bugün

yeni nesil türk öğretmenleri henüz atanamadığından gerçek olmayan önermedir.. kalitesiz olanlar nuh nebi'den kalma hocalar ve diğer 4 yıllık fakülte mezunu sözde öğretmenlerdir.. acaba yeni nesil fırsat verildi de mi kalitesiz olup olmadığı tartışılıyor?

(bkz: türkiye de öğretmen olmanın zorluğu)
eski nesil öğretmenlerden kaynaklı olabiri.
"ne zaman kaliteliydi ki?" sorusunu sordurur otomatikman... iktidar partisiyle bağlantın olduğu sürece, herhangi bir memur gibi, öğretmensin. kpss'den şunu almışsın, eğitim fakültesini 4.00 ortalamayla bitirmişsin hiç kimsenin s*kinde değildir fakat şanslıysan ayda 400-500 liraya survival mode'da yaşayıp ücretli çalışabilirsin.
en azından erkek olanları için geçerliliğinin yüksek olmasından korktuğum durum. askerde görülen öğretmenleri tanıdıktan sonra "bunlar mı bizim çocuklarımızı eğitecek" diye yakınanlar az değildi. azınlıkta olan kaliteli öğretmenlerin çoğunluk olması en büyük dileğimiz.
Eski öğretmenler halkına hizmet için zor şartlarda, şimdikine göre komik bir paraya, yeri gelince sınıfındaki sobaya tezek taşıyacak kadar fedakarlıklar yaparak öğretmenlik yaparken; yeni neslin çoğu sadece öğretmen maaşı için öğretmenlik yapmaktadır.

Zaten bir avuç iyi öğretmeni de özel okullar, dershaneler kapışırlar.
kendilerine sormak lazım.

bir kısmı ırkçı faşist düşüncelerini öğrencilerine empoze etmek için vatan millet duygusunu sömürürler. adına da ülkücü derler.

diğer bir kısmı çağın gerisinde kalmış sosyalizm nutuklarını asrın kurtuluş reçetesi gibi öğrencilerini yazarlar.

yobazları da unutmadık. onlar da öğrencilere cihad çağrısı yaparlar. kendileri ise bir numaralı kapitalist düzen bekçileridir.

özgür düşünen beyin yetiştireceklerine kendi ideolojilerine kul köle yaratma peşindeler.

kalite mi o da ne? sırtımı devlete bağlamışım 1500 tl maaşım cebimde gerisi s.kimde mi!
kalitesiz değil ama eski öğretmenlere göre daha az idealistlerdir. tıpkı diğer mesleklerde olduğu gibi. ayrıca genel bir tembellik hali olduğu da herkes tarafından kabul edilebilir bir gerçek. eskiden insanlar ailelerini geçindirmek için iki-üç işi birden yapıyorlardı. ama şimdi çoğu gençte aç yatayım gölgede yatayım mantığı mevcut. bu da tüm meslek kollarında kaliteyi düşürmekte.
kalitesizlikten cok meslegini nasil yapacagini bilmeyen, bilemeyen hocalardir belki de. her nesilde verimsiz olarak gorulen hocalar olmustur, bu yadisanamaz bir gercektir.
misal bundan yaklasik 15 sene once de verimsiz olarak calisan ogretmenler vardi. ben bu insanlardan ne yazik ki matematik ogrenmeye casliyordum, ki sonuc ortada. hala matematikten deli gibi korkan bir muhendisim. bana 15 sene once matematik ogretmeye calisan hoca en az 15 senelik hocaydi, benim zamanimda. demek ki bu hoca yeni nesil degil bayagi bir eski hoca.

ayni hoca, bir sozlu esnasinda sinavda sordugu sorunun aynisini bir daha bana sormus ben de dogru cevplamisimdir. ancak, ayni soruyu sinavda yanlis cevapladigim icin, taaa sinifin diger kosesinde oturan baska bir ogrenciden kopya cekerek cozdugumu iddia etmistir. sozlu esnasinda bak,bak, bak...

simdi basit bir matematik ile ben kapi tarafindaki siralarin en arkasindayim, o arkadas ise pencere kenari en arkasinda oturuyor. aramizda iki tane sira kolonu var. her sira 1.2 metre civari olsa, 1.2x2=2.4, ee bir aralarda en az 30 cm araliklar var desek. ne yapar? yaklasik 3.4 metre ara var. ben bu aradan arkadastan kopya cekmisim. ve ben o siralar yaklasik olarak -4.0 derece miyobum.

iste al sana harika bir hoca prototipi. modelle, modelle uret, kullan.

uzun lafi kisasi sozluk; bir insan kabiliyetsizse ne yaparsan yap, ondan bir sey olmaz. ha belki kahya falan olurdu benim matematik hocamdan ama asla ve asla hoca olmazdi. adam aksama kadar kahvede idi. okey oynarmis diye duyduk. sonra duyduk ki okeyde her elden sonra sayi dusmeyi bu amcaya vermisler de dusememis, ondan sonra da matematigi hobi olarak gormeye baslamis....

bir hocayi kaliteli yapan onun beyin kivrimlarinda sakladiklari oldugu gibi biraz da insan olmasinda yatar.
efendim şöyle açıklamak isterim bu kaliteyi:

ben lise son sınıf öğrencisiyim. ilkokul öğretmenimden sonra* okuldaki öğretmenlerimden hep nefret ettim. dolayısıyla pek de verim alamadık birbirimizden. bir öğrenci öğretmenini sevmiyorsa mümkünatı yok o derste başarılı olamaz.

neyse, gide gele geldik lise sona. öss falan, göt yusuflamaya başladı az çok. dersane hocalarım o kadar iyi ki, geometriden nefret eden ben o dersi iple çeker hale geldim. matematik hocam ödev verdiğinde verdiğinin fazlasını yapıyorum zevkle. neden? çünkü yeri geldi bu adamın sigarasını da içtim ben. hem öğretmen, hem abi yani. kazanırsam da bu durumun neticesinde kazanmış olacağım ben. ilkokul öğretmenim hariç hiç bir öğretmenimin benim üzerimde hakkı olmadığını da belirtirim. kısacası, türk öğretmenlerin içinde aşırı kaliteli hocalar çıkıyor, bu tarz genellemeler yine de yanlış olur.
doğru bir önermedir. kanıt mı görmek istiyorsunuz ?
buyrun : http://forum.memurlar.net/topic.aspx?id=771842
ögretmenligin ne demek oldugunu bilmeyen düz mantıklı beyinlerin öne sürdügü iddiadır.
bi meslek hakkında yorum yapabilmek için o meslegi bilmek, sartlarını bilmek lazımdır. kimse klavye basında ahkam kesmesin. sizler zottirik bi okuldan mezun olup hatta belki o okulu bile okumadan poponuzun üzerinde rahatca klavye basında yazarken biz sizin bebelerinizi egiticez diye bi yerimizi yırtıyoruz. sonra da abuk sabuk suclamalara maruz kalıyoruz. bunu yazanlardan bi tanesi cok degil bir hafta ögretmenlik yapsın da göreyim bakayım!
saygı duymuyosan da camur atmayacaksın!
ataların da dedigi gibi; en tehlikeli cahil, cehaletini kabul etmeyen okumus cahillerdir!
ufkunuzu genişletin de bakın dünyaya. bırakın ona buna bok atmayı da işinizi adam gibi yapın ve cok kolaysa sizler yetiştirin 'kaliteli' ögretmenleri!
değiştirilmekten yalama yapmış bir sistemin memurları oldukları içindir.
göreceli olarak doğru olan bir önermedir, yorumdur.
türk eğitim sistemi; en baş noktası olan ilköğretimden, en uç noktası olan üniversite ve yüksek öğretimine kadar düşünmeye , düşündürmeye yönelik bir eğitim sistemi değil, ezbere ve statik insan yetiştirmeye yönelik bir eğitim sistemidir. bu sistemin ortaya çıkardığı insan kalitesi, o insanların seçimleri ve o insanların oluşturduğu toplumun hali ortadadır. bir nevi paradokstur yani; bu öğretmenler, bu toplumun bireylerini yetiştirir, bu bireylerin içinden yeni öğretmenler çıkar, onlar tekrar bir nesili yetiştirir.
öğretmen maaşları, öğretmenlerin ekonomik ve sosyal koşulları, şimdiki durumlarının en az 3-4 katı iyileştirilmelidir ki, toplumun parlak bireyleri, potansiyeli daha yüksek olan insanları için ilk tercih edilen mesleklerden biri, hatta birincisi olsun.
düşünen insanlar, düşünen nesilleri yetiştirsin, yıllardır süregelen bu zincir kırılsın.
bende şöyle kendimce bi tespit yapayım şimdi.ben bir öğretmen okulu öğrencisiyim. bence anadolu öğretmen liselerinin birinci görevide öğretmen yetiştirmek olmalı.peki bizim okuldan öğretmenliğe kimler gidiyor.liseden aldığı ek puanla zar zor bir öğretmenlik kazanan,ek puanı olmasa bir yere gidemeyecek olanlar gidiyor.yani artık öğretmenler hep okullarında sonlarda olanlardan,çalışmayanlardan felan çıkyor.bence Türk öğretmenlerinin kalitesiz oluş sebeblerinden birincisi de bu.
öncelikle öğretmenlere verilen imkanlara maaşlara bakmak lazım.daha sonra değerlendirmek lazım kaliteyi
yeni nesil öğretmenlerin dayak atamasının yanlış yorumlanması. verin dayak izni adam gibi derslerini anlatsınlar görün bakalım kalite neymiş.
daha iyi bir tespit için dikkate alınması gereken:
eski nesil öğretmenlerin kalite kontrolden geçmeyişi
"yeni nesil veya eski nesil, türk olmayan bir öğretmen kesimi daha mı var? 31 yıldır şu güzel ve yalnız ülkede yaşamaktayım. henüz "türk öğretmen", "ingiliz öğretmen", "yeni gineli öğretmen", "madagaskarlı öğretmen" kavramlarıyla tanışmış değilim. öğretmen bildiğin öğretmen. ne zamandır bu ülkede öğretmenlik mesleğinde uyruk tanımlaması yapılır oldu! fikir icra ediyorsunuz, sanalda bir şekilde ifade ediyorsunuz da fikrin öncesindeki düşünce aşamasını neden boş geçiyorsunuz a deha kafalar?

tanım: bildiğin öğretmenin eski nesile göre daha az kaliteli oluşunu ifade eden bir düşüncedir.

bi de serbest çağrışım: (bkz: Öğretmenler Yeni Nesil Sizin Eseriniz Olacaktır)
üniversite eğitimlerinde öğrenimlerine yönelmek yerine, aşk meşk karı koca bulma işlemlerine yönelmelerinden kaynaklanan problemdir.
2001 krizinden beri ösym taban puanı artmıştır öğretmenliklerin. üstelik kpss'ye rağmen. bu yüzden düşen öğretmen kalitesi değil üniversite kalitesidir, eğitim kalitesidir, toplum kalitesidir.
yeni nesil türk öğrencilerin kalitesiz oluşu ve öğretmeni kendilerine benzetmesinden kaynaklanan durum.
itiraf.com web sitesindeki itiraflarının çoğunun sahibi olmalarından ve itiraflarının içeriğinden acı bir şekilde anlaşılabilecek durum. ileride çoluğunuz çocuğunuz olursa bunlardan birinin eline düşmesin diye evde eğitim verme motivasyonu.
sen git 4 sene okulunu bitirmek için kafa patlat, ardından kpss'ye gir ve atanma stresi yaşa, ardından allah'ın köyünde 5 sınıfı aynı anda okut, yeri geldiğinde hem müdür hem öğretmen hem de hademe ol ve üç kuruşa geçin, sonra seni kalitesiz olarak addetsinler. sanki bu ülkede herkes çok kaliteli ve iyi bir iş ahlakına sahip de öğretmenlerimize bok atıyorsunuz. bu meslekten de bol bol işe yaramaz adam çıkıyor doğru, ama tutup böyle bir genelleme yaparsan çoğu öğretme aşkına sahip öğretmeni hiçe sayarsın.

tanım: pek çoğu gibi yanlış bir genelleme.
(bkz: halbuki koyacaksın kürd öğretmenlerini)

Denmek istenen şey budur. Bu konuyu açan kişinin ideolojisine, görüşlerine, hatta açtığı başlığın ismine bakarsanız anlarsınız...

Yeni Nesil TÜRK Öğretmenlerinin Kalitesiz Oluşu...

Yeni Nesil Öğretmenler değil.

Şimdi ki öğretmenler de değil...

Çocuğum siz giderken biz langırt oynuyorduk...

(bkz: fırfır yok fırfır yok)
(bkz: beşş sıfııır)
itabı düşman olarak görüp bir meslektaşının ricasıyla 2 sene önce aldığı kitabın 3 sayfasını okuması buna en iyi örnektir.

i.ü hayef kantinini kapayıp kızların başını zorla örttürerek kuran okunması ve insanlara okunacak tek kitap olarak insanlara lanse edenlerin bugünün atanmış öğretmen olması,

not:hayef te bahsi geçen olayla ilgili ideolojik halaydan soruşturma açan üniverste yönetimi sessiz kalmıştır.

düşünceden yoksun ve müfettişin istediği evrakları tamamlamak için çalışmak, derslere öğrenci için değil alacakları ek ders ücretleri için girmek vb. bahane çok ama bunu düzeltmek için ne yapmalı sorusu sorulmalıdır.

not 2: kuran okunmasına yönelik herhangi bir tepki yoktur. burda tepki kuranın okunduğu yer ve okutulma şeklidir.