bugün

şaka gibi dediğimiz şeyler vardır ya, hah işte bu şöför abimiz de öyle, durun önce bir genel tanım yapalım da, sonra ben size olayı anlatayım.

tanım: türünün ilk ve tek örneği olması kuvvetle muhtemel dolmuş şöförüdür.

birbirinin aynı monoton günlerden birinde, iş çıkışı saldım kendimi altunizade yollarına, ağır adımlarla her gün yürüdüğüm o yolu bitirip, yine aynı yerden yine aynı dolmuşlardan birine binip evime gidecektim, dolmuşta yine, ortalama 15 dk boyunca ya kral fm ya da karadeniz fm dinleyeceğimi sanıyor ve oflayıp pufluyordum.

dolmuş göründü, el ettim, * yavaşça durdu ve tpısssss, kapısı açıldı, dolmuşa bindim...

işte o an dünyam değişti, dolmuşta bildiğin klasik müzik çalıyordu, hemen şöföre baktım, aman tanrıııım, siyah takım elbiseli, sinek kaydı traşlı, richard gere saçlı bir amca...

bırak oha falan olmayı, alohaaa, hebelübülübülülülüllü ahey ahey teyy falan oldum, hemen gözlerim kamerayı aradı, çünkü bu bir kamera şakası falan olmalıydı, aradım ama kamera falan bulamadım, ümraniye dolmuşundaydım, dolmuşta klasik müzik çalıyor ve dolmuşu takım elbiseli bir adam kullanıyordu, evet, bunlar şaka değil, bir hayli gerçekti.

bu aptallığı üzerimden atıp 'şurdan bir ümraniye alır mısınız?' diye parayı uzatırken, bu amcanın nasıl konuştuğunu deliler gibi merak ettiğimi ve bir an evvel sesini duymak istediğimi fark ettim, parayı uzattım, hiçbir şey söylemeden aldı, para üstünü verirken de, sadece 'buyrun' dedi, tek kelimeden diksiyonu çözemedim ama ses tonu konusunda birazcık fikir sahibi oldum.

bu adam kesinlikle dolmuş şöförü olamazdı, türlü senaryolar, ışık hızıyla birbiri ardına beynimden geçmeye başladı, en uygun olanı bulup, kendimi rahatlatmak istiyordum.

arkadaşı hastalanmış ve onun yerine sefere o çıkmış... ı ıh olmaz.

aldığı maaşla geçinemeyen bir devlet memuru ve ek iş olarak dolmuş şöförlüğü yapıyor... ı ıh bu da değil.

dolmuşçuların kaba sabaha hallerinden bıkmış ve kendini onları eğitmeye adamış bir entelektüel... yok bu da çok uçuk oldu.

hah buldum;

bu adam kesinlikle bir oyuncu ve yakında bir dolmuş şöförünü canlandıracak, o yüzden metod oyunculuğu * ayağına bu işi yapıyor, evet evet kesinlikle öyle diye tam karara varmıştım ki, evimin önünden geçtiğimizi gördüm, istemeden de olsa inecek var dedim, hayatımın en tuhaf, eğlenceli, karışık, değişik bir 15 dakikasını yaşayıp o dolmuştan istemeden inerken, aklımda; nerde duysam tanıyacağım o, farid farjad'ın acıklı keman sesi ve vücutlarındaki laktik asit miktarı hayli yüksek olmasına rağmen, günün yorgunluğunu hiçbir şekilde belli etmeyen, huzurlu yüzler vardı...
entelektüelitesi zirve yapmış dolmuş şoförüdür.
şöyle bir diyalog geçmesi kuvvetle muhtemeldir:
% kaptan şurdan bi öğrenci.
# karayolunda vesait kullanan kimselere şöför denir üstadım.
% höe?
# mühendis misin sen?
% evet de..
# ondan böylesiniz. Kendinizi soyutluyorsunuz reel alemden. beşeri münasebetlerde sosyo-kültürel eksikliğinizi gizleyemiyorsunuz. otursanıza ayakta kaldınız. kızkardeşim, çocuğunuzu kucağınıza alırsanız mühendis arkadaşım oturmayı öğrenecek.
% !!!?!? yok abi sen müsait olmayan bi yerde kapıyı aç hareket halindeyken atlayacam.
düşündürücüdür... dolmuş şöförlüğünde heba olan insan modelidir.
(bkz: burası istanbul annecim istanbul)
en asil duyguların insanıdır.
sıcaktan kafayı yemiş ne yapacağını şaşırmış bir garip şofördür.
izmir'de gördüğüm dolmuş şoförüdür.

- la şişş bach bah herife bach glasik çalıyo la. konuşması geçmiştir ortamda.