bugün

içerisinden dün randevu aldığım nane.
adam gibi sınıfı geçmeye bakın bırakıcam diye 2. sınıfta kaldım mecburiyetten geldik tekrar sürünüyoruz
bir kadının çıtı pıtı kız olarak girip koca götlü egoist hanım ağa olarak mezun oluşuna an be an şahit olursunuz eğer bu bölümde okuyorsanuz.
ismi söylendiğinde akan suların durduğu en önemli görülen bölümdür.okuması hiç kolay değil vesselam.
tercihimiz bu yönde olduysa şayet; sanıyorum hayatta yaptığımız en hoş, en tatmin edici en dolu dolu yerlerden birindeyizdir. kalite kokan nitelikli insanlar olabilmeyi başarabilmek; çektiğimiz tüm eziyetlerimizi silip, hadi bakalım artık oyun senin diyen hayata selam çakabilmek hedefimiz. gelsin o günleer! hemen. mutlu olalım.gülümseyen pembe suratlar akranlarımız yurtlarda evlerde boş boş dolanırken; bizim her gun klinik ve pollerde hayatımıza bir şeyler katmamız ve dolu dolu yaşamamız dahi bu denli güzel ve tatmin ediciyken,, sonunu düşünemiyorum. zaten kahraman olcam ben, düşünmeme gerenk yokk maayk!sırıtık surat
yaa öyle işte,, ha sınav günleri ve geceleri mi? sıçtın mavi tabirinin en yakıştığı,, sözlülerde hocanın üzerine kusacakmışsın gibi sürekli mide hareketleri ve ters peristaltikler. .. sizleri de unutmayacağımm.
iyi ki girmediğim fakülte. şu an sağlık personeline yapılan muameleleri görüyorum da eskisi kadar tıp okuma isteği duymuyorum. hasta yakınları dayak atar, 3 kuruş para alırsın, bir günde bir sürü hasta bakarsın da gene yaranamazsın. ne gerek var bu kadar eziyete.
Kafama küçük geliyordu kazanmadım.
okumasının çok zahmetli olduğu fakülte. ders çalışmayı sevmeyen birisi kesinlikle seçmemeli. gelecekteki meslek hayatı da bir o kadar zordur.
ne olursa olsun, kazanması en zor, okuması en zor bölümdür.

doktorluk kutsal meslektir, yemin gerektirir.
içinde tıp olduğu için haklı bile olsanız eleştiriye gelmez. basarlar sonra eksiyi.

aha bak gördün mü, basmış bile eksiyi.
bu bataklıga girmeden devletin 7 milyar karşılıgında hayattan neler çalacagını hesap edemeyenlerin ugrak mekanı.
Bu fakültede okuyan birçok dingil(kiz erkek ayni amk) arkadasimiz ya steteskopunu göstermeye calisir ya da bir şekilde tıp okuyorum ben diye uluorta her boka söyler bunu.

Yapmayın.
mezar taşlarına dr. yazdıran insanları yetiştiren fakültedir (bkz: ego)
kötü el yazısının nasıl yazılabileceği konusunda özel bir çaba harcadığını düşündüğüm fakültedir.
Tip Fakültesi'ni seçiyorum çünki Tip fakültesi insanlara hayat ve akıl küpü verir .
(bkz: Pikachu seni secmisem ay balam elektrik soku atasan)
Tip fakultesini kazanmakla birlikte hayata 3-0 galip baslarsiniz. Daha okulun ilk gunu daha elit bir cevre ve yasam kosullari sizi bekler.
girmesi bir nebze kolay, okuması zor fakülte. buradan mezun olan öğrencilerin fiziksel olarak ve mental olarak yıprandığı görülmektedir.
bu bölümden mezun olanlar, genelde tıptan çok, ego eğitimi almış gibi görünürler.
tabii ki geneli öyle değildir. fakat, fark edilir bir olay olduğu aşikardır.
Adamın amına koyan, 3 yılda 15 kilo aldıran aptal fakültedir. ilk 3 sene hiçbir yetenek, el becerisi ne bileyim doktorluğa ait herhangi bir yeteneğe sahip olmanıza gerek yoktur. Yapabildiği tek şey ineklemek olan ve ayda yılda 1 kez denk gelen mesleksel beceri pratiklerinden bir an önce kaçıp gene inekleyen insanlarla doludur. Sosyal becerileri yetersiz, hoca soru sorduğunda utanıp sıkılıp cevap veremeyen (halbuki herkesten iyi biliyordur) insanlığın kitap okusun diyerek diğer her alandan dışladığı insan artıklarıyla doludur. Eğer 30 yaşından sonra bitarafınızı harcatarak alabilme ihtimaliniz olan 7-8 bin liralık maaşta gözünüz varsa gelin amına koyayım. Liseden yeni mezun olmuş kardeşlerim, sakın anne babanızı dinlemeyin. Hayat sizin hayatınız. Onlar anlayamazlar çünkü işin içinde değiller. ( doktor anne babası olanlar zaten yanından geçmek istemezler tıpın ) Etrafınızda illa ki vardır. Gidin bir tıp öğrencisiyle konuşun gerçekten hala ulan benim doktor olmam lazım. Maaşımın fazla olmasından yakınan amcaların teyzelerin hayır duaları bana lazım diyorsanız gelin. Ama bir kere bile ulan neymiş bu sınavlar diye yakınanıza denk gelirsem ağzınıza kürekle vururum. Bu arada tüm liseli kardeşlerime YGS sınavında başarılar diliyorum. Kendi istedikleri (!) bölümü kaznsınlar.
(#35927559)

Güzel bir yazı.

Zaten neye beceri gerekiyor ki üniversite kazanırken? Kimin umrunda senin yeteneğin var yok. Ya da istiyorsun istemiyorsun.

Eğer oturup her şeyi ezberlersen girersin okula. Tıpta olur başka şeyde.

Zaten bu ülkenin en üst düzey okullarında bile tonla mal tip vardır. Nasıl kazandı bunlar diye insan merak ediyor.

işte sorun şu ki zeka veya yetenek önemli değil. Tek mesela ineklemek bir şey bilmekte değil ezberlemek.
Sadece abilerin okumadığı fakülte.
ben girsem bitiremem. açık ve net.

edit : bunu okuyacağınıza diş hekimliğine girin çok deli paralar dönüyor.

kaynak : pederin büronun üst katındaki serdar abi.
Eğer isteğiniz-hayaliniz tıp fakültesi ise gidip de diş hekimliği yazmayın arkadaşlar.Gerekirse 1 sene daha sınava hazırlanın ama hayaliniz tıp fakültesi ise gidip tıp okuyun.Eğer tıp isteyerek dişe gelirseniz kafanızda hep tekrar sınava hazırlanma düşüncesi oluyor ve daha fazla zaman kaybı yaşıyorsunuz.O yüzden eğer tıp istiyorsanız gidip bir daha sınava hazırlanın ama diş yazmayın.
Bu sene de kontenjan artışı yaşanan bölüm.Tercih dönemindeki arkadaşlar eğer yeni açılan tıp fakültelerini tercih edeceklerse okulun hangi ilde eğitim verdiğine dikkat etsin.Bazen yeni açılan tıp fakülteleri kendi illerine yakın büyük illerde eğitim veriyorlar kılavuzdan bu konuya iyi bakın.Bir de tekrar hatırlatmakta fayda var, eğer tıp istiyorsanız diş hekimliği yazmayın, gelmiyorsa bir sene daha sınava hazırlanın.
Eğer çok idealist değilseniz hayatınızın en güzel 15-20 yılını hastane köşelerinde nöbetlerde ve tıp kitaplarıyla geçirmek istemiyorsaniz kesinlikle yazmayın.

Devlet size garanti meslek sunuyor. Ama çalışma koşulları çok zor. Düzgün bir aile hayatınız olmayacak. Ve yaşamınızın en güzel yıllarını alacak. buna evet demek.için aptal olmak gerekir.

Yazmayın. Uyarıyorum.

Edit: bu hayata bir kere geliyorsunuz. Bunu unutmayın. Birisi derse ki 20-40 yaş aralığında ne yaptin diye.
6 yil tip 5 yıl uzmanlık 2 sene zorunlu doğu görevi 3 yıl yan dal 2 sene yan dal zorunlu doğu görevi deyip tam 18 yıl bunları yaptım dersiniz.

Edit: davulun sesi uzaktan hoş gelir arkadaşlar. Ama uzaktan. O davul bu tıp aynı bok.

Edit: hali hazırda asistan doktor olarak bunları yazıyorum.

Edit: bütün yılların yorgunluğunu bir hastanın iyileşmesine yardım etmek alır. Ben de bunun için katlaniyorum zaten. Demek istediğim şey şu: insanlara her zaman yardım edebilirsiniz, gencliginizi vererek yardım etmek istiyorsanız o da sizin bileceğiniz iş. Aynı şekilde birçok insana bilmeyerek zarar da verebilirsiniz bu meslekte. Bir insanın hayatına mal bile olabilirsiniz. Ben elimden geleni yaptım demekle olmuyor çünkü tıp biliminde sonsuz bilgi çeşitliliği var. Hepsini öğrenmek zorundasın. Yaptığın her hata bilmediğin, unuttuğun bir bilginin sonucudur. Bunu da göz önünde bulundurun.