlarının üzerinden popmuzun altına yerleştirdiğimiz küçük bir kartonla kaymak daha cazip gelmişti o vakitler. sabah mahalledeki akranlarımızın zilimize basmasıyla sokağa çıkılır, akşam ezanında annenin tüm mahalleyi sarsarak ismimizi zikretmesiyle eve girilirdi. sokağa çıkmadan bin kere tembih ederdi anne, yeni giydirdiği, henüz deterjan kokulu giysileri kirletmememiz için ya çocukluk işte o kum yığınlarından kaymaya, inşaattan bulunan killerle savaş yapmaya dayanır mı giysiler? annemiz anlamasın diye inşaatın bahçesindeki çeşmeden inşaat hortumuyla şorttan ve tişörtten açıkta kalanları yıkar, iyice çamura bulanır da eve dönerdik. bunu gören anne deliye döner, ev kirlenmesin diye bizi kucağına alır doğru banyoya sokardı. su çok mu sıcak, çocuk haşlanır mı diye düşünmeden üstelik. lifi derimizi kazırcasına sürterek bir nevi cezalandırır, gözümüzü korkuturdu belki de. işte o zamanlar korktuk biz şimdi çok sevdiğimiz banyodan.
tecavüze uğradıklarında, banyoya koşup, saatlerce ve yırtarcasına ten lerini, lifleyen kadınların, karşı metaforu.. yıkanmak istemeyen çocuk..

kir yok.. arınma yok..

vicdan hiç olmadı..

daha önce..
banyoya girdikten sonra çıkmak istemeyen çocuktur.

ısrarla anneme banyoya girmeyeceğimi anlatmaya çalışırken eninde sonunda girdim banyoya. 2 saat sonra çıkabildim ancak. banyodan sonra sıhhatler olsun öpücüğü bir adetti o zamanlar benim için.

ve sıhhatler olsun öpücüğü sırasında geçen bir konuşma.
+ baba banyodan çıktım gel öpeyim seni.
- sıhhatler olsun yavrum.

+ anne dur seni de öpeyim.
- !?

not: pederin banyoda 2 saat durduğumdan haberi yoktur. ondan dolayı bu kadar sevecen yaklaşmıştır bana.
misafirlikteyken uyuyakalmış, evine geldiğinde de "hadi bakalım bugün pazar banyo günü" denilerek uyandırılmış çocuktur.
20. yüzyılda kalmış çocuktur. sobalı ev-termosifon-leğen-tas-mermer gibi sabun öğeleriyle pek de çekici gözükmeyen banyo ritüeline maruz kalan çocuktur. şimd tabi kaloriferdi şofbendi her türlü imkan var. göz yakmayan şampuan falan.
(img:#1612001)
sobalı evde buz gibi banyoya girmek istemeyen çocuk olma ihtimali yüksektir.
Bir bu bir de yemek yemeyi sevmeyen iştahsız çocuk, ikisi anneyi bezdirir.