bugün

hamburg lu alex ve amcası profesor lidenbrock'un buldukları bir şifrede izlandada bulunan bir kraterin dünyanın merkezine indiğinin yazması ile başlayan bir macerayı anlatan jules verne romanıdır.
(bkz: the core)*
bir çok ilkokul ve ortaokul öğrencisi gencin hayal gücüne pozitif etkileri olmuş bir jules verne romanı.
tr. yeryüzünün merkezine doğru yolculuk.
ilk kez üç boyutlu bir film seyrederken ilk efektle yerimden sıçramama neden oldu.
vayy anasınını
sırf üç boyutlu diye gitmek isteyenler için güzel bir başlangıç.
pazar günü gidilebilecek en keyifli film. özellikle ilk sahnelerinden birinde başroldeki oyuncunun yüzünüze doğru tükürmesiyle 'üç boyutlu filme hoşgeldiniz' demektedir.
3 boyutlusu harika olan filmdir. *
tüm sinemalarda üç boyutlu oynamayan ve 3 boyutlu izlenmesi insanda muazzam etki bırakan jules verne romanından uyarlanan film.

(bkz: üç boyutlu film/@istanbul)
çocukken arzın merkezine seyehat adıyla okuduğumuz roman ve onun sinemaya aktarılmış hali.

sinemasına gidemediğim için 3 boyutlu versiyonunun nasıl olduğu hakkında bir fikrim yok. lakin söylendiği gibi muazzam bir görsel şölen ise doğrudur. pc de seyrettiğim haliyle bile heyacanlandıran, kıpır kıpır bir film olmuş. beni üzen yanı ise çok ama çok kısa olmasıydı. sanki maceraperest kafadarların konu edildiği bir dizi filmin bölümü tadındaydı süre olarak.

Brendan Fraser mumya serisinden alıştığımız sevimli aksiyon adamı rölündeydi yine. sanırım yapımcıların onu tercih etmesi de bu yüzden olsa gerek. hoş bir film olmuş. çoluk-çocuk ailecek oturup seyredebilinecek ve keyf alınabilecek nadir filmlerden.
mantık hatalarıyla dolu olan jules verne'nin yazdığı kitaptan uyarlama film, daha doğrusu filmimsi.

--yoğun şekilde eleştiri spoiler'i içerir--

öncelikle şurdan başlayayım, yerin altında sıcaklık sürekli artarken bi ara 43 dereceye falan ulaştığını söylüyorlardı, oyuncularımızın o sıcaklıkta vıcık vıcık ter olması lazımken üstlerinin kuru olması şaşırtıcıydı.

bu sahneden sonra gelen sal yapımı olayında salın çok kısa bir sürede muazzam bi şekilde yapılması hayret vericiydi.

kahramanlarımız okyanusa açıldığında etçil balıkların saldırı kısmındaki olayları es geçerek balıkları yiyen o devasa yaratıkların sudan çıkmasında, dalganın olmaması ve kahramanlarımızın salının alabora olmaması tanrının bi mucizesi olsa gerek.

çocuk oyuncu manyetizma etkisi altındaki alanda, ki bu bahsettiğimiz manyetik alan taşı kaldıracak güçte boru değil, taşların üzerinden seke seke geçerken cebinden fırlayan nesne nasıl oldu da boşlukta gayet hızlı bi şekilde düştü, orayı hala çözemedim, çözemeyeceğim sanırım.

okyanustan karaya ulaşıldığında devasa dinazordan kaçma sahnesinde başrol oyuncumuzun koşarak dinazordan kaçması da bana (bkz: usain bolt)'u hatırlattı. dinazorun bir ayak atması kahramanın yüz-ikiyüz adımına bedel olsa da, kahraman kişisinin bu etçilden kaçması çılgıncaydı.

gayzer içinde kişi lav olduğunu söylediği tabakaya yüz metreden daha az yakınlaşıp, magnezyumlu tabakayı yakma sahnesinde, lavın sıcaklığından kemiklerinin erimemesi nerden baksan insafsızlık. bari ufak tefek yanıkları olsaydı.

son olarak gayzerden fırlama sahnesinde duvarlara ufak bir sürtünme dahi olmadan tekrar yeryüzüne fırlamaları yine bir şanstı.

--spoiler--

işte böyle bir filmdi sözlük. hayat, bir buçuk iki saati böyle filmlerle harcamaktan daha güzel aktivitelerle dolu.
3 boyutlu olarak izlendiğinde tam bir macera filmi diyebileceğiniz bir film.
Jules Verne'in belki de en sürükleyici romanı. Profesör Linderock ve Axel isimli yamağının izlanda'da bir yanardağdan dünyanın merkezine seyahatlarini anlatan sürükleyici bir olay örgüsünün ötesinde çocuklukta okunulan ve unutulmayan kitaplar arasında üst sıralara oynar.
eğlenceli bir macera filmidir.
jules verne 'in enteresan temalı romanlarından biridir. sonradan filme de çekilmiştir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar