bugün

muammer ketencoğlu'nun izmir hatırası ( smyrna recollection ) adlı albümünde yer alan bir izmir türküsü.

sözleri :

asker ettiler beni kıdemli çavuş
gölcük çöllerinde oldum bir baykuş
anadan, babadan, yardan bir haber yokmuş
uçun kuşlar uçun izmir'e doğru

güverteye çıktım, bayıldım, yattım
komutan gelince selama kalktım
anayı, babayı, yari sılaya attım
uçun kuşlar uçun izmir'e doğru

yöre : izmir
kaynak kişi: zeki oğuz
derkeyen : hüseyin yaltırık / 1992

not: türm bilgiler ve türkü sözleri muammer ketencoğlu' nun albümünden alınmıştır.
UÇUN KUŞLAR

Seninle buğulu bir çiçek gibiyim
Seninle boy verip yeşereceğim
Seninle rüyalarda gerçek gibiyim
Seninle ömür boyu güleceğim
Uçun kuşlar uçun yarin olduğu yere
Uçun kuşlar uçun alın götürün beni de
Uçun kuşlar uçun yarin olduğu yere
Uçun kuşlar uçun ahh götürün beni de
Sözlerin telefondan boğuk geliyor
Gözlerin çok uzaktan donuk geliyor
Her mevsim sen olmadan soğuk geliyor
Nerdesin ömür sensiz geçip gidiyor
Uçun kuşlar uçun yarin olduğu yere
Uçun kuşlar uçun alın götürün beni de
Uçun kuşlar uçun yarin olduğu yere
Uçun kuşlar uçun ahh götürün beni de
Seninle ayrı ayrı iki damlayız
Seninle geleceğe yağmalıyız
Ufukta bizi bekleyen günler var
Yeter ki aynı yöne koşmalıyız
Uçun kuşlar uçun yarin olduğu yere
Uçun kuşlar uçun alın götürün beni de
Uçun kuşlar uçun yarin olduğu yere
Uçun kuşlar uçun ahh götürün beni de.

- Şimdi radyoyu açtım; şarkımız çaldı. Başka bir boyuttan
seslenir gibisin.
Deniz kıyısında dolaştım biraz. Evet bizden sıkılmış. Bence
duruyorlar hala.
Dalgalar bizden yana; ama kuşlardan bir haber yok.
Belkide başka bir yöne göçüyorlar. Senin göndermediğin,
uzak, çok uzak bir yere!..

ilhan iREM
ilk kez ilk okulda okudugum riza tevfik bölükbasi siiridir. gurbette kalamayip, memleketine de dönemeyenlerin caresiz iniltisidir. eger memleketinizden uzaktaysaniz ve ahmet kaya yorumuyla dinliyorsaniz insanin hayatini s.ker.

Uçun kuşlar uçun doğduğum yere;
Şimdi dağlarında mor sünbül vardır.
Ormanlar koynunda bir serin dere,
Dikenler içinde sarı gül vardır.

O çay ağır akar, yorgun mu bilmem?
Mehtabı hasta mı, solgun mu bilmem?
Yaslı gelin gibi mahzun mu bilmem?
Yüce dağ başında siyah tül vardır.

Orda geçti benim güzel günlerim;
O demleri anıp bugün inlerim.
Destan-ı ömrümü okur dinlerim,
içimde oralı bir bülbül vardır.

Uçun kuşlar, uçun burda vefa yok;
Öyle akar sular, öyle hava yok;
Feryadıma karşı aks-i seda yok;
Bu yangın yerinde soğuk kül vardır.

Hey Rıza, kederin başından aşkın,
Bitip tükenmiyor elem-i aşkın,
Sende -derya gibi- daima taşkın,
Daima çalkanır bir gönül vardır.

http://www.youtube.com/watch?v=Wo7KJ8IYoSk