bugün

apiş ten selam verip yamayı patlattığım balon yazar.
toplamda 50 entrylik bir yazar olmasına rağmen adım attığı yerde adım attığı zamanda e muhtıra diye bir ufo görmesi sebebiyle bir anda tüm konsnatrasyonunu oraya yönlendiren yazar. eh bir sözlük ortamına muhtıra vererek egolarını tatmin eden, kendilerini önemli kişi hisseden ve bunun için balondan muhtıra verenlerın bu ihtarnamelerinin başlığını dolduran kişinin de böyle bir balon kişi olması beklenirdi zaten. yakışmış evet...
kendisinin başlığına entry yazılmasını istememesinden ötürü zamanında karşılayamamıştım ben bu pantolonu o bahaneyle hoşgeldin de diyeyim. umarım yaması edep yerinde falan diildir de yama söküldüğünde olmadık şeylerle karşılaşmak zorunda kalmayız...
bu entrysinden daha önceleri de entry girmiş ancak ilgili entrylerine yayın yasağı gelmesinden mütevellit eskilerini burada gösterememesinin üzüntüsünü yaşayan ancak yenileriyle yine sizlerle birlikte olacak kişi..
giyildiğinde yenisinin değerinin daha iyi bilinmesidir.
birden kaldirimlardan tasan kalabalikta onun da olabilecegi aklima geldi. icimdeki sikinti eridi. (bu sikinti garsonun yuzundendi. oyle saniyordum. paltomu tutarken yuzunu gormustum: gulmekten degil siritmaktan kirismis, gozleri ne derler , sirnasik mi, yok yilisikti. para versem elime yapisacakti. vermedim.) cevreme ilgiyle baktim. erkekler yeni tras olmuslar, kadinlar yeni boyanmislardi. yuzleri tasasizdi. caminin dirsegindeki bacaklari kesik dilenci, soguktan morarmis, corapsiz gazeteci cocuk bile oyleydiler. sanki onu taniyormusum, gorsem bilecekmisim gibi bakiyordum gecenlere. bu gece bencildim. kendi kendime kizdim. oysa onu bu caddeye pek seyrek gonderirdim: binde bir, guzel bir filmi gorsun diye. onlerde bir yere oturur, yanagi avucuna dayali film seyreder, tam beni dusunmesini istedigim zaman beni dusunurdu. film bitince eve yuruyerek donerdi.
postmodern scenes from a memory yorumu. nerdeeeen nereye dimi.
fukaralığın timsalidir.
4. nesil pantolon.
(#2324600) entrysiyle yarmıştır...
bir yerden digerine transfer olurken bana haber vermemis insan, cok ayip bence bu yaptigi.
hiç kimse kusura bakmasın, şu sözlükte en sevdiğim yazar. canım benim.
benim kendi cocugum..

benden baska da kimse sevmedi.. gercekten bak!
süslü püslü cümlelerin dışında, götte hissedilen bir ağrıdır. hatta, leğen kemiği çatlağından daha çok sızlayandır. yedirmeyen, içirmeyen, tuvalete götürtmeyen, oturtmayan, yatırmayan bir şeydir. boş otobüste ayakta gitmektir. hunharca sikilmek, gerizekalıca kazık yemek, ancak bundan zevk almaktır. yapılan tüm salaklıkların ardından yine olsa yine yaparım demektir. pişman olmamaktır. kendinden nefret etmek, ama ondan nefret edememektir.
doğuştan hormonlarla ilgilidir ama aynı zamanda kazanılması, edinilmesi gereken de bir şeydir. emek ister. hormonu iyi salgılayan aşık olduğunu sanabilir, çıldırabilir, azabilir ama yamali pantolon ayrı bir şey. bir sanat, bir güzellik yaratmaktır. hıyarların, hamhalat heriflerin işi değildir.
bize insan olduğumuzu hatırlatır ve büyük bir sorumluluk yükler.
yamali pantolon eşittir sevgili değil, iki kişilik de değil çok kişiliktir. bütün dünyayı düşman belleyip leyla'yı sevmek değildir. leyla'da bütün insanlığı sevmektir.
gündüz vakti teşrif etmiş zihinlere. ilginç. biz, kendisini gecenin hüznünde, ayın ışığında ( yarabbim güz yaprağında diye devam edesim geliyor) görmeye alışkınız.
bütün dünya üstündeki soyut somut herhangi bir kavram ya da şeyden daha fazla sömürülüp üzerinden trilyonlarca dolar kazanılmış anonim bir varsayımdır.

yamali pantolon insan olsaydı üzerinden kazanılan parayı tazmin etse güneş sisteminden gezegen bile alırdı.
bazen goremedigim, koklayamadigim, dokunamadigim, elime alip soyle bir guzel minciklayamadigim, isiramadigim ama hep yanimda olan ve bazen de cok uzakta. hem olup hem olmayan, paralel evrenleri birbirine katan, anlayana nobel fizik odulunu getirecek olan....buyuk yalan
ahmet altanin 2 milyonluk kitaplaridir...
en yaygin ve kalitesiz afyondur...
palyaço kostümü.
schopenhauerin etkiledikleri arasinda nietzscheyle beraberdir. (onemlilik kistasi kendisinin de ayrica etkiledigi entellektuel yasam formu sayisidir) o da schopenhauer gibi askin ve cinselligin, acikca insan duygularinin en cok dile getirilenleri ve en dominantlari olmalarina ragmen, o gune kadar neden dogru duzgun incelenmediklerine sasirmistir. insanlarin esrarengiz olaylara karsi "aman dokunma bozarsin" tutumunu takmamis ve o gune kadar esrarengiz kabul edilen cinsel sevginin, sadece davranislarimizin cogunun altinda yattigini degil; icimizde kopan firtinalarla mantigimiz arasindaki etkilesimlerin mekanizmasini da kabaca cozmustur.