bugün
- fotokopici bi erkek60
- oruç tutmama bahaneleri20
- istanbul12
- aynı gemideyiz goygoyu14
- sudenaz0716
- küresel ıkınma12
- aykolik'in tutuklanması11
- mersin8
- kürt sorununun artması20
- araba10
- şamlar ormanı'na nasıl gidilir10
- tarım9
- seksin aşktan daha kolay bulunması10
- özgür özel33
- imamoğlu'nun diploma durumu12
- seymlis9
- çiçek19
- estetikli buruna yumruk esprisini anlamayan tip18
- yeşil9
- kent lokantalarinı kapatan kayyum22
- kadir gecesi15
- köprü9
- komşunun escort olması19
- pkk lıya pamuk şekeri türk'e biber gazı13
- öcalanın mektubunun kürtçe okutulmamasına ceza13
- günün sözü8
- sudenaz07 gotik bir kız mı13
- sari renkli seker14
- mod geldi mod geldi14
- çapulcuların camide top oynaması8
- cennet te sadece oruç tutanların geçeceği kapı14
- kamos13
- sahurdayız uludağ sözlük16
- sözlük yazarlarının ruh hali16
- zengin erkolar da vardır16
- 5 doların altından kalkamayan erkek13
- ekmek kirintisi hanedani8
- mühendislerin bir türlü doymak bilmemesi12
- eylemin anasını siktiniz gençler tebrikler13
- hesabı mı silsem10
- melih gökçek11
- ekrem imamoğlu29
- espresso lab12
- fal bakabilen sözlük yazarları14
- inşallah true ile evlenirsin9
- rahat bırakın o kızı9
- kabuksuz kaplumbağa'ya ilan'ı aşk8
- kabuksuz kaplumbaga27
- malum zihniyet iktidar olsa olacaklar10
- kurumsal boykot listesi16


entry'ler (3652)
"ben hala sefer tasıyla işe gidip gelirim, kısa kollu çizgili gömleğin üzerine kalın ve desenli kravat takarım, gelenekselim, bi yardımcı olun, elimden tutun benim" diyorum, kimse yok...
hatta öyle ileri gittim ki, "bana saksı muamelesi yapamazsınız, önce bana soracaksınız, Erol Büyükburç'um ben" bile dedim, yine yok kimse...
bir yazar eskisinin "eski tema" talebini reddeden, her şeye rağmen canını yediğim, gadasını aldığım ilim irfan yuvası.
hatta öyle ileri gittim ki, "bana saksı muamelesi yapamazsınız, önce bana soracaksınız, Erol Büyükburç'um ben" bile dedim, yine yok kimse...
bir yazar eskisinin "eski tema" talebini reddeden, her şeye rağmen canını yediğim, gadasını aldığım ilim irfan yuvası.
"ama şizofrenlik güzeldir" mottosunu düstur edinmiş bilge, yorgun savaşçı.
"motivasyon" kelimesinin türkçe karşılığı olan tam bir istihbarat şefi.
tüme varamayıp, tümden gelen yeni nesil çaylak, potansiyel yazar.
ulu semalardan selamlar.
"motivasyon" kelimesinin türkçe karşılığı olan tam bir istihbarat şefi.
tüme varamayıp, tümden gelen yeni nesil çaylak, potansiyel yazar.
ulu semalardan selamlar.
üç tekerlekli bisikletten, iki tekerlekli shimano vitesli bisiklete henüz geçemediğim dönem.
işte o ara dönem, "henüz iki tekerli bisiklete binecek yaşta değilsin" sözlerine isyan etmenin dışa vurumu olarak, karşımıza sürprizler doğurur. bu süreçte ne üç tekerlekli bisiklete binmek, ne de kamyonu toprağın üzerinde ağızdan yapılan ses efektiyle kullanmak keyif verir... büyüdüğünü belli etme güdüsü insanı rezil de eder, vezir de...
oyuncak çuvalımdan (çuval dediğime bakmayın, 5-6 tane oyuncağın durduğu büyük ve yarısından fazlası boş duran bir çuval) oyuncaklarımı çıkarmıştım. kamyonla yük taşımacılığı oyunu oynayacaktım. büyümüştüm zira. basit oyunlar tad vermiyordu. kum taşıyıp arabamı kirleteceğime, açık kasalı kamyonumla su taşımacılığı yapmanın parlak bir fikir olduğunu düşündüm. aldım kamyonumu çıktım sokağa. mahalledeki okulda okumasam da, hafta sonları mahalledeki okul bizim orta kafa gol sahamız oluyordu. oyundan sonra terli terli su içip, taşımacılık sektörüne olan ilgim sebebiyle, okul çeşmesinden kamyonumun kasasını suyla doldurdum...
toprak ve çimen karışımı bir alanda oyunumu oynarken, yerde gezinen minik karıncaları gördüm. "yaz sıcağında nasıl da zor yaşıyorlardır kim bilir" diyerek, onların biraz serinlemesini istedim. 5-10 tane karıncayı kamyonun kasasına attım. karıncaların hareketlerinden yüzdüklerini düşünsem de, bir süre sonra hareketsiz olduklarının farkına vardım. daha sonra arkadaşımın peynirli ekmeğinden bir tutam ekmek koparıp, onu da kasaya attım. bu sayede karıncaların ekmeğin üzerine çıkarak boğulmaktan kurtulacağını ve karınları acıkırsa da yemek yiyeceklerini, hatta üstüne su bile içebileceklerini düşündüm...
ne yemek yediler, ne de su içtiler...
yıllarca unutmadım, unutturmadım...
işte o ara dönem, "henüz iki tekerli bisiklete binecek yaşta değilsin" sözlerine isyan etmenin dışa vurumu olarak, karşımıza sürprizler doğurur. bu süreçte ne üç tekerlekli bisiklete binmek, ne de kamyonu toprağın üzerinde ağızdan yapılan ses efektiyle kullanmak keyif verir... büyüdüğünü belli etme güdüsü insanı rezil de eder, vezir de...
oyuncak çuvalımdan (çuval dediğime bakmayın, 5-6 tane oyuncağın durduğu büyük ve yarısından fazlası boş duran bir çuval) oyuncaklarımı çıkarmıştım. kamyonla yük taşımacılığı oyunu oynayacaktım. büyümüştüm zira. basit oyunlar tad vermiyordu. kum taşıyıp arabamı kirleteceğime, açık kasalı kamyonumla su taşımacılığı yapmanın parlak bir fikir olduğunu düşündüm. aldım kamyonumu çıktım sokağa. mahalledeki okulda okumasam da, hafta sonları mahalledeki okul bizim orta kafa gol sahamız oluyordu. oyundan sonra terli terli su içip, taşımacılık sektörüne olan ilgim sebebiyle, okul çeşmesinden kamyonumun kasasını suyla doldurdum...
toprak ve çimen karışımı bir alanda oyunumu oynarken, yerde gezinen minik karıncaları gördüm. "yaz sıcağında nasıl da zor yaşıyorlardır kim bilir" diyerek, onların biraz serinlemesini istedim. 5-10 tane karıncayı kamyonun kasasına attım. karıncaların hareketlerinden yüzdüklerini düşünsem de, bir süre sonra hareketsiz olduklarının farkına vardım. daha sonra arkadaşımın peynirli ekmeğinden bir tutam ekmek koparıp, onu da kasaya attım. bu sayede karıncaların ekmeğin üzerine çıkarak boğulmaktan kurtulacağını ve karınları acıkırsa da yemek yiyeceklerini, hatta üstüne su bile içebileceklerini düşündüm...
ne yemek yediler, ne de su içtiler...
yıllarca unutmadım, unutturmadım...
ince uçlu sarj aletim, 5110'daki yılanım.
üç lahmacun bir ayranım, köfteyle gelen piyazım.
sinemada yer gösteren adamım, 37 ekranda 3d gözlüğüm.
mahalle takımındaki taso'm, counter'daki gaz bombacım.
yıllarca hiçbir şey yazılmasa bile, yine de her zaman ana açılış sayfam...
sebebini bilmiyorum... ama çok seviyorum...
üç lahmacun bir ayranım, köfteyle gelen piyazım.
sinemada yer gösteren adamım, 37 ekranda 3d gözlüğüm.
mahalle takımındaki taso'm, counter'daki gaz bombacım.
yıllarca hiçbir şey yazılmasa bile, yine de her zaman ana açılış sayfam...
sebebini bilmiyorum... ama çok seviyorum...
gadasını aldığım online rekortmeni.
bebelere balon satamayan profesyonel buzlu badem satıcısı,
pazar yerinin doncu kuzey'i, uçurum'daki yaman.
bebelere balon satamayan profesyonel buzlu badem satıcısı,
pazar yerinin doncu kuzey'i, uçurum'daki yaman.
yapılacaksa gündem oluşturacak bir şey olmalı. sen şimdi tarkan'ı falan getiremezsin maliyetli olur. cem yılmaz oraya gitti, beyazıt öztürk'ü getirsen taklitçi olursun. herhangi bir rock yıldızını getirsen sıradan olursun.
ama bir üçlü yapılsa, ümit besen-arif susam-nejat alp bir gelse, bırak ekşi'de konuşulmayı, tüm ulusal kanalların haber bültenlerine çıkarsın.
hem geyik olur, hem iyi olur...
(bkz: çok iyi de oldu çok güzel iyi oldu tamam mı)
ama bir üçlü yapılsa, ümit besen-arif susam-nejat alp bir gelse, bırak ekşi'de konuşulmayı, tüm ulusal kanalların haber bültenlerine çıkarsın.
hem geyik olur, hem iyi olur...
(bkz: çok iyi de oldu çok güzel iyi oldu tamam mı)
(bkz: #10686260)
allah rahmet eylesin.
bendeki yeri çok ayrıydı. ayrı bir severdim deliyi. çok ama çok üzüldüm...
bendeki yeri çok ayrıydı. ayrı bir severdim deliyi. çok ama çok üzüldüm...
rivayet odur ki;
"kıyamete yakın yer yüzüne inecek sözlük yazarı, tüm sözlüklere elindeki kızılcık sopasıyla vuracak, sözlüklerdeki "caps yok mu caps" çılgınlığı sona erecek."
(sübaneke işalla yareppim işalla dinimiz amin 9:4)
"kıyamete yakın yer yüzüne inecek sözlük yazarı, tüm sözlüklere elindeki kızılcık sopasıyla vuracak, sözlüklerdeki "caps yok mu caps" çılgınlığı sona erecek."
(sübaneke işalla yareppim işalla dinimiz amin 9:4)
neşet diye bir eleman vardı hiç unutmam. hani önlüğünün sol kol kısmı sümük silmekten kabuk bağlardı ya, o tipte bir arkadaşımdı. severdim ama çok.
neşet'in defterinin sağ alt ucundaki kıvrılmalar, defterin sol en üst köşesine kadar uzanırdı. yıllarca hiç anlayamadım bunu. defterin üstünde zıplasan yine yapamazsın bunu neşet. nasıl becerdin lan?..
neşet'in defterinin sağ alt ucundaki kıvrılmalar, defterin sol en üst köşesine kadar uzanırdı. yıllarca hiç anlayamadım bunu. defterin üstünde zıplasan yine yapamazsın bunu neşet. nasıl becerdin lan?..
çok olmuş ama şimdi öğrendim vefat ettiğini. onun hakkında bir entry girmiştim zamanında, çok çok hoşuna gittiğinden mutlu olduğunu söylemişti gönderdiği birkaç mesajında da... küçücük paylaşımları olan insanları bile ne kadar üzüyor ki bu acı, kimbilir ailesi ne kadar üzülmüştür. gerçekten çok üzüldüm.
yattığı yer nur, mekanı cennet olsun güzel kardeşimizin. Allah ailesine sabırlar versin...
yattığı yer nur, mekanı cennet olsun güzel kardeşimizin. Allah ailesine sabırlar versin...
anket başlıklardan bıktım,
inci sözlük gibi dediler çıktım,
şimdi büyük bir boşluğa düştüm,
emdi yürek yırtilur...
inci sözlük gibi dediler çıktım,
şimdi büyük bir boşluğa düştüm,
emdi yürek yırtilur...