bugün

arkadaşlarınla beraber olduğun bir zamanda birden hepsinin sevgilileri gelir. çifter çifter ayrı yürümeye başlarlar en son yanında olanlarında yalnız kalmak isticeklerini düşünüp su alıcam bahanesiyle bi markete girersin zaman geçirmek için su markalarını ezberlersin. sonunda bi şişe su alıp çıkarsın. onlar önlerinde çift çift yürürken sen tek başına en arkada yavaş yavaş yürürsün. o zaman anlarsın yalnız olduğunu sonrasında daha da yalnızlaşırsın.
dünyanın bir sürü insanının beraberce izlediği maçı tek başına izlemek, tek başına küfür etmek, ve iyi biten o maçın sonunda bağırmaktan başka bi bok yapamamakla durumu idrak etmek. yalnızsın olum sen, mutlu anlarını geçirebileceğin bir kişi bile yoksa çevrende, yalnızsın işte. sen seçtin bunu.
bayramda gidecek bir kapinin olmamasi.
en tedirgin bekleyişinde kendi elini kendinin tuttuğunu farkettiğin anlar...
evde yalnızsın
tv'de bişey yok
ortalıkta ses yok
telefonuna bakar durursun ama hiç çalmaz
işte o zaman yalnızsındır dostum.
yaklaşık on beş bin kişinin ortasında basketbol topuna degaj vurmaya çalışılan an!
"tam 14 saat oldu telefonun hiç çalmadı, içim yandı tutuştu bi arayan olmadı" dediğiniz andır kanımca.
cep telefonunun sarjının bittiğini günler sonra farkettiğin andır. hatta bir telefonun olduğunu günler sonra anımsamak veya unutmaktır.
tanıdıkların(eski arkadaşların) seni yalnız görmesin diye yol değiştirdiğin zaman anlarsın.
birşey sorduğunda cevap veren kendinsen yalnızsındır.
iki ay kapalı duran telefonu açtığında ne bir çağrı ne de bir mesaj görememektir.
dostların sandığın insanların sadece iyi günde yanında olması ve kötü bir şey olduğunda kimseye ulaşamadığın bir durum.
yüzde 58 karşısında kendini yalnız hissetmek. *
tek başına yapılan şehirler arası yolculuklarda "ben gidiyorum" ," ben geldim" mesajlarını yazamamak, "nerdesin?", "yolculuk nasıl geçti?" sorularını duymamaktır. *
(bkz: Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılırsa yalnızlık olmaz.) Kalkıp pencerenizden baktığınız anda sokakta kimse yoksa, ya da var da o insanları gözünüz algılayamıyorsa yalnızsınız demektir.
tatil günlerini sabırsızlıkla bekleyip yaşadığın şehre gitmek için hayal kurarken, yaşadığın şehirde kimseyi yerli yerinde bulamamak.
'tekil hayatlarda bir gün devrim yapar ya' sözüne yürekten inandığının farkına vardığın zamandır.
bir düğüne davetlisin örneğin herkes çift sen teksin masada
bir misafirliğe davetlisin diyelim herkes çift sen tek masada
çok hastasın diyelim kolunu kaldıramıyacak haldesin bir çorba yapacak adam değil su getirecek kimse yok başında
hafif bir korku bastıysa içini tedirginlikle birlikte uyku girmiyorsa gözüne tv sesi bile fayda etmiyorsa üstelik.
birine cok ıhtıyacın oldugunda her aradıgın mesgulse ve kendı hayatlarında akıyorlarsa ..
yatağın diğer yanını boş gördüğünüz,
traştan sonra kimsenin sizi öpmediği,
insan sesiyle heyecanlandığınız,
gülmeyi unuttuğunuz,
aynalarla konuştuğunuz an. *
yalnızca evdeki elektronik eşyaların cızıltısının gelmesi.
25 kişilik sınıfta, sessizliğin doruğa ulaştığı bir anda hapşırdıktan sonra kimsenin sana çok yaşa dememesi.
çok yalnızım sözlük!
"-hayatım bana bir bardak su getirir misin" dediğinde kimsenin su getirmediğinde anlaşılan durum.
konuşmayı çok istediğin bir anda dinleyecek kimseyi bulamamak. ya da ses istediğin herhangi bir anda kimsenin sesini duyamamak*
herkes gibileşemenin sonucu olarak günyüzüne çıkan yarıkta boğulmak..
10000 (yazıyla on bin) bedava mesajın olup ay sonunda sadece 30-40 tanesinin kullanıldığının farkedildiği andır.
güncel Önemli Başlıklar