bugün

Messy daginik demekmis yada hic bilmiyorum.
inci sözlüğün bitmiş olduğu gerçeği. girdim az önce ne var ne yok diye, hiçbir şey kalmamış. hiçbir şey hemde. üstelik eski başlıkları da bulamadım. nerede 4 sene önceki inci sözlük. ne zaman bir şeye canım sıkılsa, ne zaman hüzünlensem açardım sözlüğü, okurdum, okudukça yarılırdım. unuturdum. biraz olsun uzaklaşırdım dünyadan. veya derdimi paylaşırdım üyelerle. dinlerlerdi hiç sıkıntı yapmadan, çözüm önerirlerdi, çare olmaya çalışırlardı. şimdi bunlardan geriye hiçbir şey kalmamış, bunu öğrendim. hemde hiçbir şey...
Bir insan metropolde nevrotik ilan edilmişken italya'nın bir köyünde normal karşılanabilir.
"kaç ya da savaş" taktiği neredeyse tüm ikili ilişkilerimizi yöneten kanunmuş.
patlıcan bir zamanlar süs bitkisiymis.
kızımın öğretmeni söylemiş. öğrenmiş olduk.
çektiğiniz acılar, sıkıntılar, doğuştan sahip olmadığınız ve ilerde de sahip olamayacağınız şeylerden yakınmayı bırakın artık.

''zaman kimse için durup beklemez.'' bu sözü, yaşam felsefeniz yapın. ve şu s.ktiğim dünyasında kendinize ıstırap çektirmeyi bırakın. insanlar yakınlarını kaybediyor, insanlar bazı derslerden sınıfta kalıyor, insanların sevgilileri yok, insanlar dünyanın adaletsiz olduğunu düşünüyor, insanlar yiyecek ekmek bulamıyor, insanlar kötü, insanlar çıkarcı...

bunlar hayatın gerçekleri kardeşim. kimse istediği hayatı yaşamıyor. herkesin sorunları var. ha, eğer ben daha fazla acı çekmek istemiyorum, buna dayanamıyorum diyorsan, intihar et. gerçekten, bütün samimiyetimle söylüyorum. sürekli insanlara kendimi kötü hissediyorum, annem öldü, param yok, kanser olmuşum vs. yakınmayı bırak. intihar et ve kurtul. çünkü insanlar bencil, kimse senin neler yaşadığını umursamaz aslında.

ya da cesur ol. delikanlı ol lan biraz!

bu dünyanın ne kadar orospu olduğunu bil ve kendin için değil diğer insanlar için yaşa. senin annen öldü, derslerin kötüydü, sevgilin yoktu, paran yoktu, insanlar sana ihanet etti, seni dövdüler, kırdılar, incittiler... ama sen bunların farkındasın. sen dünyanın böyle orospu bir yer olduğunun, gerçeklerin farkındasın. işte bu yüzden kendi çıkarlarını siktir edip, başka insanlar için yaşa. senin yaşadıklarını bir başkası yaşamasın diye.

uykusuz gecelere, yaşanmamış sevdalara, parasızlığa, ihanete uğramaya, ağlamaya, elinde kahve sigarayla ölümü beklemeye alış. yoksa bu dünyada ölene kadar kendini işe yaramaz ve asalak bir canlıymış gibi hissedersin.

özet: bugün öğrendiğim şey, diğer insanların iyiliği için hak etseler de etmeseler de, kendini harca.
kimseye bir şeyler anlatmaya kalkmayın. Sizin için çok önemli bir şey emin olun sizden başka hiç kimsenin umrunda değil. Bunu farkedince daha çok kırılıyorsun; yazık oluyor kendine.
istesem yazar olurmuşum. Bu gün whatsapp grubuna sırf arkadaşları biraz güldüreyim biraz saçmalayayım diye bir hikaye kurgulayıp anlatmaya başladım. O anlık sıkıyorum ama onların çok hoşuna gitti. Bilmiyorum öyleymiş.
Yaz tatilimin de 4 duvar arasında geçeceğini öğrendim.
bugün bir kere daha öğrendim ki
hayat her şeye rağmen devam ediyor. benli bensiz senli sensiz.
insanların sevilmesi statülerine bakıyor.
vazgeçemem dediklerimizi öyle de güzel dış kapının dış mandalı yapıyoruz ki.
bir şeyler bittikten sonra yaşanmışlıkların önemi kalmıyor.
ve tabii ki birinin bize umut vermesi diye bir şey yok kendimiz alıyoruz tüm umutları.
otobüste uyumamak gerektiği gerçeği.
fazla vicdanın zararlı bir şey olduğunu öğrendim. gerçekten zararlı, vicdan yapmayacaksınız şu hayatta.
ingilizcede yer çekimi anlamına gelen "gravity" kelimesi "grave"(mezar) kelimesinden türeyen bir kelime imiş. dibe inmek, gömülmekten çağrıştırırmış. düşününce mantıklı gelmiyor değil. ama üzerinde hiç kafa yormazdım şahsen.

kelime kökleri de benziyor gerçi.
20 kişilik sinifta ismimi bilmeyen varmış. o güzel kızdan bunu duymak cidden aci verdi.
annem aslında annem değilmiş, ilginç.
Sürekli yeni kisilere mesaj atmış olduğum.
Alttan öpme.
Yaşamak için her zaman umudun olduğunu öğrendim.kimseye muhtaç olmadan yaşamakta ustalaştığımı fark ettim.
1-istenmeden yaptığın iyilik görevin olabiliyor.
görsel
etme eşekle muhabbet küstürürsün, silme götünü can kırığıyla kestirirsin.
yaşar'ın birtanem şarkısındaki "ya bu gece gel ya da deli recep" sandığım sözler aslında ya bu gece gel ya da delirecem şeklindeymiş.

edit: uyarı için teşekkürler. ya bu gece gel ya da bu gecelermiş doğrusu.

edit2: oy birliğiyle karar verildi. ya bu gece gel ya da gelir ecel diyormuş.

edit3: yine ya bu gece gel ya da deli recepe döndük. asla öğrenemeyeceğiz sanırım.
en iyisi bunu boş verelim.
bari açıklayın da şunu öğreneyim en azından:

sabahı şerifleriniz ne demek?
Bugunku sunumun ardindan geometrideki egriler uzerine bir seyler ogrenmis olduk.

Sevfigim bir arkadasimin sohbetinden bana kalan seyleri. Oyle ki bir savas aleti olan yaylarin cesitli toplumlarda kullanilisi. Ozellikle japonlarin kullanma sekli oldukca farkli.Diger taraftan goktürklerden osmanliya kadar kullanilmis olan türk yaylari hakkinda cesitli bilgiler, ve bu yaylarin avrupa tarzi yaylarla olan kiyasi.

Tarih boyunca toplumlarin kadina verdikleri deger (tomris ozellikle uzun bir sohbet konusuydu)

Tarihe art niyet katan kimi tarihciler, dogrulari yazan tarihi kimlerden ogrenilebilecegine yonelik birtakim oneriler..

Matematikciyim ama tarihe de ilgim var. En azindan herkes kendi tarihini bilmeli .
Vejetaryen kelimesi hint dilinde "kotu avci" anlamina geliyormus.
Kedinin uzanamadigi ciger hesabi 'ben zaten et sevmiyordum'a donmus olabilir hadise.
http://thespiritscience.n...;utm_source=socialnetwork

ahtapotlar dünyalı değil diyorlar.. 33.000 protein kodlayan gen ne demektir bilir misiniz?