bugün

yazarların -güven problemi olur, işleyişten olur, yoğunluktan olur, kırtasiyeden olur ben işin orasında değilim- bir gün işlerinin düşmesi endişesinin kaynağı olan devlet kurumlarıdır.

temsil misal, ben denizcilik müsteşarlığına işimin düşmesini istemiyorum. çok teknik konular olduğu için bir evrağı en az 21 dakikada falan hazırlayabilirim ve tüm işi bitirmem 4 yahut 4 buçuk günümü alır.
(bkz: iü öğrenci işleri)
hastanelerdir efenim. devlet hastanesine gitsen ayrı çile özeline gitsen ayrı kazık. boşuna dememişler her işin başı sağlık diye. allah kimseyi ne hastanelere ne de doktorlara düşürmesin. Atatürk beni türk doktorlarına emanet edin demiştir ama günümüz türk doktorlarına bırakın kendimi dişimi bile emanet edemem. yanlış iğne mi dersiniz yoksa yanlış tedavi sonucu felç kalma ihtimali mi dersiniz hepsi içinde hastanelerin.
hiç şüphesiz:

(bkz: öğrenci işleri)
karakol
banka
postane
vergi dairesi
(bkz: bütün kurumlar)
üniversite hastanesi çok sakat.
defterdarlık.

tapu.

milli emlak.
zührevi hastalıklar hastanesi.
hastane morgu.
bir medya kurumuna.
hukuk bürosu.
(bkz: hastane).
(bkz: karakol).
(bkz: mahkeme).
ssk izmir bölge müdürlüğü!
(bkz: hastane)
(bkz: hastane)
(bkz: karakol)
(bkz: Belediye)
mahkemeler.
Daha babasını tanımam. Bir girdin mi sürünüp durursun. %100 haklı bir davanın davacısı olsan bile, kararın senin lehine olmaması ihtimali bile adamı çılgına çevirir. Hem de yıllarca.
diyanet işleridir.
ceza infaz kurumu.
bürokrasi'nin olduğu hemen her kurumdur. ancak böyle bir temenninin gerçek olma ihtimali maalesef yoktur.
bankalar kredi vermek için kuyruğunda gezer almak için peşinde gezder yani kaşıkla verir kepçeyle alır.