bugün

genellikle turistlere yol tarif edilirken rastlanan cümlelerdir.

" go 200 metre, after, go right, go 100 metre..." şeklinde devam eden bir örneğini eminönü de dinledim.

gülünç ama aslında ağlanması gereken bir durumdur ayrıca.
go to power.
Vats ken ay du.
what is your name my friend hovv hovv hovv are you...
ya da bir başkası
i am sorry ne sorry güzelim kime sorry...
are you sex ?
What is your name?
(bkz: its the football thats the football)
better to die: a bak ölmekten beter olmuş.
adana incırlikte insanlar "gerçekten mi?" demez "orilyy?" der.
http://galeri.uludagsozlu...-ingilizce-c%C3%BCmleler/
kam hiyır.
Thats the futbol, its te futbol, what can i do sometimes?

(bkz: Fatih terim)
i don't want to see the back, i want to see the front.
elli sent.
(bkz: i go you go we go)
(bkz: look at the tabelaya)
How do you do? Yat da uyu.

Tarih hocamız söylerdi. Keline keline vurmak isterdim hep.
I speak english, çatır çatır.
enter the desk

beden hocamız bizi sıraya sokmak için söylerdi.

hey allahım
you sex?
wat ken ay du samtaymz, its dı fıtbol dets dı fıtbol, fatih terim de sonuçta yurdum insanıdır.
cümleleri bilmıyorum ama bagırarak konusuyorlar karşılarında ki sağırmış gibi...
4. sınıfta ilk ingilizce dersindeyiz, adını vermeyeceğim arkadaşımın öğretmene verdiği cevap;

(kapıyı işaret ediyor öğretmen)

+what is this ?
-I am not knowing hocam.
sen burdan go go go diye başlar sonra sağa go diye devam eder.
+ nereye gideceklerini sor abdülrezzak. Where are you go de.
- ? ? ! ?
do you sex.
do you bira.
bir de
everything is something happen.