bugün

bu hafta reklamlarını göremediğimizden yeni bölümlerinde hangi andavalları izleyeceğimiz merak konusu olan yarışma.
yeni kadroda görünüş olarak insana benzeyen tipler var. ancak ilerleyen günlerde kiralık katil tipli birisi baya insanları tehdit etmeye başlıyor...
bu hafta, hastalıktan mı bilmem ama, sadece gıdıdan ibaret bir kadının olduğu yarışma.
tayland kültürünü kocası sayesinde yalayıp-yutmuş olduğunu gördüğüm leyla hanım adlı yarışmacının akşama tatlısı frambuazlı yaz rüyası. (bkz: döverim seni)
tadı ekşi meyveleri nitelemek için kızıl ibaresini kullanan yarışmacıların olduğu yarışma. yazık aklına gelmedi ekşi demek oda kızıl dedi. bütün kızıl meyveler ekşidir bikere bilmiyormuş gibi konuşma.
saatleriyle oynanmış izlenme oranları hızla düşecek olan program. prime time'a alınması yapımcıların özgüvenini gösterdi. dizilere kafa tutup kısa sürede pişman olacak saati yeniden öne alınacak, pis mutfakları gösterdikçe mide bulandıran iştah kesen yarışma.
bir önceki hafta etilerden naim'in malı yine götürdüğü yarışma olmuştur. herif zaten zengin, bir de üstüne 20000 lira kazandı, way anasını yea...
rol yapamayan insanlarin kendilerine verilen metinleri ezberleyemedigini acikca gorebildigimiz bi program...
yarışmacıların utanmadan..3 kilo mandalina, 2 kilo elma, 2 kilo üzüm ve 1 kilo nar alıp da ikram etmediği yarışma.
lan açlar masaya getirmeyeceğiniz şeyleri niçin alırsınız. haa şeyda da koca bir paket tuvalet kağıdı almıştı. o kadar havalarda geziniyordu ama bir paket kağıda esir oldu kaknem kadın.
bu akşamki yarışmacının (leyla) dokuz yaşından beri yemek yaptığını iddia ettiği, "eleman sözlük falan mı okuyor acaba?" diye düşünmememize sebep olmuş yarışma.

(bkz: ben dokuz yaşımdan beri yemek yapıyorum ulan)
5 tane sonradan gurme, zıkkımın kökünü yiyesice, birbirinden itici tipin sırayla yemek yapıp diğer 4 ü ile beraber evinde zıkkımlandıkları yarışma programı.
devamı için:

(bkz: sıçmaktayız)
yarışmacı rating insanlarının, yemekten çok yermek eyleminde bulunduğu tv programı.
(bkz: yermekteyiz)
Bayram özel haftası, hakkaten bayram şenliği gibiydi.

Sahra Hanım'a hem kızdım, hem de bu durumu hak etti diye düşündüm kendi kendime. ilk yarışmada, (Daha kendi evine gidilmeden önce) ailesi balıkçı olan genç çocuğa, servis sanatının inceliklerini anlattığında, takdirimi kazanmış "Vay be bu kadın hakkaten güngörmüş" diye düşünmüştüm. Amma velakin, evindeki ziyafet onun sonu oldu. Hele de bayram yarışmasındaki performansı çok kötüydü. Yemekten çıkan kıllar konusunda pek yorum yapmak istemiyorum. Gerçekten, onun adına üzüldüm. (Bence kıllar, sofraya gelin duvağı gibi olsun diye örttüğü örtüden kaynaklandı)

Tabi ki bu bir yemek yarışması. Eşya yarışması değil. Ama ben yine de bale yapan, az buçuk sanatla iştigal eden bir insana, böyle bir evi yakıştıramadım. Eski Türk filmlerinde zengin göstersin diye kullanılan kenarı tahta oymalı rüküş koltuklar ve büfe çok sıradandı. Türkiye'de herhangi bir ev hanımının evi gibiydi.(Bunun parayla da ilgisi yok. Benim eşyalarım da nuh nebiden kalma. Ama işin içine estetik kavramı girince eskilik değil, farklılık ve hoşluk öne çıkıyor.)

Buzdolabını söylemiyorum. (Alt kapak elinde kaldı. Buzluk kısmını ise bıçakla kanırtarak açtı resmen) Herneyse bunu da geç, belki kadıncağız kazanacağı parayla yeni bir buzdolabı alacaktı.

Gelelim sofrasına... Herkese şık sofra aklı veren kadın, çorbayı, porselen çorba kasesinde değil, basit, çukur cam kapta servis etti. Üstelik çorba kaseleri de porselen değil, camdı. Masyı Türk bayrağı gibi düzenleyip, şark kurnazlığı yaparak puan toplamak istedi. (Güzelim bayrağımızı her yerde kullanıp bu kadar ucuzlaştırmanın anlamı yok. Biz Amerikalı değiliz. Onlar, bayraklarını don olarak bile giyiyor) Peçeteler yine çok kötüdü. Köy düğünlerindeki sağdıç mendili gibi. Bu arada su istendiğinde de sürahi yerine pet şişeyi masaya koydu.

Yemekleri, ellerini her birşeye daldıra daldıra yapması çok kötüdü. Ama, Kurban Bayramı'nda kavurma fena bir fikir değildi.

Nil'i geçen yarışmada kenar mahalle kızı Kezbana benzetmiş, ama sonradan (Umduğumdam iyi çıkıp) beni şaşırttı demiştim. Bayram yarışmasında gerçek yüzünü gösterdi.
Bir de benim anlamadığım, insanlar kafayı mı yemiş nedir bilmiyorum, yeni tanıdığı insanın boynuna sarılıyor. Çüş yani. Sanki kırk yıllık ahbabı. Çok yapmacık.

Nil'in koca poposu ve eğri büğrü slikonlu dudakları da feciydi. En çok da ne olursa olsun annesi yaşındaki Sahra Hanım'a yaptığı terbiyesizliğe kızdım. Kadını resmen yalnız bıraktılar Ümit'in evinde. Terbiyesizceydi. Umarım kendisine de benzer şekilde davranırlar. Böylece, ne kadar kötü bir şey yaptığını anlamış olur.

Nil ve Şenginar kırıta kırıta Ümit'e yardım etti. Bu yardım talebinde bulunan bir kadın olsaydı.Kırk kere laf ederlerdi. Ümit'e her türlü yalakalığı yapıp, ondan sonra da, 3 puan verdiler. Kötü Naim bile onlardan dürüst çıktı.

Bu arada Nil, Ümit'e bariz bir şekilde asıldı. Yüz bulamayınca da "Ümit'i abi gibi görüyorum" muhabbetine girdi. Biz de bunu yemedik. Damak tadımıza uymadı. Sıfır puan.
yarışmadan sonra verdi vericek leyla lakabıyla ünlenecek hede.
avrupa yakası versiyonununa yarın dursun, dilber hala, aslı, burhan ve makbule'nin katılacağı yarışma.
çirkefliğin, ikiyüzlülüğün ön planda olduğu acaip yarışma. dünkü çorba neydi öyle koca koca soğanlar.. bugunde iğrenç birşeyler bekliyoruz. açıkçası gıdılı teyzenin kazanmasını istiyorum işini bilen bir tipi var. pelikan gibi lan süper vallahi.
her izlediğimde beni bir kurt gibi acıktıran ve yemek yemeyi düşündüren bir yarışma olduğu gerçeğinin yanı sıra bana evde yiyecek bi bok olmadığını da hatırlatıp beni yutkunduran program.
(bkz: vermekteyiz)
tek bildikleri yemek makarna ve sahanda yumurta olan insanların bir gurme edasıyla, şekil olsun diye "tayland usulü et" ve "yasemin pirinci pilavı" pişirmeye çalıştıkları yarışma*. bir de "ben dokuz yaşımdan beri yemek yapıyorum" deyip, çorbaya girecek soğanları eşşek kadar doğrayıp, en yüksek sıcaklıkta sote etmeye çalışıp yakmazlar mı? eee, dokuz yaşından beri yemek yapanın hali bambaşka demek.

o değil de; neden bu yarışmacılar saç baş dağınık bir vaziyette yemek pişirirler ki? önlük mönlük de yok? saçlar desen onlardan önce yemeğe girişiyor zaten. bir de batkın elleriyle perçemlerini düzeltirler üstüne üstlük. tutturmuşlar bir de bir hijyenik eldiven sevdası -şekilciler sizi-. hijyenik eldiven her şeydir, gerisi hiçbir şeydir mi demek yani? sen o ağzına yüzüne giren saçlarına geçir ilk başta o hijyenik eldivenleri.
hijyenik eldivenlerle yapılmış, ama içinden kıl çıkmış çorbayı napalım biz?
kimsenin kimseye ellerine sağlık demediği, türk formatından uzakta, düello kıvamında bir yarışma.
türkiye de birçok aç insan varken birkaç kendiniz bilmezin bir araya gelerek, bunun tuzu fazla, bunun şekeri yok, havyar yok mu bu masada dediği program. Ne hikmetse hepsi de müzisyen. * *
boktan bir yarışmadır.Ara sıra bir takım elit insan yanlışlıkla ekibe dahil edilir ancak program yapımcısı bunu farkeder ve bu insanların başına envai çeşit iş gelir.Üzüm var ümit sofra hazırlayamadığı halde ikinci kere programa çağırılır.sahra hanımın tabaklarına itina ile gizemli bir şekilde kıl yerleştirilir ,suni gerilim yaratılır.Türk olduğundan genç kız olduğundan şüphelendiğimiz yemek yapamayan Nil hanım programa çağırılır.Yemek yaptı diyeceksiniz ama annemin deyimiyle o yemekler orospu karı yemeğidir yani fazla bir çaba gerektirmez zaten.
Bayram haftasından sonra etrafımdaki herkeste bu program artık izlenmez ,artizliğe vurdular , bbg skandallarına döndü dediğimiz ilk çıktığında elit bulduğum ama gittikçe çirkefleşen yarışmadır.

Katılanların az biraz aklı olsa birleşir herkes aynı punları verir hepsi haftayı aynı puanda bitirir ya parayı paylaşırlar ya da hepsi ödülü alır.

Geçen haftadan sonrada evdekiler izlemeyi bırakmıştır ben de dolayısıyla yalnız kaldığımdan yakında izlemeyi bırakırım.Beni bir düşüncedir almıştır bu yarışmadan sonra , evine her gittiğimiz arkamızdan ne konuşmuştur acaba ya da misafirler ne diyecekler arkamızdan dedirtmiştir yemeğin güzel olmuş diyenlerden bile artık şüphelenmemi sağlamıştır.
fonda konuşan adamın domates e sürekli olarak domatez dediği bir yarışma programı.
gıdılı teyzeyide ağlatan yarışmacılara "yuh artık allahın cezası çirkefler" tepkisini verdiğim yarışma. yok "çorbanı beğenmedim" yok "sarmanı beğenmedim" yok "ben et yemem" falan filan. yeter ulan üzmeyin teyzemi.