bugün

entry'ler (86)

roberto carlos

3 5 2 gibi bir futbol sisteminin dünyada bir süre tutunabilmesini sağlamış futbolcudur.
genel olarak bilir herkes; 3 adet stoperin defans bloğunda oynadığı, tüm kanadın da iki futbolcunun üstüne yıkıldığı garabet bir sistemdir bu sistem. takımın tüm yükünü bu iki kanat oyucusu çeker, çünkü hem defansif hem ofansif anlamda görevleri vardır.
roberto carlos ve cafu sayesinde brezilya yıllarca bu sistemi oynamış, üstüne de dünya şampiyonu olmuştur.
bir de real madrid'in zidane zamanındaki sisteminde sağ kanadı iki kişi kullanırken roberto carlos sol kanatta tektir, bu sayede zidane göbeğe daha yakın oynayabilmektedir.
sistem değiştirtien bir adamdır roberto carlos, tüm zamanların en iyi atak bekidir, cafu ile beraber.
hagi; benim gibi bir beşiktaşlıya nasıl defalarca galatasaray trübününde maç izlettirdiyse, carlos da saraçoğluna bilet parası verdirtmiştir. çok önemli iki ayrı renktir, ikisi de çok büyük futbol efsaneleridir.

18 aralık 2009 beşiktaş bursaspor maçı

o kadar abartılacak bir sonuçla biten maç değildir. beşiktaş'ın fiziki anlamda gereken mücadeleyi verdiği, bursa'nın da aynı sertlikle ve güçle cevap verdiği maçtır. ama gene de takımım lehine ve aleyhine birkaç kelamım olacak;
1.) beşiktaş fiziki güç, kondisyon ve sistem disiplini konusunda son derece iyi bir takımdır bunu bu maç dahil ligin başından beri de göstermektedir.
2.) nihat beşiktaş için ciddi bir problem olmaya başlamıştır, bunun bir numaralı sebebi takıma uyum sağlayacak fiziki gücü olmaması. devre arası en çok nihat'a yaracak.
3.)mecburi değişiklikler sebebiyle beşiktaş'ın 2-1 önde olduğu süreçte kontratağa çıkacak oyuncusu sahada yoktu, buna en uyumlu adam olan ekrem'in yusuf değişikliğinden sonra beke geçmesi ilginçti. yusuf değişikliği bu açıdan zararlı olmuştur.
4.) bursaspor'a verilmeyen ikinci sarı kartlar *, beşiktaş'a çalınan yanlış penaltı. bunları topladığınızda hakem iki takım açısından da maçın sonucunu etkileyen hatalar yaptı, hakikaten son derece kötü ve eyyamcı bir yönetim gösterdi.
5.)kör fanatiklerin yorum yaptığı gibi, kimsenin kimseyi parçaladığı bir maç değil, federasyonun iki takımı da doğradığı maç oldu. bu sahada futbol oynatanın da, bizi bunu izlemek zorunda bırakanın da aklını sikiyim.
6.) beşiktaş aşktır aşk, mağlubiyet aşkımızın gidişini etkilemez, sadece bir anlık moralimizi bozar.*

larry bird

başlığı canlandıranların, azıcık da olsa hatıralarımızı da canlandırdığı bir basketbol efsanesidir. son dönemleri bile olsa izlemeye yetişebildiğim, gerçek rüya takım olan dream team 1 takımında yer alan, en büyük sırrının çalışmak olduğunu söyleyen, magic johnson ile beraber nba'in çehresini değiştiren, sanırım; basketbol dünyasının gördüğü en teknik basketbolcudur.
benim tüm zamanların en iyi beşi listemde yer alan oyunculardan da biridir aynı zamanda.
jordan, magic, duncan ve shaq ile beraber.

tim duncan

nba basketbolunun; reklam ve pazarlama açısından uçan kaçan adamları ve hareketleri öne çıkarması sebebiyle hakkı yenen basketbolcudur.
duncan ile ilgili yorumunuz, basketbolu izlerken hangi gözle baktığınızla orantılıdır; hoplayan, zıplayan, seyir zevki yüksek adam arıyorsanız, onlar; vince carter ve benzerleridir.
tim duncan saf ve rafine basketbol izlemekten daha çok keyif alan izleyici içindir, basketbol tekniğinin, fundemantalinin doruk noktasıdır.

usbgl devre arası içiyoruz zirvesi

usbgl zirvesi olmasına rağmen futbol harici de birçok paylaşımın olduğu zirveydi.
herkes için keyifli bir zirve olduğuna eminim sadece bado'ya gelen 6.5 milyar hesap biraz ağırdı ama o da çok içti be kardeşim.*
kısa bir süreçten sonra, ham olarak düşündüğümüz projenin detaylarını söyleriz, ortaya güzel bişeyler çıkacağına eminim. yeter ki heyecan kaybolmasın.

6 aralık 2009 fc kimbunlar ihtiyar heyeti maçı

namağlup ünvanımızı koruduğumuz, ligdeki tüm takımlara da çok net şampiyonluk mesajı verdiğimiz bir maç oldu. rakibin üst üste goller bulduğu bölüm; benim de aklımda en çok kalan bölüm oldu.
kimin daha ihtiyar olduğu da maç sonunda net olarak ortaya çıktı.*

5 aralık 2009 aziz yıldırım notası

abidik gubdik transferler yapan, garanti olsun diye kısıtlı başarı uzmanı olan bir hocayı takımın başına getiren, kendi camiasında diktatörlük yapan ve kabul gören, türk futbolundaki klasik yönetici profilinin temsilcilerinden olan başkanın, kimseyi şaşırtmayan söylemlerinden biridir. kimseyi şaşırtmamasının yanısıra; türk futboluna etkisi de koca bir sıfır olacak notadır.
(bkz: ates olsan curumun kadar yer yakarsin)

5 aralık 2009 eskişehirspor fenerbahçe maçı

fenerbahçe'nin kötü futbol oynamaya devam ederek yenildiği maçlardan biridir.
fenerbahçe'nin yenilmesinin beşiktaş ile ancak dolaylı bağlantısı olabilir; beşiktaş mağlubiyetinden sonra morallerin bozulması, hoca ve futbolcular arasındaki diyaloğun kopması gibi.
bunlar dışında beşiktaş ile hiçbir alakası olmayan maçta beşiktaş'ın adını anmak fanatikliğin cılkını çıkarmaktır. maçları götüyle değil gözüyle takip eden fenerbahçe'li arkadaşlarımı tenzih ediyorum tabi.
bu kadar ısırmayan, rakibi seyreden, ancak izin verilip baskı yemediği zaman futbol oynayabilen bir takımın aldığı bu mağlubiyetlerde de bir anormallik yok. anormal olan daum gibi tecrübeli bir hocanın bu duruma karşı bir plan geliştirmemesidir.

serhan özkaptan

burdaki ayar manyağı arkadaşla 100 metre bile çıktıysa kendisini tanımadan üzüldüğüm adamdır.
gecenin ilerleyen saati olmasıyla bir ilgisi varmı bilmiyorum ama yazarın (bkz: bir kedinin gizem i) hala bir deneme, bir ironi yaptığını düşünüyorum. eğer ortada bir ironi yoksa ve ayar hastası yazarımız yazdığı entry'lerinde ciddiyse de acaip taş bir hatun olduğu fikrindeyim. bu zekayla, bu parlak fikirlerle okuduğu bir okul varsa, ordaki insanlarla sohbet edebiliyorsa, üstüne de biriyle çıkabiliyorsa başka bir alternatifi yok görünüyor. gene de inatla;
(bkz: biri bizimle kafa buluyor sanırım)

bir kedinin gizem i

serhat özkaptan ile ilgili yeterli detay vermediği için yazıları silinmiş yazardır.
boyu, posu, ne kadar yukarı çıktıkları, en yukarıda ne kadar dayandıkları, en sevdikleri çıkma açıları gibi detayları daha net verebilirse enrty formata çok daha uygun olacaktır.
bu arkadaşın; bu yazdıkları ciddiyse, hakikaten düşündürücü derecede komik diyeceğim ama büyük ihtimalle şakadır.

author

herkesin birbirinin kopyası olmak için geberdiği, verileni almaktan başka hiçbir misyonu olmayan kişiliklerden oluşan bir toplumda, kendisi gibi olmaya inat eden, kafasının dikine yazmaya devam eden yazardır. bir de buna normalin üstünde olan edebiyat yeteneğini eklediğinizde ortaya bir fenomen çıkar.
author; sözlük karakterlerinin doruk noktasıdır, şaheseridir.
yazılarında uzmanlaştığı konular; türkiye gibi kişiliğin am, göt ve yarrak ekseninde oluşturulduğu toplumlarda bilinçaltlarını çok acıtır, çok tepki çeker, bu da (bkz: author) karakterinin başarısının açık göstergesidir.

uludağ sözlük birinci gazoz ligi

bayram tatilinin bitmesiyle birlikte, 4.hafta maçları bu haftasonu oynanacak ligdir. özverili bir şekilde oluşturulan, maçları centilmence geçen keyifli bir lig olmaya da devam etmektedir. üstüne üstlük bir de; (bkz: usbgl devre arası içiyoruz zirvesi) ile beraber samimiyeti iki katına çıkacak oluşumdur.

6 aralık 2009 fc kimbunlar ihtiyar heyeti maçı

usbgl 4. hafta mücadelesidir. bir tarafta ismiyle tecrübe abidesi olduğunu belirten, geçen senenin tecrübeli takımı fc ihtiyar heyeti, diğer tarafta ismiyle değil ama cismiyle hakikaten ihtiyar bir takım olan fc kimbunlar.
lider çıkacağımız maçın bitiminde de lider kalmak istiyoruz, rakibimize de başarılar diliyoruz.

rocky balboa

sadece bir film olarak yorumladığınızda şaheser denebilecek bir film değildir rocky balboa.
zamanı gözünüzün önüne getirip çocukluğunuzda beraber büyüdüğünüz, apollo'ya pes ettiren, drago gibi bir elemanla ringe çıkmaya cesaret eden, bu ringe çıkışında karşısına sadece drago'yu değil eşini ve kariyerini de alan, durmadan vefayı öğrettiği öğrencisinden vefasızlık gören, amerikalı olmasına rağmen türk samimiyetine sahip olan rocky'nin son filmi olarak yorumladığınızda ise bir başyapıttır.
bir dönem çocuklarının başlangıç kahramınıdır rocky balboa. bu son vedasıyla beraber de o dönemin çocukluğu da sona ermiştir. (bkz: 80 lerin sonunda 90 ların başında çocuk olmak)

--spoiler--
spiker; welcome to the rockyland dediğinde adamı olduğu yere çivileyen, ağlama problemi olmayanların gözünden birkaç damla yaş akıtan, gülümseten, bir cümleyle müthiş anıları bir anda aklına getiren, efsaneye son derece yakışan bir veda filmidir rocky.

25 kasım 2009 manchester united beşiktaş maçı

rüştü'nün son dakika kurtarışlarının anlatılmaz, görülmesi gereken kurtarışlar olduğu maçtır. manchester united'ı ingiltere de yendiğimiz, olağanüstü mücadele ettiğimiz, son haftalarda form durumu gittikçe yükselen beşiktaşımın özgüvenini tavana vurduran maçtır.
ha bir de;
alayına isyan ölümüne beşiktaş dedirten maçtır.

halısahada maçı 0 0 bitirmek

çanakkale'de üniversite okuduğum yıllarda başıma gelmiş olaydır.
iddia edilenin aksine 12 tane beceriksiz adamın değil, 12 tane amatör futbolcunun oynadığı, iki kalecinin de harika oynadıkları bir maçtır. maçın akabinde gol atan kazansın şeklinde devam edilmiş ve 10 dakika içinde benim oynadığım takım gol atarak maçı kazanmıştır.

salihsalih

mahallenin eski ufaklığı yeni yakışıklısı, fc kimbunlar takımının son adamı *, kısa bir dönem işyerinde personelim, çok yönlü sözlük yazarıdır, aslan parçasıdır.

izmir halkının dtp konvoyuna saldırması

ne idüğü belirsiz açılım olgusunun sonuçlarından biridir.
açılım sözcüğünü ortaya attığından beri içini doldurmazsan, açılımın koordinatörü ilan ettiğin bakanın durmadan karnından ve yuvarlak cümlelerle konuşursa, türkiye tarihini ve geleceğini etkileyecek bir süreci bakkal hesabına çevirip devam ettirirsen, , siyasilerin yukarda yaptığı it dalaşı uğruna sadece vatanını korumak için ölen aslanlar gibi şehitleri hiçe sayarsan, bir de bunların üstüne terör örgütü mensuplarını zafer kazanmış edasıyla, varolan yasal süreçlerin ırzına geçerek, türkiye vatandaşlarının gururunu yerle bir ederek ve şov yaptırarak vatana sokarsan alacağın tepkinin minimumu bu olur.
sen vatan korumak için ölen şehitlerinle yıllardır tazminatı pazarlığı yapıp, dağdan inene 5.000 lira ödenek şeklinde bir uygulama düşünür, bunun da gerekçelerini bir zemine oturtmazsan, izmir insanının yaptığı tepki ilerde olacak olaylara göre ufak bir uyarı olarak kalır sadece.

22 kasım 2009 fc validebağlar fc kimbunlar maçı

lig liderini gayet net bir skorla yenerek, liderliği ele geçirdiğimiz maçtır.

fc kimbunlar

usbgl'nin 3. haftasında ligde üçte üç yapan tek takımdır. şampiyonluğun bir numaralı favorisi olduğu zaten bilinen bir gerçekti, şimdi bu iddia rakamlara da yansımaya başlamıştır.*