bugün
- anın görüntüsü19
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü22
- sinemaların batma aşamasına gelmesi21
- patiswiss17
- akp seçmeni12
- ali erbaş8
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı14
- bülent uygun13
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi19
- ismail kartal8
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı31
- sivasspor'a verilen penaltı25
- trollerin karışması8
- fenerbahçe12
- sözlük yazarlarının pankekleri13
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı8
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi13
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- stanleywhite10
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı9
- junkman8
- siklememenin getirdiği huzur9
- icardi190511
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması8
- yazarların en rum özelliği11
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek12
- xdearm8
- johnny bellington17
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar9
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- binali yıldırım'ın servet15
- mersinden kıbrısa yüzmek12
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı9
- sözlükte fake alacak kadar ezik olmak8
- güzel kızların size abi demeye başlaması11
- arda güler9
- türk kızlarının zenci sevdası13
- susmayan durmayan israile gemi ticareti8
- bir insan sizi ne kadar kırabilir13
- şu anda çalan şarkı11
- sevgili kendim12
- afrika ülkeleri ve türkiyedeki enflasyon oranları29
- abberline tarzı saçma sapan başlıklar açmak8
- icardinin bir haftada 600 üzeri entry girmesi8
- ekşi sözlük11
- türk kızlarının beğendiği erkek tipi16
4 boyutun tümünün adı.
Uzayzaman, uzay ile zamanı "uzay-zaman sürekliliği" adı verilen yapıda birleştiren matematik modeliDiR. Öklitçi yaklaşıma göre evren uzayın üç boyutu ve dördüncü boyutu oluşturan zamandan oluşur. Fizikçiler, uzay ve zaman kavramlarını tek bir çatı altında birleştirmek yoluyla, karmaşık fizik teorilerini önemli ölçüde basitleştirmeyi ve evrenin işleyişini süpergalaktik (Fiziksel Kozmoloji) ve altatomik (atom altı, bkz. Kuantum Fiziği) seviyelerde daha basit ve ortak bir dilde açıklamayı başarmışlardır.
Klasik mekanikte, Öklid uzayı kullanımı, uzay-zamanı kendine mal etmek yerine, "zaman"ı gözlemcinin hareket durumundan bağımsız olarak evrensel ve değişmez gibi kabul edip ele alır. Göreliliğe dayalı bağlamda ise "zaman", uzayın üç boyutundan ayrı olarak düşünülemez; çünkü bir objenin vektörel hızı, ışığın hızı ve bir de güçlü yerçekimsel alanların gücü ile ilişkilidir. Bu yerçekimsel alanlar zamanın ilerleyişini yavaşlatabilir, ve bir o kadar da bağımlıdır gözlemcinin hareket durumuna. Bu nedenle de evrensel değildir.
Evrensel dediğimiz, bir olgunun evrenin her köşesinde doğru ve değişmez olmasıdır. Ancak Albert Einstein'ın kurduğu "Görecelik Kuramı"na göre zaman evrenin her köşesinde aynı değildir ve gözlemciye göre değişir, görecelidir. Örneğin, kütle uzay-zamanda eğrilikler yaratır. Burada zaman bükülür ve bu eğride bulunan bir gözlemciye göre, dışarıda duran bir başka gözlemciden zaman daha yavaş akar. işte "zaman" burada evrensel değildir.
Bu bükülmeyi şu şekilde açıklayabiliriz: Düz bir yatak düşünün. Bu yatağın üzerine gergin bir çarşaf serin, hiç kırışıklık olmasın. işte bu dümdüz çarşaf iki boyutla tanımladığımız uzay-zaman düzlemi olsun. Şimdi bu düzleme bir gezegeni simgeleyen demir bir bilye koyun. Bilye yatağa biraz gömülüp bir göçük yaratarak çarşafı da bükecektir. işte zaman da bu şekilde demir bilye ile simgelediğimiz kütle yardımıyla bükülebilir. Kütlenin artışı, uzay-zaman düzlemini büküşünü arttırır. Kütle arttıkça göçük de artar. Eğer kütle ölçülemeyecek boyutlarda aşırı yüksek olursa uzay-zaman düzlemi ışığı bile hapsedecek kadar göçecektir. işte bu göçük karadelik olarak adlandırılır. Eğim çok olduğu için ışık karadelikten girer ama geri çıkmaz. Bazı teorilere göre bu içeri giren ışık evrenin başka bir noktasından geri çıkar. Bu teorilerde karadelikler dipsiz kuyular değillerdir, iki ucu açık bir boru gibi düşünülebilir.
*
Klasik mekanikte, Öklid uzayı kullanımı, uzay-zamanı kendine mal etmek yerine, "zaman"ı gözlemcinin hareket durumundan bağımsız olarak evrensel ve değişmez gibi kabul edip ele alır. Göreliliğe dayalı bağlamda ise "zaman", uzayın üç boyutundan ayrı olarak düşünülemez; çünkü bir objenin vektörel hızı, ışığın hızı ve bir de güçlü yerçekimsel alanların gücü ile ilişkilidir. Bu yerçekimsel alanlar zamanın ilerleyişini yavaşlatabilir, ve bir o kadar da bağımlıdır gözlemcinin hareket durumuna. Bu nedenle de evrensel değildir.
Evrensel dediğimiz, bir olgunun evrenin her köşesinde doğru ve değişmez olmasıdır. Ancak Albert Einstein'ın kurduğu "Görecelik Kuramı"na göre zaman evrenin her köşesinde aynı değildir ve gözlemciye göre değişir, görecelidir. Örneğin, kütle uzay-zamanda eğrilikler yaratır. Burada zaman bükülür ve bu eğride bulunan bir gözlemciye göre, dışarıda duran bir başka gözlemciden zaman daha yavaş akar. işte "zaman" burada evrensel değildir.
Bu bükülmeyi şu şekilde açıklayabiliriz: Düz bir yatak düşünün. Bu yatağın üzerine gergin bir çarşaf serin, hiç kırışıklık olmasın. işte bu dümdüz çarşaf iki boyutla tanımladığımız uzay-zaman düzlemi olsun. Şimdi bu düzleme bir gezegeni simgeleyen demir bir bilye koyun. Bilye yatağa biraz gömülüp bir göçük yaratarak çarşafı da bükecektir. işte zaman da bu şekilde demir bilye ile simgelediğimiz kütle yardımıyla bükülebilir. Kütlenin artışı, uzay-zaman düzlemini büküşünü arttırır. Kütle arttıkça göçük de artar. Eğer kütle ölçülemeyecek boyutlarda aşırı yüksek olursa uzay-zaman düzlemi ışığı bile hapsedecek kadar göçecektir. işte bu göçük karadelik olarak adlandırılır. Eğim çok olduğu için ışık karadelikten girer ama geri çıkmaz. Bazı teorilere göre bu içeri giren ışık evrenin başka bir noktasından geri çıkar. Bu teorilerde karadelikler dipsiz kuyular değillerdir, iki ucu açık bir boru gibi düşünülebilir.
*
11. nesil yazar, güzel güzel kendi halinde yazıyor. hoşgelmiş.
hoşnutluk bulmuştur. *
serumu hazırladım. 3-4 sefer daha uludağ sözlük ün git gide inci ye benzemesi bakınızını verirse serumla dalacam eve.
dert etme böyle şeyleri. sanki son 2-3 ayda oluyor, daha yeni benzemeye başlamış.
dert etme böyle şeyleri. sanki son 2-3 ayda oluyor, daha yeni benzemeye başlamış.
bir an sol frame'de nicki görünce içime ılık ılık bir şeyler aktı. *
kadınlarda da testesteron salgılandığını bilmeyen yazar.
3 boyutlu uzay ile 1 zaman boyutunuñ bütün olarak ele alındığı geometri, nam-ı diğer minkovski goemetrisi.
Bu geometrinin noktalarına "olay" dénir. Her olay bir noktayla ifâde edilir ve iki olay arasındaki "uzaklık", gözlemcilerden bağımsız bir kavram oluverir. Nitekim, süreler veya uzunluklar, tersine, gözlemciden gözlemciye değişmektedir. Zaten bu geometriniñ uyduğu fiziğiñ adı bu yüzden göreliliktir.
bu geometride hız da dört boyutludur ve hızıñ dördüncü bileşeni ışıkhızıdır. aynı şekilde momentum da dört boyutludur ve dördüncü bileşeni enerjidir. Bu yüzden buna enerji-momentum dénmesi adettendir. Böylelikle, "momentumun korunumu" dénilen olay bu geometride otomatik olarak enerjiniñ de korunumunu kapsar.
Geometride olaylar arası uzaklık gibi, iki olayıñ enerji-momentumları arasındaki fark da kütleye denk gelir ve gözlemciden gözlemciye değişmez. buna da değişmez kütle dénir. değişmez kütle, parçacık fiziğinde çok önemli bir rol oynar.
bu geometride dönme hareketi biraz sezgilerimiziñ dışına çıkmamızı gerektirir. 3 boyutta dönmekten farklı olarak, burada zaman ekseninde de bir dönme gerçekleşir. fiziksel olarak uzayzaman dönmesi, gözlemci değiştirmeye denk gelir. O gözlemciniñ bakış açısından diğerine geçtiğiñizde uzayzamanda dönme hareketi yapmış oluyorsuñuz. 3 boyutta döndüğüñüzde bir açıdan söz édiliyorken uzayzaman dönmesinde ise tezlilik* söz konusudur. tezlilik de bir açıdır ancak hiperboliktir, trigonometrik değildir. yani sinüs kosinüs vs. yerine hiperbolik sinüs veya hiperbolik kosinüs vs. geçerlidir. neyse... sonuçta uzayzamanda dönme olduğunda başka hızda giden bir gözlemciye geçiş olmuş démektir.
bu soyut anlatım sizi aldatmasın, evrenimiz bu geometriye sahiptir!
Bu geometrinin noktalarına "olay" dénir. Her olay bir noktayla ifâde edilir ve iki olay arasındaki "uzaklık", gözlemcilerden bağımsız bir kavram oluverir. Nitekim, süreler veya uzunluklar, tersine, gözlemciden gözlemciye değişmektedir. Zaten bu geometriniñ uyduğu fiziğiñ adı bu yüzden göreliliktir.
bu geometride hız da dört boyutludur ve hızıñ dördüncü bileşeni ışıkhızıdır. aynı şekilde momentum da dört boyutludur ve dördüncü bileşeni enerjidir. Bu yüzden buna enerji-momentum dénmesi adettendir. Böylelikle, "momentumun korunumu" dénilen olay bu geometride otomatik olarak enerjiniñ de korunumunu kapsar.
Geometride olaylar arası uzaklık gibi, iki olayıñ enerji-momentumları arasındaki fark da kütleye denk gelir ve gözlemciden gözlemciye değişmez. buna da değişmez kütle dénir. değişmez kütle, parçacık fiziğinde çok önemli bir rol oynar.
bu geometride dönme hareketi biraz sezgilerimiziñ dışına çıkmamızı gerektirir. 3 boyutta dönmekten farklı olarak, burada zaman ekseninde de bir dönme gerçekleşir. fiziksel olarak uzayzaman dönmesi, gözlemci değiştirmeye denk gelir. O gözlemciniñ bakış açısından diğerine geçtiğiñizde uzayzamanda dönme hareketi yapmış oluyorsuñuz. 3 boyutta döndüğüñüzde bir açıdan söz édiliyorken uzayzaman dönmesinde ise tezlilik* söz konusudur. tezlilik de bir açıdır ancak hiperboliktir, trigonometrik değildir. yani sinüs kosinüs vs. yerine hiperbolik sinüs veya hiperbolik kosinüs vs. geçerlidir. neyse... sonuçta uzayzamanda dönme olduğunda başka hızda giden bir gözlemciye geçiş olmuş démektir.
bu soyut anlatım sizi aldatmasın, evrenimiz bu geometriye sahiptir!
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar