bugün

avrupa'nın kıskandığı durum.levent bulutbu durumu şöyle anlatmış:

Eğer demokrasiyi amaç değil "araç" edinenler, iktidara gelip demokrasiden bahsediyorsa...
 Demokrasi, cumhuriyete ve geçmişe küfür etmek zannediliyorsa…
 Masumiyet karinesi "suçsuzluğu kanıtlanana kadar herkes suçludur" sanılıyorsa…
 iktidarın her türlü nimetlerini sonuna kadar kullanıp, mağdur ayaklarına yatılıyorsa…
 
*
Çıkarcı ve yalakalar her türlü yanlışta alkışlıyorsa…
işsizlik çığ gibi büyüyüp, ekonomi çökerken; yandaşlar zengin ve ihya oluyorsa…
Bildiğin kara, "ak" "pak" olmuşsa…
Özelleştirme adı altında devletin kurumları tek tek satılıp, borç azalacağına daha da çok artmışsa…
 
*
36 etnik kimlik var denilip, etnik milliyetçilik yapılıyorsa…
Türklüğe hakaret ve aşağılama düşünce özgürlüğü; Türküm demek faşistlik ve ırkçılık sayılıyorsa…
*
işsizliği çözmek, ekonomiyi düzeltmek gibi konular dururken Aya gitmekten bahsediliyorsa…
Yanlışı söyleyip eleştirdiğinde yandaşlar tarafından acımasızca eleştiriliyorsan…
 
 
Üniversiteye tependen inme rektör atanıyorsa...
Hakkını arayan, atanmış kayyum istemeyen öğrencilere terörist deniliyorsa…
Ve bunun gibi bir dünya saçmalık ardı ardına yaşanırken, yeni anayasadan bahsediliyorsa...
Hiç düşünme birader burası hangi Türkiye diye; burası "ileri demokrat Türkiye."
*
 
ÖNGÖRÜSÜZLÜK
19 Ekim 2009'da Habur'dan gelen PKK'lılar kahramanlar gibi karşılandı. 14 Temmuz 2011'de Diyarbakır'da toplanan sözüm ona Demokratik Toplum Kongresi'nde devlete meydan okuyarak özerklik ilan ettiklerini duyurdular. O gün Türkiye şehitlerine ağlarken, Şırnak'ta özerklik kutlandı!

4 Mart 2012'de ise açılımın mucidi, bugünkü iktidar sayesinde bir hayal daha gerçek oldu ve Diyarbakır'da "Kürt Ulusal Dil Konferansı" toplandı. Türk Bayrağı yerine salona Barzani'nin bayrağı asıldı. Toplantıda istiklal Marşı yerine "Ey Ragib (Rakip) Marşı" okundu.
*
AKP iktidarı bunlara sessiz kalırken; PKK sempatizanları her eylemlerinde şehirleri, mahalleri savaş alanına çevirip yakıp yıktılar. PKK'nın ilk saldırısını kahramanlık destanı diye şenliklerle kutladılar.
Karayollarındaki tabelaları değiştirip Kürtçe tabelalar koydular. Belediyelere Kürtçe afiş bastırıp astılar. Ülkede bütün bunlar olurken devletin valileri, savcıları, kaymakamları, polisi ve ülkeyi yönetenler sadece seyretti!
 
*
 
Kendi ülkesinde yukarıda verdiğim örnekler gibi onlarca yanlışa imza atan AKP iktidarı, Irak'ta ise Barzani'nin bölgedeki tahribatına, demografik değişiklik yapmasına ses etmeyerek yanlışı katmerledi.
Musul ve Kerkük'te yaptıklarından memnun olsalar gerek, AK Parti Kongresi'nde Barzani kürsüye çıkarken "Türkiye seninle gurur duyuyor!" sloganıyla salonu inlettiler.

"Kardeşim" deyip, iç politikada Türkiye'nin yerine AKP'nin lehine kullandılar. Resmî törenlerde yer verdiler. Bölgesel bayrağı göndere çektiler. Ekonomik olarak kalkındırdılar. Irak yönetimini hiçe sayıp, Barzani'yi muhatap aldılar.
Zamanında TSK'daki bir binbaşıya denk sayılan adamı bağırlarına bastılar. Bir devlet başkanıymış gibi anlaşmalar yaptılar.
Böyle değer verip işbirliği yaptıkları bu Barzani  ise Türkiye'ye rağmen bağımsızlık için referandum yaptı. Şimdi adını anmıyorlar.
*
Fakat ülke idarecileri tüm bu yanlışları  yaparken  başarı gibi sundu. Bir gün ak dediklerine başka gün kara demeyi erdem saydılar.

Faiz sebep, enflasyon sonuç değildir, ama  "Ne Mutlu Türküm Diyene" vecizesinin dağlardan silinmesi, "Andımız'ın" kaldırılması, teröristlerin tanık olması, çözüm süreci adı altında terör örgütünün şımartılmasının neticesidir.

işte bu öngörüsüzlük, iş bilmemezlik, stratejisizliğin bedelini Gara'da  şehitler vererek ödüyoruz.
Yanlışta ısrar ederek doğru bulunmaz.

 Irak'ta Barzani'nin, Suriye'de YPG'nin Türkiye'ye komşu olmasında emeği olanlardan elbet milletimiz sandıkta hesap soracaktır…

Kaynak: https://www.gunboyugazete...ip-bir-ulkeyiz-5576yy.htm
avrupa'nın türkiye'ye gıpta ile bakmasına neden olur.
yanlışa yanlış demedikçe normal olan durumdur.
çok ilerlediği için gözden kaybolmuştur.
Ayıptır söylemesi, çohh ileri bir dumokrasimiz vardır.. Muhalifler hapse atılır, muhalif liderlerin konuşması televizyonlarda çok yer bulmaz, muhalif kanallar ya kapatılır, ya uzun bir yayın yasağı gelir.. iktidarı eleştiren vatandaşlarımız şak diye silivri'yi boylar, ülkede bir korku durumu oluşmuştur vs.

Reis her şeye burnunu sokar, pkk'yı övücü beyanlar verir, hemşehricilik, torpil almış başını gitmiştir..

Olsun buna halkımızın yarısı karar veriyor sonuçta.. Al sana dumokrasi.. Ama bu daha çok çoğunluğun diktatörlüğü gibi sanki.. Sokrates vallaxi çok haklıymış, aysun kayacı adlı reyizin kıymetini bilemedik be, ona yanarım..

Levent bulut güzel bir yazı yazmış açıkçası beğendim..

--spoiler--
36 etnik kimlik var denilip, etnik milliyetçilik yapılıyorsa…
türklüğe hakaret ve aşağılama düşünce özgürlüğü; türküm demek faşistlik ve ırkçılık sayılıyorsa…
--spoiler--

Bu cümle ülkedeki en iyi tespitlerden biri.. Sözde türk ülkesiyiz fakat kendi ülkemizde türk olduğumuz için, suçlu duruma düştük aq.. Kürtçülük "ezilen ulus milliyetçiliği" oldu.. Türk demek direkt ırkçılık... Hep kürdofil sol medya pompaladı bunu. Biz iyice, kürdiye olma yolunda ilerliyoruz.. Meclisin yarısı kürtçü dolu, devlette etkin olan gruplardan biri kürtler.. Bazı büyükşehirlerde neredeyse çoğunluğu ele geçirecekler.. Türkler de o sıra gazla doldurup duruyorlar kendini.. Kürdistan kurulmayacak!!1 halbuki güneydoğu küçük kürdistan olmuş, batı da kürdistan olma yolunda ilerliyor.. Enayi türkler buna gülüyor.. Vallahi yazık ulan bize. Ne geliyorsa bizim başımıza bu saflıktan ve enayilikten geliyor. Türkler herkesi kendi gibi saf sanıyor çünkü.. Ne diyelim, bu işin sonu biz türkler için kötü olmaz umarım..
cumhurbaskanina istedigi gibi hakaret etme özgürlüğü mesela buna ben karşıyım...