bugün

içinde, ümit ve kardeşi umutun daha az miktarda olması gereken düşüncelerdir.

piyango bileti almıyoruz lakin hep bir umut aşılamasıyla yaşlanıyoruz. hep yarın daha iyi olacak, hep daha iyi günler yaşayacağız uktesi sıçıyor hayatlarımıza. daha güzel bir işim, eşim, arabam diye kendimizi kandırıyoruz. nefesimizin tükendiği yerde ise ölüm beyaz kefenle tenimizde soluyor. ümit ve umut ise bizim brutus kardeşler ve bunlar hiç iyilik getirmezler.ve gene bilinki birisi size sabır diyorsa, o zat-ı muhteremdir yarın pişman olacağını bilmeden osuran.
kendim bulmuştum 'hayal'in tanımını. geleceğe gidip mutlu olup gelmek. insan neden hayal kurmasın ki/ydi. sonra her sey gibi hayallerim azalmış. hayallerimin çapı küçülmüş. olay sadece bu değil, hayallerim azalınca sanki ben de küçüldüm. boyum kısaldı ne bileyim zayıfladım. omuzlarım hizasına gelmiş gibiyim. bir baş kadar yükselmem gerek artık. azalan bir diğer şey, kelimelerim. zamanında istahla kullandığım kelimeler azalmış. hatta bi tanesi yasaklanmış. öğrendiğim öyle güzel bi şey var ki: Bir hayal kalbimden, bir kelime de gerçekten asla büyük olmamalıymış.
geldik ve gideceğiz. şairin dediği gibi; "aldığın bu hayat fena değildi/ üstü kalsın"
tekrar aynı sene sil baştan mı? yoksa o dönemeç, her şeyi değiştirecek o viraj önümde mi? belirsizlikler içindeki hayatım...
Bu günde bitti be.

Ben hayata dair sadece bunu düşünüyorum.
çoğu yazarların dilinden düşürmediği "anı yaşa" mantığını çok düşündüm de eskiden o kadar anımı paylaştığım kimseler yanımda olmadan an nasıl yaşanır ki?
ıskalarından sonra elinde kalandır hayat.
hayat, düşünceleri tutan bir hapishanedir.
hayat fani. can sikmaya değmez.
Koy g*tüne rahvan gitsin.
hayat bir rüyadır, doğumla başlayan, ölümle sonlanan. hayat bir pişmanlık deryasıdır, biz de o deryada yüzen bir batıp bir çıkan hep mücadele içinde olan gemileriz. hayat bir çocuğun ağlamasıdır, susturmak için bazen şekerli suya batırılmış bir emzik bile yeterli olur, bazense hiç bir oyuncak teselli vermez. hayat bazen bir annenin yavrusuna özlemi kadar samimi olur, bazense sırtını döner sana o sevimli yüzünü hiç göstermez.
"kurt yavrusu da küçükken sütle beslenir, ancak büyüyünce parçalamazsa yaşayamaz."
kısa süreli bir eğlence, yararlanmadan başka bir şey değil.

fazlasıyla aldatıcı. ölümden önce geçen kısa süre.
Hayat = bok .
Hayat bazen bir sakızdan ibarettir.
Çok karışık lan hayat. Düşünsene insan sayısı kadar duygu-durum var ve her insan anlaşılmayı bekliyor. Bugün benim iyi günümken başkasının kötü günü veya tam tersi. Ve buna rağmen insanların birbirlerini anlamak istemedikleri, anlamaya çalışmadıkları bir ülkede yaşıyoruz. Çok zor lan.
tadını çıkarmaya bakın.
Çok dengesiz, çok iyi bir günü bok gibi bitirebiliriz.
Pişmanlıkla dolu, hep yeni bir şeylerle.
Çok yorucu be, yoruldum sözlük.
insana yaşamı öğreten güvendiği herkes sırt döndüğü anda yalnız kalıp tek başına hissettiği acıdır. O zaman gerçekten yaşamaya başlar insan.
Çoğu zaman yorucudur.
biri karşıdan karşıya geçişiyle bile nasıl biri olduğunu itiraf edebilir. Dereden karşıya nasıl geçeceğinin yolunu bulmaktır hayat.
ne iyi ne de kötü, ikisini ortasında bir şey.
Kanıksadığın her şeyin, bir anda, bir şekilde değişmesidir. Zamanın akıcılığıdır bir bağlamda.
Hayat bir uzun yolculuk gibi hiç bitmeyecek sanıyorsunuz yolda o kadar güzel yerler görüyorsunuz iyi insanlar ve kötü insanlarla da karşılaşıyorsunuz. Gittiğiniz, gördüğünüz, gezdiğiniz yerler mutlu olduğunuz ve üzüldüğünüz yerler sevdiğiniz insanlar, sevmediğiniz insanlar hayatta değer verdiğiniz şeyler ve hatta hayata dair herşey bir hayal gibi kalıyor ardınızda... Aklınızda kalan hatırlayabildiğiniz birkaç iyi anılarınız ve birkaç kötü anılarınız oluyor fakat sonunda otobüs duruyor. bir bakıyorsunuz ki son durağa gelmişsiniz indiğinizde, aslında hiçde uzun olmadığını farkediyorsunuz nede çabuk geçti diyorsunuz ve sonsuza dek bekleyeceğiniz durağa geliyorsunuz. işte hayat bu kadar kısa aslında....
hayat hem biraz ibnedir, hem de biraz tekerrürden ibaret olduğu için temcit pilavıdır.

27 sine kadar sürünür, düşer, kalkar, ağlar, sızlar, güler, eğlenirken 30 lara geldiğinizde, önceleri birilerinin teselliyse dinsin istediğiniz göz yaşlarınızı, kendiniz siler ve hatta kolay kolay ağlayamadığınızı fark edersiniz. düştüğünüzde kendiniz kalkar, sürünmemek için tüm tedbirleri alır, olur olmadık şeylere sızlanmaz, kolay kolay üzülmez bir yapıya bürünürsünüz.

öyle ki, hayatın içinde kader varsa, kaderi ve yaşantıyı siz belirler, istediğiniz yönde akışını tayin edersiniz. yaşanmışlıklar sizi tabiri caizse hayatın kaşarı haline getirir. sonuç mu: her başlangıcın sonunu kestirir, umutları ona göre şekillendirirsiniz. içinizde bitip tükenmeyen bir mutsuzluk olur. bildiğiniz bir tek şey vardır ki: şu hayatta yalnızım.

çevrenizdeki kalabalığa aldanmayın, hepiniz yalnızsınız.