genellikle msn,cep telefonu gibi teknoloji nimetleri yardımıyla sürdürülen ilişkinin diğer kişisi.hep özlersiniz,bu özlem sonucunda daha çok seversiniz,yakında olmadığı için asla bıkmazsınız hep hayatınızda olsun istersiniz.uzun aralardan sonraki her görüşme aslında hüzünle başlar çünkü kısa sürecektir,o güzel yüzünü az göreceksinizdir.mesafelerden dolayı belli aralıklarla görüşebilirsiniz.insana yaşarken ölümü tattırabilir.örneğin bi sonraki buluşmanızı iple çekersiniz,altıbuçuk saat yol çekip yanına gidersiniz,yarım saat görüşürsünüz ama biter,ayrılık zamanı gelmiştir.otobüse doğru yürürsünüz ve binersiniz.geride kalmıştır o.işte böyledir uzaktaki sevgili;ne yaptığı bilinmediği için içiniz hep tedirgindir,soluktur.
seviyorsun, çok hem de. aranızda mesafeler olduğu halde bu haldesin. ''keşke şimdi yanında olsaydım'' cümlelerinin ardı arkası kesilmiyor. hayalperestsin fazlasıyla. lanet ediyorsun bu duruma ama değiştiremiyorsun. bazen çok istemenin faydası olmuyor. uzaksın, çok uzak..

onun yanında olmak, ona dokunmak, gözlerine bakmak istiyorsun ama aranızda kilometreler var. ''sabredelim biraz daha'' diyor sana. isyan ediyorsun her şeye. hele biraz kuruntuluysan işin daha zor. acaba nerdedir, ne yapıyordur, aklında mıyım acaba deyip duruyorsun. etraftakilerin söylediği önemli olmuyor o sıra, sen ona o kadar inanıyorsun ki.. yanında olmayınca seni bırakmaz ki, ben onu o kadar severken aklından bile gecmez ki bunlar diyorsun.

daha önce kimseyi özlemediğin kadar özlüyorsun.. sesini duymak en büyük mutluluk oluyor bazen.. 5 dakika daha fazla konuşunca senden iyisi yok. içini titretiyor hala. ellerini getirin onun, sonsuza kadar o elleri tutmak istiyorum, sabretmeliyim onu seviyorsam diyorsun. o öyle mi oluyor peki? hayalperestsin, çok hayalperest.. ve yanlış insanlar kalbinde.. gec farkediyorsun her zaman..
resimlerdir dayanağınız. beraber geçirdiğiniz kısıtlı zamanı o kadar çok hatırlarsınız ki silinmemek üzere işlenir hafızanıza. bugünü yaşayamadığınız için geleceğin umudu ve hayaliyle avunursunuz. gün sayarsınız. ağlarken yaslanabilicek omuz bulamamak bazen koyar insana , son gücünüzle sabret dersiniz.. sabret yakın o günler..
Zaman;
Sensizliğin ertesi
Yollar uzamış önümde,
içimde dünlerimden kalma sızılar
Bir tufan sonrasında durulur bütün kavgalar
Ne ekilmişse bunca zaman bu aşkın kucağından
Fışkın verende o olur toplanan da o toprağından
Sen göğsümün bahar kokan yanını al kendine
Ben de kışlarda açan kardelenlerini gönlüme
Ne kadar ısınırsak o kadar yakınız birbirimize
Mumları yakıp tütsüleri koklayıp sevişmeliyiz
Yalnızlıklarımızı yalnızlıklarına atıp öpüşmeliyiz
Bütün ayrılıklara inat birbirimizi sevdiğimizi bilmeliyiz
Hadi yine körebe oynayalım seninle bağla gözlerimi
Hadi yine gittin diyelim özlemim beklemede dönmelerini
Bir sürpriz yapıp, ben bulmadan gene sen bulacaksın beni değil mi?
Bak bugün fazla içkiliyim yokluğundan sarhoşum
Yürümeyi bilmez kağıda aklımdaki bütün dizeler
Serilir kalırım yüreğime delirtir beni seni sevmeler
Hadi çık gel sensiz darmadağınık uyurken bul beni
Saçlarımı koklarken uyanayım geldiğini hissedeyim
ey hasret kokan yarim, ey gönül bahçemin ölümsüz gülü!! *
görsel

Yanında olmayan ama içinde olan sevgilidir. özlem duygusunu iliklerine kadar yaşarsınız.

Not: bu entryi girerken bile özlüyorum.
uzaklık zordur herkes tasıyamaz mesafelerin verdigi yükü,kimi yarı yolda sırtından atar,kimi altında ezilir ama hiç bi zaman uzakta olupta nihayet bir vuslat olmamıstır öyle bilindik.ya pes edersiniz yada pes ettirirsiniz.gariptir,kötüdür,paranoya eder olmadık güvensizlikler girer bazen aklınıza en güvendiginiz insana karsı bile.öyle bir beladırki o yollar dili çatal yılan gibi sarar an be an sıktıkca bogar,ve en sonundada yutar sizi hiç acımadan.
çok özlem,çok kıskançlık,çok telefon faturası,çok ''herkese onu anlatış'',sevgilisi yanında olanlara çok imreniş,çok bekleyiş falandır toplamda.hele bir de isteseniz gidip göremeyeceğiniz kadar uzaktaysa,istese pat diye gelemeyecek kadar uzaktaysa çok daha acı verebilen bir durum.
ne kadar uzak olursa olsun,ister haftada bir ister ayda bir görüşülsün * gittikçe yabancılaşır karşıdaki insan.zaman sürekli başkalarıyla geçer tabi onunki de.yeni insanlarla tanışılır,akıl kaymaya başlar.ve işte bu noktadan sonra telefonda eften püften şeyler bahane edilerek tartışmalar çıkmaya başlar.çünkü insan,etrafında elele birilerini görünce,neden benim sevdiğim yanımda değil demektedir ve telefondaki msn deki varlığınız bir türlü yetmemektedir.kavgalar gitgide büyür ve normal bir zamandaki söylenen bir söz bu sefer çok abartılır...biter...çünkü uzaklıktır,neresinden bakılırsa bakılsın yalnızlıktır...
içinde ama yanında olmayan sevgilidir.. cep telefonu ve bilgisayar ile sabır zorlayan bir ilişki yaşamaya sevk eden, hep özlenilen hep keşke o da olsaydı dedirten kafanda sürekli deli bir paranoyayla gezmeye sevk edendir.
çok acıtır çokta acıdır..
sabah daha özen gösterilir onun kokusuyla uyanmaya. daha bir kasvetli olur onsuz ama o varmış gibi uyumaya çalışmak. gece üzerine çöker karabasan gibi. boynunuza çarpan sevgilinin ılık nefesi değil, vantilatör ya da klimadan esen buz gibi yapay rüzgardır. yolda yürürken bile düşünürsün, ne yapıyor acaba? başına bir iş gelmese bari diye. sonra bakmışsın ki hayaller görüyorsun, balatalar iyiden iyiye kendini yemiş...
Turkcell, vadafone ve metro turizmi zengin etmenin değişik bir yolu...
bir ilişki mesafeye ragmen sonlanmıyorsa o ilişki gerçektir..Bu ilişki türünün zor olmasıda bir gerçektir bu tartışılmaz ama tartışılamayacak başka bişey ise aşkın sadece duygulardan oluştugu zamandan ve mekandan bagımsız oldugudur..
(bkz: gözden ırak olan gönülden de ırak olur)
gerekli gereksiz özlenen,bazen yanı başında olsada aslında çok uzakta olan sevgili.
yıllar yılı göl kenarında bahar yürüyüşleri yaptığım, mor salkımlı kayalıkların altında dalgaları seyredip kahverengi gözlerine baktığım o tertemiz kadın, o kitap kurdu, o ay ışığında dizlerimde uyuyan umut dolu yürek VE o bir sabah güneşi seyri sonrası mide ağrılarıyla yine dizlerinde uyuyup kaldığım hayal meyal "gitmem gerek" cümlesini kuran o tatlı ses. geçen yıllarda hiç bir kadında saflığını göremediğim, içimde çakılı duran kadın portresidir uzaktaki sevgili.

arada bir "nasılsın?" der, "iyiyim." derim karnımda ağrılarla işte en uzaktaki sevgili o'dur *